Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/112 E. 2021/650 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/112
KARAR NO : 2021/650
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında toprak altı damlama sulama projelerinin davalının arazilerine döşenmesi hususunda anlaşma yapıldığını, anlaşma üzerine davacının, toprak altı sulama sistemlerinin döşemesini tam ve eksiksiz şekilde tamamladığını ve teslim ettiğini, buna rağmen davalı tarafından faturalara ilişkin bakiye 8.197,30 TL alacağın ödenmediğini, taraflarınca Antalya … İcra müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığını ve davalı tarafça itiraz edildiğini, itirazda belirtilen hususları kabul etmediklerini, süresinde ve usulünce bir ayıp ihbarının da yapılmadığını, davalının imalat ve döşeme sistemini … Bankasından hibe kullanarak yaptırdığını, iş teslim belgesi olmadan bankanın ödeme yapmadığını, işin teslim edildiğinin banka ödemesinin de gösterdiğini, karşı tarafın her hangi bir zararının olmadığı gibi fiyat farkı faturası da kestiğini, taraflarınca noter aracılığıyla bu faturayı iade ettiğini beyan ederek; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. (H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, sulama sistemlerinin tam ve eksiksiz bir şekilde tamamlandığı iddiasının kabul edilemez olduğunu, yapılan imalat ve döşemelerin hatalı olduğunu, bir çok sorunun yaşandığını, bankaca işin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı konusunda denetim yapılmadığını, bankaca her yıl rutin olarak kontrol yapan dava dışı firma tarafından verilen iyi tarım uygulamaları belgesi neticesinde ödeme yapıldığını, yapılan hataların düzeltilmemiş olması ve zararın giderek artması neticesinde fatura kesildiğini, davacının süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarı yapılmadığı iddiasını kabul etmediklerini, imalattaki ve döşemedeki hataların davacıya bildirildiğini, bu bildirimler üzerine davacı tarafça geçici tamiratlar yapıldığını, davalı şirket yetkilisi ile de görüşüldüğünü, davacı tarafça yapılan hatalı imalat ve döşemeye rağmen müvekkil aleyhine takip yapıldığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
6.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur.(KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
7.Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; Antalya … İcra müdürlüğünün… esas sayılı dosyası, iş bu dosya arasına alınmıştır.
8.Mahkememizce taraf delilleri aşamalarda toplanmıştır ve taraf ticari defterleri incelettirilmiştir.
9. … tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda özetle; taraf ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu, davacının ticari defterlerine göre 31/12/2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan 8.197,30 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davalının usulüne uygun ticari defterlerine göre 31/12/2018 tarihi itibariyle davalının davacıya her hangi bir borcunun olmadığının kayıtlı olduğu, taraf ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde davacının düzenlediği tüm faturaların davalı kayıtlarında yer aldığı, faturaların açık fatura olarak düzenlendiği, davalının düzenlediği 8.197,30 TL’lik iade faturasının davacının kabulünde olmadığı, ihtilafın da bu miktar kadar olduğu, davalının bu iade faturasını davacının yaptığı işlerdeki ayıplardan ötürü düzenlediğini belirttiği, davacının ise her hangi bir ayıp ihbarı olmadığını belirttiği beyan edilmiştir.
10.Mahkememizce tanıklar dinlenmiştir.
11.Söylemek gerekir ki; Eser sözleşmesinde ayıp, taraflar arasındaki sözleşmede üzerinde anlaşmaya varılmış veya taraflarca beklenen niteliklerin o eserde bulunmaması, başka bir ifadeyle, eserde bulunmaması gereken bozuklukların olması ya da olması gereken bazı vasıfların eserde bulunmaması olarak tanımlanmaktadır. (Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. HD., 2018/926 esas, 2019/839 karar)
12.Esasen bakıldığında, işin teslim edildiği konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Davalı taraf işin ayıplı olduğunu beyan etmektedir ve yapılan imalat ve döşemelerin hatalı olduğunu, bir çok sorunun yaşandığını, bunun için iade faturası kestiklerini ileri sürmektedir. İşin ayıplı olup olmadığının tespiti gereklidir. Ayıplı/eksik hizmet verildiğinin ispatının davalıya aittir. (Yargıtay 11. HD., 2016/902 esas, 2016/9215 karar)
13.Mahkememizce bu hususun değerlendirilmesi için talimat yolu ile keşif yapılmasına karar verilmiştir. Talimat yolu ile yapılan keşif sonucu, bir adet makine mühendisi ve bir adet … mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle; dava konusu taşınmazdaki damla sulama sisteminin toprak altının 30 cm derinliğe döşenmiş olduğunun tespit edildiği, mevcut ağaç yaşı ve cinsine göre uyguna derinlikte döşendiğinin tespit edildiği, kapama niteliğindeki meyve ağaçlarının gelişiminde bir duraksama veya farklı bölgelerde gelişim geriliği olmadığının tespit edildiği, davalının damla sulama borularının patladığı yönündeki beyanları incelendiğinde keşif tarihinde taraflarınca patlak boru tespitinin yapılmadığı, iddia edilen patlamış boruların montaj hatası mı, kullanım hatası mı, toprak işleme aletlerinden mi kaynaklandığının tespitinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
14.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır ve yeniden rapor alınması talebi, mevcut bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve elverişli bulunduğundan reddedilmiştir.
15.Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
16.Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
17.Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporları göz önüne alınarak, davacının davasında haklı olduğu, yapılan hizmetin ayıplı olduğunun ispat edilemediği anlaşılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
18.Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
19.İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
20.Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki kanuni şartların mevcut olduğu, alacağın likit olduğu anlaşılmakla, inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının, Antalya .. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin kabulü ile, hükmolunan alacağın %20 ‘si üzerinden hesaplanan 1.639,46 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 44,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 139,99 TL peşin karar harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 419,96 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 184,39 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 2.364,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; Davacı vekili Sn. Av. … ve Davalı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır