Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/417 E. 2022/583 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/417
KARAR NO : 2022/583
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ: 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1.Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında …tarih, …ihale kayıt numara ile GENEL TEMİZLİK, İLAÇLAMA HAVUZ VE BAHÇE BAKIMI HİZMET ALIM İŞİ SÖZLEŞMESİ imzalandığını, sözleşmenin 12.1.1 maddesinin, “ödeme yeri ve şartları” üst başlığını taşıdığını ve davalının ödemesini hizmet işleri genel şartnamesine göre birer aylık dönemler içinde yapılacağının düzenlendiğini, davacı tarafça sözleşme kapsamında … TL bedelli işin hak edişleri ve tahakkuklarını dava dilekçesinde belirttiklerini, taraflar arasında …tarih, … ihale kayıt no ile ULAŞIM HİZMETLERİNDE ÇALIŞTIRILMAK ÜZERE ŞÖFOR TEMİNİ İŞİ sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin 12.1.1 maddesinin, “ödeme yeri ve şartları” üst başlığını taşıdığını ve davalının ödemesini hizmet işleri genel şartnamesine göre birer aylık dönemler içinde yapılacağının düzenlendiğini, davacı tarafça sözleşme kapsamında … TL bedelli işin hak edişleri ve tahakkuklarını dava dilekçesinde belirttiklerini, davacı ile davalı arasında …tarih, …ihale kayıt numara ile BİNA VE TESİSLERİNİN MALZEMELİ GENEL TEMİZLİK İLAÇLAMA HAVUZ VE BAHÇE BAKIMI VE SERVİS HİZMET ALIMI TEMİNİ İŞİ SÖZLŞEMESİ imzalandığını, sözleşmenin 12.1.1 maddesinin, “ödeme yeri ve şartları” üst başlığını taşıdığını ve davalının ödemesini hizmet işleri genel şartnamesine göre birer aylık dönemler içinde yapılacağının düzenlendiğini, davacı tarafça sözleşme kapsamında …TL bedelli işin hak edişleri ve tahakkuklarını dava dilekçesinde belirttiklerini, davacı ile davalı arasında …tarih, …ihale kayıt numara ile İŞ MAKİNASI OPERATÖRÜ VE ŞÖFOR TEMİNİ İŞİ SÖZLEŞMESİ imzalandığını, sözleşmenin 12.1.1 maddesinin, “ödeme yeri ve şartları” üst başlığını taşıdığını ve davalının ödemesini hizmet işleri genel şartnamesine göre birer aylık dönemler içinde yapılacağının düzenlendiğini, davacı tarafça sözleşme kapsamında …TL bedelli işin hak edişleri ve tahakkuklarını dava dilekçesinde belirttiklerini, belirtilen hak edişlerin tahakkuka bağlanmasına karşın süresinde davalıya ödeme yapılmadığını, yapılmayan ödemeler ve zamanında ödeme yapılmaması nedeniyle davacının kredi çekmek suretiyle borçlarını ödemek zorunda kaldığını, yükün sürekli fazla hale gelmesi karşısında piyasadaki ticari itibarının da sarsıldığını ve ortadan kaybolduğunu, davalının sözleşme kapsamında yaptırdığı işin kendi mali durumuna göre değil de davacının mali durumuna güvenerek yaptırmış gibi ödeme konusunda hiç bir sorumluluk kabul etmediğini ve ödemeleri sürekli ertelemek suretiyle yaptığını, bu durumun belediyenin ihale dosyasının bir suretinin ve hak ediş ödemelerinin belgelerinin istenmesi ile ortaya çıkacağını, munzam zarar ile ilgili emsal yüksek yargı kararlarının olduğunu beyan ederek; 50.000,00 TL munzam zarar alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı cevap dilekçesinde, zaman aşımı def-inde bulunduklarını, görev itirazında bulunduklarını, davalı tarafın bir zararının olmadığını, hak edişlerin zamanında ödenmediği iddialarının yerinde olmadığını, munzam zarar iddialarının somut belgelerle desteklenmediğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Dava, öncelikle, Antalya … Asliye Hukuk mahkemesinin …esas sayısında açılmış olup, mahkemece aşamalarda görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Görevsizlik hükmü, 10/09/2019 tarihinde kesinleşmiştir. Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinin tarihi 29/07/2019 olduğu görülmekle, dosyanın mahkememize gelmesinde usuli bir eksiklik yoktur. Görevsizlik gerekçeli kararında her ne kadar, “Dava, Kamulaştırma Bedelinin Geç Ödenmesinden Kaynaklanan Munzam Zarar Nedeniyle açılan Tazminat davasıdır.” ve ” Somut olayda davacı, davalı şirkette 05/06/2017 tarihinden itibaren pilot olarak görev yaptığını; 16/01/2018 tarihinde …Havalimanı’nda gerçekleşen olay ile ilgili sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini; bu nedenle 15.896-TL. tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.” şeklinde dosya ile ilgisiz ifadeler yer alsa da bu hususların sehven olduğu kabul edilmekle, görevsizlik kararı bakımından sonuca etkili olmayan bu husus iş bu gerekçeye geçirilmiştir.
4.Davacı ticaret şirketidir ve dolayısıyla tacirdir. Davalı da tacir sıfatına sahiptir. (Antalya BAM 5. HD, 2021/971 E, 2021/893 K; Antalya BAM 11. HD., 2021/87 E, 2021/421 K) Taraflar arasındaki uyuşmazlık, nispi ticari davaya vücut vermekle, davada kabule göre mahkememiz görevlidir.
5.Dava, munzam zarar talebinden ibarettir.
6.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2021/11-938 E, 2022/401 K sayılı emsal/güncel ilamında da açıklandığı üzere; Uyuşmazlık konusunun temelini oluşturan aşkın (munzam) zarara ilişkin olarak, TBK’nın 122. maddesi “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanunî tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukukî kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir.
7.Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810). Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır.
8.Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Bu anlamda TBK’nın 122. maddesi, kaynağı ne olursa olsun temerrüt faizi yürütülebilir nitelikte olmak koşuluyla bütün para borçlarında uygulanma olanağına sahiptir. Borcun dayanağı haksız fiil, sözleşme, sebepsiz zenginleşme, kanun yahut vekâletsiz iş görme olabilir. Öte yandan hemen belirtilmelidir ki; aşkın (munzam) zarar borcunun hukukî sebebi, asıl alacağın temerrüde uğraması ile oluşan hukuka aykırılıktır. Bu nedenle borçlunun aşkın (munzam) zararı tazmin yükümlülüğü, asıl borç ve temerrüt faizi yükümlülüğünden tamamen farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan asıl borcun, ifasına kadar geçen zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borçtur.
9. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ikinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. Ancak alacaklının zararının temerrüt faizinden az yahut temerrüt faizine eşit olması durumunda, zararın temerrüt faiziyle karşılanacak olması sebebiyle aşkın (munzam) zararın varlığından söz edilemez. Bu aşamada önemle belirtilmelidir ki; TBK’nın 122. maddesi kapsamına kanunî temerrüt faizinin yanında akdi temerrüt faizinin uygulandığı borç ilişkileri de dâhildir. Eş söyleyişle alacaklının, borçlu ile arasındaki hukukî ilişkiden doğan temerrüt faizinin akdi yahut yasal olması, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğine engel teşkil etmez. Burada önem arz eden husus alacaklının temerrüt faiziyle karşılanamayan zararının mevcudiyetinin ispatıdır.
10.Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. Zira aşkın (munzam) zarar sorumluluğu, temerrüt faizinden sorumluluktan farklı olarak kusur sorumluluğuna dayanmakta olup burada aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Ancak aşkın (munzam) zarar iddiasının ileri sürüldüğü durumlarda sorumluluk için, diğer koşulların varlığı durumunda borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun varlığı asıldır. Başka bir anlatımla temerrüt sonrasında borçlunun temerrüde düşmedeki kusurunun alacaklı tarafından ispatı gerekmez. Aksine borçlu, temerrüde düşmede kusursuz olduğunu ispatlamadıkça ortaya çıkan aşkın (munzam) zarardan sorumludur.
11.Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken son koşul ise; borçlunun temerrüdü ile alacaklının aşkın (munzam) zararı arasındaki illiyet bağının mevcudiyetidir. Bu çerçevede alacaklı, borçlunun temerrüde düşmesi ile ileri sürdüğü aşkın (munzam) zarar olgusu arasındaki illiyet bağını ispatla yükümlüdür.
12.Aşkın (munzam) zarar bu hukukî niteliği ve karakteri itibariyle, asıl alacak ve faizleri yönünden icra takibinde bulunulması veya dava açılmasıyla sona ermeyeceği gibi, icra takibi veya dava açılması sırasında asıl alacak ve temerrüt faizi yanında talep edilmemiş olması hâlinde dahi (TBK m. 122/2) takip veya davanın konusuna dâhil bir borç olarak da kabul edilemez. Bu nedenle asıl alacağın faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibinde veya davada munzam zarar hakkının saklı tutulduğunu gösteren bir ihtirazî kayıt dermeyanına da gerek bulunmamakta olup ayrı bir dava ile de zamanaşımı süresi içerisinde her zaman istenmesi mümkündür.
13. Uyuşmazlık çerçevesinde üzerinde durulması önem arz eden bir diğer husus ise, aşkın (munzam) zararın ispatı olup esasen aşkın zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia eden alacaklının üzerindedir. Bu bağlamda aşkın (munzam) zarar alacaklısı, TBK’nın 122. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle kaynağı ne olursa olsun evvela bir alacağı olduğunu, borçlunun temerrütte bulunduğunu, illiyet bağını ve bu alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumundadır.
14. Aşkın (munzam) zararın talebinde varlığı iddia olunan zararın, yine alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir. Başka bir anlatımla alacaklı tarafça aşkın (munzam) zarar olgusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 194. maddesi gereğince ispata elverişli şekilde somutlaştırılarak ileri sürülen iddianın ispatı için gerekli tüm deliller somut olarak ortaya konulmalıdır. Bu itibarla salt ülkenin ve piyasanın içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan olan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı olarak ileri sürülen aşkın (munzam) zarar talebi, alacaklının bu sebeple zarara uğradığını açık ve somut bir biçimde iddia ve ispat etmediği müddetçe, TBK’nın 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın kanıtı olarak ileri sürülemez ve anılan şartlar sebebiyle ortaya çıkan olumsuzluklar alacaklı zararı olarak kabul edilemez. Dolayısıyla TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Başka bir anlatımla yüksek enflasyon, dolar kurundaki artış, serbest piyasadaki faiz oranlarının yüksek oluşu, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, davacıyı ispat yükünden kurtarmayacağı gibi herhangi bir ispat kolaylığı da sağlamaz. Bu itibarla ülkenin içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan hareketle ileri sürülen soyut ve varsayıma dayalı zarar iddiaları hükme esas alınamaz (Uygur, s. 816).
15. Ayrıca bir para borcunun ödenmesinde temerrüde düşülmesinden dolayı alacaklının zarara uğrayacağı kabul edilerek bu zararın, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum dikkate alınarak belli bir oranda olacağı benimsenmiş ve TBK’nın 120. maddesi yollaması ile 3095 sayılı Kanun’un hükümleri çerçevesinde temerrüt faiz oranları belirlenmiştir. Buradan hareketle kanun koyucu tüm bu ekonomik olumsuzlukları değerlendirip, bunların doğuracağı zarar dolayısıyla tazminat oranını T.C. Anayasası’ndan aldığı yasa yapma yetkisine dayanıp temerrüt faizi olarak belirlemiş iken, zımnen bu takdirin yerinde olmadığı ileri sürülüp sadece aynı ekonomik göstergelere dayanılarak tazmin edilecek zararın geçmiş günler faizinden fazla olduğu kabul edilemez.
16.Uğranıldığı iddia olunan zararın, yetkili merciin belirlediğinden fazla ve bu nedenle TBK’nın 122. maddesine dayanılarak aşkın (munzam) zarar istenilmesi hâlinde ise artık açılmış olan davaya özgü somut vakıalara dayanılması gerekir. Bunlar da yasal, elverişli ve geçerli delillerle, geçerli ispat kuralları dairesinde kanıtlanmalıdır. Burada kanıtlanacak olgular geç ödeme ile davacının maruz kaldığı zararı doğuran vakıalar ve bu vakıalar nedeniyle uğranılan fiili zarardır.
17.Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce deliller toplanmış ve bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
18.İlk olarak, mahkememiz yargı çevresinden oluşturulan, ihale mevzuatı uzmanı, muhasebeci, bankacılık uzmanı bilirkişi heyetinden rapor düzenlenmesi istemiş ve ancak 07/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosyada yeterli veri olmadığından munzam zarar hesabı yapılamadığı belirtilmiştir.
19.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
20.07/12/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunun, hükme elverişli olmadığı açık olmakla beraber, içeriğinden yetersiz tespitler içerdiği anlaşılmakla, ilgili bilirkişilerden ek rapor aldırılmamıştır.
21.Mahkememizce, Ankara nöbetçi mahkemeye talimat yazılarak 2 adet Sayıştay veya Kamu İhale Kurumundan emekli uzman ve bir adet borçlar mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden rapor aldırılması istenmiştir.
22.Emekli Sayıştay denetçisi …, emekli Sayıştay Denetçisi …, Borçlar Mevzuatından Kaynaklı nitelikli hesaplama uzmanı …tarafından hazırlanan kök raporda özetle; davacı şirketin ilgili yıllara ait tüm ticari defter ve belgelerinin dosyaya kazandırılmasından sonra somut değerlendirme yapılabileceği belirtilmekle, aşamalarda eksiklik giderilmiş, tekrar talimat yazılmış ve 04/04/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; …ihale no.lu … Genel Müdürlüğüne Bağlı Bina ve Tesislerin Malzemeli Genel Temizlik İlaçlama Havuz ve Bahçe Bakımı ve Servis Hizmet Alımı İşi Sözleşmesinde Fatura tarihleri değerlendirmeye alındığında ödemelerin en geç fatura tarihinden itibaren 7 gün içerisinde yapıldığı, …Genel Müdürlüğüne Bağlı Bina ve Tesislerin Malzemeli Genel Temizlik İlaçlama Havuz ve Bahçe Bakımı Hizmet Alım işi sözleşmesinde Fatura tarihleri değerlendirmeye alındığında, ilk hakediş dışında ödemelerin en geç fatura tarihinden itibaren 4 gün içerisinde yapıldığı, Ulaşım Hizmetlerinde çalıştırılmak üzere şoför temin işi, İş makinesi Operatörü ve Şoför temin işine ilişkin ödeme emirleri dosya içeriğinde bulunmadığı bu sebeple davacı ticari defterlerinden de tespit edilemediği değerlendirildiği, davalı …Genel Müdürlüğü Cari Durum kartı ile birlikte değerlendirme yapıldığında, davacının fatura keşide ettiği tutarlara ilişkin davacının eksik aldığı ve davalının ödemesini geciktirdiği tutar tespiti yapılamadığı, davalının ödemelerinin süresinde yerine getirdiği tespit edildiği, sonuç olarak; davacının dava dilekçesinde belirttiği; …Genel Müdürlüğüne Bağlı Bina ve Tesislerin Malzemeli Genel Temizlik İlaçlama Havuz ve Bahçe Bakımı ve Servis Hizmet Alımı İşi ve …Genel Müdürlüğüne Bağlı Bina ve Tesislerin Malzemeli Genel Temizlik İlaçlama Havuz ve Bahçe Bakımı Hizmet Alım işine ilişkin davalı idarenin ödemede temerrüte düşmediği, ödemelerini zamanında yaptığının değerlendirildiği, yine davacının dava dilekçesinde bahsettiği İş makinesi Operatörü ve Şoför temin işine ilişkin ödeme emirleri dosyaya sunulmadığı ve bu sözleşmelerle ilgili davacının idarenin sözleşmeyi süresinden önce feshetmesi sebebiyle ödemelerde güçlük çekmesi sonucu kredi çektiğini gösterir banka dokümanlarını dosyaya sunmadığı, Yargıtay yerleşik içtihatları gereğince Munzam Zararı alacaklının ispat etmekle yükümlü olduğu dolayısı ile dosyaya sunmadığı hususlara ilişkin oluştuğunu iddia ettiği munzam zararını ispat edemediği hususları belirtilmiştir.
23.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
24.Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
25.Bu hususlar doğrultusunda, 04/04/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunun, içeriğinin, değerlendirmenin hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
26.Tüm dosya kapsamı, 04/04/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu içeriği, davacının dosyaya sunduğu delillerle, emsal Anayasa Mahkemesi kararında munzam zararın giderilmesi gerektiği özetle belirtilse de davacının munzam zarar iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla; ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 35,90 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün niteliği ve tarihi dikkate alınarak, 80,70 ₺ (TL) peşin harcın, davacı tarafça yatırılan 853,88 ₺ (TL)’den mahsubu ile hazineye gelir kaydına, arta kalan harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bıraklımasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 7.300,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili …ve davalı vekili …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2022
Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır