Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/153 E. 2022/374 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/153 Esas
KARAR NO : 2022/374
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/04/2019
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkilinin kullandığı … plakalı aracın 14/01/2018 tarihinde … adresinde çarpması neticesinde müvekkilinin ağır yaralandığını, müvekkilinin olay anında hastaneye kaldırıldığını ve tedavi gördüğünü tedavisinin halen devam ettiğini ve ağır yaralandığını, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan rapora göre %12 oranında sakatlık raporu alındığını, meslekte kazanma gücünün %60 azaldığını, dava konusu kazada … plakalı vasıta sürücüsü davalı …’in tam kusurlu olduğununu, müvekkilinin kaza nedeniyle manevi olarak da yıkım yaşadığını, bu sebeplerle bu nedenlerle 45.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile 5.000,00 TL bakıcı gideri tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsilini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak, on yıl içinde zamanaşımına uğradığını, iş bu davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, yeni düzenlemeye göre zarar görenlerin doğrudan dava açma hakkının ortadan kaldırıldığını, dava öncesinde sigorta kuruluşuna başvurunun zorunlu olduğunu. Dolayısıyla başvuran tarafından yapılmış geçerli bir başvurunun olmadığını, poliçe tanzim tarihinin 22/11/2016 oluşu nedeniyle, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS’nin somut olaya uygulanmasının mümkün olmayacağını, somut olayda dava konusu trafik kazasının 14/01/2018 tarihinde meydana gelmiş olup, kazaya karışan aracın trafik poliçesi tanzim tarihinin 03/07/2017 olduğunu, müvekkili şirketin Karayolları Trafik Kanununun 91.maddesi gereği 3. Şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kusur oranlarının tespiti için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden hemde Karayolları genel Müdürlüğü Fen Heyetinden hem de maluliyet oranının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılması gerektiğini, müvekkilinin şirket poliçe dahilinde davacının geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinden sorumlu olmadığını, müvekkilinin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, dava dilekçesinin tutarsız ve ispata muhtaç olduğunu, öncelikle söz konusu olayın cezai yönünün Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas nolu dosyasına konu olduğunu, dosyada fiili keşif yapılmaksızın tensip ile beraber dosyanın bilirkişiye gönderildiğini, rapor alındığını, itirazları üzerine de Adli Tıp Trafik İhtisas dairesine rapor aldırılmak üzere gönderildiğini, bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesinde mağduriyet oranının %12 olarak bildirildiğini, ancak bu mağduriyet sebebiyle yatağa bağımlı, tek başına yaşamını ve tedavisini idame ettirme imkanı olmadığının belirlendiğini, bunun çelişkili olduğunu çünkü %12 lik oranın cüzi bir oran olduğunu, dosyada keşif yapılmasını, müvekkilinin asgari ücretle çalıştığını başkaca bir geliri ya da birikmiş değeri olmayan biri olduğunu, manevi tazminat talebinin çok yüksek olduğunu, bu sebeplerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas nolu dosyası celp edilmiş, dosya tarafların kusur oranlarının tespiti için Ankara Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, mahkememize sunulan … tarihli raporda,
Sürücü …’in %85(yüzde seksenbeş) oranında kusurlu,
Sürücü …’ın %15(yüzde onbeş) oranında olduğu kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya davacının maluliyet oranının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkemeye sunulan … tarihli raporda,
Şahbettin oğlu 1996 doğumlu …’ın 14.01.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliği,
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları: D-Yüz Sınıf-1 -2: %2,
Kas İskelet Sistemi: Alt Ekstremite Tablo 3.8.a ve 3.8.b:%5 + %5 Baltazard Formülüne göre %9.75, Tablo 3.2: %5,
Baltazard Formülüne göre:%6.9 olduğuna göre;
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %7 (yüzdeyedi) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği,
3. Kişinin başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 6 (altı) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği,
4. Tedavi giderleri konusunun adli tıbbi bir konu olmadığını bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş ve mahkemeye sunulan 08/03/2022 tarihli raporda,
… tarihinde trafik kazası sonucu %7 oranında sürekli, 18 ay geçici iş gücü kaybı ve 6 ay bakım ihtiyacı gelişen, davacı …’ın;
Geçici iş gücü kaybından kaynaklanan ve SGK ödemelerini aşan maddi zararı 26.617,45 TL ve
Sürekli Özür durumundan kaynaklanan maddi zararı 165.977,70 TL olmak üzere
Geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatları toplamı 192.595,15 TL,
Geçici bakıcı ihtiyacından kaynaklanan maddi zararı 10.350,45 TL olarak hesaplandığını bildirir rapor sunulmuştur.
Davacının davasını ıslah ettiği ve ıslah harcını da yatırdığı görüldü.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, TBK 49 vd. Maddelerine dayalı haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle kusurlu olduğu belirtilen işleten-sürücü ve ZMMS aleyhine açılan maddi tazminat ile sigorta şirketi dışındaki işleten – sürücü aleyhine açılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı” aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu , öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
6098 sayılı TBK 54.maddesinde de bedensel zararlar “bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1-Tedavi giderleri, 2-Kazanç Kaybı, 3-Çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar, 4-Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak belirtilmiştir.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; meydana gelen kaza sonucu yaralanan davacının uğradığı zarar ile kusurlu araç sürücüsünün fiili arasında illiyet bağı bulunması nedeniyle davalı sürücünün , araç işletenin ve sigorta şirketinin davacıya karşı sorumlu olduğu kanaatine mahkememizce varılmıştır.
Mahkememizin bu kabulü doğrultusunda; hüküm kurmaya ve denetime elverişli oluşa ve yasaya uygun , kusur , maluliyet ve aktüerya bilirkişi raporları sonucu davacının kaza nedeniyle , geçici iş gücü kaybından kaynaklanan maddi zararı 26.617,45 TL, sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan maddi zararı 165.977,70 TL ve geçici bakıcı ihtiyacından kaynaklanan maddi zararı 10.350,45 TL olarak bulunmuş ve toplam 202.945,60 TL üzerinden maddi tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat davası yönünden değerlendirme:
TBK 56. Maddede Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir, düzenlemesi öngörülmüştür.
Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıdaki kanun maddesi, emsal içtihat ve açıklamalarda belirtilen ilkeler çerçevesinde davacı lehine takdiren 15.000,00 TL manevi tazminata karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat davasının KABULÜ İLE, toplam 202.945,60 TL tazminatın davalı … açısından poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile temerrüt tarihinden (09.07.2018) diğer davalı … yönünden ise kaza tarihinden (14.01.2018) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden (14.01.2018) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Maddi tazminat davası yönünden,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 13.863,21 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 693,16 TL nin mahsubu ile eksik alınan 13.170,05 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu ilk dava masrafı, posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücretinden ibaret toplam 4.758,46 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 22.656,19 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine,
Manevi tazminat davası yönünden,
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.024,85 TL harçtan peşin alınan 170,77 TL nin mahsubu ile eksik alınan 853,88 TL nin davalı …’den tahsili ile, hazineye irad kaydına,
7-Davacının iş bu dava nedeniyle yapmış olduğu 40,00 TL masrafın davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 12,00 TL nin davalı …’den tahsili ile, davacıya verilmesine,
8-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile, davacıya verilmesine,
9-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile, davalı …’e verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı … vekili Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır