Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/72 E. 2022/86 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/72
KARAR NO : 2022/86
DAVA : Tazminat (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2015
KARAR TARİHİ: 28/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 02/04/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının kardeşi olan davalı …’ın kendisinden talep etmesi sonucu 16/09/2011 tarihinde Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı …Isıtma Soğutma Mimarlık Teknik Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ni kurduğunu ve bu şirketle ilgili olarak yapılacak tüm işlemler için tüm genel yetkileri ihtiva eden Antalya 12. Noterliği’nin 16/09/2011 gün ve … yevmiye nolu vekaletnamesini çıkartarak davalı kız kardeşini yetkili kıldığını, davalının başlangıçtan itibaren davacıya hiçbir bilgi vermediğini ve hiçbir belge bilanço rapor sunulmadığını, şirketin tüm kaynaklarını ve gelirlerini sadece kendi menfaati için kullandığını, şirketi aşırı borçlandırdığını ve bu borçları ödemeyip davacı üzerine bırakmaya çalıştığını, bu borçlardan dolayı Antalya 15. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı, Antalya 10. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı ve Antalya 11. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı dosyalarından icra takibi başlatıldığını, ayrıca davalının miras yoluyla kendisine ve diğer mirasçılara intikal eden bazı taşınmazların satarak ortaklığın giderilmesi maksadıyla izaleyi şüyu davaları açtığı, bu nedenle davalının açmış olduğu Dikili Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve Manisa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı izaleyi şuyu dava dosyalarındaki hak ve alacaklarının, bu davalar neticesinde kendisine intikal edecek olan bedeller üzerine ihtiyati tedbir konulmasını ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250.000,00 TL maddi tazminatın zararın oluştuğu tarihlerden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yine 50.000,00 TL manevi tazminatın ise davalının vekaletten azledildiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 28/12/2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öz kardeşi olan davacının kendisine … Isıtma Soğutma Mimarlık Teknik Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin işlerini takip etmesi için vekalet verdiğini, şirketin çalışmalarını birlikte yürüttüklerini, işler ve taahhütler aldıklarını, bu ticari faaliyetler sırasında hem alacaklı hem borçlu olduklarını, eşiyle birlikte özverili bir şekilde çalıştıklarını ve bu çalışmaları sırasında maaş almadıklarını, sektördeki daralma, kriz, ödemeler dengesinin bozulması gibi sebeplerle borçlarını ödeyemez hale geldiklerini, ancak her aşamada davacıyı bilgilendirdiklerini, şirketin tüm defter ve kayıtlarının kardeşi olan davacıda olduğunu, davacının iddia ettiği gibi vekalet görevini kötüye kullanmadığını, kasıtlı hiçbir davranışı olmadığını, murislerinden intikal eden taşınmazlarla ilgili davacı ve diğer kardeşleri aleyhine ortaklığın giderilmesi davası açtığını, bunun karşılığında da kardeşinin bu davayı açtığını, davacının büyük hissedarı olduğu şirketin kendilerince batırıldığı ve bunun karşılığında kendisi ve eşinin mal varlıklarına sahip olduğu yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Asli Müdahile talep eden … Isıtma Soğutma Mimarlık Teknik Makina Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti vekili 09/11/2015 tarihli dilekçesinde özetle; eldeki davanın şirket ortağı davacı … adına açıldığını, davacının Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün …numarasına kayıtlı …Isıtma Soğutma Mimarlık Teknik Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin en büyük hissedarı olması sebebiyle, davalının vekalet görevini kötüye kullanması ve haksız mal edinmesinden dolayı, doğrudan doğruya zarar görmüş olmakla birlikte; diğer asli müdahil … Isıtma Soğutma Mimarlık Teknik Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi de ayrıca ve tüzel kişi olarak zarara uğradığını beyanla, …Isıtma Soğutma Mimarlık Teknik Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin davaya, dahili davacı olarak kabulüne, davalının; davacı tarafından kendisine verilen vekaleti kötüye kullanmak suretiyle sebebiyet verdiği maddi-manevi zararlar tutarı olarak; şimdilik ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 250.000,00 -TL maddi tazminatın zararın oluştuğu tarihlerden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 50.000,00.-TL manevi tazminatın, davalının vekaletten azledildiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacıları açıkça zarara uğratan davalının; davacıların zararlarının tazminini imkansızlaştırmaması bakımından ve daha sonra telafisi çok güç yahut imkansız zararların önüne geçilebilmesi maksadıyla; davalı tarafın açmış olduğu, Dikili Sulh hukuk Mahkemesi’nin … Esas, İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, Manisa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı izaleyi şüyu dava dosyalarındaki hak ve alacaklarının, bu davalar neticesinde kendisine intikal edecek olan bedeller üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, masraf ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.
Fer’i müdahil … vekili 15.04.2019 tarihli müdahale dilekçesinde özetle; mahkememiz dosyası ile davalı aleyhine tazminat-alacak davası açıldığını, dava dışı …’nın davacıdan alacaklı olduğunu, alacaklarının İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, söz konusu icra takibinin halihazırda derdest olduğunu, bu itibarla …’nın hak ve alacaklarının saklı tutulabilmesi için işbu davaya müdahale talebinde bulunulması zorunluluğu doğduğu beyan etmiştir.
Taraflara duruşma gün ve saatini bildirir usulüne uygun tebligatların yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak; …Isıtma Soğutma Mimarlık Teknik Makine Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin ana sözleşmesi, şirket ortakları ve hisseleri ile şirketin kurulduğundan itibaren temsile yetkili mesul müdürleri celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak; … Makina Teknik İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin ortaklarının kimler oldukları, hisse oranları ile şirketi temsile yetkili mesul müdürünün şirketin kurulduğu tarihten itibaren kim olduğuna ilişkin kayıt ve belgeler celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya 11. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak; … Esas sayılı dava dosyası uyap sistem üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
İstanbul/Anadolu 14. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas ve … Esas sayılı dosyaları uyap sistem üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya 10. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak; … Esas sayılı takip dosyalarının uyap sistüm üzerinden gönderildiği görüldü.
Dosya Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/10/2016 tarihli ara karar 1 nolu bendi gereğince re’sen seçilecek 1 hukukçu ve 1 mali müşavir bilirkişiye tevdii ile davacı …Isıtma… Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinin uhtesinde bulunduğu muhasebecinin bürosunda bizzat inceleme yapılarak dosyaya ilgili kurumlardan (Vergi dairesi, bankalar vs.) getirtilen belge ve kayıtlar mahkememizce davacı şirkete ilişkin toplanan deliller taraf vekillerinin beyanları ve dilekçeleri incelenmek suretiyle davacı vekilinin 15/06/2016 havale tarihli dilekçesindeki talepleride değerlendirilerek …Isıtma…Ltd.Şti nin kuruluş tarihi olan 16/09/2011 tarihinden dava tarihi olan 26/03/2015 tarihine kadar olan dönem içerisinde adı geçen şirketin gelir ve giderlerinin ne kadar olduğunun tespiti ile şirketin yönetiminden kaynaklı olarak davacı asilin veya davacı yanında müdahil olan davacı şirketin uğramış olduğu bir kazanç kaybı olup olmadığı, var ise ne kadar olduğunun davacı asil ve müdahil davacı şirket yönünden ayrı ayrı belirlenerek rapor tanzimine karar verilmiş, mali müşavir … ve hukukçu … tarafından 06/01/2017 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur.
Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/11/2017 gün ve …. Esas, … Karar sayılı kararı ile davalının 6098 sayılı TBK.’nun 547-550. Maddeleri kapsamında düzenlenen ticari temsilci olduğu, davanın ticari temsilcinin vekalet görevini kötüye kullanması iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebi olduğu, 6102 sayılı TTK’nun 644/1-a maddesi yollamasıyla dava tarihi itibariyle yürürlükte olan TTK’nun 553. Maddesindeki düzenleme ile TTK bünyesinde sorumluluk davalarına yer verildiği gerekçesiyle ticari davalardan olan sorumluluk davası yönünden görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, Antalya BAM 11. Hukuk Dairesinin 12/10/2018 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilerek dosyanın Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce yargılama sırasında; Dosya davacının vekalet akdinin kötüye kullanılması nedeniyle talep ettiği maddi tazminat miktarına ilişkin olarak dava dışı şirket kayıtları, tarafların banka hesapları, ayrıca dosyadaki icra takip dosyaları ile birlikte değerlendirilmek suretiyle rapor tanzimi için re’sen seçilecek bir mali müşavir ve bir borçlar/ticaret mevzuatında uzman nitelikli hesaplama bilirkişisine tevdine karar verilmiş, bilirkişiler mali müşavir …ve borçlar/ticaret mevzuatında uzman … tarafından sunulan 05/11/2021 tarihli raporda özetle; “…a) Şirketin kuruluşu 16.09.2011 tarihi olduğu, aynı gün Antalya 12. Noterliğinden davalı …’ şirketin yönetimi ile ilgili tam yetki verildiği, 04.06.2016 tarihinde de şirketi yönetmekle ilgili olan vekaletin iptal edildiği.
b) Her ne kadar vekalet 04.06.2014 tarihinde iptal edilerek yönetim bu tarihte davacının tekeline geçmiş olsa da davalının işlemlerinin yansımaları bir müddet daha devam edeceği kanaatiyle 2014 yılı sonu itibari değerlendirme yapıldığı,
c) Vekalet akdinin kötüye kullanılmasının takdiri Sayın Mahkemede olduğu,
d) Vekaletin iptal edildiği 04.06.2014 tarihinde İşletmenin aktifinde bulunan varlıkların teslim edilmemiş/tahsili imkansız hale gelmiş olması durumunda; davacının 2014 yılı sonu itibari ile toplam zararının 759.899,29.-TL olabileceği,
e) Vekaletin iptal edildiği 04.06.2014 tarihinde işletmenin aktifinde bulunan varlıkların teslim edilmiş/alacakların tahsilinin mümkün olması durumunda; davacının 2014 yılı sonu itibari ile toplam zararının 1.973.30.-TL olabileceği,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı tanıkları dinlenmiştir.
Mahkememizin 23/11/2021 tarihli oturumunda 2 nolu ara karar ile davacı ile asli müdahale talebinde bulunan şirketin talep ettikleri 250.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat istemlerine ilişkin olarak özellikle davacı … yönünden maddi tazminat zararına ilişkin zarar kalemlerini netleştirmesi, manevi tazminat istemine ilişkin olarak da hangi hususta ve hangi gerekçeyle manevi tazminat talep ettiğini açıklaması, ayrıca zararların doğrudan kendisinin zararı olup olmadığı, şirketin zararı olup olmadığı hususunda açıklayıcı beyanda bulunması için HMK 31 ve 119. Maddeleri gereği 1 haftalık kesin süre verilmiştir.
Davacı, asli müdahale talebinde bulunan şirket vekili 27/11/2021 tarihli dilekçesinde; davacı yönünden talep ettikleri 250.000 TL maddi zarar yönünden dava dilekçesi 7 nolu bendde izah edilen zararı olduğu belirtilmiştir. Asli Müdahale talebinde bulunan şirket yönünden de aynı maddi-manevi tazminat kalemleri tekrarlanmıştır.
Davacı vekili 16/11/2021 tarihli dilekçesi ile; maddi tazminat taleplerini toplam 250.000,00.-TL.’den 759.899,29.-TL.’ye (toplam dava değerinin 300.000,00.-TL.’den 809.899,29.-TL.’ye) arttırılmasını, manevi tazminat da dahil olmak üzere tüm bu alacaklara; davalının vekaletten azledildiği tarihten itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, ticari vekilin vekalet görevini kötüye kullandığı iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyada bulunan Antalya 12. Noterliğinin … tarih … nolu vekaletnamesinde …Isıtma Soğutma Mimarlık Teknik Makine Sanayi ve Tic Ltd. Şti’ni temsilen …’nın, şirketle ilgili araç satın alma, araç satışı, elektrik, doğalgaz, su bağlatma, telefon, abonelik yetkisi vb. bir dizi işlemlerde vekil tayin ettiği görülmüştür. Söz konusu vekaletin Karşıyaka Noterliğinin 04/06/2014 tarih … yevmiye sayılı azilnamesi ile iptal edildiği görülmüştür.
Şirkete ait dosyada bulunan şirket ana sözleşmesinde davacı …’nın 20 yıl süre ile şirket müdürü olarak tayin edildiği görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 547/1 maddesinde“Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/12/2019 tarih 2018/2428 E. 2019/8116 Karar sayılı emsal içtihadında “Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 449/1. maddesinde ticari temsilcinin tanımı; “ticari temsil, bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak bilvekale imza vazetmek üzere sarih veya zımni kendisine mezuniyet verilen kimsedir” şeklinde yapılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 547/1 maddesinde ise ticari temsilciyi “Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bunun yanında ticari vekilin tanımı, ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi verilmeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir şeklinde yapılmıştır. Ticari temsilci gibi ticari vekalet de, BK’nun 32 vd. (TBK 40 vd.) maddelerinde düzenlenmiş temsilin ticari hayatın ihtiyaçlarına uydurulmuş bir türüdür. Dolayısıyla ticari vekalet, ticari temsil gibi tek taraflı hukuki işlemle verilen bir temsil yetkisini içerir. Hukuksal statüsü belirlenmek istenilen kişinin; şirket içerisindeki pozisyonu, yetkisinin kapsamı, gördüğü iş, çalışma koşulları, aldığı ücret vs birlikte değerlendirilerek işçi mi ticari temsilci mi yoksa ticari vekil mi olduğu belirlenmelidir…” şeklinde belirtilmiştir.
Dava konusu somut olayda, davacı şirket müdürü işletme sahibi tarafından şirket adına davalı …ın ticari vekil tayin edildiği görülmüştür.
Davacı şirket ortağı tarafından maddi ve manevi zararlarının tazmini istemine ilişkin talepte bulunulmuştur.
Şirket yönünden ise; asli müdahale talebinde bulunulmuş ve aynı maddi-manevi zarar kalemleri talep edilmiştir.
Kurucuların, Yönetim Kurulu Üyelerinin, Yöneticilerinin ve Tasfiye Memurlarının Sorumluluğunu Düzenleyen TTK’nun 553. maddesinde; ” Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. ”
TTK’nun 555. Maddesinde de; “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.” düzenlemesi mevcuttur.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04/03/2015 tarih, 2014/18180 Esas, 2015/2931 Karar sayılı emsal içtihadında; “… Yönetici aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı ortaklığa aittir. Ancak, zarar gören ortakların da yöneticiler aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Yöneticinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların da dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar payları oranında ortakları etkiler. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Limited şirketlere uygulanacak anonim şirketlere ilişkin hükümlerin gösterildiği dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 644. maddesi gereğince, şirket yöneticilerinin sorumluluğu hakkında anonim şirketlerin bu konudaki hükümlerinin limited şirketlere de uygulanacağı belirtilmiştir. Davacı, davalı yöneticinin eylemleri ile şirketin doğrudan, kendisinin ise dolaylı olarak yani şirkete verildiği iddia olunan zarardan dolayı uğradığı zararın tazminini de terditli olarak istemiştir. Limited şirket yöneticileri hakkında da geçerli olan hükümler uyarınca şirket yöneticisi hakkında ortakların ve şirket alacaklılarının tazminat davası açma hakkını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 555. maddesi gereğince “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.”…”düzenlemesi mevcuttur.
Davacı şirket ortağı tarafından ticari vekil aleyhine maddi ve manevi tazminat talep edilmiş olup, tazminat kalemlerinin dava dilekçesinin 7. Bendinde belirtildiği, davacı vekilinin 27/11/2021 tarihli dilekçesinde ifade edilmiş olup, incelenmesinde, zarar kalemlerinin şirketin vergi borcu, SGK borcu, bankalar tarafından şirket ve kendisi aleyhine yapılan icra takipleri nedeniyle uğradığı zarar ile şirketin kasasında olduğu belirtilen para, şirkete ait araçlara ilişkin talepler olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda verilen kanun maddeleri ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede:Her ne kadar davacı tarafından davalı ticari vekil aleyhine vekalet görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat istemli olarak talepte bulunulmuş ve zarar kalemlerinin davalıdan tahsili talep edilmiş ise de; TTK’nun 555. Maddesinin emredici hükmü gereği şirketin uğradığı zararın tazmininin pay sahibi tarafından dava edilebileceği, pay sahibinin tazminatın ancak şirkete ödenmesini talep edebileceği, davacının zararın kendisine ödenmesini talep ettiği, doğrudan zararına ilişkin ise taleplerini netleştirmediği, şirket ile aynı zarar kalemlerini talep ettiği görülmekle taraf sıfatı, aktif husumet yokluğu nedeniyle pay sahibi davacının açtığı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Asli müdahale talebinde bulunan dahili davacı olduğunu beyan eden …Isıtma Soğutma Mimarlık Teknik Makina Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yönünden yapılan değerlendirmede;
Asli müdahil sıfatıyla talepte bulunan …Isıtma Soğutma Mimarlık Teknik Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili 09/11/2015 tarihli dilekçe ile davaya dahili davacı olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (dahili davalı – dahili davacı) diye bir müessese bulunmayıp, ıslah suretiyle dahi tarafın değiştirilemeyeceği genel usul kuralıdır. Bir başka anlatımla zorunlu dava arkadaşlığı hariç bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilmesi olanaksızdır. Davada taraf olmayan kimse veya kişi hakkında hüküm kurulamaz.(HMK. 297. md.).
Mecburi dava arkadaşlığı, HMK 59. Maddesinde “Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hallerde mecburi dava arkadaşlığı vardır.” şeklinde düzenlenmiş, mecburi dava arkadaşlarının davadaki durumuna ilişkin 60. Madde de ise; “Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır…” şeklinde belirtilmiş olup, dava konusu somut olayda, davacı pay sahibi ile dahili davacı olarak davaya kabulüne karar verilmesi istenen şirketin mecburi dava arkadaşı olmadıkları, ıslah suretiyle dahi tarafın değiştirilemeyeceği dikkate alındığında davacının dahili davalı olarak davaya kabulü mümkün değildir.
Asli müdahillik talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise;
Burada, davaya müdahale kavramının açıklanmasında yarar vardır.
Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. Dava kendisine ihbar edilen kişinin de aynı şartlarda bir başkasına ihbarda bulunması mümkündür ve bu şekilde ihbar tevali ettirilebilir. İhbar yazılı olarak yapılır; ihbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir. Davanın ihbarı sebebiyle yargılama bir başka güne bırakılamaz ve ihbarın tevali etmesi gibi zorunlu olan durumlar dışında süre verilemez. Dava kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir. İhbar edilen davada verilen hükmün ihbar eden kişiye etkisi hakkında 69 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.
Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Bu davaya asli müdahaledir. Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.
6100 sayılı HMK 65. maddesinde; ” Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.
Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.” düzenlemesi mevcuttur.
Kanunda da açıkça anlaşılacağı üzere; kanun koyucu asli müdahaleyi açıklarken “dava açabilir” ifadesini kullanırken; fer-i müdahalede ise ” yer alabilir” ifadesini kullanmıştır. Bilindiği ve 07.12.1964 gün ve 3/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği üzere; Dava, mahkemeden verilecek bir hükümle, bir iddia üzerinde hukuki korunmanın sağlanması dileğidir. Kanunun gerekçesinde de belirtildiği üzere; , doktrin ve uygulamada tereddüt etmeden kabul edilen ve bazı kanunlarımızda açıkça veya dolaylı olarak zikredilen (örneğin, Kadastro Kanunu), ayrıca yabancı ülke kanunlarında da yer verilen aslî müdahale kurumu kanunda düzenlenmiştir. Aslî müdahale, çelişkili kararların önüne geçmek, gerçeğin ortaya çıkartılması, usul ekonomisi, hukukî dinlenilme hakkının tam gerçekleştirilmesi, muvazaalı yargılamaların önüne geçmek gibi amaçlara hizmet eden bir kurumdur. Zaman bakımından, hüküm verilinceye kadar aslî müdahalede bulunulması kabul edilmiştir. Özellikle konusu aynı olan davalardaki hak veya şeyle ilgili çelişkili kararların önüne geçmek bakımından, hükme kadar müdahalenin mümkün olduğu kabul edilmiştir.
Aslî müdahale davasını diğer davalardan ayıran temel özellik, aslî müdahalede bulunmakta hukukî yararı olan kimsenin, ilk davanın veya yargılamanın görüldüğü mahkemede, ilk davanın veya yargılamanın taraflarını davalı göstererek dava açması ve bu iki davanın birlikte görülmesidir. Ancak, aslî müdahale şartları oluşsa da, hak iddiasında bulunan üçüncü kişi, yetkili ve görevli olmak kaydıyla ilgili mahkemede ilk davanın taraflarına karşı bağımsız bir dava da açabilir. Yani, aslî müdahale bir zorunluluk değil, üçüncü kişiye tanınan bir imkândır. Bu sebeple, kanunda üçüncü kişinin dava açacağı şeklinde mutlak ifade kullanılmayıp dava açabileceği belirtilmekle yetinilmiştir.
Asli müdahil, davacı sıfatıyla derdest davanın taraflarını davalı göstererek bir dava açmalıdır. Öğreti görüşü de bu yöndedir;
“Asli müdahil, davacı sıfatıyla derdest davanın taraflarını (bu davanın davacısını ve davalısını) davalı göstererek bir dava açmalıdır …”
“…Asli müdahale, derdest davanın görülmekte olduğu mahkemeye verilen dava dilekçesiyle olur…”
(YILMAZ, Ejder., Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. Baskı, Yetkin yayınları, s.615)
“…Asli müdahale talebi, dava olması sebebiyle m. 119 daki unsurları içermelidir…”
(YILMAZ, Ejder., Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. Baskı, Yetkin yayınları, s819)

“…Asli müdahale ile görülmekte olan davanın taraflarına karşı ayrı ve bağımsız bir dava açılmaktadır…”(PEKCANITEZ,Hakan/ATALAY,Oğuz/ÖZEKES, Muhammet., Medeni Usul Hukuku, 14. Bası, Yetkin Yayınları, s. 348)
“…Asli müdahale davasının, ilk davanın davacısına ve davalısına karşı birlikte açılması zorunludur…”
…İlk davanın davacısı ve davalısı, asli müdahale davasının davalı tarafında mecburi dava arkadaşıdır…”(KURU,Baki/ARSLAN, Ramazan/YILMAZ, Ejder., Medeni Usul Hukuku, 16. Bası, Yetkin Yayınları, s. 602-603)
Genel kural olarak belirtmek gerekir ki; HMK.nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime aittir. Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların tavsifleri ile bağlı değildir. Kanunları re’sen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki neticei talepleri karara bağlamakla mükelleftir ( 4.6.1958 ve 15/6 sayılı İBK).
Somut olaya dönüldüğünde; yukarıdaki usul şartlarına uygun olarak, ilk davanın taraflarının davalı gösterildiği bir dava dilekçesi sunulmamıştır. Zira, içerikten de, ilk davanın taraflarının davalı olmadığı, böyle bir iradenin de olmadığı anlaşılmaktadır. İlk davanın davalısına bir irade yöneldiği anlaşılmaktadır ki bu da asli müdahale sayılamaz. Usulen açılmış bir asli müdahale davası da mevcut değildir. Harç yatırılması ise tek başına usule uygun olmayan talebe hukuken değer verilmesini gerektirmez. Harç bedeli mahkememizce hükümde iade edilmiştir. Mahkememize asli müdahale şeklinde açılmış bir dava usulen kabul edilmediğinden, davanın reddine değil, asli müdahillik talebinin reddine karar verilmiştir. Bu nedenlerle, asli müdahale talebi reddedilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacı …’in davasının taraf sıfatı (aktif husumet) yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Asli Müdahale talebinde bulunan …Isıtma Soğutma Mimarlık Teknik Makina Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin talebinin HMK 65.maddesindeki şartları taşımadığı görülmekle REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca davacının yatırmış olduğu harç ile ilgili alınması gerekli 80,70 TL ret harcının peşin alınan harçlar ve ıslah ile alınan harç toplamı olan 13.831,05 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 13.750,35 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya İADESİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca asli müdahale talep eden şirketin yatırmış olduğu harçların istek halinde karar kesinleştiğinde iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince davacının açmış olduğu maddi tazminat talebine ilişkin dava ile ilgili hesaplanan (AAÜT m. 10/4) 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince davacının açmış olduğu manevi tazminat talebine ilişkin dava ile ilgili hesaplanan (AAÜT m. 10/4) 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı ve asli müdahil talep eden tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
8-Taraflarca yatırılan, artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2022
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır