Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/434 E. 2022/422 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/434
KARAR NO : 2022/422
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/09/2019
KARAR TARİHİ: 27/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 17/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki mevcut olup, takip dayanağı cari hesap dökümünden de anlaşılacağı üzere davacının vermiş olduğu mallara karşılık davalının …TL borcu bulunduğunu, Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, icra takibine karşı davalı/borçlunun yetkiye, borca vc faize itirazda bulunduğunu ve İİK.nun 62 ve 66. maddeleri gereğince takibin durdurulduğunu, 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi gereğince ticari uyuşmazlıklar bakımından dava şartı olan arabulucuya başvurulduğunu vc uyuşmazlık konusunun anlaşmama ile sonuçlandığını ileri sürerek, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, takibe konu alacağın %20 olmak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 07/10/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; genel haciz yolu ile ilamsız takipte, takibi başlatmak için başvurulacak genel yetkili icra dairesinin borçlunun yerleşim adresi bakımından yetkili olan icra dairesi olduğunu, davacının dilekçesinde bahsettiği kadar borcun mevcut olmadığını, davalının borcun büyük bir kısmını daha önce ödediğini, her ne kadar ödeme yapılmadığı iddiasında bulunulmuş ise de; davalının ara ödemeler yaptığını, bir kısım malların iade edildiğini bir kısım ödemelerin havale yolu ile bir kısım ödemelerin de sanal pos üzerinden yapıldığını belirterek, davalı hakkında açılmış bulunan iş bu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Antalya …İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak …Esas sayılı takip dosyasının uyap sistem üzerinden gönderilerek dosyamız arasına alınmıştır. İncelenmesinde: Davacı tarafından 28/09/2018 tarihli cari hesap dökümüne dayalı olarak davalı hakkında …TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, takibe davalı borçlunun itiraz ettiği görülmüştür.
Serik ve Hatay Vergi Dairelerine BA ve BS formlarının ibrazı için müzekkere yazılmış, gelen cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak gelen cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Hatay Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak gelen cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce yargılama sırasında; 22/06/2022 tarihli oturum 1 nolu ara karar gereği uyuşmazlığın çözümüne ilişkin davacının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için Serik, davalının ticari defter ve belgelerinin mali müşavir bilirkişiler aracılığıyla incelenerek rapor tanzimi için Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Hatay Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar verilmiştir.
Talimat mahkemesince davalı şirket adına ticari defter ve belgelerin ibrazı hususunda davetiyenin tebliğ edildiği, ancak verilen süre içerisinde ticari defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle rapor tanzim edilemediği görülmüştür.
Davacının ticari defter ve belgelerine ilişkin mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan 10/12/2021 tarihli raporda özetle; “…*Serik Vergi Dairesi Müdürlüğü … vergi kimlik numarasında kayıtlı …A.Ş. Firmasının 2018 yılı yılı ticari defter kayıtlarını 1 Seri No lu Elektronik Defter Tutma Genel Tebliğ uyarınca elektronik ortamda (e-Defter) tuttuğu, bu hususla ilgili Mali Mühür, E İmza, Berat ve Elektronik Sisteme sahip olduğu,
*Davalı tarafın tarafıma ibraz etmiş olduğu 2018 yılı ticari defterlerinin TTK’na göre usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliğini taşıdığı,
*Davalının 2018 yılı ticari defter kayıtlarında davacıya ait carisini … nolu hesap kodlarından takip ettiği,
*Davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturaların ve davalı tarafça davacı tarafa yapılan ödemelerin Davacının ticari defter kayıtlarına kanuni süresinde ve usulüne uygun işlendiği,
*Tarafların dosya kapsamına kazandırılan Ba-Bs formlarının birbiri ile uyumlu olduğu,
*Davacının 2018 yılı ticari defter kayıtlarında Davalıya ait … nolu cari hesapların rapor ekinde yer alan (Ek-1 ve Ek-2 Nolu) Muavin dökümünden de görüleceği üzere 28.09.2018 takip tarihi itibariyle Davacının Davalıdan … TL alacaklı olduğu gözüktüğü,…” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava, cari hesap dökümüne dayalı yapılan ilamsız takipte itiraz üzerine takibin durmasından sonra davacı alacaklı tarafından açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İİK m. 50, HMK m. 10 ve TBK m. 89 hükümlerine göre para alacaklarının tahsili için başlatılan takiplerde davacının ikametgahı icra dairesi de yetkilidir. davacının ikametgahı Serik/Antalya olup, yetkili icra dairesi ve mahkeme davalının belirttiği Hatay değildir. Bu itibarla, eldeki takip ve dava yönünden Antalya İcra Dairelerinin ve Mahkemesinin yetkili olduğunun kabulü gerekmiştir.
Davalı tarafça davacının belirttiği miktarda borcu olup olmadığı, borcun çeşitli şekillerde ödendiği iddiasında bulunulmuştur. Ödeme hususunda ispat yükünün davalı tarafta olduğu anlaşılmıştır.
Dava, 20.01.2014 tarihinde açılmış olup, HMK’nın “ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Zira, 6103 sayılı Kanun’un 13. maddesi, 6335 sayılı Kanun’un 47. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 4/2. maddesinde, ticari davalarda da deliller ile bunların sunulmasının 1086 sayılı HUMK hükümlerine tabi alacağına ilişkin hükümde yer alan atıf, HMK’nın 447/2. maddesi uyarınca HMK’na yapılmış sayılır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 1086 sayılı HUMK’nın 326. maddesine göre (6100 sayılı HMK’nın m. 219) her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 83/2. maddesindeki (6100 sayılı HMK’nın m. 222/5.) özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HUMK’nın 330 ve ardından gelen maddelerindeki (HMK’nın m. 220.) konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir. HUMK’nın 332. maddesi (HMK’nın m. 220.), bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HUMK’nın 332. maddesindeki (HMK’nın m. 220.) bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HUMK’nın 330 ve sonraki maddeleri (HMK’nın m. 220.) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen 6762 sayılı TTK’nın 82. maddesindeki (HMK’nın m. 222.) hüküm, “I -Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6762 sayılı TTK’nın 69. vd. maddeleri (6102 sayılı TTK’nın m. 64.) uyarınca da defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır (HMK m. 222/4)(Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27/06/2016 tarih 2015/6424 Esas – 2016/3931 Karar sayılı emsal içtihadındaki açıklamalar)
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 10/04/2017 tarih 2016/8561 Esas – 2017/2915 Karar sayılı emsal içtihatında; “… söz konusu faturaların davalının ticari defter ve kayıtlarında işlendiği gibi vergi dairesine de bildirmiş olduğu BA-BS form örneklerinde de bildirildiği, faturaların davalının defterlerinde ve vergi bildiriminde kayıtlı olması nedeniyle davacı lehine malların davalıya teslimi hususunun karine olarak sabit olduğu, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilememesi karşısında davalının icra takibine borcun 2.701,03.-TL’lik kısmını kabul etmesi de dikkate alınarak davalının 115.303,60.-TL’lik kısma itirazının haksız olduğu, alacağın faturalara dayalı ve likit olması karşısında davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu…”
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 25/01/2016 tarih 2015/9014 Esas – 2016/803 Karar sayılı emsal içtihatında; “…avacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde toplam 15.253,60 TL bedelli irsaliyeli üç adet faturanın davalı borcuna olmak üzere kayıtlı olduğu, davacının söz konusu faturalara karşılık tahsilatının bulunmadığı, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, 09.01.2013 takip tarihi itibariyle davacının 15.253,60 TL alacaklı olduğunun görüldüğü, irsaliyeli faturaların altında davalı adına teslim alan ve isim imzasının bulunduğu, davacının irsaliyeli faturalarının davalı tarafından tebliğ alındığı ve içeriği malların davalı tarafından teslim alındığı kanaatine varıldığı, davalı tarafa ait BA/BS formları, taraflar arasında düzenlenen mutabakat metni ve dosya kapsamı gözetildiğinde davacının takip konusu cari hesap alacağına dayalı 3 adet irsaliyeli mal faturasından kaynaklanan alacağının bulunduğu, gerekçesiyle, davanın kabulüne davalı borçlunun İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü’nün …Esas no’lu dosyasından yapmış olduğu itirazın iptaline,%20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA” şeklinde belirtilmiştir
Dava konusu somut olayda, yukarıda belirtilen kanun maddesi ve emsal içtihatlar doğrultusunda yapılan değerlendirmede: davacının ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun olduğu, ticari defter ve belgelerinde davalıdan toplam … TL alacağının bulunduğu görülmüştür.
Davalı taraf süresinde ticari defter ve belgelerini ibraz etmemiş, borcun ödendiği iddiasında bulunmuştur. Cari hesap alacağına ilişkin vergi dairesinden gelen BS ve BA form örneklerinden davalının davacıdan satın aldığı mallara ilişkin süresinde beyanda bulunduğu anlaşılmakla cari hesap alacağına dayalı faturaların davalının defterlerinde ve vergi bildiriminde kayıtlı olduğu ile davacı lehine malların davalıya teslimi hususunun karine olarak sabit olduğu, kaldı ki davalı tarafça da bu hususun inkar edilmeyip sadece ödeme def’inde bulunulduğu, bu hususunda davalı tarafından ispatının gerektiği, somut olayda davalı tarafça bu yönde bir ispatın yapılmaması karşısında davacının ticari defterlerinde kayıtlı takibe konu alacak yönünden itirazın iptali isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 20.06.2016 tarih 2016/2941 E. 2016/10949 K. Sayılı ilamında ” Dava konusu icra takibine konu alacak faturaya dayanmaktadır. Dolayısıyla alacak likit, bir başka deyişle bilinebilir, belirlenebilir bir alacaktır. Mahkemece bu husus gözetilerek davacı yararına İİK.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği” belirtildiğinden davacı yararına hükmolunan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına da karar vermek gerekmiş, oluşan vicdanı kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Buna göre Antalya …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasında borçlu davalının itirazının … TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, Takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan …TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 41.248,74 TL harçtan peşin olarak alınan 7.292,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 33.955,78 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 47.242,32 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yapılan 7.343,76 TL dava ilk masrafı, 750,00 TL bilirkişi gideri, 976,40 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 9.070,16 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Kullanılmayan gider avansının artan kısmının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/05/2022

Başkan …
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Katip …
¸E- İmzalı