Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/201 E. 2022/280 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/201 Esas
KARAR NO : 2022/280
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2019
KARAR TARİHİ: 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili … ve …’in 14/10/2014 tarihinden itibaren … İçecek…..Ltd. Şti şirketinin yetkilisi olarak görev yaptıklarını, şirketin … unvanı altında cafa işletmeciliği yaptığını, müvekkili şirket ile ticari faaliyetine devam etmekte iken davalılardan …’ın müvekkilleri …ile birlikte hissedar oldukları şirkete ortak olmak istediklerini, prensip olarak kabul edilen teklif çerçevesinde taraflarca 15/10/2015 tarihli sözleşme tanzim edildiğini, ancak sözleşmenin …’ün katılmaması nedeni ile müvekkilleri … ile … tarafından imzalandığını, sözleşmenin şartları uyarınca, müvekkilin yetkilisi ve hissedarı olduğu diğer müvekkilleri …içecek tarafından işletilen …Bul. Bursa adresindeki … Kahvecisi işletmesinin hiçbir şekilde tanzim edilen yeni ortaklık sözleşmesi kapsamında olmayacağını, iş bu işletmenin tamamen ortaklar …ve …yetinde bulunacağını, …ın ise sadece Görükle Bursa’da açılması planlanan …adlı cafede hak ve yetkileri olacağını, söz konusu işyerinin işletmeye açılabilmesi için gerekli giderler oranında ortaklar tarafından karşılanacağı kararlaştırılmış olup, birlikte belirttikleri üzere …’ün ortaklığa katılmamış …’a ise ait hisse payının … tarafınadn üstlenilmiş ve işlemlerin … ve … tarafından yürütülerek ortaklığın hayata geçirildiğini, …’ın anlaşma uyarınca üstüne düşen görevleri yerine getirdiğini, bir süre tarafların ortak olduğu şirket tarafından yürütülen işletmedeki payını …’ın satmak istediğini, yapılan görüşmeler sonunda müvekkilinin 24/03/2017 tarihli genel kurul kararı ile şirket hissesini devir aldığını, taraflar arasında yapılan devir sözleşmesinde fiili hisse değerinin …’ın şirketten almış olduğu bedellerin iadesi koşulu ile 201.000,00 TL olarak belirlendiğini, Antalya 15. İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyaları ile takip yapıldığını, iş bu takiplerin ardından … tarafından 39.112,03 TL nin şirket hesaplarında para çekerek zimmetine geçirdiğinin tespit edildiğini, şirkete iade etmesi gereken toplam 233.710,97 TL nin …’ın nezdine geçtiğini, yapılan ödemeler ile müvekkilinin davalıya hiçbir borcu kalmadığını, bu sebeplerle takip dosyalarından borçlu olmadıklarının tespitini, iş bu dosyalara ödenen toplam 120.701,74 TL nin istirtadına, dava tarihinden itibaren Antalya 15. İcra müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasının tedbiren durdurulmasını, ödeme tarihlerinden itibaren ticari faiz yürütülmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 12 yıl bankacılık geçmişi olduğunu ve güven esasına dayalı bankacılık kariyeri boyunca milyonlarca liralık mevduat takibi, ödemesi yapmış ve adı hiçbir adli vakıaya karışmadığını, davacılardan …, yeni bir kafe açmak, zincir kafe oluşturmak suretiyle büyük bir yatırım yapacakları, şirket kuracakları, büyük paralar kazanacakları vaadi ile müvekkili …’ı, diğer davalı şirket …a ortak olması amacıyla ikna ettiğini, ortaklık sözleşmesinin de taraflar arasındaki ilişkiyi açıkça gözler önüne serdiğini, Antalya 15. İcra ve İflas Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyada borçlu, … İçecek, alacaklı … olduğunu, anılan bu dosyadan tahsili talep edilen bedeller, davacı …’ın da kabul ederek dosyaya sunmuş olduğu ortaklık sözleşmesi uyarınca, davalı şirketin hesabına yatırılan hisse devir bedelleri olduğunu, davacıların kabul ederek, imzaladıklarını beyan ettikleri ortaklık sözleşmesi, davalı müvekkillerden … tarafından hazırlandığını, sözleşme maddelerinden de anlaşıldığı üzere; sözleşme, …’ın, Bursa’da bulunan ve davalı şirkete ait olan …adı altındaki işletmesinin, 1.000.000,00-TL ve üzeri satış değeri oluşturacağı yönündeki hakikate aykırı beyanına istinaden düzenlendiğini, sözleşme, davalılardan …tarafından imzalandıktan sonra, sözleşmede adı geçen …’e imzalatılmak üzere … tarafından teslim alındığını, …bir daha sözleşmeleri …’a getirmediği gibi, şirket hissesinin devrini de gerçekleştirmediğini, ayrıca dava dilekçesinde belirtilen, …’ün ortaklığa katılmadığı iddiası da asılsız olduğunu, anılan ortaklık sözleşmesinde ismi geçen …’ün tanık sıfatıyla dinlenilmesi halinde: Sözleşmeler uyarınca açılan kafenin, açılması sürecindeki tüm takip, tadilat ve işlerinin … tarafından yürütüldüğü, bu şahsın, şirkete ortak olarak alındığı konusunda … tarafından kandırıldığı ispat edileceğini, davacının kabul ederek, delil olarak dayandığı sözleşme uyarınca, kafe açıldıktan sonra; davalı müvekkillerden …, …Şirketine yapmış olduğu hisse ödemelerine karşılık olarak hisse devrinin yapılmasını ve imzalanan sözleşmenin bir örneğini davacı …’dan talep ettiğini, davacı …, bir süre sözleşmeleri getireceği beyanı ile müvekkili oyalamış, sonrasında ise dava dışı …’ın sözleşmeleri imzalamadığını, hisse devrine yanaşmadığını beyan ettiğini, icra dosyası ile davalı şirketten tahsili talep edilen bedeller, davacıların, bedelini alarak devretmediği şirket hisselerine istinaden olduğunu, ayrıca davacı …, yeni kurulacak şirket için davalı müvekkilin yapmış olduğu ödemelerle finanse edilen; tüm mal, malzeme, makine, teçhizat ve ekipmanları …Şirketi adına faturalandırmış, şirket aktiflerine kayıt etmiş, sonrasında ise şirket aktiflerini, Vergi Usul Kanunu’na aykırı surette yetkilisi bulunduğu … Motorlu Araçlar Limited Şirketine usulsüz olarak devrettiğini, davacı şirketin mali müşaviri olarak görev yapan …’ın tanık olarak dinlenilmesi sonucu, davacının hukuka ve dürüstlük kurallarına aykırı tutum ve davranışları ispatlanacağını, nitekim ödemelerin yapıldığı banka olan, …Bankasından celp edilecek transfer kayıtları ile de istirdadı talep edilen paranın hisse devrine istinaden yapıldığı açıkça anlaşılacağını, Antalya 15. İcra ve İflas Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyası ise … tanzim, …vade tarihli,51.000,00-TL bedelli senedin tahsili için başlatılmış olup; dosyada alacaklı …, borçlu …olduğunu, davacının dava dilekçesinde ileriye sunduğu hususların tamamı hakikate aykırı olup, kabul edilmemekle birlikte, kambiyo senedi borç ikrarını havi belge olduğunu, anılan bonodan ötürü borçlu olunmadığı iddiasını “yazılı” belge ile ispat yükümlülüğü davacıya ait olduğunu, Antalya 15. İcra ve İflas Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyası … Bankası şubesine ait …seri numaralı çekine ilişkin olup; borçlusu …, alacaklısı …olduğunu, anılan çek kambiyo niteliğini haiz olup; borç ikrarını havi olduğunu, anılan çekten ötürü borçlu bulunmadığını yazılı belge ile ispat yükümlülüğü davacı …’a ait olduğunu, davacı …, kötü niyetli olup; hile ve desiseler ile müvekkillerimden haksız ve maddi kazanç elde etmeye çalıştığını, müvekkillerinin, Türk Ticaret Kanunu, İcra ve İflas Kanununa uygun surette alacaklarını tahsil etmiş olup; asılsız iddialara dayalı olarak açılan davanın reddi gerektiğini, ayrıca davacı … davalı müvekkillerden …hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunmuş olup; anılan soruşturma dosyalarının celbi halinde, davacı … tarafından sunulan şikayet dilekçelerindeki beyanlarla, işbu davadaki iddiaların birbiri ile çeliştiği, kurgu temeller üzerine kurulan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğu tespit edileceğini, izah olunan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …Esas sayılı dosyası, Antalya 15. İcra Müdürlüğünün …ve …Esas sayılı dosyaları celp edilmiş, dosya tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu raporda; Dosya kapsamına taraflarca sunulmuş herhangi bir ticari defter (Yevmiye, Kebir, Envanter) bulunmadığından dolayı Sayın Mahkemece tarafından belirlenmesi talep edilen hususlarla ilgili herhangi bir tespit ve belirleme yapılamamıştır. Bu nedenle taraflarca ticari defterlerin sunulması veya yerinin bildirilmesi ve Sayın Mahkemece bu hususta tarafıma dosyanın yeniden tevdi edilmesi halinde talep hususlarla ilgili tespit ve değerlendirmelerin yapılabileceği, mevcut haliyle dosya kapsamında talep edilen hususlarla ilgili denetime elverişli ve hüküm kurmaya yarar tespit ve rapor hazırlama imkanı olmadığı sonuç ve kanaatini bildirir rapor sunmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık Antalya 15. İcra ve İflas Müdürlüğünün … ,… ve … Esas sayılı takip dosyaları nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı ve istirdat istemlerinin yerindeliğine ilişkindir.
Antalya 15. İcra ve İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki borç yönünden değerlendirme:
İş bu icra dosyasının … tanzim, … vade tarihli, 51.000,00-TL bedelli senedin tahsili için başlatıldığı; dosyada alacaklının davalı …, borçlunun davacı … olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 201.maddesinde “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Kambiyo senedi olan bono, kanunen emre yazılı bir kıymetli evraktır. Borçluya, borçlu olduğu edayı yerine getirmekten imtina etme yetkisini ifade eden def’iler emre yazılı kıymetli evrakta klasik olarak senet metninden anlaşılan def’iler, senetteki taahhüdün hükümsüzlüğüne ilişkin def’iler ve taraflar arasındaki ilişkiye dayalı şahsi def’iler olarak üç gruba ayrılmaktadır. Yazılı belge niteliğinde olan bonoya karşı ileri sürülebilecek bedelsizlik gibi kişisel def’ilerin kural olarak yazılı bir belge ile ispatı gerekmektedir. (YHGK. 12/10/2011 tarih ve E.2011/19-473, K.2011/607 sayılı kararı)
Yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda yapılan değerlendirmede;6100 sayılı HMK’nun 200.maddesi uyarınca senede karşı senetle ispatın zorunlu olduğu, aynı kanunun 201.maddesi uyarıncada senede karşı tanıkla ispatı mümkün olmadığı, davalının senedine karşı iddianın da ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, davacı tarafından senedin bedelsiz kaldığına ilşkin herhangi bir yazılı belge sunulmadığı, dava dilekçesinde de açıkça yemin deliline dayanılmadığı anlaşıldığından davacı tarafın iş bu icra takibindeki borç nedeniyle davalıya karşı borçlu olmadığını ispat edemediği kanaatine varılmıştır.
Antalya 15. İcra ve İflas Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasındaki borç yönünden değerlendirme:
İş bu icra dosyasının …Bankası şubesine ait …seri numaralı çekine ilişkin olduğu, borçlusunun …, alacaklısının …olduğu anlaşılmıştır.
Çek ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tasfiyesi için düzenlendiğinin kabulü gerekir. Bu karinenin aksini ispat külfetin davacı tarafa aittir. Çek bedeli itibari ile davacının bu iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerekir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın iddiasının çekin kayıtsız şartsız bir ödeme aracı olması nedeniyle yerinde olmadığı,6100 sayılı HMK’nun 200.maddesi uyarınca senede karşı senetle ispatın zorunlu olduğu, aynı kanunun 201.maddesi uyarıncada senede karşı tanıkla ispatı mümkün olmadığı, davalının senedine karşı iddianın da ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, davacı tarafından senedin bedelsiz kaldığına ilişkin herhangi bir yazılı belge sunulmadığı, dava dilekçesinde de açıkça yemin deliline dayanılmadığı anlaşıldığından davacı tarafın iş bu icra takibindeki borç nedeniyle davalıya karşı borçlu olmadığını ispat edemediği kanaatine varılmıştır.
Antalya 15. İcra ve İflas Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasındaki borç yönünden değerlendirme:
İş bu icra dosyasının borçlusunun … İçecek, alacaklısının … olduğu, anılan bu dosyadan tahsili ve iadesi talep edilen bedellerin, ortaklık sözleşmesi uyarınca, davacı şirketin hesabına yatırılan hisse devir bedelleri olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı tarafından davacı şirketin hesabına gönderilen, hisse devri bedeli açıklamalı bedellerin iadesinin gerekip gerekmediği, gönderilen paraların ikinci bir anlaşma gereği yeni kurulacak işletmenin harcamaları için harcanıp harcanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 187. maddesine göre de ispatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıların ispatı için delil gösterilir. Kanun’un “İspat yükü” başlığını taşıyan 190. maddesinde de; “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”şeklinde düzenleme mevcuttur.
Yukarıda belirtilen maddenin birinci fıkrasında, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmıştır. Buna göre, bir vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükünü üzerinde taşıyacaktır. İkinci fıkrada ise karinelerin varlığı hâlinde ispat yükünün nasıl belirleneceği düzenlenmiştir.
Bu noktada ispatla ilgili karine oluşturan hâllerden biri ve somut uyuşmazlıkta da tartışılması gereken asıl nokta olan “havale” ile ilgili açıklamada bulunmak yerinde olacaktır.
Eldeki davaya konu havalenin gönderildiği tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, m. 555 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havale hukuksal niteliği itibariyle bir ödeme vasıtasıdır. Başka bir anlatımla, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.03.2021 tarihli, 2017/(13)3-575 E., 2021/353 K.; 12.03.2003 tarihli, 2003/3-118 E., 2003/158 K. sayılı kararları).
Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalı tarafından davacı şirkete gönderilen paraların karine gereği mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olduğu ve ispat yükünün davalı tarafa düştüğü kanaatine varılmakla evvela davalı vekiline cevap dilekçesinde dayanmış oldukları yemin delili hatırlatılmış, davalı vekili yemin metnini hazırlamış ve davacı şirket yetkilisi ve aynı zamanda davacı asil konumundaki …adına meşruhatlı yemin davetiyesi usulüne uygun tebliğ edilmiştir. 03/03/2022 tarihli 11. celse duruşmada davacı şirket yetkilisi yeminli beyanında ” Antalya 15. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında davalı tarafça borçlu olduğum gerekçesi ile tarafımdan tahsil edilen para hisse devri sebebiyle tarafıma gönderilmiştir, bu para yetkilisi ve ortağı olduğu … içeceğin ortaklığı için gönderilmiştir, fakat davalıya hisse devri yapılmamıştır, çünkü davalı sonradan …İçeçeği bağlı kuracağımız …’ya ortak olmak istedi, bu ortaklık sebebiyle …İçecek adına krediler çekildi, bu kredi ödemeleri içinde davalı …İçecek’e bu paraları göndermiştir, davalı …’ye ortak olmuştur, bahsettiğim üzere davalı …İçeceğin ortağı olmamıştır. Davalının hisse devri bedeli açıklamalı gönderdiği paralar …’nin harcamalarına gitmiştir, davalı …içeceğe bu paraları göndermiştir, … içecekten …’nin harcamaları için bu para çıkmıştır, bu durum defterlerde ve hesaplarda kayıtlıdır.” diyerek davalı tarafın bu paraları davacı … Şirketinin hisse devri için gönderildiğini buna rağmen ortaklığın gerçekleştirilmediğini kabul etmiştir. Bu gönderilen paraların da davalının talebi üzerine yeni kurulacak kafenin harcamaları için kullanıldığını beyan etmiştir.
Davacı tarafın yemin beyanından anlaşıldığı üzere davacı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını (paranın hisse devri için gönderilmesini ve buna rağmen hisse devrinin gerçekleşmediğini) kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının) ileri sürülenden başka (gönderilen paranın ortak kurulan kafenin harcamaları için gönderilmesi) olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmaktadır. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü davacıdadır. (Bkz. HGK.nun 12.3.2003 tarih, 2003/3-118 esas ve 2003/158 karar; 9.6.2004 tarih, 2004/4-362 esas ve 2004/347 sayılı kararları). İspat yükü kendisine düşen davacı şirket, ticari defterlerini süresinde ibraz etmediği gibi iddiasını ispata elverişli başkaca herhangi bir kesin delil de sunmamış, dava dilekçesinde de açıkça yemin deliline dayanmamıştır. Bu sebeplerle davacı taraf gönderilen paranın başka bir harcama için yapıldığı iddiasını ispat edememiştir. Davalı tarafından davacı şirkete gönderilen paranın hisse devri için gönderilmesine rağmen hisse devrinin gerçekleşmediği ve gönderilen bu paranın iadesi gerektiği anlaşıldığından iş bu icra takibindeki borç nedeniyle davacının davalıya karşı borçlu olmadığının tespiti istemine itibar edilmemiştir.
Neticeten tüm bu açıklanan nedenlerle ispat yükü kendisine düşen davacılar iddiasını ispatlayamadığından açılan davanın reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 2.322,33 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 2.241,63 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.868,79 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, davalılara verilmesine,
4-Davacıların yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı asil ile vekili … ve davalı vekili …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/04/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır