Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/226 E. 2022/513 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/226 Esas
KARAR NO : 2022/513
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/05/2019
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, 25/06/2018 tarihinde davalı …in maliki bulunduğu, diğer davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkili …’in kullandığı tescilsiz motosikletin karaştığı Burdur-Antalya karayolu üzerinde meydana gelen kazada, müvekkili …’in sürekli sakatlık derecesinde ve bakıma muhtaç kalacak şekilde ağır yaralandığını, Bucak Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili …’in babası olan diğer müvekkili …’e vasi olarak atandığını, iş bu kazada müvekkili …’in %100 malul olduğunu ve bakıcı ile hayatını idame ettirdiğini, davalı … Sigorta A.Ş. … plakalı aracın sigortacısı olduğunu, müvekkilinin başkaca bir geliri bulunmadığını, ekonomik yönden büyük sıkıntı içerisinde olması nedeniyle ve ve müvekkilinin maluliyet durumu ve müvekkilinin dosyadaki haklılığı gözetildiğinde müvekkili için geçici ödeme talebinde bulunma zorunluluğu doğduğunu, tüm bu nedenlerle maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulünü, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar erilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, öncelikle yetki ve görev itirazında bulunduklarını, görevli mahkemenin Bucak Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, müvekkilinin kendi şeridinde köprüden indiğini ve çevre yolunda olduğunu, geçiş üstünlüğünün tamamen ona ait olduğunu, kazanın oluşmasında müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını, davacının kullandığı motosikletin plakasız ve davacının başında da kask olmaması sebebiyle asli kusurlu olduğunu, ceza dosyasında henüz adli tıp raporu alınmadığını, … Sigorta’nın poliçedeki limitler dahilinde sorumlu olduğunu, davacının kazadan önce de yaşlılık sebebiyle birçok hastalığı olduğunu, maddi tazminat taleplerinin yasal ve yerinde olmadığını, davacı tarafın haksız davasının reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, davalı araç maliki olan müvekkilinin aracının karıştığı kazada gelebilecek maddi zararları teminat altına alındığından dava sonucunda olası tazminat ödenmesi kararı verilmesi halinde sigortacıya rücu edileceğinden TTK 1446/1 ve HMK 61-63 maddeleri uyarınca 3.kişilere verilen zararları sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınmış bulunan … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin yerleşim yeri itibariyle dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Mahkemelerinde açılması gerektiğini, huzurdaki başvurunun belirsiz alacak nevinde ikame edilmesi usul hukuku kurallarına aykırı olduğunu, davacının söz konusu kaza sebebiyle müvekkili şirket aleyhine Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile açtığı davanın halen derdest olduğunu, kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, bedeni zarar halinde maddi tazminat taleplerinin şahıs başına sınırlı poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, kazaya ilişkin düzenlenen kusur raporları arasında çelişki bulunduğunu, bu sebeple ATK Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Heyetinden kusur raporu alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, müvekkili şirkete sigorta poliçesi ile bağlı aracın kusurlu olduğunun tespiti halinde tazminat hesabı için murisin gerçek gelirinin tespitinin gerektiğini, müvekkilinin manevi tazminat bakımından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin kendisine ihbar tarihi itibariyle 8 günlük sürenin sonunda temerrüde düşmüş olacağını, faiz sorumluluğunun da bu tarihten itibaren başlamış olacağını, müvekkili şirketin söz konusu zarardan sorumlu olmadığını, müvekkili şirkete iletilen usulüne uygun başvurunun söz konusu olmaması sebebiyle temerrüde düşmediğini, trafik kazası sonucu hak edilen destek tazminatı ticari bir işten kaynaklı olmadığından yasal faiz uygulanması gerektiğini belirterek müvekkili şirket tarafından sorumluluğu olan tutarın davacı tarafa dava açılmadan önce ödenmiş olduğundan davanın reddine, müvekkili şirket hakkında açılan davanın dava şartlığı yokluğundan reddine, poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulmasına, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, aksi halde sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasına, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesini talep etmiştir.
Birleşen Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde, dava şartı olarak davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, ancak yasal süresi içerisinde hiç bir cevap verilmediğini, dava şartı olan zorunlu arabuluculuk kapsamında başvuruda bulunulduğunu, ancak anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, müteveffa …’in, müvekkili …’ın eşi, müvekkili …’nın ise babası olduğunu, 25.06.2018 tarihinde davalı …’in maliki bulunduğu diğer davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, dava dışı müteveffa …’in kullandığı tescilsiz motosiklete çarpması neticesinde meydana gelen kazada …’in ağır yaralandığını ve 23.06.2019 tarihinde vefat ettiğini, Bucak … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulundan aldırılan raporda …’in vefatının 25.06.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasına bağlı olduğunun ve yaralanması ile ölüm arasında illiyet bağının mevcut olduğunun saptandığını, müvekkillerinin desteği …’in kazadan sonra hiçbir zaman tam şifa bulamadığını, sürekli bakıma muhtaç şekilde sonda ile karnından beslendiğini, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile müteveffa …’n kazaya bağlı yaralanması nedeniyle, … ve oğlu … adına yine işbu dava davalılarına karşı açmış oldukları maddi ve manevi tazminat talepli davalarının halen derdest olduğunu, söz konusu kazaya ilişkin Bucak … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının da halen derdest olduğunu, Adnan İltemiri’n kullandığı … plakalı aracın … Sigorta A.Ş. tarafından … acente ve … poliçe numaraları ile ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek öncelikle aynı trafik kazası sebebiyle açılan işbu maddi ve manevi tazminat talepli davanın tensiple birlikte Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, müvekkil …’in eşinin vefatı nedeniyle şimdilik 100,00.-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın 23.06.2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili …’in eşinin vefatı nedeniyle duyduğu elem ve ızdırap için 50.000,00.-TL manevi tazminatın 23.06.2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı … ve … Şen’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … …’ın babasının vefatı nedeniyle duyduğu elem ve ızdırap için 20.000,00.-TL manevi tazminatın 23.06.2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı … ve … müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Bucak … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosya tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için Ankara Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkemeye sunulan raporda,
A)Davalı sürücü …’in % 20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu,
B)Davacı sürücü … % 80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya davacının maluliyet oranının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkemeye sunulan raporda,
Kişinin 23.06.2019 tarihinde ölmüş olduğu dikkate alındığında yeniden muayene edilerek durumunun değerlendirilmesinin mümkün olmadığı,
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulunun … tarih ve … nolu kararında Kişinin ölümünün trafik kazası sonucu genel beden travmasına bağlı kafatası kemik kırıklarıyla birlikte, beyin kanaması, beyin doku harabiyeti buna bağlı yatalak kalma ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğunun kabulü gerektiğinin; ayrıca şahsın olay sebebiyle bu nedenle yatalak kaldığı, PEG’den beslendiği, bakım hastası olduğunun belirtilmiş olduğu dikkate alındığında;
Mevcut tıbbi belgelere göre;
A) … ve … oğlu 01.11.1958 doğumlu …’in 25/06/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak;
Gr1 I (7C……..65)A % 100
E cetveline göre %100 (yüzdeyüz) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğu,
B) … ve … oğlu 01.11.1958 doğumlu …’in 25/06/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirildiğinde;
KBB G. Çiğneme ve Yutma: PEG’den besleniyor%50,
Kas İskelet Sistemi: Tablo 4.1 4-Ağır %80, Tablo 4.2b 4. Ağır %90,
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %99 (yüzdedoksandokuz) olduğu,
2. Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğunu bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya dosyamız tarafların kusur oranlarının tespiti için İTÜ Trafik Kürsüsünden seçilen bilirkişilere tevdi edilmiş ve mahkememize sunulan raporda,
Hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğumuz inceleme sonucunda, yukarıda arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda, heyetimizce,
I- Motosiklet sürücüsü, davacı …’in hatalı sevk ve idaresinin, birinci derecede ve takdiren 4 80 (yüzde seksen) oranında etkili olduğu,
2- Davalı sigorta şirketine Trafik sigortalı otomobilin sürücüsü, davalı … ”in hatalı sevk ve idaresinin ise, ikinci derecede ve takdiren Y 20 (yüzde yirmi) oranında etkili bulunduğu, sonuç ve kanaatine varılmıştır şeklinde rapor sunulmuştur.
Dosya daha sonra aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu raporda,
a) Hukuki takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin yeni tarihli içtihatları çerçevesinde hesaplamalarda TRH-2010 Yaşam Tablosu, Progresif Rant Metodu, %10 artırma ve iskonto hesabı kullanıldığı;
b) Asıl dava davacısı olan …’in 25/06/2018 tarihli kaza sonrası 23/06/2019 tarihinde vefat ettiği, dolayısıyla asıl dava yönünden kaza tarihi ile vefat tarihi arasındaki süre için iş göremezlik ve bakıcı gideri zararı; birleşen dava yönünden ise vefat tarihi sonrasında eşi için destekten yoksun kalma zararı hesaplandığı;
c) Takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere %80 kusur indirimi sonrasında, asıl dava davacısı …’in vefat ettiği tarihe kadar uğradığı; Bakıcı gideri zararının 5.450,21 TL
Sürekli iş göremezlik zararının; Maluliyet oranının %100 olduğunun kabulü durumunda 4.024,26 TL, Maluliyet oranının %99 olduğunun kabulü durumunda 3.984,02 TL olduğunun hesaplandığı;
d)Takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere %80 kusur indirimi sonrasında, birleşen dava davacısı …’in uğradığı destekten yoksun kalma zararının 79.380,29 TL olduğunun hesaplandığı;
e) Hesaplanan zararların ZMSS teminat limitlerini aşmadığı;
f)Davacıların manevi tazminat istemleri ve tarafların diğer tüm iddia ve savunmalarının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu yönündeki kanaatlerini bildirir rapor sunmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Asıl dava müteveffa davacının kaza nedeniyle ölmeden önce uğramış olduğu iş göremezliğe ilişkin maddi manevi tazminat ile müteveffanın oğlunun açtığı açtığı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Birleşen dava ise TBK 49 vd. Maddelerine dayalı haksız fiil niteliğindeki ölümlü trafik kazası nedeniyle kusurlu olduğu belirtilen işleten-sürücü ve ZMMS aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatı ile sigorta şirketi dışındaki işleten-sürücü aleyhine açılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Asıl dava yönünden değerlendirme:
Dava, TBK 49 vd. Maddelerine dayalı haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle kusurlu olduğu belirtilen işleten-sürücü ve ZMMS aleyhine açılan maddi tazminat ile sigorta şirketi dışındaki işleten – sürücü aleyhine açılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı” aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu , öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
6098 sayılı TBK 54.maddesinde de bedensel zararlar “bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1-Tedavi giderleri, 2-Kazanç Kaybı, 3-Çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar, 4-Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak belirtilmiştir.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; meydana gelen kaza sonucu yaralanan müteveffa davacının uğradığı zarar ile kusurlu araç sürücüsünün fiili arasında illiyet bağı bulunması nedeniyle davalı sürücünün , araç işletenin ve sigorta şirketinin müteffanın uğradığı zarar nedeniyle sorumlu olduğu kanaatine mahkememizce varılmıştır.
Mahkememizin bu kabulü doğrultusunda; hüküm kurmaya ve denetime elverişli oluşa ve yasaya uygun , kusur , maluliyet ve aktüerya bilirkişi raporları sonucu davacı müteveffanın kaza nedeniyle ölünceye kadar uğradığı zararı 3.984,02 TL olarak bulunmuş ve bu miktar üzerinden maddi tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf bilinen maluliyetini göz önüne alarak normal yaşam tablosuna göre maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu nedenle davacının, yaralanmanın mahiyetine ve maluliyet oranına göre yargılama sırasında vefat etmesi önceden öngörülmesi mümkün olmayan bir durumdur.(Yargıtay21.Hukuk Dairesi 2014/5875 E. ,2014/14108 K ) Bu nedenle asıl davada reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden davalı taraflar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiştir.
Asıl dava dosyasındaki manevi tazminat davası yönünden değerlendirme:
Davacı müteveffanın ölümünden sonra mirasçıların asıl davadaki mütevvefanın manevi tazminat davasını devam ettirmeye ilşkin irade koymadıkları, davacının ölümünden sonra açılan davada manevi tazminat talep ettikleri anlaşılmakla müteveffanın konusuz kalan manevi tazminat davası yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TBK 56. Maddede Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir, düzenlemesi mevcuttur.
Babasının uğradığı kaza sonucu ağır yaralanması ve sonrasında ölümü nedeniyle acı ve ızdırap çeken davacı … lehine olaydaki kusur durumu, davacının müteveffaya yakınlığı gibi sebepler birlikte değerlendirilerek 5.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir.
Birleşen dosya yönünden değerlendirme:
Dava, TBK 49 vd. Maddelerine dayalı haksız fiil niteliğindeki ölümlü trafik kazası nedeniyle kusurlu olduğu belirtilen işleten-sürücü ve ZMMS aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatı ile sigorta şirketi dışındaki işleten-sürücü aleyhine açılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 Sayılı Kanunun 90. maddesinde “zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesi mevcuttur.
Destekten yoksun kalma tazminatı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 53. Maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddede ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları zararların tazmin edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 53.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Aynı kanunun 55.maddesinde de, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz…” şeklinde tazminatın belirlenmesine ilişkin esaslar belirtilmiştir.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; 25.06.2018 tarihinde davalı …’in maliki bulunduğu diğer davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, dava dışı müteveffa …’in kullandığı tescilsiz motosiklete çarpması neticesinde meydana gelen kazada …’in ağır yaralandığı ve 23.06.2019 tarihinde vefat ettiği, Bucak … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulundan aldırılan raporda …’in vefatının 25.06.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasına bağlı olduğu ve yaralanması ile ölüm arasında illiyet bağının mevcut olduğunun saptandığı meydana gelen kaza nedeniyle davalı sürücünün, araç işletenin ve sigorta şirketinin davacıya karşı sorumlu olduğu kanaatine mahkememizce varılmıştır. Mahkememizin bu kabulü doğrultusunda; hüküm kurmaya ve denetime elverişli oluşa ve yasaya uygun, kusur ve aktüerya bilirkişi raporları sonucu … kaza nedeniyle uğradığı destekten yoksun kalma tazminatı79.380,00 TT olarak hesaplanmış ve bu miktar üzerinden maddi tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmişir.
Birleşen dava dosyasındaki manevi tazminat davası yönünden değerlendirme:
6098 sayılı TBK’nun 49. maddesinde ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Aynı yasanın 56/2 maddesine göre ”…ölüm hâlinde…ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıdaki kanun maddesi, emsal içtihat ve açıklamalarda belirtilen ilkeler çerçevesinde davalının kazadaki kusuru, davacıların kaza sonucu 1. Derece yakınlarını kaybetmesi nedeniyle uğradığı acı birlikte değerlendirilerek davacı … için 15.000,00 TL, davalı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminata karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Asıl dava dosyasındaki maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, 3.984,02 TL maddi tazminatın davalı Sigorta şirketi yönünden temerrrüt tarihinden (18.04.2019) diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden (25.06.2018) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı mirasçılarına VERİLMESİNE,
2-Asıl dava dosyasındaki müteveffanın manevi tazminat davası konusuz kaldığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Asıl dava dosyasındaki davacı …’in manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, 5.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi haricindeki davalılardan kaza tarihinden (25.06.2018) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e VERİLMESİNE,
4-Birleşen dava dosyasındaki maddi tazminat davasının KABULÜ İLE, 79.380,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı Sigorta şirketi yönünden temerrrüt tarihinden (18.04.2019) diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden (25.06.2018) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e VERİLMESİNE,
5-Birleşen dava dosyasındaki manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, davacı … için 15.000,00 TL, davalı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminatının sigorta şirketi haricindeki davalılardan kaza tarihinden (25.06.2018) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
6-Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat için alınması gereken 272,15 TL harcın peşin alınan 102,46 TL harcın mahsubu ile bakiye 169,69 TL harcın davalılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat için alınması gereken 341,55 TL harcın peşin alınan 409,87 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 68,32 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
8-Davacı müteveffanın mirasçıları maddi tazminat davasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince maddi tazminat için kabul oranınca hesaplanan 3.984,02 tl vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Yukarıda açıklanan sebeplerle hakkaniyet gereği maddi tazminat davasında kendilerini vekille temsil ettiren davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
10-Davacı … manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince manevi tazminat için kabul oranınca hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin sigorta şirketi harici davalılardan tahsili ile …’e verilmesine
11-Sigorta şirketi harici davalılar asıl dava dosyasında bulunan manevi tazminat davasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince manevi tazminat için red oranınca hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davacı …’ten tahsili ile sigorta şirketi harici davalılara verilmesine,
12-Davacı tarafından yapılan toplam 3.114,95 TL giderden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek 186,64 TL’si ile 636,23 TL ilk dava masraf toplamı 822,87 TL giderin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
13-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın yatırana iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
14-Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat için alınması gereken 5.422,44 TL harcın peşin alınan 0,35 TL harç ile tamamlanarak alınan 271,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.150,97 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
15-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat için alınması gereken 1.707,75 TL harcın peşin alınan 239,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.468,67 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
16-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince maddi tazminat için kabul oranınca hesaplanan 11.119,40 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı …’e verilmesine,
17-Davacılar manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince manevi tazminat için kabul oranınca hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin sigorta şirketi harici davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
18-Sigorta şirketi harici davalılar birleşen dava dosyasındaki manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince manevi tazminat için red oranınca hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin birleşen dosya davacılarından tahsili ile Sigorta şirketi harici davalılara verilmesine,
19-Davacılar tarafından yapılan toplam 152,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranı gözetilerek 106,29 TL’si ile 307,23 TL ilk dava masrafı ve 271,12 TL tamamlanarak alınan harç toplamı olan 684,64 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
20-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı … vekili Av. …’nın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır