Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/345 E. 2021/553 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/345
KARAR NO : 2021/553
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/07/2019
KARAR TARİHİ : 15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; … günü … Karayolunun …Kmsi … Köyü mevkiinde meydana gelen kazada, … yönetimindeki davalı … AŞ.’ nce Trafik sigortası yapılan … plakalı özel otonun, yol üzerinde karşıya geçmeye çalışan …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, trafik kazası tespit tutanağına göre davalı … şirketince sigortalı … plakalı özel oto sürücüsü …’ün, ”aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliğine göre görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak kuralını ihlal ettiği” Maktül …’ın ise, “yayaların yürümesine ayrılmış kısımların …….taşıt trafiğini tehlikeye düşürecek şekilde taşıt yoluna yürümek” kuralını ihlal ettiğinin tespit olunduğunu, … doğumlu …’ın … günü ölmesiyle, … doğumlu eşi … , … doğumlu oğlu …, … doğumlu kızı … ve … doğumlu oğlu …, … ve …larının maddi desteğinden yoksun kaldıklarını, …’e ait … plâkalı aracın kaza tarihinde geçerli … poliçe no.lu Trafik Sigortasını düzenleyen davalı şirketin, … tarihli başvurularına verdiği … tarihli cevabi yazısında; “meydana gelen kazada sigortalı araç sürücümüzün kusuru olmaması nedeniyle ZMSS poliçesi genel şartları gereği talebin teminat dışı olduğu ve herhangi bir ödeme yapılamayacağını bilgilerinize sunarız” diyerek başvuruyu reddettiğini beyan ederek; maddi tazminat taleplerinde bulunmuştur.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.(H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı def-inde bulunduklarını, yetki itirazlarının olduğunu, müvekkil şirketin adresinin İstanbul olması nedeni ile yetkili mahkemenin İstanbul olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve kusur ile sınırlı olduğunu, davacıların murisinin kazada %100 kusurlu olduğunu, Isparta … Asliye Ceza Mahkemesindeki yargılamada araç sürücüsünün kusursuz olması nedeni ile beraat ettiğini, faiz türü talebinin de yerinde olmadığını, davanın haksız olduğunu beyan ederek, davanın reddine kara verilmesini talep etmiştir.
D. YETKİ İTİRAZI:
5.Davalı vekili, yetki itirazında bulunmuştur. Dava, haksız fiile dayanmaktadır. HMK m. 16 gereği; Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Davacıların yerleşim yeri Antalya olması nedeni ile davalı tarafın yetki itirazı hukuken yerinde bulunmamıştır.
E. ZAMANAŞIMI İTİRAZI:
6.Davalı, 2918 sayılı kanunun 109 maddesi gereği zamanaşımı def-inde bulunmuştur. Kaza tarihi, …’dır. Dava tarihi ise, …’dur.
7.6098 sayılı BK.’nın 72. maddesinde haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir. Bunun yanında, 2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. 2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır.Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK’nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.)
8.Somut davada, davaya neden olan kaza nedeniyle … Asliye Ceza mahkemesinde kamu davası açıldığı, yargılamada, davalının sigortalısı …’ün sanık olarak yer aldığı, atılı suçun “Taksirle Ölüme Neden Olma” olduğu, yargılama sonunda olay da sanığa atfı kabil kusur bulunmadığından CMK ‘nın 223/2-c maddesi gereğince yüklenen suç açısından failin taksirinin bulunmaması nedeniyle beraatine karar verildiği anlaşılmakla, uzamış zamanaşımı uygulanması için yukarıda da ayrıntılı açıklandığı üzere mahkumiyet kararı da gerekmediğinden, kaza sonucu ölüm meydana geldiğinden ceza mevzuatı gereği zamanaşımının henüz dolmadığı açık olduğundan bu konudaki def-i de hukuken yerinde değildir.
F. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
9.Dava, trafik kazasına dayalı (haksız fiile dayalı) maddi tazminat talebinden ibarettir.
10.Dava haksız fiile dayanmakla; TBK m. 50 gereği; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Davada, ispat yükü davacıdadır.
11.Kazaya ilişkin, … Asliye Ceza mahkemesindeki dosya örneği uyap üzerinden, dosyamız arasına alınmıştır.
12.Davacı vekilinin, kusur konusunda aldırdığı “uzman görüşü” dosyaya konulmuştur. … tarihli uzman görüşüne göre özetle; sürücü … olayda %70 kusurlu, yaya … ise %30 kusurlu bulunmuştur. Kaza tespit tutanağında da, davalı … şirketince sigortalı … plakalı özel oto sürücüsü …’ün, ”aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliğine göre görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak kuralını ihlal ettiği” Maktül …’ın ise, “yayaların yürümesine ayrılmış kısımların …….taşıt trafiğini tehlikeye düşürecek şekilde taşıt yoluna yürümek” kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir.
13.Isparta … Asliye Ceza mahkemesinin … esas sayılı dosyasındaki yargılamada ise, … Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının … tarihli raporunda sürücü sanık …’ün kusursuz olduğu, ölen …’ın asli kusurlu olduğu belirtildiğinden, sanık …’ün beraatine karar verilmiştir. Mahkeme ilamı, temyiz edilmeden, … tarihinde kesinleşmiştir.
14.Kaza tespit tutanağı, uzman görüşü ile ceza dosyasındaki kusur oranları çelişmektedir ve birbiriyle çelişkili bilirkişi raporlarına göre hüküm verilemez.
15.Tazminat yargılaması hususunun ceza yargılaması ile ilişkisi de 6098 sayılı “Türk Borçlar Kanunu”nda (m. 74) düzenlenmiştir. Buna göre;
“Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.”
16.Ayrıca; aynı ilke hukuk uygulamasında yenleşmiş olmakla; T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/17-50 esas , 2011/231 karar nolu 27/04/2011 karar tarihli mahkememizce de emsal görülen kararından özetle belirtildiği üzere, ceza mahkemesince verilen beraat kararı , kusur ve derecesi , zarar tutarı, temyiz gücü ve isnat yeterliliği , illiyet gibi esaslar hukuk hakimini bağlamaz.
17.Ceza dosyasındaki, beraate esas kusur durumu ile mahkememiz bağlı değildir.
18.İstanbul nöbetçi Ticaret mahkemesi aracılığıyla, Yargıtay ilamları göz önüne alınarak, 3 kişilik uzman heyetten kusur raporu alınmıştır. … tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; yaya …’ın %75, …’ün %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
19.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır. Bakıldığında, dosyada çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır. Özellikle uzman görüşü ile çelişki oluşmakla bu çelişkinin giderilmesi gerekmektedir. (Yargıtay … HD., … esas, … karar, Tar. …)Ceza dosyasında da … kusursuz bulunmuştur. Tüm bu çelişkileri de gidermesi için dosya tekrardan İstanbul nöbetçi mahkemesine gönderilmiş ve Yargıtay ilamları göz önüne alınarak, tekrar 3 kişilik uzman heyetten çelişkileri giderici kusur raporu alınmıştır. … (rapor sonunda … yılı yazmaktadır ve bunun sehven olduğu açıktır) tarihli heyet raporunda özetle; yaya …’ın %75, …’ün %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
20.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
21…. tarihli bilirkişi kusur heyet raporu ile … tarihli bilirkişi kusur heyet raporu birbirini teyit etmektedir ve mahkememizce birbirini teyit eden bu kusur raporlarındaki oranlar hükme esas alınmıştır.
22.Mahkememizce aktüer bilirkişiye dosya tevdi edilerek, rapor aldırılmıştır.
23…. tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … için 130.262,06 TL; Davacı … için 15.751,70 TL; Davacı … için 13.295,52 TL; Davacı … için 2.377,39 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
24.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
25.Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide …, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(…, … :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. … naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
26.Bu hususlar doğrultusunda, aktüer bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
27.Davacı vekili, … tarihli, bilirkişi raporuna beyanlarını sunduğu dilekçede bedel artırımı da yapmıştır. Bedel artırım dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir. Davalı bu dilekçeye cevaplarını da sunmuştur. Davacı … tarihli dilekçesinde özetle; … tarihli Bedel Artırım Dilekçemizde; bedel artırım miktarı sehven 158.686,67 TL olarak bildirildiğini, doğru olan artırım miktarının; 156.686,67 TL olduğunu, dava dilekçesinde … için talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminat tutarın 3.500 TL iken; Bedel Artırım Dilekçesinde, sehven 1.500 TL. olarak belirtilmiş; bedel artırım tutarı da 2.000 TL fazla bildirildiğini, bedel artırım dilekçesinde, sonuç itibariyle, talep ettikleri toplam tazminat tutarında bir değişiklik olmadığını beyan etmiştir. Mahkememizce de bir bütün olarak bakıldığında, burada bir ifade hatası yapıldığı, sehven bu hatanın yapıldığı anlaşılmıştır.
28.Tüm dosya kapsamı, birbirini teyit eden … tarihli bilirkişi kusur heyet raporu ile … tarihli bilirkişi kusur heyet raporlarındaki kusur oranları, aktüer raporundaki tespitler göz önüne alınarak, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
29.Son olarak belirtmek gerekir ki; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. HD’nin 2019/2008 E, 2021/197 K sayılı emsal güncel ilamında da belirtildiği üzere; Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Mahkememiz bu hususa dikkate ederek karar vermiştir. Yine söylemek gerekir ki, dava belirsiz alacak davası olarak açılmıştır ve davanın niteliğine göre bu hususta .ir usuli engel olmadığı Yargıtay kararlarında da belirtilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE;
1-Davacı …’ın talebinin KABULÜ İLE; 130.262,06 TL maddi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına,
2-Davacı …’ın talebinin KABULÜ İLE; 15.751,70 TL maddi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına,
3-Davacı …’ın talebinin KABULÜ İLE; 13.295,52 TL maddi tazminatın …tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına,
4-Davacı …’ın talebinin KABULÜ İLE; 2.377,39 TL maddi tazminatın …tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 44,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 44,40 TL peşin harç ve aşamalarda yatan 542,00 TL harç toplamı olan 586,40 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 10.458,41 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
8-Davacı tarafça yatan ve mahsup edilen toplamda 630,80 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Davacılarca dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücretleri gideri toplamı 3.374,00 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
10-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
12-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 16.324,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
13-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
14-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
15-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 2.377,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
16-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. … ve davalı vekili Sn. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır