Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/295 E. 2021/530 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/295 Esas
KARAR NO : 2021/530
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2019
KARAR TARİHİ : 09/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında ticari kredi ilişkisi kurulmuş olup, davalı …’in tamir amaçlı kredi kullanımı için müvekkili kooperatife başvurduğunu ve … aracılığı ve … 4 yıl 6 ay vadeli olmak üzere … Bankasından … TL kredi kullandığını, ancak ödemelerin vadesinde yapılmaması sebebiyle davaya konu Antalya …İcra Müdürlüğünün … esas dosyasının açıldığını, davalının herhangi bir borcunun olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini, sözleşme ve muhasebe kayıtları incelendiğinde kredinin vadesinde ödenmediği ve davalı …’in borçlu olduğunun tespit edileceğini, diğer davalı …’nın ise asıl borçlunun araçlarındaki rehinlerin kaldırıldığından bahisle borca itiraz etmişse de kefalet ve rehin sözleşmelerinin farklı olduğunu, rehinlerin kaldırılmasının kefalet ilişkisini etkilemediğini, kefaleti uyarınca sorumluluğunun devam ettiğini belirtilerek davalının itirazının iptali ve icra inkar tazminatına karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; TBK 586/1 hükmü uyarınca alacaklının asıl borçluya başvurmadan önce müteselsil kefili takip hakkının tanınmasına bazı koşulların gerçekleşmesine bağlandığını, buna göre öncelikle asıl borçlunun ifade gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalmasının gerektiğini, alacağın taşınır rehiniyle güvence altına alınması halinde bu durumda taşınmaz rehininden farklı olarak rehinin paraya çevrilmesi yoluna gitmeden önce kefile başvurulamayacağını, asıl borçlunun ödeme güçsüzlüğü ve vade geciktiği için yapılan ihtarın sonuçsuz kaldığını gösterir herhangi bir belgenin delil olarak sunulmadığını, davacı … tarafından diğer davalı ve asıl borçlu …’in araçları üzerine rehin tesis edilerek alacağın teminat altına alınmasıyla müvekkilinin kefaleti kabul etmesinin sebebi olduğunu, davalıya ait araçlar üzerine konulan ve sonradan kaldırılan rehinlerin araştırılmasını talep ettiklerini belirtilerek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep edilmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosya banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak üzere bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporda,
… kaynağından karşılanan davalı …’in dava dışı bankaya olan kredi borcunun %18 temerrüt faizi üzerinden faiz işletilmesiyle takip tarihi itibariyle yapılan hesaplama aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
Kredi No. Banka tahsil tarihi Banka tahsilat tutarı 16.01.2019 Faiz günü İşlemiş %18 faizi
… … 3.516,21 1271 2.202,21
… … 3.473,84 1088 1.863,88
… … 3.395,34 906 1.517,02
… … 3.178,82 842 1.319,95
… … 1.828,44 1271 1.146,06
… … 1.806,39 1088 969,21
… … 1.765,58 906 788,85
… … 1.652,98 842 686,37
20.617,60 10.493,55
Tablo özetlendiğinde, davalı asıl borçlu …’in dava dışı bankadan kullandığı krediden doğan 8 adet taksitten doğan davacı … tarafından rücu edilen sorumluluğu … takip tarihi itibariyle:
20.617,60 Asıl alacak 10.493,22 işlemiş %18 temerrüt faizi (-) 3.000,00 Takip öncesi yapılan ödemenin tenzili olmak üzere,
Toplam 28.110,82 TL. olarak bulunmaktadır.
Buna göre talep sınırlan dikkate alındığında davalı …’in rücuen sorumluluğu: 20.617,60 Asıl alacak
3.496,01 işleyen faizi olmak üzere toplam 24.113,61 TL. bulunmaktadır,
Asıl alacak tutarı takip tarihinden itibaren %18 temerrüt faizine tabi olmaktadır.
Diğer taraftan Borçlar Kanunun 587.maddesi uyarınca aynı borca birden fazla kefil bulunması halinde rücu ilişkisinde asıl alacak ve işlemiş faizin kefalet oranı 1/2 dikkate alınması ve davalı …’nm kefaletinin geçerli olduğunun mahkemece taktiri halinde davalı …’ya rücu edilebilecek tutar hesaplanan alacak kalemlerinin yarısından ibaret olacaktır şeklinde rapor sunulmuştur.
Dosya ek rapor aldırılmak üzere tekrar aynı bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporda, kök raporda bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava kredi kefalet ilişkisinden doğan alacağın tahsili amacıyla girişile icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı …’ın kredi borcunu karşılayan davacı kooperatifin davalılara rücu isteminin yerinde olup olmadığı, davalı …’ın kefaletinin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirme: Dava dışı … Bankası ile davalı … … numaralı ortağı davalı … arasında bila tarih 40.000,00 TL. limitli çerçeve kredi sözleşmesinin devamında düzenlenen kefalet sözleşmesine davacı … ve diğer davalı … ‘nın 40.000,00 TL limitle müteselsil kefil oldukları, sözleşme yanı sıra, kefalet sözleşmesinde tarih yazılı olmadığı, davalı … ‘nın kefalete rıza gösteren beyanı altında ise … tarih, eş adı soyadı ve imzasının yer aldığı, davalı … ‘nın … tarihli olarak imzaladığı taahhütnamede ise bankadan alınan kredinin … tarafından kısmen veya tamamen bankaya ödenmesi durumunda kooperatifin tarafına rücu edebileceği, bankaya ödeme yapıldığı tarih itibariyle kooperatifçe hesaplanacak gecikme faizi ve ayrıca yasal takip yapılmış ise takip masrafları ile birlikte kooperatife ödeyeceği kabul ve taahhüt edilmektedir.
6098 sayılı TBK 583: “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” Düzenlemesi ile kanun koyucu kefalet sözleşmelerinde nitelikli yazılı şekil şartı öngörmüştür. Kefalet sözleşmeleri TBK 583’de anılan şekliyle düzenlenmedikçe hüküm ve sonuç doğurmaz.
Taraflar arasındaki kefalet sözleşmesinde davalı … ‘nın el yazısıyla tarih konulmaması sebebiyle kefalet sözleşmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar kanununun 583.maddesinde belirtilen şekil şartına uymadığı ve kefaletin geçersiz olduğu anlaşıldığından bu davalıya açılan davanın reddi gerekmiştir.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirme:
Tüm dosya kapsamı ve esasa alınan bilirkişi raporu bir arada değerlendirilidğinde; dava dışı banka tarafından davalı …’e çerçeve kredi sözleşmesine dayalı olarak … tarihinde 13.000 25.000 — 38.000,00 TL. anapara üzerinden iki ayrı dilim halinde … vade tarihinden başlamak üzere altı aylık vadelerde 8 adet … — 4.750,00 TL. anapara taksitleri halinde geri ödemeli, yıllık 7,80 akdi faizli olarak … ve … numaralı işletme kredilerinin açıldığı ve kullandırıldığı, davaya konu icra takibine konu edilen aşağıda tabloda gösterilen muaccel taksit tutarlarının davalı kredi lehtarı tarafından ödenmemesi üzerine taksit vadelerinde aynı zamanda kredinin müteselsil kefili olan davacı … tarafınca karşılanmış olduğu, davalı …’in kullandığı kredilerden taksit vadesi gelenler ve bir adet vadesi gelmeyen vadesi gelmeyen dahil 8 adet anapara taksitlerinden oluşan toplam 19.000,00 TL. tutarın dava dışı banka tarafından her bir taksitin vade tarihi itibariyle işleyen akdi faizi ve taksit gecikme faizi ve masraf dahil kredinin müteselsil kefili sıfatını taşıyan davacı kooperatiften tahsil edildiği ve böylece tahsilat tarihleri itibariyle toplam 20.617,60 TL’nin … kaynağından karşılanmış olduğu, davacı kooperatifin ise bu tutarı kredi asıl borçlusu davalı …’e rücu etme hakkının doğduğu hususları mahkememizce sabit görüldüğünden bilirkişi raporundaki miktar üzerinden davalı …’ a yöneltilen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ve alacağın likit oluşu nazara alınarak davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davalı …’ya yöneltilen davanın reddine,
2-Davalı …’e yöneltilen davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile, Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki borçlu …’in borca itirazının kısmen iptaline, takibin bu borçlu açısından 20.617,60 TL asıl alacak ve 3.496,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.113,16 TL alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %18 oranında faiz uygulanmasına,
3-Hükmolunan alacağın %20’si tutarındaki 4.122,00 TL icra inkar tazminatının davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.647,16 TL harçtan peşin alınan 576,21 TL nin mahsubu ile eksik alınan 1.070,95 TL nin davalı …’ten alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacının yapmış olduğu ilk yargılama gideri, posta ve müzekkere ücreti ile, bilirkişi ücretinden ibaret toplam 1.296,96 TL nin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 926,90 TL nin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
8-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı …’ya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
09/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır