Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/49 E. 2022/304 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/49
KARAR NO : 2022/304
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2018
KARAR TARİHİ: 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalının 2012 yılı yaz sonunda tanıştıklarını, ardından görüşmeye başladıklarını ve sevgili olduklarını, davalının müvekkiline Kapadokyada Oteli’nin olduğunu, emlakçılık ve müteahhitlik yaptığını söylediğini, müvekkiline ekonomik durumunun çok iyi olduğunu gösterdiğini, müvekkilini evlenme vaadiyle kandırdığını, şahsın iki üç ay sonra durumunun kötüleştiğini, çeklerini ödeyemediğini söylediğini ve müvekkilinden yardım istediğini, müvekkilinin bunun üzerine davalıya muhtelif tarihlerde toplamda 280.000,00-TL nakit para verdiğini, bu parayı müvekkilinin davalıya borç olarak verdiğini, davalının ise Kapadokya’daki otelini satacağını, sattıktan sonra borcunu ödeyeceğini söylediğini, yine müvekkilinin …ili … ada …. parsel B Blok … nolu bağımsız bölümü satması ve satış miktarını müvekkiline vermesi için davalıya vekaletname verdiğini, davalının bu evi 170.000,00-TL ‘ye sattığını ancak bu bedeli de müvekkiline vermediğini, bunun üzerine müvekkilinin davalıdan kendisine bir evrak vermesini istediğini, davalının taahhütname imzaladığını, bu taahhütnamede “Kasım 2012 tarihinde …’dan aldığım 450.000,00-TL ödemeyi 01/10/2013 tarihinde ödemeyi taahhüt ediyorum.” beyanını kendi el yazısı ile yazdığını ve altını imzaladığını, müvekkilinin davalıdan senet vermesini de istediğini, davalının muhtelif tarihli 4 adet bonoyu yanında çalışan …ile müvekkiline gönderdiğini, ancak senetlerin gününün gelmesine rağmen davalının borcunu ödemediğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı aleyhine Antalya 5. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlattığını, ancak müvekkilinin araştırması neticesinde söz konusu senetleri davalının değil … isimli çalışanın imzalamış olabileceğini öğrendiğini, alacağını tahsil edemediğini bu nedenlerle Borçlusu davalı olan 150.000,00-TL bedelli 20/10/2013 vade tarihli, 100.000,00-TL bedelli 20/11/2013 tarihli, 100.000,00-TL bedelli 20/12/2013 tarihli, 100.000,00-TL bedelli 20/01/2014 tarihli 4 adet bono nedeniyle ve “Kasım 2012 tarihinde …’dan aldığım 450.000,00-TL ödemeyi 01/10/2013 tarihinde ödemeyi taahhüt ediyorum.” beyanını içerir borçlu tarafından el yazısı ile yazılan ve imzalanan taahhütname nedeniyle davalının borçlu olduğunun tespiti ile şimdilik 10.000,00-TL’nin bonoların icraya konulmasından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının muhtelif tarihlerde müvekkiline 280.000,00-TL verdiğini iddia ettiğini, bu iddialarının Antalya 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, yine davacının müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, icra takibine dayanak olan senetlerdeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu sebeple de icra takibine itiraz ettiğini, Antalya 3 .İcra Hukuk Mahkemesi’nin …Esas …Karar sayılı dosyası ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, yine yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporlarında senetlerdeki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde söz konusu senetlerin …isimli şahsa düzenlendirildiğinin iddia edildiğini, ancak Antalya Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nden alınan raporda imzaların …’in de elinden çıkmadığının belirlendiğini, davacının bu senetlere dayanarak alacak iddiasında bulunamayacağını, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu taahhütnamedeki yazının ve imzanın müvekkiline ait olup olmadığına ilişkin Antalya CBS Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu’nun …soruşturma sayılı dosyasında rapor alındığını ve alınan raporda taahhütnamedeki imza kısmının müvekkiline ait bulunduğunu, yazının ise müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, müvekkiline boş kağıda imza attırıldığını, sonrasında üzerinin doldurulduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Dava, ilk önce Antalya 6. Asliye Hukuk mahkemesinin …esasında açılmış olup, yargılamada mahkemece, görevsiz olunması, ticaret mahkemesinin görevli olması nedeniyle usulden redde karar verilmiştir. Kararın kesinleşme tarihi11/02/2019 dur ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebi 12/02/2019’dur. Gönderme talebi süresinde olmakla, bu konuda bir usuli eksiklik yoktur.
Dava, alacak talebinden ibarettir.
Davacı, alacak talebini öncelikle bonolara dayandırmış bunun yanında talebinde “Kasım 2012 tarihinde …’dan aldığım 450.000,00-TL ödemeyi 01/10/2013 tarihinde ödemeyi taahhüt ediyorum.” beyanını içerir borçlu tarafından el yazısı ile yazıldığını iddia ettiği senede dayandırmıştır. Talebinin bir bölümü bonoya dayandığından, bu yönüyle talebin bu temeli bakımından özel mahkeme olan ticaret mahkemesi görevli olduğundan, buraya yönelik değerlendirmenin ticaret mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden, kabule göre görevsizliğe yönelik hüküm doğrudur ve mahkememiz davada görevlidir.
Davacı, sonuç talebini, iki sebebe dayandırmaktadır ve buna usulen hukuki bir engel yoktur. (Örneğin; kira hukukuna ilişkin davalar da ve iş hukukuna ilişkin davalarda uygulamada yargı kararlarında bu husus açıkça belirtilmektedir)
Dosyaya bakıldığında; Antalya 3. İcra Hukuk mahkemesinin …esas, …karar sayılı dosyasında, davacının …, davalının …olduğu, davanın imzaya itiraz olduğu, yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda bonolar üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı anlaşılmakla, davanın kabulü ile davacı açısından Antalya 5. İcra müdürlüğünün …esas sayılı icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. Davalı vekilinin, aşamalarda sunduğu 23/06/2021 tarihli dilekçesinde de belirttiği üzere, karar Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. HD’nin … esas, … karar sayılı ilamı ile yerinde bulunmuştur. Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki yargılamada da davaya konu senetlerdeki imzanın davalıya ait olmadığı tespit edilmiş ve aşamalarda karar kesinleşmiştir, davalı (ceza dosyasında sanık) beraat etmiştir.
Önemle belirtmek gerekir ki, icra mahkemesince verilen kararlar, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler.
Antalya 5. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı icra takip dosyasının suretinin (görevsiz dosyaya ilişkin uyap kaydında) geldiği, incelenmesinde; Dosyamız davacısı … tarafından dosyamız davalısı borçlu … aleyhine bono ve faizden kaynaklanan toplam 488.006,17-TL alacak için icra takibi başlattığı görülmüştür.

Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …D.iş sayılı dosyasının geldiği, incelenmesinde; İstiyati Haciz İsteyenin dosyamız davalısı …, Karşı taraf borçlunun dosyamız davacısı … olduğu, Antalya 3 İcra Hukuk Mahkemesi’nin …Esas …sayılı kararında ihtiyati haciz isteyen lehine hükmedilen 90.000,00-TL’nin tahsili için ihtiyati haciz talep edildiği, talebin kabulüne karar verildiği, karşı tarafın karara itiraz etmiş olduğu görülmüştür.
Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Eass sayılı dosyasının geldiği, incelenmesinde; Katılanının dosyamız davacısı …, sanıkların … ve …olduğu, Dolandırıcılık ve Resmi Belgede Sahtecilik suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda; sanıkların beraatine karar verildiği, verilen kararın kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Dosyaya dönüldüğünde; 6100 sayılı HMK’nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hâkim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. İmza incelemesi de özel ve teknik bir inceleme gerektirmektedir.
Aşamalarda mahkememizce imza örnekleri alınmış, toplanmış ve imza incelemeleri yaptırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın …sayılı ve 27/05/2021 tarihli raporunda özetle; inceleme konusu dava konusu, senetlerdeki borçlu imzaları ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.
Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki yargılamada da davaya konu senetlerdeki imzanın davalıya ait olmadığı tespit edilmiş ve aşamalarda karar kesinleşmiştir, davalı (ceza dosyasında sanık) beraat etmiştir.
Bu haliyle, dava konusu senetlerdeki imzanın davalıya ait olmadığı, davalının bonolardan ötürü sorumlu olamayacağı kesin olarak anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın …sayılı ve 14/02/2022 tarihli raporunda özetle; İnceleme konusu belgede … adına atılı imza ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın …’ın eli ürünü olduğu belirtilmiştir.
Davalının aşamalarda beyan ettiği şekilde yazı incelemesinin de gereği yoktur. Belgedeki imza sonucunda borç altına girilmektedir.
Bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmiştir ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Davalı itirazlarında özetle; ATK raporunu kabul etmemekle beraber, taahhütname başlıklı belgedeki yazıların müvekkiline ait olmadığını ileri sürmektedir.
Davalı, cevap dilekçesinde bu konuda daha net beyanlarda bulunmuş olup, Antalya CBS Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu’nun …soruşturma sayılı dosyasında rapor alındığını ve alınan raporda taahhütnamedeki imza kısmının müvekkiline ait bulunduğunu, yazının ise müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, müvekkiline boş kağıda imza attırıldığını, sonrasında üzerinin doldurulduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
TBK’nın “Borç tanıması” başlıklı 18. maddesine göre borcun sebebini içermemiş olsa bile borç tanıması geçerlidir. Temel olarak da belirtmek gerekir ki; Boş bir senedin sonradan doldurulduğu iddiası (beyaza imza), bunu ileri süren tarafından ispat edilmelidir. Davanın niteliği gereği, dosyada “senetle ispat” kuralı geçerlidir. Genel kural olarak belirtmek gerekir ki; Bir kimseye itimat edilerek (güvenilerek) o kimse tarafından anlaştıkları gibi doldurulmak üzere verilmiş imzalı boş kağıt o kimse tarafından anlaşmaya aykırı şekilde doldurulmuşsa, beyaz (açık) imzayı veren kişi bu senedin aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu tanıkla ispat edemez. Bu halde hile söz konusu değildir. Çünkü, imzalı boş kağıt hile ile alınmış değildir (KURU,Baki., Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt: 2, 2001, s. 2410; Benzer yönde; 24/03/1989 gün ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı) Somut olayda senedin hile ile alındığı da iddia edilmemiştir.
Davalının bu hususa ilişkin bir delili olmamakla, bu husus davalı tarafça ispat edilememiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde, “Nitekim herhangi bir borcu olmayan makul , mantıklı , orta zekalı her insanın 450.000TL borç altına gireceği bir taahhütnameye kendi iradesi ile imza atmacağı hepimizin malumudur” şeklinde beyanda bulunmuş ise de hayatın olağan akışı gerekçe gösterilerek, buradaki ispat külfetine etkisi kabule göre yoktur. Çünkü, burada bir fiili karine değil, yargı uygulamasında yerleşmiş ve bu dosyada da davalının beyanına yönelik ispat külfeti mevcuttur.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın …sayılı ve 27/05/2021 tarihli raporu ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın …sayılı ve 14/02/2022 tarihli raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın …sayılı ve 27/05/2021 tarihli raporu ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın …sayılı ve 14/02/2022 tarihli raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olması, “Kasım 2012 tarihinde …’dan aldığım 450.000,00-TL ödemeyi 01/10/2013 tarihinde ödemeyi taahhüt ediyorum.” beyanını içerir borçlu tarafından el yazısı ile yazılan ve imzalanan taahhütname nedeniyle davalının borçlu olduğunun tespiti ile davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 170,78 TL karar harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 512,32 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 206,68 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi rapor ücreti gideri toplamı 2.755,29 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
8-Dosya arasında bulunan Antalya 11. Asliye Hukuk mahkemesinin …değişik iş esas, …değişik iş karar sayılı dosyasının ve Antalya 7. İcra müdürlüğünün …esas sayılı dosyanının karar kesinleştiğinde iadesine,
9-Dosyada, kasaya alınan imza incelemesine esas belgelerin karar kesinleştiğinde dosyadaki avanstan yararlanılarak mahallerine iadesine,
Dair, davacı vekili …ve davalı vekili …’nun yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2022
Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır