Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/386 E. 2022/73 K. 21.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/386 Esas
KARAR NO : 2022/73
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2018
KARAR TARİHİ: 21/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA: Davacı vekili İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile …Petrol A.Ş.’nin yetkili bayisi olan davalı arasında Müşteri Taşıt Tanıma Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre bayi tarafından müşteriye fatura edilecek akaryakıt bedeli üzerinden iskonto uygulanacağının taahhüt edildiğini, davacı tarafından sözleşme gereğince düzenli olarak akaryakıt satın alındığını ancak davalı tarafından sözleşme maddesi gereği taahhüt edilen iskontonun uygulanmadığını, bu nedenle iskonto bedelinin fatura edilerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafından faturaya haksız olarak itiraz ettiğini, davacı tarafından taraflar arasındaki sözleşmeye güvenilerek tesis edilen …cihaz bedeli için de ödeme yapıldığını, bu bedelden de davalının sözleşmeye aykırı davrandığını, belirtilen fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu, açıklanan nedenlerle İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yönelik olarak davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötüniyetli yapılan itiraz nedeniyle davalının İİK Md. 67 gereği %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilinin tarafından İzmir 5 Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 12/08/2016 tarihli sözleşmenin Md. 11’de “Taraflar arasında vuku bulacak anlaşmazlıklarda Antalya Mahkemeleri ve Antalya İcra Daireleri yetkilidir” şeklinde kesin yetki kuralının belirlendiğini, davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, taraflar arasında süren ticari iş ilişkisinin sözleşme tarihinden itibaren devam ettiğini, davacının taahhüt edilen miktarda yakıt alımı yaptığı tarihlerde davalının %6 iskonto uyguladığını, ancak davacının taahhüt ettiği miktarda akaryakıt satın almaması nedeniyle sözleşmenin davalı şirkete verilen yetkiye dayanılarak sözleşmenin fesih edildiğini, o güne kadar verilen indirimin fatura düzenlenerek davacıdan iade alındığını, davalının üzerine düşen belirli miktarda yakıt alımına ilişkin edimini yerine getirmediğini, bu nedenle davalı tarafından iskonto bedelini sözleşmenin kendisine verdiği yetki ile geri çektiğini, davacı tarafından iddia edilen şekilde davalı şirkete borcunun bulunmadığını, açıklanan nedenlerle öncelikle davanın yetki açısından incelenerek yetki itirazının kabulüne, davalı aleyhine açılan davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İzmir 16. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine itiraz eden borçlunun itirazın iptali istemi ile takibin devamı istemine ilişkindir.
Dosya İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı ilamı ile verilen yetkisizlik kararı üzerine mahkememize gönderilmiş, mahkememizde işbu esası almıştır.
İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, alacaklının …, borçlunun …Akaryakıt Ür. Ltd. Şti. Olduğu, 12.02.2018 ve 13.02.2018 tarihli faturalara dayalı 69.249,61-TL asıl alacak, 1.182,32-TL işlemiş faiz ile toplam 70.431,93-TL’nin genel haciz yolu ile talep edildiği, ödeme emrinin borçluya 30/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, başlatılan icra takibine borçlu tarafından süresinde itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği ve eldeki davanın İİK’nun 67. Maddesi gereği 1 yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan taşıt tanıma sözleşmesi, yakıt tüketim bilgileri, takibe konu faturalar nedeniyle BA-BS formları dosyamız arasına alınmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi … 29/03/2020 tarihli raporunda sonuç olarak; Taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, ‘Taşıt tanıma sistemi üzerinden akaryakıt’ alımı/satımı yapıldığı, Davacının 20m3 akaryakıt taahhüt alımını Ekim/2017 döneminden itibaren %50’nin altına düşürmesi nedeniyle; davalı tarafından tek taraflı fesih hakkı (md.9) oluştuğu, Takibe konu TTS faturasını kabul etmemesinin sözleşmeye dayalı yasal hakkı olduğu, Davacının sözleşmeye göre %6 ıskonto alacağı, davalı tarafından her ay yapılan kontrol ile Ekim/2017 döneminden itibaren sonlandırıldığı (sıfırlandığı), önceki dönemlerde ıskonto tutarını her ay davacının almaya devam ettiği, takibe konu ıskonto faturası yönünden icra takibine konu edilen 63.390,65 TL ıskonto faturasından dolayı alacaklı olduğu, Davacının takip tarihinden itibaren hak edebileceği alacağına ticari işlerde uygulanan değişen oranlarda ticari avans faizi üzerinden temerrüt faizi talep edebileceği, sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi … 11/08/2020 tarihli ek raporunda sonuç olarak; Davacının belli dönemlerde 20 m3 akaryakıt alımını yaptığı (5 ay), belli dönemlerde yapmadığı / yapamadığı (7 ay), Eylül/2017, Ocak/2018 arası limitinin %50 altına düştüğü, Davalının her ay kontrolleri sonucu iskontoyu uyguladığı, Eylül/2017 tarihinden itibaren %50’nin altında akaryakıt alımı gerçekleşmesi sebebiyle sözleşmenin 5.3.10 maddesine göre haklı fesih sebebinin oluştuğu, Davalının Ek:2 listesine göre her ay kontrolleri yaptığı kabul edildiğinde 20m3 alım limitini Eylül/2017 tarihinden itibaren yapmadığından / yapamadığından bu tarihten itibaren iskontoyu tamamen geri çektiğinden (uygulamadığından) önceki dönem uygulanan iskontolar yönünden işbu davaya konu edilen 63.390,65 TL iskonto bedeli yönünden borçlu olabileceği, Tarafların diğer dava dosyasında görülen feshe bağlı ceza-i müeyyide talep etmesi/edememesinin takdiri sayın mahkemede olmak üzere derdest olan … E sayılı dosyanın sonucuna göre ‘… Cihaz Bedellerinin’ yansıtmasının hangi tarafa ait olacağı belirleneceğinden verilen karara göre, – ‘… bedeli” olan 5.858,96 TL’yi tarafların kusuruna göre yüklenebileceği sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi … 29/12/2020 tarihli raporunda sonuç olarak; Sayın Mahkeme Davacının sözleşme kapsamına göre taahhüt ettiği alım miktarını yerine getiremediği için Davalının sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkı olduğu ve uygulamış olduğu iskonto bedellerini sözleşmenin 5.3.11 maddesi gereğince geri isteyebileceği kanaatinde ise bu halde Davalının Davacı tarafa takip ve dava konusu faturalardan dolayı herhangi bir borcu bulunmadığı, Sayın Mahkeme Davacının sözleşme kapsamına göre taahhüt ettiği alım miktarını yerine getiremediği halde adına düzenlene faturalarda yer alan iskonto miktarını Davalı tarafın geri isteyemeyeceği kanaatinde ise; Bu halde Davacının Davalıdan dava ve takip konusu faturalardan dolayı Asıl alacağının 69.249,61 TL olduğu, Bu asıl alacağa Davalının Davacıya keşide ettiği ihtarname tarihi olan 16.02.2018 tarihinden itibaren taleple bağlılık ilkesi kapsamında yıllık % 9,75 aranında Avans Faiz İşletilmesi Gerektiği, Davacının bu asıl alacağına 16.02.2018 tarihinden takip tarihi olan 17.04.2018 tarihine kadar işlemiş faizin ise 1.109,82 TL olduğu, Talep edilen inkar tazminatı, tazminat oranı ve miktarı ile diğer hususlardaki takdirin Yüce Mahkemenize ait olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde;
Somut olayda taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebeple feshedilip edilmediği, sözleşmenin feshi halinde davacının fatura bedelini tahsil edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Davacı tarafından davalıya gönderilen 18/01/2018 tarihli fesih ihbarnamesinin incelenmesinde; 12/08/2016 tarihli taşıt tanıma sistemi anlaşma uyarınca aylık 20 m3 akaryakıt tüketim taahhüt edilmesi karşılığında aylık %6 indirim uygulandığını, buna rağmen taahhüt edilen miktarda akaryakıt alınmadığından sözleşmenin 31/08/2018 tarihi itibariyle feshedileceğini, yapılan iskonto oranlarının iadesini talep ettiği görülmektedir.
Taraflar arasında 12.08.2016 tarihli Müşteri Taşıt Tanıma Sözleşmesinin 5.2.maddesinde; “Bayi müşteriye fatura edilecek akaryakıt bedelinin KDV hariç toplamının %6 tutarında fatura üzerinden ıskonto yapacaktır.” hükmünün; 5.3.11 maddesinde; “Müşteri aylık 20 m3 akaryakıt tüketeceğini taahhüt etmektedir. İş bu sözleşme tahtında müşterinin taahhüt ettiği yakıt miktarı karşılığında indirim söz konusu olmuş ve sözleşmenin 5.2 maddesinde belirtilmiştir. Her ay yapılacak kontroller sonrasında müşteri taahhüt ettiği tüketimi yapmaması / yapamaması durumunda, bayi vermiş olduğu indirimi tamamen geri alabileceği gibi, inisiyatifi dahilinde belli bir oranda da geri çekebilecektir. İndirim oranının değişmesi durumu müşteriye hiçbir şekilde imzalamış olduğu bu sözleşmeyi iptal edebilme hakkı vermeyeceği konusunda taraflar tam bir mutabakata varmıştır.” hükmü yer aldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan sözleşme metinleri ile; davacı müşteri tarafından aylık 20 m3 akaryakıt alınacağı yönünde taahhüt bulunulduğu, buna karşılık davalı bayinin de müşteriye fatura edilecek akaryakıt bedeli üzerinden KDV hariç toplam %6 oranında iskonto yapacağının kararlaştırıldığı görülmektedir. Davalı taraf sözleşme uyarınca taahhüt edilen aylık yakıt miktarı tamamlanmadığından sözleşmenin feshedildiğini savunmuştur. Her ne kadar davacı tarafça davalı bayi tarafından taahhüt edilen iskontonun yapılmadığı, bu nedenle feshin haksız olduğu ve iskonto bedeli açıklamalı faturadan kaynaklı takip yapıldığı ileri sürülmüş ise de bilirkişi aracılığı ile incelenen taraf defterleri, yakıt tüketimi ve faturalar nazara alındığında davalı tarafça sözleşmede taahhüt edilen iskontonun, davacı müşteri tarafından taahhüt edilen yakıt tüketimin altında kalmasına rağmen 2016/8 ve 2017/9 dönemleri arasında uygulandığı, devamında ise yine davacı tarafından taahhüt edilen aylık 20 m3’lük yakıt alımının yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Buna göre taraflar arasındaki imzalanan 12/07/2016 tarihli sözleşmenin 5.3.11 maddesi uyarınca yakıt alımı yönünden şartlar yerine getirilmediğinden, davalı bayinin ” vermiş olduğu indirimi tamamen geri alabileceğinin” tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırıldığı davacı müşterinin iskonto bedelinden kaynaklı alacağının bulunmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.4.2005 tarih … E. … K. Sayılı ilamında “Dosya kapsamı ve somut olayın özellikleri göz önüne alındığında; davacı/alacaklının takibe konu alacağının varlığını usul hukuku kuralları çerçevesinde kanıtlayamadığı; ancak, icra takibine kötü niyetli olarak giriştiğini kabule elverişli herhangi bir delilin ise bulunmadığı açıktır. Diğer taraftan, davalı da, somut olayda davacının icra takibinde kötü niyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenen ve uygulamada “kötüniyet tazminatı” olarak adlandırılagelen tazminat türü, sadece ve ancak, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İ.İ.K.nun 67. maddesi anlamında “haksız” ise de, kötüniyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur.” belirtilmiştir. İş bu içtihat nazara alındığında somut olayda davalı taraf davacının kötü niyetini ispatlayamadığından bu talebin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının Kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70.-TL harçtan, peşin olarak alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davada red edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 9.956,15-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalının yaptığı 250,00.-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere davacının göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili … ve davalı vekili …in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı