Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/150 E. 2022/108 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/150
KARAR NO : 2022/108
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2020
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının web sitesi tasarımı ve yapımı konusunda anlaşma yaptıklarını, borçlunun teslim edilen iş için müvekkil şirkete ödeme yapmayınca icra takibi yaptıklarını, borçlunun itiraz ettiğini, zorunlu arabuluculuk sürecinden sonuç alınamadığını beyan ederek; itirazın iptali talebinde bulunmuştur.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. (H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya’nın en saygın hastanelerinden biri olduğunu, davacı tarafça yapılan sözlü anlaşma uyarınca davacının web sitesi yapacağını, davacının sözleşmeye uygun mal veya hizmet teslimi yapmadığını, vermiş oldukları internet sitesine erişim yapılamadığını, hiç bir şekilde çalışmadığını, tüm uyarılara rağmen gerekli düzeltmelerin yapılmadığını, davacının sözleşmeye uygun teslim yaptığını ispatlaması gerektiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
6.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
7.Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; somut davada, temel ilişki eser sözleşmesine dayanmaktadır.
8.Taraflar, 09/09/2020 tarihli duruşmada tanık dinletilmesine de muvafakat etmişlerdir.
9.Mahkememizce tanıklar dinlenmiştir.
10.Tanık …duruşmada; “Ben davalı şirkette yönetici asistanı ve sosyal medya yöneticisiyim. Biz davacı tarafla web sitesi tasarlaması için anlaşma yaptık. Süreçle ben ilgilendim. Ben …bey diye birisiyle yani firmanın sahibi olduğunu bildiğim birisiyle muhatap oldum. İlk toplantımızda web sayfası tasarım taslağımız mevcuttu. Ancak henüz internet üzerine yüklenmemişti. Kodlaması yapılmamıştı. Sayfa yapıldığında çok eksik vardı. Değişmesi gereken çok husus vardı. Biz bu hususu defalarca davacıya bildirdik. Ancak sorunlar düzeltilmedi. Sistem hatası vardı. Admin paneli çalışmıyordu. Yetki kısıtlaması vardı bizde müdahale yapamıyorduk. Biz bunu davacı tarafa defalarca bildirmemize rağmen değişim yapılmadı. Hastanemizin kalite denetimimize de yetişmedi. Mağdur olduk. Bizde başka bir şirketle anlaşmak zorunda kaldık.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
11.Tanık …duruşmada; “Ben bilgisayar programcısıyım, Akdeniz Üniversitesinden mezunum, şu an resmiyette bir yer de çalışmıyorum, dışarıdan şirketlere destek oluyorum, daha önce davacının yanında 2 yıl önce 1 yıla yakın çalışmıştım ve web tasarımı ile de uğraşıyorum, dava konusu olaydan bilgim vardır, kendi çalıştığım yerin çalışanları davalı firma yetkilileri ile sürekli temas halindediler, onların istediği şekilde web sitesi yapmaya çalışıyorduk, süreç içerisinde davalı yetkililerinin istekleri doğrultusunda güncellemeler yenilikler yapılıyordu, sonuç olarak web sitesini onlara teslim ettik, onların istediği gibiydi, web sitelerinin kodlamaları için dosyalar vardır, hosting olarak geçer bununu birinin uhdesinde durması lazım, somut durumda da bunu davalı taraf uhdesine aldı, artık bizim müdahale imkanımız kalmadı, ben kendi kodlarımı yükleyip bıraktım, benim sorumluluğum bitti, web sitesinde sorun olsa üzerine almazdı, bu her işin doğası gereğidir, eksik ürünü teslim almamaları gerekiyordu, bir ürün eksik değildi. Admin panelinin çalışmaması mümkün değildir, örnek verecek olursak arabanın motoru olmadan araç çalışmaz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
12.Tanık …talimat yolu ile alınan ifadesinde; “Ben … Özel sağlık hizmetlerine iş yapan bir firmada bulunuyordum. Ben bilişim firmasında proje müdürüyüm. Biz davacı tarafa web sitesi yaptık onuda tam ve gereği gibi yaptık herhangi bir eksiklik yoktur. Öncesindeki web sitesi yeterli değildi çalışmayan aksamları vardı şifreleri verilmemişti. Bizde bundan dolayı yeni bir web sitesi yaptık. Ben tarafların alacak ve verecek meselelerini bilmiyorum kimin ne ödeme yaptığı konusunda bir bilgim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
13.Davanın temeli eser sözleşmesine dayanmaktadır.
14.Kural olarak eser sözleşmesinin kurulması zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir.(Yargıtay 15. HD., 2018/4712 E., 2019/2701 K.) Sözleşmenin kapsamı konusunda tanıkla ispat mümkündür. (Yargıtay 15. HD., 2018/3346 E., 2018/4404 K.) Yüklenicinin imalat bedeline hak kazanabilmesi için sözleşme ile üstlendiği edimini eksiksiz olarak tamamlayıp teslim etmesi gerekir. Eser sözleşmelerinde teslim, yüklenicinin tamamladığı eseri sözleşmeyi ifa etmek niyeti ile iş sahibinin fiili hakimiyetine geçirmesi olarak tanımlanmaktadır. Eserin teslim edilip edilmediğinin ispatında, tarafların hangi delillerle yapılacağı hususunda sözleşmeye hüküm koyabilirler ve teslim konusunda bir delil sözleşmesi yapabilirler. Böyle bir delil sözleşmesi yoksa yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim ettiği vakıasını, teslim, hukuki işlem değil, hukuki fiil olduğundan kural olarak her tür kanıtla bu arada tanıkla dahi ispat edebilir (Emsal Yargıtay 15. HD., 17.02.2015 T 2014/2254 E 2015/782 K;17.12.2014 T 2014/681 E 2014/7323 K; 01.12.2015 T 2015/1884 E 2015/6112 K içtihatları). Yapılan işin TBK’nun 471. maddesinde açıklandığı gibi mesleki ve teknik kurallara uygun olarak yerine getirildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
15.Somut olaya dönüldüğünde; mahkememizce işin niteliği gereği bilirkişi raporu aldırılmıştır.
16.10/11/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafın karşı tarafa sunmuş olduğu kodların aksi kanıtlanamayacak şekilde karşı tarafa vermiş halinin muhafaza edilmediğine, mahkemeye sunulmuş olan kodların değiştirilme/oluşturulma tarihinin dava konusu tarihten sonraki tarih aralığını işaret ettiğine, bu sebeple yapılan incelemenin teslim edilen kod olup olmadığı tam net şekilde bilgi arz etmediğine, karşılıklı olarak mutabık kalınmış yazılı hangi yazılım kodlama dilinde hangi veri tabanında ve hangi teknolojileri içerdiği hangi modül ve eklentilerin olacağının belirlenmediğine bu sebeple hangi modüllerin bulunması veya bulunamadığının tam olarak rayiç bedeli yönünden incelenmesinin mümkün olmadığına, davacı tarafın incelenmek üzere sunmuş olduğu canlı web sitesinin ise çalışır vaziyette bulunduğuna ancak bu web sitesinin o gün teslim edilen site olunup olmadığı hakkında kesin net çıkartım yapılamayacağına, kanaat getirildiği belirtilmiştir.
17.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
18.Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
19.Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Raporda; Davacı tarafın karşı tarafa sunmuş olduğu kodların aksi kanıtlanamayacak şekilde karşı tarafa vermiş halinin muhafaza edilmediğine, mahkemeye sunulmuş olan kodların değiştirilme/oluşturulma tarihinin dava konusu tarihten sonraki tarih aralığını işaret ettiğine, bu sebeple yapılan incelemenin teslim edilen kod olup olmadığı tam net şekilde bilgi arz etmediğine, karşılıklı olarak mutabık kalınmış yazılı hangi yazılım kodlama dilinde hangi veri tabanında ve hangi teknolojileri içerdiği hangi modül ve eklentilerin olacağının belirlenmediğine bu sebeple hangi modüllerin bulunması veya bulunamadığının tam olarak rayiç bedeli yönünden incelenmesinin mümkün olmadığına, davacı tarafın incelenmek üzere sunmuş olduğu canlı web sitesinin ise çalışır vaziyette bulunduğuna ancak bu web sitesinin o gün teslim edilen site olunup olmadığı hakkında kesin net çıkartım yapılamayacağına dair tespitler bulunduğundan, davacı üzerine düşen ilk ispat külfetini yerine getirememiştir. Yine, ispat yükü altında bulunan tarafın başvurabileceği delillerden biri de yemin delilidir. Yemin, taraflardan birinin davanın çözümlenmesine etkili olan bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında kanunun belirlediği şekilde mahkeme (hakim) önünde beyanda bulunmasıdır. Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2015/22-2376 esas, 2019/370 karar) Davacı vekili, dava dilekçesinde yemin deliline açıkça dayanmamış, “her türlü yasal delil” ibaresini kullanmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 03.03.2017 gün ve 2015/2 E. 2017/1 K. no’lu kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olan davalarda tarafların dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde “sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller” gibi ibarelerin bulunması halinde tarafların yemin deliline başvurmuş sayılamayacakları ve bu kapsamda hâkimin ispat yükü kendisine düşen tarafa ‘yemin teklifinde bulunma hakkı’nı hatırlatmayacağına oyçokluğu ile karar verilmiştir. Dava dilekçesinde, davacı taraf yemin deliline dayanmadığından, mahkememizce bu husus hatırlatılmamıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/1-281 E., 2010/323 K., 16.06.2010 tarih, Belirtilmelidir ki; Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları konularıyla sınırlı, gerekçeleriyle açıklayıcı, sonuçlarıyla bağlayıcıdırlar, bkz: 2797 saıyılı Yargıtay kanunu m. 45;”İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.).
20.Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar ışığında, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün niteliği ve tarihi dikkate alınarak, alınması gerekli 80,70 TL maktu harcın, davacı tarafça yatırılan 89,86 TL’den mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın istek halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
6-Davalı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat ücreti gideri toplamı 100,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekili … ve davalı vekili …’nun yüzüne karşı verilen karar KESİN olmakla açıkça okunup usulen anlatıldı.02/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır