Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/113 E. 2023/82 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/113 Esas
KARAR NO : 2023/82
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2016
KARAR TARİHİ : 07/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA: Davacı vekili Sakarya Asliye Hukuk Mahkemesine(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verdiği … tarihli dava dilekçesinde; müvekkili firmanın 2007 tarihinden 2014 tarihine kadar halı overlok ve zemin döşeme işiyle iştigal etmekte olduğunu, 2014 tarihinden günümüze kadar ve halihazırda ısıtma soğutma sistemleri satış ve plastik dolap imalatı alanında ticari faaliyet gösterdiğini, davacı ile davalı firma ısıtma, soğutma sistemleri malzeme alış ve satış konusunda aralarında ticari faaliyetleri bulunduğunu, ancak ekte mahkemeye sunulan ve hizmeti teslim almadıklarını, konu ile ilgili faturaları teslim almadığını, imzalamadığı gibi mevcut faturaların varlığını da haricen ve şifahen öğrenmiş bulunduklarını, söz konusu faturalarla ilgili davalı yan, davacı müvekkiline yönelik fatura alacağına ilişkin herhangi bir resmi işlem de başlamadığını, ancak davacı müvekkilinin harici olarak haberdar olduğunu ve dava konusu faturalara ilişkin hizmeti ve malı teslim almadığını ve böyle bir alışverişin olmadığını ve bundan dolayı da borçlu bulunmadığının tespiti hususunda ilerde doğabilecek haksız işlemlere karşı önlem alma ihtiyacı duyduğunu, davacı müvekkilin harici olarak tespit ettiğini ve elinde bulunan ekte dökümü yazılı bulunan faturaların toplam bedeli kadar davaya konu faturaların bedeli olan … TL ‘nin müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespiti ile davaya konu faturaları düzenlendiğinin tespiti halinde taraflarına gönderilmeyen faturaların iptaline yönelik karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili … tarihli cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazları bulunduğunu, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir özel yetki anlaşması bulunmadığını, bu durumda yetki kuralları uyarınca yetkili Mahkemenin Antalya il Merkezi Mahkemeleri olduğunu, yetki konusunun neticelendirilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sakarya …Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) … tarih, … Esas, … sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verildiği, verilen kararın kesinleştiği, dosyanın Mahkememize tevzi edilerek mahkememizin … esas sayılı sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edildiği, mahkememizin … esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edildiği, … tarihinde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek dosya karara çıkarıldığı, mahkememiz kararının taraflarca istinaf edilerek, Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin … tarihli … karar sayılı ilamı ile ortadan kaldırma kararı ile, mahkememizin … esas nosunu aldığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72. Maddesi gereği icra takibinden önce açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi … tarafından tanzim edilen … havale tarihli raporda özetle; “…Davalı firmanın 2015 ve 2016 yılı defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, Davalı firmanın kesmiş olduğu faturaları ve tahsilatlarını defterlerine işlediği, Davalı firmanın davacı firmada olan alacağının … TL olduğu, davalı firmanın defterlerinin lehine delil olarak kullanılabileceği” kanaatine varıldığı tespit ve rapor edilmiştir.
Davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması için Sakarya …Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, talimat mahkemesince davacının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi … tarafından tanzim edilen … havale tarihli raporda özetle; “…Davacının 2015-2016 yıllarına ait tutulması zorunlu bulunan ticari defterleri usulüne uygun şekilde tutulmuş olup açılış tasdiklerinin zamanında yapıldığı ve kanapış tasdiklerinin zamanında yapıldığı anlaşılmakla, mübrez ticari defterlerinin sahiplleri lehine delil gücüne sahip olduğu, Dava konusu faturaların davacı defterlerinde işlenmemiş olduğu; bu faturalardan 2 adetinin muhteviyatı malların davacı elemanınca imza karşılığı teslim alındığı ve de bunların da kayıtlarda yer almadığı, fakat hesaplamalarımda kullanıldığı; Ticari kayıt ve cari işlemlerden; davacının davalıya dava açılış tarihi itibari ile dava tarihine kadar toplamda 34.934,67 TL anapara ve 559,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda faizle beraber 35.497,63 TL borçlu bulunduğu, takdirin yüce mahkemenize ait olduğu, Hata ve yanılma müstesna olmak üzere; Tarafların dava sonuçlanıncaya kadarki masraf, avukatlık, faiz, ücret ve gider taleplerinin mahkemeniz takdirleri içinda kaldığı” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Uyuşmazlık davacının faturalardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233).
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer, davalının dayandığı hukuki ilişkiyi ispat etmesi gerekmektedir. Davalı alacaklı varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiden kendi lehine çıkar sağlamak durumunda olduğundan, bu ilişkinin varlığının borçlu tarafından inkar edilmesi halinde, ilişkinin mevcudiyetini ispat etmek davalı alacaklıya düşer. Fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer .
Tüm açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının faturadan kaynaklı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, tarafların bu hususta ticari defter ve belgelerinin incelenmesine karar verildiği ve davaya konu faturaların dosyaya ibraz edildiği görülmüştür. Davaya konu faturaların incelenmesinde; … TL bedelli fatura yönünden; İşyeri teslim açıklamasının olduğu, faturada imzanın bulunmadığı; … bedelli fatura yönünden; İşyeri teslim açıklamasının olduğu, faturada imzanın bulunmadığı; … bedelli fatura yönünden; İşyeri teslim açıklamasının olduğu, faturada imzanın bulunmadığı; … TL bedelli fatura yönünden, faturada imzanın bulunmadığı; … bedelli fatura yönünden; faturada imzanın bulunmadığı; … bedelli fatura yönünden; İşyeri teslim açıklamasının olduğu, faturada imzanın bulunmadığı; … TL bedelli fatura yönünden; İşyeri teslim açıklamasının olduğu, faturada imzanın bulunmadığı; … bedelli fatura yönünden; İşyeri teslim açıklamasının olduğu, faturada imzanın bulunmadığı; … bedelli fatura yönünden; İşyeri teslim açıklamasının olduğu, faturada imzanın bulunmadığı; …bedelli Faturaların ve faturaya konu malların teslim alındığının davacı tarafça kabul edildiği; … bedelli fatura yönünden, faturada imzanın bulunmadığı; … TL bedelli fatura yönünden faturada imzanın bulunmadığı; … bedelli Faturaların ve faturaya konu malların teslim alındığının davacı tarafça kabul edildiği; … bedelli fatura yönünden; faturada imzanın bulunmadığı mahkememizce yapılan inceleme ile tespit edilmiştir.
Davalı tarafça davalıya kesilen … seri nolu faturalar sunulmuş ise de işbu faturaların davaya konu olmadığı anlaşılmıştır.
Talimat yoluyla alınan … tarihli bilirkişi raporunda … nolu cari hesaptan kaynaklı davacının davalı şirketten 47.672,34-TL alacaklı olduğu tespi edilerek davacı tarafça kabul edilen fatura bedelinden bu miktar mahsup edilerek davacının 34.937,67-TL’lik alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Ne var ki davalı tarafın mahsup savunması bulunmamaktadır. Açıklayıcı ve denetime elverişli olmayan işbu rapora bu nedenle itibar edilmemiştir. Davalının defterlerinin incelemesini yapan … tarihli bilirkişi raporunda ise davaya konu fatura bedellerinin toplam …-TL olduğu, bir kısım faturaların teslim alan kısımlarının açıklamasının bulunduğu 3 adet faturada ise teslime dair bir belge ve tespitin bulunmadığı bildirilmiştir. Davaya konu faturalara ilişkin davacı şirket yetkilisinin isticvap beyanına başvurulmuş, aşamalarda sunulan beyanlar gibi 2 adet faturada imzası olan …’ın çalışanı olduğunu kabul edilmiş, diğer faturalar yönünden malların teslğim alınmadığını, … isimli kişilerin çalışanı olmadıklarını beyan etmiş, sgk kayıtkarının incelenmesinde de davacının bu isimlerde çalışanlarının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Fatura tek başına bir sözleşme olmayıp akdin ifasını gösteren bir belge niteliğindedir. Faturaya dayalı bir borcun varlığı öncelikle temel borç ilişkisinin varlığına bağlıdır. Faturalara davacı tarafından itiraz edilmemesi fatura içeriğinin kabulü bakımından yasal bir karine oluştursa da, bu karine fatura bedeline ilişkin olup, fatura düzenlenmesine sebep olan hizmet veya ürünün verildiğini ispata ilişkin değildir. Bu durumda davalının düzenlemiş olduğu faturalara dayanak hizmetin sözleşme kapsamında verildiğine ilişkin ispat yükünün davalı üzerinde olduğu kabul edilerek, davalının bu hususu ispata yönelik fatura dışında delil ibraz etmediği, davacı tarafın defterlerinde fatura kayıtlarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Ticari hayatta her tacir basiretli davranmakla yükümlüdür. Cevap dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı görülmekle; davacı tarafça kabul edilen … ve … bedelli fatura miktarları toplam fatura bedelinden düşülerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davacının …-TL yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 13.878,55.-TL harçtan, peşin olarak alınan 4.880,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.998,13-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan davetiye, müzekkere, bilirkişi giderinden ibaret 1.552,55- TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı üzerinden hesaplanan 1.103,80.-TL yargılama gideri ile ilk dava gideri olan 4.913,92-TL olmak üzere toplam 6.017,72.-TL nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4- Davalı tarafından yapılan 244,50.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranı üzerinden hesaplanan 70,60.-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA, ,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden takdir ve hesap edilen 31.443,82.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret oranınca hesaplanan 13.217,60- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere tarafların göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. …’ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı