Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/428 E. 2022/412 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/428 Esas
KARAR NO : 2022/412
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/02/2018
KARAR TARİHİ: 26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …Ltd Şti’ne ait …sevk ve idaresindeki …plaka sayılı aracın davacının sevk ve idaresindeki …plaka sayılı araç ile çarpmıştığını, kazaya karışan …plakalı aracın, diğer davalı …sigorta A.Ş’nin sigortalısı olduğunu, davacının daha sonra hastaneye kaldırıldığını, kolu ve bileğindeki kırık nedeni ile ameliyat altına alındığını, el bileği ve koluna parçalı kırıklar neticesinde titanyum uygulandığını, kaza tespit tutanağını kabul etmediklerini, davacının kaza neticesinde sanatını icra edemediğini, davacının bu kaza nedeni ile derin bir elem içine düştüğünü, geceleri uyuyamadığını, kazanın verdiği korku neticesinde psikolojik sorunlar çektiğini ileri sürerek 100.000TL manevi, 10.000TL maddi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve …inşaat vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’in, …plaka sayılı araçla, Antalya ili Konyaaltı ilçesi Liman Mahallesi Barış Manço Bulvarı üzerinde seyir halindeyken, Antalya ili Konyaaltı ilçesi Liman Mahallesi 3. cadde üzerinde seyir halinde olan ve 3. cadde ile Barış Manço bulvarının kesiştiği noktada, yol hakkının Barış Manço Bulvarı üzerinde seyreden araçlara ait olduğuna dair “DUR” levhasına uymayarak, şehir içi hız limitlerinin üstünde, seyir halinde olan davacının sevk ve idaresindeki dava dışı … adına tescilli … plaka sayılı aracın çarpışması sonucunda davaya konu kazanın meydana geldiğini, mevcut sürati nedeniyle yavaşlama imkanı dahi bulamayan davacının sevk ve idaresindeki aracın yolun karşısında bulunan … plaka sayılı araca çarparak ancak durabildiğini, izah edilmiş olan kazanın oluşumunun Antalya Trafik Denetleme Şube Müdürlüğüne bağlı Polis Memurları tarafından tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağıyla da sabit olduğunu, davacı …’nın “DUR” levhasına uymaması neticesinde meydana gelen kazada 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/1-c maddesi uyarınca kazanın oluşumunda asli kusur olara tespit edildiğini ileri sürerek davacının davasının reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, mahallinde keşif yapılmış ve trafik bilirkişisinin mahkememize sunmuş olduğu 15/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda,
Dosya tümü ile tetkik edildiğinde dosya içerisindeki krokili kaza tespit tutanağı, taraf ifadesi, tarafımdan yapılan kaza yeri incelemesi, çarpışma noktası ve fotoğraflamak suretiyle yapılan tespit ve incelemeler neticesinde elde edilen verilerden, kaza yerinin konumu ve mahal şartları dikkate alınarak olay değerlendirilip yukarıdaki irdeleme kısmında açıklamış olduğum hususlar sebebiyle meydana gelen bir kişinin yaralanması ile sonuçlanan maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasında;
– …plaka sayılı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirtilen;
47/1-C= Trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymamak,(DUR İŞARET LEVHASINA UYMAMA) ile birlikte aynı kanunun,
57/1=A Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar, maddesini ihlal ettiği,
-… plaka sayılı araç sürücüsü … ‘in, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirtilen,
52/1=A “Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorundadırlar, maddesini ihlal ettiği,
-Kaza sırasında kurallara uygun olarak park halinde bulunan …plakalı araç sürücüsünün ise;
K.Y.T. Kanunu ve Yönetmeliğinde belirtilen ve kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği belirlenen maddelerden herhangi birisini ihlal etmediği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişilik Daire Başkanlığının yayınlamış olduğu Bilirkişilerin uyacağı rehber ilkeler ve bilirkişi raporlarında bulunması gereken standartlar başlığı altındaki yazısının 27.maddesindeki, Kusurun tespiti normatif bir değerlendirmeyle mümkündür ve sadece hakimin yetkisindedir.
Bilirkişi münhasıran hakimin yetkisinde olan kusurluluk konusunda (asli/tali kusurlu, kusursuz, yüzdelik kusur oranı) herhangi bir değerlendirme yapamaz. Aksi yöndeki tutum bilirkişilik görevinin sınırlarını aşmayı ve hakimin yerine geçmeyi ifade eder, şeklindeki kararına istinaden tarafımdan kusur oranı konusunda değerlendirme yapılamamış olup, hukuki nitelendirme ve değerlendirmenin Sayın Hakimliğinizin takdirinde olduğunu bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya kusur raporlarının tespiti için Ankara Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş ve mahkemeye sunulan 24/12/2020 tarihli raporda,
Davalı sürücü …’in %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu,
Davacı sürücü …’nın %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya davacının maluliyet oranının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkemeye sunulan 29/12/2021 tarihli raporda,
… ve …oğlu, … doğumlu …’in 06/02/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla;
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği,
3. Dava konusu olay nedeniyle başka birinin sürekli ya da geçici bakımına muhtaç durumda olmadığı,
4. SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri hususunun adli tıbbi bir konu olmadığı ve Kurumumuz görev kapsamına girmediğini bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya daha sonra aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu 30/04/2022 tarihli raporda,
06.02.2018 tarihinde trafik kazası sonucu %0 özür durum ve 4 ay geçici iş gücü kaybı tespit edilen davacı …’nın;
– Sürekli iş gücü (kazanç) kaybından kaynaklanan maddi zararı olmadığı,
– Geçici iş gücü (kazanç) kaybından kaynaklanan maddi zararı 1.603,12 TL olarak hesaplanmıştır, şeklinde rapor sunmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, TBK 49 vd. Maddelerine dayalı haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle kusurlu olduğu belirtilen işleten-sürücü aleyhine açılan maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı” aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu , öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
6098 sayılı TBK 54.maddesinde de bedensel zararlar “bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1-Tedavi giderleri, 2-Kazanç Kaybı, 3-Çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar, 4-Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak belirtilmiştir.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; meydana gelen kaza sonucu yaralanan davacının uğradığı zarar ile kusurlu araç sürücüsünün fiili arasında illiyet bağı bulunması nedeniyle davalı sürücünün ve araç işletenin ve sigorta şirketinin davacıya karşı sorumlu olduğu kanaatine mahkememizce varılmıştır.
Mahkememizin bu kabulü doğrultusunda; hüküm kurmaya ve denetime elverişli oluşa ve yasaya uygun , kusur , maluliyet ve aktüerya bilirkişi raporları sonucu davacının kaza nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğramadığı geçici iş göremezliğe uğradığı, uğradığı geçici iş göremezlik zararı 1.603,18 TL olarak bulunmuş ve bu miktar üzerinden davacının davasının kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat davası yönünden değerlendirme:
TBK 56. Maddede Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir, düzenlemesi öngörülmüştür.
Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıdaki kanun maddesi, emsal içtihat ve açıklamalarda belirtilen ilkeler çerçevesinde davacı lehine takdiren 500,00 TL manevi tazminata karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, 1.603,12 TL tazminatın davalılardan kaza tarihinden (06.02.2018) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, 500,00 TL manevi tazminatın davalılardan kaza tarihinden (06.02.2018) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Maddi tazminat davası yönünden,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 109,50 TL harçtan peşin alınan 34,15 TL nin mahsubu ile eksik alınan 75,35 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu ilk dava masrafı, posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücretinde ibaret toplam 3.921,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 628,70 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 1.603,12 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine,
6–Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 5100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile, davalılara verilmesine,
Manevi tazminat davası yönünden,
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 341,56 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 260,86 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine,
8-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile, davalılara verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili …ile davalı vekili …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..26/05/2022

Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır