Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/586 E. 2022/608 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/586
KARAR NO : 2022/608
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/11/2019
KARAR TARİHİ: 06/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; 29/01/2018 tarihinde 02:20 sıralarında davalı tarafından sigortalanmış, sürücü …sevk ve idaresindeki … adına kayıtlı … plakalı araç ile çift taraflı yaralamalı/ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda müvekkilinde, Akdeniz Üniversitesi Hastanesinden alınan engelli sağlık raporuna göre %22 oranında sürekli iş göremezlik durumu ortaya çıktığını, kaza sebebiyle müvekkilinin vücudunda çok ağır yaralanmaları meydana geldiğini, engelli durumuna düştüğünü, müvekkilinde geçici ve sürekli iş göremezlik durumu meydana geldiğini, kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunduğunu beyan ederek; sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. (H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı def-inde bulunduklarını, kusur oranının tespiti gerektiğini, gerçek zararın tespitinin gerektiğini, faiz talebinin ve türünün yerinde olmadığını, müterafık kusur ve hatır taşımacılığı indirimi talebinde bulunduklarını beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava,trafik kazasından (haksız fiilden) kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6.TBK m. 50 gereği; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
7.Davalı, zaman aşımı def-inde bulunmuştur. Kaza tarihi, 29/01/2018, dava tarihi ise 26/11/2019’dur.
8.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72-73 maddeleri arasında düzenlenen zamanaşımı, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olup, alacak hakkı alacaklı tarafından, yasanın öngördüğü süre ve koşullar içinde talep edilmediğinde etkin bir hukuki himayeden, başka bir deyişle, dava yoluyla elde edilebilme olanağından yoksun bırakılmaktadır. Zaman aşımı hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i olup; usul hukuku anlamında ise, bir savunma aracıdır (Kuru, Baki:Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:IV, İstanbul 2001, Cilt:2, s.1761;Von Tuhr. A.:Borçlar Hukuku (C.Edege Çevirisi), Ankara 1983, Cilt:1-2, s.688 vd.;Canbolat, Ferhat:Def’i ve İtiraz Arasındaki Farklar ve İleri Sürülmesinin Hukuki Sonuçları, EÜHF Dergisi, Cilt:III, Sayı:1, Kayseri 2008, s.255 vd.; HGK’nun 06.04.2011 gün ve E:2010/9-629, K:2011/70 sayılı ilamı). 098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72. maddeye göre; Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. 2918 sayılı Karayolları trafik kanunu’nun 109 uncu maddesi gereğince de ; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.
9.Kaza tarihi ve dava tarihi, bunun yanında, olayda yaralanmanın mevcut olması karşısında, davalının zaman aşımı def-inin yerinde olmadığı açıktır. Bu nedenle, zaman aşımı def-inin reddi gerekmiştir.
10.Mahkememizce kaza mahallinde keşif yapılmış ve kusura ilişkin bilirkişi raporu aldırılmıştır.
11.10/11/2020 tarihli kusur bilirkişi raporunda özetle; …plakalı araç sürücüsü …’nın 2918 sayılı kanunda belirtilen 57/1-a, 47/1-c, 84/h maddeleri ile yönetmeliğin 95,101,109 uncu maddelerini ihlal ettiği; …plakalı araç sürücüsü …’ın kusurunun olmadığı belirtilmiştir.
12.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
13.Tazminat yargılaması hususunun ceza yargılaması ile ilişkisi de 6098 sayılı “Türk Borçlar Kanunu”nda (m. 74) düzenlenmiştir. Buna göre;
“Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.”
14.Ayrıca; aynı ilke hukuk uygulamasında yerleşmiş olmakla; T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/17-50 esas , 2011/231 karar nolu 27/04/2011 karar tarihli mahkememizce de emsal görülen kararından özetle belirtildiği üzere, ceza mahkemesince verilen beraat kararı , kusur ve derecesi , zarar tutarı, temyiz gücü ve isnat yeterliliği , illiyet gibi esaslar hukuk hakimini bağlamaz.
15.Ceza mahkemesindeki bilirkişi raporunda, …’nın asli kusurlu olduğu, …’ın tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu, kaza tespit tutanağı ile ve dosyada görülen sigorta tahkim komisyonu bilirkişisi raporu ile uyumludur ve bu nedenle, hükme ve denetime elverişlidir. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; …’ın, kazanın oluş şekli itibariyle, kaza yerine yakın olan sürücünün, kazanın anilik unsuru dikkate alındığında, sürücü olarak intikal mesafesi içinde alabileceği tedbir veya yerine getirilebilecek durumu ve zamanı da kalmadığından, aniden gelişen olap karşısında kural ihlali olmadığı belirtilerek, ceza dosyasına sunulan rapordan ayrılma sebebi de belirtilmiştir.

16.6100 sayılı HMK’nın 266/1. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Trafik kazasına etki eden ve tarafların kusur durumlarının belirlenmesinde rol oynayabilecek olan araç hızlarının tespiti, aracın teknik özelliklerine göre kazanın oluş şeklinin belirlenmesinde zorunluluk bulunması vs. gibi bir durum yoksa, kazadaki kusur oranlarını belirlemenin teknik bilgiyi gerektiren bir yönü bulunmamaktadır.(Yargıtay 17. HD., 2019/2909 E,2020/7805 K.)
17.Bu açıklamalar ışığında, kazada, mahkememizce aldırılan kusur raporundaki içerik ve tespitler kabule göre yerindedir ve sonuç olarak, davalı sigortalısı %100 kusurludur ve davacının kusuru mevcut değildir.
18.Davacının maluliyetine ilişkin ATK’dan rapor aldırılmıştır. … tarihli, …sayılı ATK raporunda özetle; davacının, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği gereği %22 oranında sürekli maluliyetinin olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren dokuz aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
19.Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
20.Kaza tarihi, 29/01/2018’dir. Maluliyet raporunun, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi gerektiğinden ve …tarihli, …sayılı ATK rapor bu yönetmeliğe göre düzenlenmediğinden mahkememizce tekrar rapor aldırılmıştır.
21…. tarihli, …karar sayılı ATK raporunda özetle; davacının, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, % 21 oranında sürekli maluliyetinin olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren dokuz aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
22.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
23.Mahkememizce aktüerya bilirkişisinden rapor aldırılmıştır.
24.04/06/2022 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda özetle; davacının, geçici iş gücü kaybından doğan maddi zararının …TL olduğu, sürekli iş gücü kaybından doğan maddi zararının …TL olduğu belirtilmiştir.
25.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
26.Davacı vekili, aşamalarda, taleplerini artırmış ve bu dilekçe davalıya tebliğ edilmiştir.
27.Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
28.Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. İtirazlar hukuken yerinde değildir.

29.Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporları, taleple bağlılık ilkesi gereği, Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile; … ₺ (tl) sürekli iş göremezlik tazminatının 15/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile; … ₺ (tl) geçici iş göremezlik tazminatının 15/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına karar vermek gerekmiştir.
30.Davalı cevap dilekçesinde, hatır taşımacılığı ve müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini beyan etmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. HD’nin 2018/1905 E, 2019/449 K sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; Hatır taşıması, zarar görenin ücret mukabili taşınmadığı bir taşıma türüdür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51/1. maddesinde hakimin tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 52/1. maddesinde ise zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında yahut artmasında etkili olmuş ya da tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakimin tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği düzenlenmiştir. Somut olaya/dosyaya bakıldığında, hükmedilen tazminattan natır taşımacılığı ve/veya müterafık kusur indirimi yapılmasını gerektirir bir bilgi ve belgeye rastlanmadığından, adı geçen indirimler yapılmamıştır.
31.Dosyaya baktığımızda; davanın trafik kazasına dayandığı anlaşılmaktadır ve genel kural olarak Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup, tazminat borcu haksız fiil tarihinde muaccel olur. Başka bir ifade ile haksız fiillerde borcun muaccel hale gelmesi ihtarı gerektirmez. Bu durumda, davacı tarafın ıslah yolu ile talep ettiği tazminata da, talep var ise talep ettiği gibi kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir(Yargıtay 17. HD., 2008/2484 E., 2008/4216 K., Yargıtay 11. HD., 25.1.2007 tarih, 2005/14182E.,2007/809 K.)Haksız eylemden kaynaklanan tazminat  davalarında, olay tarihinden faiz yürütülmelidir(fur semper in moro). Temel kuralı belirtir bu genel açıklamaların yanında, somut olayda dava, sigorta şirketine karşı açılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigorta şirketine başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Dosya arasında bulunan belgelerden, davacının, davalıya başvuru tebliğ tarihi 04/03/2019’dur. 8 iş günü sonrası ise, 15/03/2019’dur. Her ne kadar davacı vekili, dilekçesinde, 13/03/2019 tarihini belirtmiş ise de bu 8 iş günü sonrasını değil, 8 gün sonrasını işaret etmektedir. Mahkememiz faiz başlangıç tarihini 15/03/2019 olarak kabul etmiştir. Ticari faiz istemi ise, ticari iş söz konusu olmadığından, haksız fiil söz konusu olduğundan kabul edilmemiş, yasal faize hükmedilmiştir. Yine bakıldığında, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, poliçedeki teminat limiti 330.000,00 TL’dir. Poliçe 2017 başlangıçta tarihi olmakla, ilgili yıl teminat limiti 330.000,00 TL dir . 2018 yılı teminat limiti de 360.000,00 TL’dir. Kaza tarihi 2018 olsa da poliçe teminat limiti 330.000,00 TL’dir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜ İLE; … ₺ (TL) sürekli iş göremezlik tazminatının 15/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
2-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜ İLE; … ₺ (TL) geçici iş göremezlik tazminatının 15/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
3-Davacı tarafça yatırılan 44,40 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 44,40 ₺ (TL) peşin harç ve aşamalarda yatan 1.213,00 ₺ (TL) tamamlama harcı toplamı 1.257,40 ₺ (TL)’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 26.066,60 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 1.301,80 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi-keşif ücreti gideri toplamı 4.008,00 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 36.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili … ve davalı vekili …ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2022
Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır