Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/156 E. 2021/863 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/156
KARAR NO : 2021/863
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … Otel işletmecisi ve davalı taraf tur şirketi olup davalı tarafça getirilen turist kafilesinin müvekkiline ait otelde konakladığını ancak davalı tarafça konaklama ücretinin ödenmediğini, müvekkili tarafından Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, bunun üzerine arabuluculuğa başvurduklarını ancak sonuç alamadıklarını, konaklama fiyatının Euro olarak belirlendiğini, müvekkili şirketçe konaklama bedeli olarak … tarih … numaralı ve 1.197,00 Euro bedelli fatura düzenlendiğini, sehven icra takibinde 1.797,00 Euro olarak takip başlattıklarını, müvekkilinin alacağının 1.197,00 Euro olduğunu ve bu davada bedelin dava tarihinde Euro kuru üzerinden harçlandırıldığını belirterek davalının takip dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere … tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, Kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir (H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
6.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221).Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
7.Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla ara kararlar kurulmuştur.
8.HMK m. 222 gereği; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. 7251 sayılı kanunla, 6100 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir; “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” Usul hükümleri derhal uygulanırlılık ilkesine tabidir. Ticari defterlerin lehe delil olması usuli şartlara bağlı ise de aleyhe delil olması her zaman mümkündür.
9.Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen … tarihli … raporunda özetle; davalının, ticari defterlerinin açılış onaylarının zamanında yaptırılmadığı, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin olmadığı, bu nedenle ticari defterlerin aleyhe delil olma vasfına sahip olduğu, davalı ticari defterleri ile muhasebe hesap kayıtlarına göre, davacının davalıdan 1.197,05 € (EURO) alacağının olduğu belirtilmiştir.
10.Davacı ticari defterlerinin incelendiği, … tarihli … raporunda özetle; Taraflar arasında 1 adet e-arşiv fatura ile ‘Konaklama’ üzerine otel odasında geceleme hizmeti alınıp verilmesi üzerine ticari ilişkinin kurulduğu, davacının ticari defterlerinin tasdiklerinden Envanter defterinin sunulmadığından defter tasdikinin kontrolü yapılamadığı, yevmiye ve kebir e-berat onaylarının açılış ve kapanışları yasal sürelerde yapılı olduğu, defterlerinin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, ve tasdik bilgilerinin eksiksiz yapılıp / yapılmadığı hususunda eksik defterin sunulması halinde ek inceleme yapılabilineceği, tarafların ticari defterlerinde dava / takip konusu 1 adet e-arşiv faturanın 1.197,00 Euro karşılığı,7.685,33 TL alacağın / borcun kayıtlı olarak yer aldığı, davacının takipte ise 1.797,00 Euro asıl alacak üzerinden takip başlattığı, tarafların bağlı vergi dairelerine (Manavgat Vergi Dairesi ve Fatih Vergi Dairesi) 10/2019 dönemine ait “Form Ba ve “Bs” beyanlarının biribiryle uyumlu olarak beyan ettikleri, ve defter kayıtları ile uyumlu olduğu, davacının davalıyı ihtarname ile temerrüte düşürmediği, ve takip tarihinden itibaren bankalarca yabancı mevduata uygulanan en yüksek azami faiz oranı üzerinden temerrüt faiz hesaplaması yapılabilineceği belirtilmiştir.
11…. raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
12.Davacı vekili, … tarihli dilekçesinde özetle; işlemiş faiz talebinden vazgeçtiklerini beyan etmiştir. Bu kalem bakımından açıkça feragat talebinde bulunulmayıp, vazgeçme ileri sürüldüğünden, vazgeçme davalının muvafakatını gerektirdiğinden, somut davada da böyle bir muvafakat olmadığından, bu kabulle değerlendirme yapılmıştır.
13…. … tarafından hazırlanan kök raporda belirtilen eksiklik giderilerek, davacının da talebi gereği, bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır.
14… tarihli … … tarafından hazırlanan ek raporda özetle; davacının Antalya Genel İcra Dairesinin …/… sayılı örnek n: 7 ödeme emrinde konaklama bedeli olarak … seri numaralı fatura bedeli olarak 1.797,00 Euro fiili ödeme tarihli fatura alacağı üzerinden takip başlattığı, ticari defterlerinde ise 1.197,00 Euro karşılığı 7.685,33 TL alacak kaydının yer aldığı, davacı vekilinin … tarihli dilekçe ekinde Envanter defterine ya da envanter defterinin yasal noter tasdikine ilişkin belge ya da defter sunulmadığı, davacı vekilinin … tarihli dilekçe ile takipte talep edilen 3,00 € faiz alacağından vazgeçtiği belirtilmiştir.
15…. raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır. Davacı vekili, ek raporda belirtilen tasdik hususuna ilişkin belgeleri sunmuştur.
16…. raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, … raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında … inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi … raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
17.Bu hususlar doğrultusunda, … raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
18.Tüm dosya kapsamı, … raporları, davalı ticari defterlerinin aleyhe delil niteliği taşıması ve orada da davacının davalıdan 1.197,05 € (EURO) alacağının olduğunun anlaşılması, davacı ticari defter kayıtlarının da iddiasını doğrulaması hususları bir arada düşünüldüğünde, davanın kısmen kabulüne, faiz yönünden ise yukarıda da açıklandığı üzere ret kararı vermek gerekmiştir.
19.Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
20.İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
21.Dosyaya baktığımızda; yukarıda belirtilen şartların mevcut olduğu, alacağın likit olduğu anlaşılmakla, davacının inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermekgerekmiştir.
22.Son olarak, belirtmek gerekir ki; Döviz alacağına ilişkin davada, hüküm altına alınan döviz için alınması gereken nispi karar harcının matrahının hesaplanmasında hükmolunan döviz cinsinin dava tarihindeki efektif satış kuru esas alınır (Yargıtay 19. HD., 2019/1862 E., 2020/159 K.) Ayrıca, mahkemece hükmedilen yabancı para alacağının, vekâlet ücretinin talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki döviz kuru karşılığı bulunarak Türk Lirası üzerinden, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınarak belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 11. HD., 2014/9968 E., 2015/6929 K.) İİK’nın 67. maddesi uyarınca icra inkar tazminatının hesabında hükmedilen yabancı para alacağının icra takip tarihindeki döviz kuru üzerinden Türk parası karşılığı belirlenerek bu miktar üzerinden hesaplanması gerekir.(Yargıtay 19. HD., 2016/8140 E, 2017/6066 K, T. 20/09/2017; 2016/8757 E, 2017/2653 K)
HÜKÜM-Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalının, Antalya Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE; takibin, 1.197,00 EURO asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin kabulü ile; 1.600,00 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 83,35 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 490,65 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine, (24/5/2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle bu bentte yer alan “kararın verilmesinden itibaren iki ay” ibaresi “kararın tebliğinden itibaren bir ay” şeklinde değiştirilmiştir.)
6-Davacı tarafça yatırılan ve yukarıda (3) ve (4) numaralı hüküm fıkraları ile mahsubuna karar verilen toplamda 137,75 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-… ücreti gideri toplamı 2.156,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden ve davalı arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından; 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … IN’ın yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçenin taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır