Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/124 E. 2023/338 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/124
KARAR NO : 2023/338
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2020
KARAR TARİHİ : 31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; … tarihinde … saatleri arasında vekil eden … …’in, ikamet ettiği … Mahallesi …’den sevk ve idaresinde bulunan … plakalı motosiklet ile ayrıldığını, … sokak üzerinden … sokak kesişimine geldiği ve kontrolsüz kavşaktan geçtiği sırada, sağ taraftan (… sokak üzerinden) gelen … idaresinde bulunan, … üzerine kayıtlı, … Sigorta A.Ş. tarafından … numaralı ZMMS poliçesi ile sigorta edilen … plakalı aracın, vekil edenin idaresindeki motosiklete sağ arka tarafından çarptığını, bu çarpışma neticesinde vekil edenin yaralandığını ve olay yerinden ambulans ile … … Antalya Hastanesine sevk edildiğini, kaza nedeniyle vekil edenin, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, iki elinde çok sayıda kırık meydana geldiğini, ameliyata alındığını, kaza sonrası tutulan tespit tutanağında, “hatalı şekilde” … plakalı araç sürücüsü … …’in, 2918 sayılı KTK m. 57/1-A’ya göre kavşaklara yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamamak, geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu, diğer araç sürücüsü …’un bu kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığının belirtildiğini, iş bu kaza tespit tutanağına savcılık uzlaştırma tutanağı ile taraflarınca açıkça itiraz edildiğini, tarafların kusur durumunun araştırılması ile de olay günü düzenlenen kaza tespit tutanağının hatalı olduğu, vekil edenin kazanın oluşumunda kusursuz olduğunun anlaşılacağını, … plakalı araç sürücüsü … …’in kavşaklara yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamamak kuralını ihlal ettiği tutanakta belirtilmişse de bu tespitin gerçek dışı olduğunu, vekil edenin kavşağa geldiğinde kurallara uygun biçimde durmuş ardından hareket ettiğini, … idaresindeki … plakalı aracın, çarpışma noktasından ancak 13 metre sonra durabildiğini, bununla birlikte kaza yerinde … idaresindeki araca dair hiçbir fren izine rastlanmadığını, bu durumun da, KTK m. 57/1-A maddesinde düzenlenen hükmü ihlal edenin … olduğunu, …’un kavşağa girmeden önce gerekli kontrolü yapmadığını, kavşağa yaklaşırken ne denli hızlı olduğunu açıkça gösterdiğini, … kaza günü … Polis Merkezi Amirliğinde verdiği ifadede “…… … idaresinde bulunan … plaka sayılı … Marka motosiklet birden benim aracımın önünde belirdi, ben bu araca çarpmamak için sol tarafa hamle yaptıysam da aracımın sağ tarafı ile bu motosiklet ile çarpışmamız sonucu kaza meydana geldi…” dediğini, …’un kavşağa yaklaşırken yavaşlaması ve kavşağa girmeden önce gerekli kontrolü yapmış olması halinde, vekil edenin aracının birden önüne çıkması söz konusu olamayacağından, … verdiği çelişkili ifade ile hız sınırına uymadan kontrolsüz şekilde kavşağa girdiğini beyanları ile ispat ettiğini, soruşturmaya konu olan işbu kaza nedeniyle … yalnızca basit tıbbi müdahale ile giderilen yüzeysel sıyrıklarla yaralanmışken, vekil eden … …’in kaza yerine gelen ambulans ile hastaneye sevk edildiğini, her iki el bileğinde de çok sayıda kırık meydana gelmiş neticeten basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek düzeyde yaralandığını, kırılan bileği dolayısıyla … tarihinde Antalya … Hastanesinde ameliyat geçiren ve sağ koluna platin takılan vekil edenin, bu tedavi sürecinde 1.683,00TL harcama yaptığını, hem sağ hem de sol bileğindeki kırık dolayısıyla hareket kabiliyeti neredeyse tümüyle ortadan kalkan vekil edenin kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını orta (3) derecede etkileyecek nitelikte olduğu sonucuna varıldığını, ekteki … tarihli Erişkinler İçin Engellilik Sağlık Kurulu Raporunda da görüleceği üzere vekil edenin sağ el bileği ve sağ başparmaktaki kısıtlılıktan dolayı %5 engel oranı tespit edildiğini, izah edilen nedenlerle; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ilgili maddesini ihlal ederek kusuru ile yaralanmalı ve maddi hasarlı kazanın meydana gelmesine neden olan sigortalı araç ile meydana getirilen, çalışamamaktan gelir kaybı (Vekil eden şoförlük yaparak geçimini sağlamakta olup, kazadan sonra elinde meydana gelen kırıklar nedeniyle çalışamamış böylece gelir kaybına uğramıştır), %5 engel oranındaki bedensel zarar ve tedavi giderleri için, … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik) 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılar tarafından vekil edene ödenmesi amacıyla işbu davayı açma başvurma zorunluluğu doğduğunu beyan ederek maddi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul manasında olmamak üzere; davacının maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp … ihtisas kurumu’na sevk edilmesi gerektiğini, davacının kusura ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğunu, kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere davacının talebine konu tedavi giderleri, geçici işgöremezlik tazminatı ve tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri ve diğer tüm giderler tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında sgk tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle davacının tedavi giderlerine yönelik taleplerinin reddi gerektiğini, tedavi süresince gereken bakıcı giderinin tedavi gideri kapsamında olduğu yargıtay içtihatları ile de kabul edildiğini, “geçici iş göremezlik” tazminatı taleplerinin de tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, tazminat hesaplamasının genel şartlarda belirlenen usul ve esaslara uygun olarak yapılması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasında kaynaklı maddi tazminat taleplerinden ibarettir.
Davacı vekiline dava dilekçesinde ki talepleri olan bedensel zarar ve tedavi giderleri talebini dava değeri 1.000,00 TL’ye bölüşümüne ilişkin beyanda bulunması için süre verilmiş, … tarihli dilekçede özetle; tazminatın 500,00 TL’sinin tedavi giderleri, 500,00 TL’sinin bedensel zarara ilişkin olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce mahallinde keşif icra edilmiş ve kusur raporu alınmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 266/1. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, … veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Trafik kazasına etki eden ve tarafların kusur durumlarının belirlenmesinde rol oynayabilecek olan araç hızlarının tespiti, aracın teknik özelliklerine göre kazanın oluş şeklinin belirlenmesinde zorunluluk bulunması vs. gibi bir durum yoksa, kazadaki kusur oranlarını belirlemenin teknik bilgiyi gerektiren bir yönü bulunmamaktadır.(Yargıtay 17. HD., 2019/2909 E,2020/7805 K.)
… tarihli kusur bilirkişi raporunda özetle; davacının 2918 sayılı kanunun 57/a ve yönetmeliğin 109/a bendinde açıklanan kuralları, 2918 sayılı kanunun 57/c-2 ve yönetmeliğin 109/c-3, 2918 sayılı kanunun 84/h ve yönetmeliğin 157/a-8 bendinde yer alan kuralları; davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı … plakalı otomobil sürücüsünün 2918 sayılı kanunun 52/1-a ve yönetmeliğin 101/a bendinde açıklanan kuralları ihlal ettiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Kaza tespit tutanağında özetle; kazada, davacının asli ve tam kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsünün ise kusurunun olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Kaza tespit tutanağı ile keşif sonucu düzenlenen rapor arasında çelişki meydana gelmiştir.
Mahkememizce itirazlar göz önüne alınarak ve çelişkinin giderilmesi amacıyla … ATK’dan kusur raporu alınmıştır. … ATK tarafından düzenlenen … tarihli kusur bilirkişi raporunda özetle; Sürücü …’un %30 (Yüzde Otuz) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü … … ‘in %70 (Yüzde Yetmiş) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu rapor, Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmiştir.
Kaza tarihi, …’dir. Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere, kaza tarihi itibariyle esas alınması gereken yönetmelik, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliktir.
Mahkememizce aşamalarda bu yönetmelik gereği rapor düzenlenmesi için maluliyet raporu aldırılmıştır.
Dosya arasında mevcut … ATK tarafından düzenlenen … tarihli … sayılı raporda özetle; davacının maluliyetinin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %4 (dört) olduğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 4(dört) aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 2 (iki) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği, tedavi giderleri hesaplanmasının Kurulumuzun görev alanına girmediği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen raporda maluliyetin % 5 olduğu belirtilmiş, mahkememizce alınan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen raporda ise bu oran % 4 olarak bulunmuştur.
Esasen yönetmelik hükümleri farklı olduğundan burada raporlar arasında bir çelişkiden bahsetmek mümkün değildir. Ancak, Yargıtay kararlarında ilkesel olarak, raporlar arasında açıkça ve büyük oranda mübayenet bulunduğu anlaşılırsa yönetmelikler farklı olsa da yine de bu çelişkinin giderilmesi belirtilmektedir.(Yargıtay 17. HD., 2020/4594 E, 2020/8383 K; Yargıtay 17. HD., 2018/3538 E, 2020/1246 K; Yargıtay 17. HD., 2018/1320 E, 2019/12109; Yargıtay 17. HD.,2018/1305 E, 2019/12107 K)
Dosyaya bakıldığında ise, kabule göre, yargı kararlarında bahsedildiği şekliyle, raporlar arasında açıkça ve büyük oranda mübayenet yoktur ve mahkememizce alınan rapor Yargıtay kararları gereği hukuka ve dosya kapsamına uygundur. Aksi itirazlar/beyanlar yerinde değildir.
Mahkememizce aktüerya bilirkişisinden rapor alınmıştır. … tarihli raporda özetle; kaza tarihinde emekli (pasif devrede) olan ve çalıştığına daire somut veriye rastlanmayan davacının, geçici iş göremezlik zararı olmadığı; kaza tarihinden itibaren gelirinin AGİ hariç asgari ücret düzeyinde olduğu kabulü ile sürekli iş göremezlik zararının kusur indirimi sonrası 8.283,29 TL olarak hesaplandığı; ödeme makbuzlarının bir kısmının okunaksız olması da göz önüne alınarak, davacının tedavi gideri talebine ilişkin görüş bildirilemediği; davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu belgeli tedavi giderlerinin, 6111 sayılı Yasa’nın yürürlük tarihinden sonra açılan eldeki davada 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında davalılardan talep edilip edilemeyeceğinin, bu kapsamda SGK’nın sorumlu olup olmadığının hukuki takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu; belgesiz tedavi giderlerinin hesaplanmasının ise davacının yaralanmasına göre alanında uzman bir doktor bilirkişi tarafından belirlenebileceği hususu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Aktüerya bilirkişine ATK raporu gereği tekrar değerlendirme yapılması için ve eksikliklerin tespiti amacıyla doktor bilirkişi de yanına eklenerek, tekrar dosya tevdii edilmiştir.
… tarihli aktüerya ve doktor bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; Dava konusu yaralanmasının, tıbbi niteliği, ağırlığı ve uygulanan cerrahi ve medikal tedaviler göz önüne alındığında, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Adli Tıp İhtisas Kurulunun raporunda belirtilen süre de uygun görülerek, kaza tarihinden itibaren en az iki ay bakıcı ihtiyacı olacağı değerlendirilerek, bakıcı masrafının, tıbbi bir konu olmadığından, ilgili bilirkişiye hesaplattırılmasının uygun olacağı; kişinin dosyaya sunmuş olduğu, … Antalya … Hastanesinin … tarih ve Seri B Sıra no … nolu faturasında, Hastane Hizmet Bedeli, Hasta Katılım Payı olarak 1.500,00 TL faturanın, kişinin dava konusu yaralanmasıyla ve hastane başvurularıyla uyumlu olduğu, ayrıca en az dört aylık iyileşme süresinde, belgesiz daha fazla hastane, ilaç ve tıbbi malzeme (ortopedik aparatlar, vb) masrafı olabileceğinin tıbben beklendiği, ancak ortalama piyasa fiyatları tıbbi bir konu olmadığından ilgili bilirkişiye hesaplattırılmasının uygun olacağı, Ulaşım masrafı olarak, kişinin dava konusu yaralanmasının niteliği ve ağırlığına göre şehir içi taksi ile ulaşımlarını sağlamasının tıbben uygun olacağı, dolayısıyla, kişinin ikametinden … … Hastanesine iki kez, yine ikametinden Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesine iki kez gidiş-dönüş taksi masraflarının, ayrıca en azından alçı çıkartma işlemleri, kontrol, vb için başka hastane başvurularının da olmasının tıbben beklendiği ve mahkemece kabulü halinde daha fazla gidiş-dönüş taksi ulaşım masraflarının da eklenerek, tıbbi bir konu olmadığından ilgili bilirkişiye hesaplattırılmasının uygun olacağı hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Genel kural olarak, söylemek gerekir ki; Bilirkişi kendisinden istenilen hususu tam ve doğru olarak öğrenmeli kendisinden beklenen görüşü bildirebilmek amacıyla tümüyle kanıtlanmış bilimsel verilere uygun olarak araştırma yapmalı, araştırma sonucunda elde edilen bilgileri bir ahenk oluşturacak şekilde düzenleyerek tutarlı ve inandırıcı bir üslupla yazmalı, yazdığını düzenlemeli ve mahkemeye tevdii etmeden önce raporun doğruluğunu tekrar kontrol etmelidir. Bilirkişinin hazırladığı rapor uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli, raporun Yargıtay’ca denetime tabii tutulabilecek derece açıklıkta ve genel ifadelerden uzak olmalıdır.(Yargıtay 5.HD.,22.10.1996 tarih ve K. 1996/14735 ) Yargıtay da pek çok kararında, gerekçesiz ve soyut bilirkişi raporlarının hiçbir şekilde mahkeme kararına dayanak teşkil edemeyeceğini ve bu şekilde hazırlanan rapora itimat edilerek verilen hükmün yasaya göre bozulması gerektiğini belirtmiştir. (HGK.,30.05.2001 tarih ve K.12-436/1083) Yargıtay denetimine elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamayacağı gibi, bu şekilde hazırlanmış rapora dayanılarak tesis edilen hüküm temyizde bozma sebebidir. (Yargıtay 3.HD.,23.06.2003 tarih ve K. 2003/7943-12.HD.,09.10.2008 tarih ve K.2008/16846 )
Bu genel açıklamalar ışığında özellikle doktor bilirkişinin rapordaki açıklamaları, dosyaya bir katkı sağlamamaktadır ve uyuşmazlığın çözümüne yardımcı olmaktan uzaktadır. Hükme elverişli belirlemeler içermemektedir.
Bu nedenle, mahkememizce aynı zamanda doktorluk sıfatı da bulunan aktüerya bilirkişisi …’dan tekrar rapor aldırılmıştır.
… tarihli raporda özetle; Geçici iş gücü kaybından kaynaklanan talep edilebilir maddi zarar 1.923,74 (TL), sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan talep edebileceği maddi zararı 19.036,20 (TL), geçici bakıcı gideri zararı 1.217,70 (TL), SGK kapsamında olmayan tedaviye ilişkin giderlere bağlı zarar 772,14 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Davacı vekili, değer artırım dilekçesi vermiştir, talep kalemlerini belirtmiştir ve bu dilekçe davalıya tebliğ edilmiştir. Söylemek gerekir ki; geçici bakıcı gideri zararı, poliçedeki tedavi giderleri teminatından karşılanmalıdır (Yargıtay 4. HD, 2021/15255 E, 2022/7709 K) Kazadaki yaralanmaya bağlı geçici işgöremezlik zararı ve geçici bakıcı gideri zararı ZMSS teminatı kapsamındadır. Aksine iddialar yerinde değildir (Yargıtay 4. HD, 2021/15138 E, 2021/8598 K; 2021/18355 E, 2021/10388 K)
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, … ATK tarafından düzenlenen … tarihli … sayılı raporu, … ATK tarafından düzenlenen … tarihli kusur bilirkişi raporu ve aktüerya bilirkişisi … tarafından düzenlenen hesap raporunun (geçici iş göremezlik zararına ilişkin tespit de dahil), hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, … ATK tarafından düzenlenen … tarihli … sayılı raporu, … ATK tarafından düzenlenen … tarihli kusur bilirkişi raporu ve aktüerya bilirkişisi … tarafından düzenlenen hesap raporu dikkate alınarak; Davanın kabulü ile; davacının sürekli iş göremezlik zararı tazminat talebinin kabulü ile; 19.036,20 TL sürekli iş göremezlik zararı tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına, davacının geçici iş göremezlik zararı tazminat talebinin kabulü ile; 1.923,74 TL geçici iş göremezlik zararı tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına, davacının geçici bakıcı gideri tazminatı talebinin kabulü ile; 1.217,70 TL geçici bakıcı gideri tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına, davacının SGK kapsamında olmayan tedavi gideri tazminatı talebinin kabulü ile; 772,14 TL SGK kapsamında olmayan tedavi gideri tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE;
1-Davacının sürekli iş göremezlik zararı tazminat talebinin KABULÜ İLE; 19.036,20 TL sürekli iş göremezlik zararı tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
2-Davacının geçici iş göremezlik zararı tazminat talebinin KABULÜ İLE; 1.923,74 TL geçici iş göremezlik zararı tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
3-Davacının geçici bakıcı gideri tazminatı talebinin KABULÜ İLE; 1.217,70 TL geçici bakıcı gideri tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
4-Davacının SGK kapsamında olmayan tedavi gideri tazminatı talebinin KABULÜ İLE; 772,14 TL SGK kapsamında olmayan tedavi gideri tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL peşin harcın ve aşamalarda yatan 374,85 TL tamamlama harcı toplamı 429,25 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 1.138,44 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına, (Alınması gereken toplam harç=1.567,69 TL)
7-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 483,65 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi-keşif ücreti gideri toplamı 6.670,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır