Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/238 E. 2023/432 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/238
KARAR NO : 2023/432
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar ve davalılar …/…/…’nin dava dışı “… A Ş “şirketinin hissedarı olduklarını, diğer davalılar … ve …’in şirket yönetiminde aktif olan yöneticiler olduklarını, söz konusu şirketin … ve … ailelerinden oluşan 2 aileli bir şirket olduğunu, davacıların şirketin %27,04 hisse payına sahip azlık sahibi hissedarları olduğunu, davalı … aile üyelerinin davaya konu şirketin geçmişte ve halen yönetim kurulu üyeleri olduklarını, davalılardan …’nin yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalılardan …’nin genel kurul tarihinde( Mayıs 2019 tarihinde ) yönetim kurulundan ayrıldığını, ancak davaya konu suçu içeren eylemler tarihlerinde şirket yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalıların uzun yıllar boyunca birlikte hareket ederek illegal yollar ile şirket içini boşaltmaları ve açıklanan hususlar sebebi ile huzurdaki davanın açılmasının zorunlu olduğunu, … şirketi yöneticilerinin kayıt dışı işlemler yaptığını ve sahte süt müstahsili yolu ile şirkete ve davacı hissedarlara zarar verdiği yönünde … Savcılığı tarafından soruşturma yürütüldüğünü, davalılar tarafından kurulan organizasyon suç işleme amacı taşıdığının kuvvvetle muhtemel olduğundan TCK 158 vd maddeler kapsamında gerekli şikayetlerin taraflarınca ayrıca yapılacağını, davalıların işledikleri cürüm biryanı ile şirkette azlık olan davacılardan şirket kârını kaçırma amacı taşıdığı gibi diğer yandan gideri fazla göstermek sureti ile vergi kaçırmak amacına hizmet ettiklerni, şirketi resmi kurum ve kuruluşlar nezdinde sorumlu kılmakta olduğunu, davalıların şirkete verdikleri zararın şirketten çıkartılan para miktarından çok daha fazla olduğunu, davacıların yıllardır şirketten dışlandıklarını, davacıların şirkette sahip olduğu pay sebebi ile şirket yönetimini elinde tutan yönetim kurulu üyelerinin şirkete zarar vermekten kaçınmamakta , şirket yönetimine getirdikleri ve şahsen güvendikleri, şirketin değil şahıslarının menfaatini ön planda tutan diğer yönetici davalılar ile şirkete karşı ortaklık kurarak birlikte olası şirketin içini boşaltacak bir organizasyonu oluşturduklarını, Antalya … ATM … E. sayılı dosyası ile bilgi alma ve inceleme talebinin mahkemece kabul edildiğini, fakat bu imkanın davalılarca kullandırılmadığını, bu sebeple şirkete karşı icra kanalı ile inceleme yapmak üzere Ankara … İcra Müd. … E. dosyası ile icra süreci başlatmak zorunda kaldıklarını, pandemi süreci ile birlikte sürecin sekteye uğradığını, davalıların icra takibine şekli itirazları ile davacıların inceleme ve bilgi alma yasal haklarını halen kullanamadıklarını, şirketin iki aileli bir şirket olduğunu, azlık sahibi hissedarların güvenini tümü ile ortadan kaldıran davalı yönetim kurulu’nun iyi niyetli olmadığının açık olduğunu, mahkeme kararı gereğince davacıların bilgi alma ve inceleme hakkı kullandırılsa idi inceleme sonunda imalatın ve süt alımlarının tutarlı olması, sahte süt alımı yapılmadığının kayıtlar ile ispatı halinde davalıların aklanacak ve huzurdaki davaya dahi gerek kalmayabilecek olduğunu, ancak iyi niyetten yoksun davalıların davacıların şirkete girmesine ve inceleme yapmasına şiddetle muhalefet etmekte olduklarını, bu uğurda mahkeme kararını dahi engelleyen davalıların eylemleri ile suçu kabul ettiklerini ve gizledikleri karinesinin sayın mahkemece de dikkate alınması gerektiğini beyanla iş bu davanın HMK 107. gereğince belirsiz alacak davası olarak kabulüne , iş bu dava tarihine kadar olan şirket zararının tüm yıllar yönünden ayrı ayrı tespiti ile fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik …-TL nin her bir haksız eylem tarihlerinden itibaren ticari avans faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile şirkete verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddialarının gerçeklerden uzak, hayal ürünü hiç bir delile dayanmayan mücerret iddialardan ibaret olduğunu, Kabul anlamına gelmemek ve bütün iddiaları reddederek; ileri sürülen bütün hususlarda gerek oluştuğu iddia olunan zararı ve sorumluyu öğrenme gerekse zararı doğurduğu iddia olunan fiile ilişkin zamanaşımı söz konusu olduğunu, davalılardan … ve …’in TTK 553. maddesinde düzenlenen şekli ile yönetici değil 4857 Sayılı iş kanunu kapsamında hizmet akdi ile çalışan işçiler olduklarını, davacı tarafın bu davalıların şirket yönetici olduğu iddiasında olduklarını, ancak bu davalıların TTK 553. Maddesi anlamında yöneticilik sıfatı bulanmadığını, davacı tarafın iddia ve taleplerinin kurucuların yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen TTK 553.maddesine dayandığını ve bu davalıların madde kapsamında yönetici olarak değerlendirerek, oluştuğunu iddia ettikleri zarardan sorumlu olduğunu ileri sürdüklerini, davalılar …, … ve … bakımından davacı tarafından … tarım ile ilgili olarak ileri sürülen iddiaların tamamen asılsız ve üretilmiş vakıalar olduğunu, hayal ürünü olduğunu, … Tarım Ltd. Şti’nin bir nakliye şirketi olduğunu, davalı şirket için süt toplama merkezlerinden süt toplayarak fabrikaya taşıdığını, davalı şirket tarafından süt üreticilerine müstahsil makbuzu düzenlendiğini, … tarım ile aralarında doğrudan bir süt alışverişinin mevcut olmadığını, … tarımın ayrıca bölgede bulunan süt kooperatiflerinin de sütlerinin nakliyesini yaparak fabrikaya ulaştırdığını, … tarım için bir takım ihbarlarda bulunulması üzerine bu ihbar üzerinden davalı şirketin 2013 yılından 2017 yılına kadar seçilen aylar, 2018 yılının ise tamamı Antalya denetim koordinasyon müdürlüğünün yetkilileri tarafından incelendiğini, bu inceleme neticesinde düzenlenen yoklama fişinde yapılan ihbarlara ilişkin her hangi bir olumsuz sonuç ortaya konulmadığını, … tarıma ilişkin iddialar ile ilgili soruların, genel kurul sırasında da yönetim kurulu Başkanı … tarafından cevaplandığını, ancak davacıların kendileri tarafından üretilen bu iddialar sebebi ile bu cevaplara inanmak istemediklerini, davacıların bilgi alma ve inceleme hakkı bağlamında kanunun 437/1 hükmü uyarınca genel kuruldan önce şirket merkezine gelerek; finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kar dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az on beş gün önce, şirketin merkez ve şubelerine bizzat veya yetkili temsilcisi gelerek bunları inceleyebileceklerini, pay sahibinin sadece gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilirler iken davacılara yukarıda anılan tüm bilgiler gönderme yükümlülüğü olmamakla birlikte gönderildiğini, davacıların gönderilen bilgilerden edindikleri bilgiler sonucu Türkiye’de örneği olduğunu sanmadığımız bir şekilde 37 sayfa genel kurul tutanağı düzenlenmesini dahi sağladıklarını, davacı tarafın 2019 yılında yapılan genel kurul sırasında sayfalarca belgeler vererek bilgi edinme ve inceleme hakkının kullandırılmadığı yönünde algı yaratma çabasınında bunlardan birisi olduğunu, sorulan soruların cevapları kendilerine verilen Yıllık faaliyet Raporu, Bağımsız Denetçi Raporu, finansal tablolar ve bilançolarda mevcut olduğunu, sırf genel kurulu maniple etmek, bilgi edinme ve inceleme hakkının kullandırılmadığı algısını yaratmak için bu eylemleri gerçekleştirdiklerini, Genel Kurul da da şirketin işleri ile ilgili sorular yönetim kurulu başkanı ve üyeleri tarafından cevaplandırıldığını, Mahkememizce verilen ( Antalya … Asliye ticaret Mahkemesi) … Esas sayılı dosyasının gereği tam gün tüm defter ve bilgi ve belgelerin incelemelerine açıldığını, gereğinin infaz edilmiş olup müşterek tutanağı ekte sunduklarını, Mahkememizce verilen kararın Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile infaza konulmuş olmasının da manidar olduğunu, ilam da Antalya icra müdürlüğünün yetkili kılınmakla birlikte; davacıların İstanbul’da, vekilleri sayın meslektaşlarının İstanbul’da, davalı şirketin Antalya’da, vekili İstanbul’da olmasına rağmen takibin niçin Ankara’da başlatılmış olduğunu ve bu duruma anlaş veremediklerini, iddiaların tamamının soyut olup; olmayanı olmuş gibi gösterme çabasından ibaret olduğunu, şirket kurumsal yapısını tamamlamış profesyoneller tarafından yönetilen bütün faaliyeti kayıt altında olan örnek şirketlerden birisi olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili … tarihli dilekçesi ile; … tarihinde davalı … dışındaki tüm davalılar yönünden açmış bulundukları davadan feragat ettiklerini, bu kere … yönünden devam eden davalarından da feragat ettiklerini beyanla, davalıdan hiç bir yargılama gideri, mahkeme masrafı, vekalet ücreti talepleri bulunmadığını, feragat beyanları doğrultusunda karar verilmesini talep etmiş, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragate yetkisi bulunduğu görülmüştür.
Davalı … tarihli dilekçesi ile; davacılar tarafından kendisi hakkında açılan davadan feragat edildiğini, söz konusu feragat nedeniyle herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava, TTK 553 vd. maddelerine dayalı anonim şirkette pay sahibi olan davacılar tarafından anonim şirketin yöneticileri/yöneticileri olduğu iddia edilen kişi/kişiler aleyhine açılan sorumluluk davası olduğu, davacılar tarafından şirket yönetiminde olan davalıların şirketi zarara uğrattıkları, şirket karının bir takım hileli eylemler neticesinde var olandan daha düşük gösterilmek suretiyle şirketin zarara uğratıldığı gerekçesiyle dolaylı zarar istemine dayalı zararın şirkete ödenilmesi istemine ilişkindir
Feragat ile dava sona erdiğinden, feragatten sonra yapılan duruşmaya taraflar gelmeseler bile, mahkeme, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar veremez; davanın feragat nedeniyle reddine karar vermelidir. (Hukuk Muhakemeleri Usulü-Prof Baki Kuru, Cilt:4, 2001 Basım, sf:3618)
Feragat davayı sona erdiren taraf işlemi olup, geçerliliği için Mahkemenin veya karşı tarafın kabulüne gerek bulunmadığından feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin alınan 17.077,50 TL nin mahsubu ile fazla alınan 16.897,60 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara İADESİNE,
3-Yapılan yargılama masraflarının davacı üzerinde BIRAKILMASINA, davacılar vekili ve davalının beyanları dikkate alınarak taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştikten sonra davacı tarafa İADESİNE,
Dair, Tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır