Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/453 E. 2022/125 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/453
KARAR NO : 2022/125
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/09/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle malul kaldığını, kaza tarihinde … plakalı aracın, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin zararı için davalı şirkete başvurduklarını ancak süresinde olumlu cevap alamadıklarını, … başvurduklarını ve … başvuru numaralı dosya açıldığını, tahkim uygulaması sonucu uyuşmazmık hakem heyetinin … tarih, …-…/… sayılı kararı ile başvurularının kabulüne karar verildiğini, bu karara sigorta şirketi tarafından itiraz edildiğini, itiraz üzerine açılan dosyada itiraz hakem heyeti tarafından yargılamanın 3 ay daha uzatılması için taraflardan süre istendiğini, davalının rıza göstermediğini, itiraz hakem heyeti tarafından dosyadan el çekildiğini, bu nedenle bu davanın açıldığını, … tarihinde müvekkili sevk ve idaresindeki araç ile … idaresindeki aracın çarpışması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında kazada tam kusurlunun … olduğunun belirlendiğini, müvekkilinin kusursuz olduğunu, karşı aracın ZMMS sigortacısının davalı olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin tedavi gördüğünü, … ğının … tarihli ve … sayılı Adli Bilirkişi Uzman Mütalaa raporunda müvekkilinin kaza neticesinde %5 oranında malul kaldığının belirlendiğini beyan ederek; tahkim yargılamasında bulunan … TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. (H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı def-inde bulunduklarını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili yerin İstanbul mahkemeleri olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere faiz talebi var ise istenebilecek faizin yasal faiz olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, trafik kazası nedenine (haksız fiil) nedenine dayalı tazminat isteminden ibarettir.
6.Davalı yetki itirazında bulunmuştur.
7.6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
8.Dosyaya bakıldığında, davacının yerleşim yeri … değildir ve kaza yeri de …’dir. Bu yöneyle, davanın yetkisiz mahkemede açıldığı gibi görünse de, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı emsal ilamında belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 16. Maddesi uyarınca haksız fiilden doğan davalarda genel yetkili mahkemeler yanında haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği, yahut gelme ihtimalin bulunduğu yer ile zarar görenin yerleşim yeri mahkemeleri de yetkilidir. Motorlu aracın neden olduğu kazalardan doğan hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, davalının yerleşim yeri (HUMK 9, KTK 110/2), haksız fiilin vuku bulduğu yer (HUMK 21, KTK 110/2), sigortacının merkez veya şubesi veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer (KTK 110/2) mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiştir. Bir dava için birden fazla ( genel ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemeler haricindeki yetkisiz mahkemede açar ise, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Ayrıca, sigorta şirketinin hasım olarak gösterildiği davalar KTK 110 ve Sigorta Poliçesi Genel Şartları C/7 maddesine göre sigortacının merkez veya şubesinin ya da sigorta sözleşmesinin yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinde açılabilir. Yine istikrar kazanmış Yargıtay HGK ile özel daire kararları uyarınca acenteden daha üst mevkide bulunan ve onu denetleyen bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinde de dava ikame edilebilir. Anılan bölge müdürlüğünün, kazanın vuku bulduğu veya sigorta sözleşmesinin yapıldığı acentenin bağlı bulunduğu bölge müdürlüğü olması da gerekmez. (Yargıtay HGK’nın 30/04/2014 tarih, 2013/17-2099 esas, 2014/572 karar; 17. Hukuk Dairesinin 12/06/2017 gün, 2016/5765 esas, 2017/6653 karar; 12/05/2016 gün 2016/6857 – 5849 E.K.; 20/01/2016 tarih, 2015/19323 esas, 2016/641 karar sayılı içtihatları)
9.Davalı sigorta şirketinin … ilinde Bölge müdürlüğü mevcuttur. Anayasa’nın 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz” denilmektedir. Bu nedenle, mahkememiz davada yetkilidir ve yetki itirazı yerinde değildir.
10.Davalı taraf zaman aşımı def-inde de bulunmuştur.
11.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72-73 maddeleri arasında düzenlenen zamanaşımı, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olup, alacak hakkı alacaklı tarafından, yasanın öngördüğü süre ve koşullar içinde talep edilmediğinde etkin bir hukuki himayeden, başka bir deyişle, dava yoluyla elde edilebilme olanağından yoksun bırakılmaktadır. Zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i olup; usul hukuku anlamında ise, bir savunma aracıdır (Kuru, Baki:Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:IV, İstanbul 2001, Cilt:2, s.1761;Von Tuhr. A.:Borçlar Hukuku (C.Edege Çevirisi), Ankara 1983, Cilt:1-2, s.688 vd.;Canbolat, Ferhat:Def’i ve İtiraz Arasındaki Farklar ve İleri Sürülmesinin Hukuki Sonuçları, EÜHF Dergisi, Cilt:III, Sayı:1, Kayseri 2008, s.255 vd.; HGK’nun 06.04.2011 gün ve E:2010/9-629, K:2011/70 sayılı ilamı). 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72. maddeye göre; Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. 2918 sayılı Karayolları trafik kanunu’nun 109 uncu maddesi gereğince de ; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Bu açıklamalar ışığında, somut olayda, cezayı gerektiren bir fiilin olduğu da göz önüne alınarak, kaza tarihi itibariyle zaman aşımının henüz geçmediği, bu def-inin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
12.Esas olarak dosyaya dönüldüğünde, mahkememizce, taraf delilleri toplanmış, bahsedilen hakem dosyası örneği de dosyaya kazandırılmıştır, KYOK kararı örneği de dosyada mevcuttur.
13.Mahkememizce aşamalarda, kusur raporu aldırılmıştır. … tarihli kusur raporunda özetle; kazada, …’in tam kusurlu, davacının kusurlu olmadığı belirtilmiştir.
14.Kusur bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
15.Aşamalarda, maluliyet raporu için ATK ile yazışmalar yapılmıştır.
16…. ATK’nın … tarihli, … sayılı raporunda özetle; davacının, ” Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” gereği, kaza nedeniyle, sürekli maluliyetinin olmadığı, iyileşme sürecinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği, yaralanması ile olay arasında illiyet bağının olduğu belirtilmiştir.
17.Davacı vekili, … tarihli dilekçesi ile rapora itiraz etmiştir.
18.Yerleşik Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ATK veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi … tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, … tarihi ile … tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, …-… tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, …-… tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, … tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
19.Kaza tarihi, … olmakla, dikkate alınması gereken yönetmelik, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmeliktir. Bu yönüyle itiraz yerinde bulunarak, dosya tekrar ATK ya gönderilmiştir.
20…. ATK’nın … tarihli, … sayılı raporunda özetle; davacının, ” Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik” gereği, kaza nedeniyle, sürekli maluliyetinin olmadığı, iyileşme sürecinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği, yaralanması ile olay arasında illiyet bağının olduğu belirtilmiştir.
21.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
22.Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide …, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(…, … :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (… s. 64-65 naklen).
23.Bu hususlar doğrultusunda, kusur raporunun ve … ATK’nın … tarihli, … sayılı raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. ATK raporunda, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığının … tarihli ve … sayılı Adli Bilirkişi Uzman Mütalaa raporunun da incelendiği, dikkate alındığı anlaşılmaktadır. İtirazlar yerinde bulunmamıştır.
24.Tüm dosya kapsamı, kusur raporunun ve … ATK’nın … tarihli, … sayılı raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmakla, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan … TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün niteliği ve tarihi dikkate alınarak, alınması gerekli … TL maktu ret harcının, davacı tarafça yatırılan … TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat ücreti gideri toplamı … TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; … TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’nin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır