Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/529 E. 2021/740 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/529 Esas
KARAR NO : 2021/740
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 26/10/2016
KARAR TARİHİ : 11/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili …’in otobüs durağında bekleme yaparken, davalı sürücü …’ın kullanmış olduğu … plakalı otobüsün çarpması sorucu yere düştüğünü, otobüsün ön ve arka tekerlerinin müvekkilinin her iki ayağının üzerinden geçtiğini, kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin şu an yürüyemediğini, sakat kalma ihtimalinin yüksek olduğunu ve bakıma muhtaç olduğunu, kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağına göre kazanın oluşumunda davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin 64 yaşında olup, bu kazadan sonra yürümesinin ve eski sağlığına kavuşmasının çok zor olduğunu, müvekkili hastanede kaldığı bu zaman zarfında tüm masrafları SK tarafından karşılanmadığı için kendisinde ve çocuklarınında bir hayli masraf yaptıklarını, davalı … şirketinin kazaya karışan davalıya ait … plakalı otobüsün mali sorumluluk sigortasını yaptığını, sigorta şirketi yönünden taleplerinin sadece maddi tazminat yönünden olup, poliçede belirtilen sorumluluk oranında olduğunu, bu nedenlerle maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …’ın mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, Davanın kabulünün mümkün olmadığını, Davalılardan … plaka numaralı şehir içi minibüste işçi olarak çalıştığını olay tarihi olan 26/08/2016 tarihinde yolcu indirip bindirmek için Antalya Atatürk Devlet hastanesi acil giriş yakınında vatan caddesi istikametinde bulunan minibüs durağına giriş yaptığımda önümde birkaç tana daha otobüs durağına giriş yapan dolmuşlar olduğunu ve kendisi yolcularını durağın müsait olan kısmında indirip yeni binecek olan yolcuları alıp yoluma devam etmek için uygun noktayı seçmek adına önündeki minibüsleri 1-2 m mesafede kademeleri olarak onlar ilerledikçe ilerleyen kontrollü şekilde çok düşük bir hızda takip ettiğini, o sırada arka taraftan bîr takım yolcuların seslenmesiyle aracını kontrollü şekilde durdurduğunu, aşağı indiğinde aracın arka tarafında kaldırımın bitip yol kısmının başladığı alanda yatan bir bayan olduğunu, kendisinin önündeki araca yetişmek için koşarken düştüğünü, öndeki araç yüzünden koşmak zorunda kaldığını ve bu nedenle yola düştüğünü ve ayağının arka tekerleğin altında kaldığını bağıra bağıra söylediğini, kendisinin sağlık ekiplerini çağırdığını, davacı vekilinin beyanlarını kabul etmediğini, davacının durakta taşıt yoluna indiğini, minibüs kamera kayıtları incelendiğinde her şeyin ortaya çıkacağını, davacı …’in zarara kendi kusuru ile sebep olduğunu zararda İlliyet bağının mahkemece kabul edilse bile ilgili kusurlu davranışın davalıda olmadığını belirtilen nedenlerle davanın reddini yargılama giderler iile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Kooperatifinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, Dava yetkisiz yerde açıldığından davanın reddine karar verilmesini, Usule itiraz ettiklerini, Davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekmekte olduğunu, Davalı … kooperatifi olduğunun zorunlu sorumluluk sigortası (ZMSS) poliçesi müvekkil nezlinde sigortalı olduğunu, Mağdurun gerçek zararının alanında uzman bilirkişilerce tespit edilmesi ve tespit edilen tazminat bedelinin sigortacıdan alınarak sigortalıya verilmesi gerekmekte olduğunu, Kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 (Yüzde yüz) oranında belirlenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, SGK tarafında geçici iş göremezlik talebi karşılandığından, geçici iş göremezlik tazminat talebinin reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere bakıcı giderinin tamamından sigorta şirketlerinin sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenlere davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, davacı tarafın iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydı ile öncelikle müvekkilinin … Plaka sayılı aracının trafik sigortası dışında “Genişletilmiş Kaskosu” bulunduğunu, müvekkilinin … Sigorta A.Ş.’nin Müşterisi olduğunu … Başka Kasko Paket Poliçesinin 8. sayfasında bulunan klozunda “-İMM teminatına manevi tazminat talepleri dahil edilmiş olup; Manevi Tazminat teminatı poliçede belirtilen İMM teminatı ile sınırlıdır.” denildiğini, İhtiyari Mali Mesuliyet Miktarının ise 500.000 TL olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın talepleri zaten vekil edenin kasko poliçesi kapsamı içerisinde olmakla güvence altında olduğunu, İhtiyati haciz kararı verilirken bu hususun dikkate alınmadığını, öncelikle müvekkiline ait … plaka sayılı araçta bulunan 130.000 TL tutarlı ihtiyati haczin kaldırılmasını ve davanın … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesini, kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağında belirtilen kusuru kabul etmediklerini, davacı …’in durakta araçların giriş yaptıkları alana girmiş olmakla kanaatilerince kazaya sebebiyet verenin kusurlu taraf olduğunu, uzman bilirkişiler tarafından yapılacak inceleme neticesinde bu hususun belirleneceğini, davacı tarafın kaza sonrasında hangi masrafları yaptığını izah edemediğini, trafik kazası sonucu yaralanma halinde tedavi giderleri, tedavi sırasında çalışılamayan günlere ilişkin zararların, maddi gelir kaybı en önemli maddi tazminat kalemleri olduğunu, davacı tarafın bunlara dair herhangi bir açıklama yapmadan maddi tazminat talebinde bulunmasının kabul edilemeyeceğini, kazaya davacı …’in kusuruyla sebep olduğunu, bu sebeplerle haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosyada mahallinde keşif yapılmış, dosya Makine Mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu … tarihli raporda,
1-… plakalı araç sürücüsü … (Araç maliki …) trafik kazasının oluşumunda %60 (Yüzde altmış) oranında asli kusurlu olduğu,
2- Yaya … trafik kazasının oluşumunda % 40 (Yûzde kırk) oranında, Tali kusurlu olduğunu bildirir rapor sunmuştur.
Dosya kusur oranlarının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkemeye sunulan … tarihli raporda,
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
A)Davalı sürücü …’ın % 10 ( yüzde on ) oranında kusurlu,
B)Davacı yaya …’in % 90 ( yüzde doksan ) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya daha sonra aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu … tarihli raporda,
1-Geçici iş göremezlik maddi tazminatı 117,75 TL
2-Sürekli iş göremezlik maddi tazminatı 5.844,88 TL olmak üzere,
Toplam iş göremezlik maddi tazminatı 5.962,63 TL olarak hesaplandığı,
3-Bakıcı gideri tazminatı 164,7 TL olarak hesaplandığı,
Hesaplanan tazminat tutarının davalı … Koop’nin teminat limiti dahilinde olduğu, görüş ve kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
İş bu dosya Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… sayılı Görevsizlik Kararı ile mahkememize gönderilmiş ve mahkememizde yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, TBK 49 vd. Maddelerine dayalı haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle kusurlu olduğu belirtilen işleten-sürücü ve ZMMS aleyhine açılan maddi tazminat ile sigorta şirketi dışındaki işleten – sürücü aleyhine açılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı” aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu , öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
6098 sayılı TBK 54.maddesinde de bedensel zararlar “bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1-Tedavi giderleri, 2-Kazanç Kaybı, 3-Çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar, 4-Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak belirtilmiştir.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; meydana gelen kaza sonucu yaralanan davacının uğradığı zarar ile kusurlu araç sürücüsünün fiili arasında illiyet bağı bulunması nedeniyle davalı sürücünün , araç işletenin ve sigorta şirketinin davacıya karşı sorumlu olduğu kanaatine mahkememizce varılmıştır. Mahkememizin bu kabulü doğrultusunda; hüküm kurmaya ve denetime elverişli oluşa ve yasaya uygun , kusur , maluliyet ve aktüerya bilirkişi raporları sonucu davacının kaza nedeniyle uğradığı toplam zararın 6.127,33 TL olduğu kanaatine varılmakla davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat davası yönünden değerlendirme:
TBK 56. Maddede Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir, düzenlemesi öngörülmüştür.
Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıdaki kanun maddesi, emsal içtihat ve açıklamalarda belirtilen ilkeler çerçevesinde davacı lehine takdiren 10.000,00 TL manevi tazminata karar vermek gerekmiştir. Davacı … kaza nedeniyle ağır bedensel zarara uğramadığından diğer davacıların manevi tazminat davalarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Neticeten maddi manevi tazminat davasının kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …’nin maddi tazminat davasının kısmen kabulü, kısmen reddi ile toplam 6.127,33 TL maddi tazminatın davalı … açısından dava tarihinden diğer davalılar yönünden kaza tarihinden (26/08/2016) itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacı …’nin manevi tazminat davasının kısmen kabulü, kısmen reddi ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi harici davalılardan kaza tarihinden (26/08/2016) itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine,
3-Diğer davacıların manevi tazminat davalarının reddine,
4-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin alınan 418,55 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 264,55 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
5-Davacının yapmış olduğu posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücretinden ibaret toplam 2.049,63 TL nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.255,90 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu peşin ve başvuru harcı toplamı olan 2.249,28 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.872,67 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin alınan 409,86 TL nin mahsubu ile eksik alınan 273,24 TL nin davacılardan alınarak hazineye irad kaydına,
10-Manevi tazminat davası yönünden Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin sigorta şirketi harici davalılardan tahsili ile davacı …’ye verilmesine,
11-Manevi tazminat davası yönünden Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak sigorta şirketi harici kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
12-Reddedilen manevi tazminat davası yönünden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin … dışındaki davacılardan alınarak sigorta şirketi harici kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
13-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır