Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/9 E. 2018/431 K. 08.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/9
KARAR NO : 2018/431
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 05/01/2018
KARAR TARİHİ : 08/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından müvekkillerinden … adına kayıtlı … parselde kayıtlı …/… arsa paylı … nolu bağımsız bölüm pansiyonlu tatil evi vasıflı taşınmaz üzerine … Euro bedelli 1.dereceden … tarih … yevmiye no ile iki adet ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin … şirketlerinin sahibi ve yönetim kurulu başkanı …’nın eski eşi olduğunu, dava dışı …’nın sahibi bulunduğu …Şti ve … A.Ş. … yılı ve öncesinden gelen ekonomik sıkıntılar nedeniyle Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından iflas erteleme davası açtığını, bu davanın halen derdest olduğunu, müvekkiline ait taşınmazlarda bankalara ipotekli olduğundan işbu taşınmazlarda şirket borçlarından dolayı satışa çıkartıldığını ve icra yoluyla satıldığını, şu anda müvekkillerine ait hiç bir daire/ev kalmadığını, müvekkilinin sahibi bulunduğu … Sitesinde bulunan … nolu … davalı …Bankası tarafından Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından satışa çıkartıldığını, icra dosyasından satış … TL ile başlamış nihayetinde … TL bedelle alacağa mahsuben davalı banka tarafından satın alındığını, tapu kaydı incelendiğinde bütün hacizlerin ve ipoteğin …-… ve …’nın borcundan dolayı konulduğunun görüleceğini, bu süreçte davalı bankaya ne kadar defalarca gerek şifahen gerekse yazılı olarak başvur olsalarda söz konusu taşınmazların kendilerine verilmediği gibi uzlaşmaya da yanaşmadıklarını, taşınmazları 3.kişilere satıldığını ve müvekkillerinin mağdur ettiklerini, söz konusu yerin aile konutu olduğunu, bilindiği üzere; Aile Konutu kavramı, … tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile Türk Hukukuna girmiş ve bugüne kadar mevcut olmayan önemli yenilikler getirildiğini, aile konutu ile ilgili olarak Türk Medeni Kanunu’nda altı önemli madde yer aldığını, Bunların, 194, 197, 240, 254, 255, 279, 652. Maddeler olduğunu, Bu maddeler arasında aile konutuna ilişkin en temel düzenlemenin 194. maddede yer almakta olup, Aile Hukuku kitabının evlenmenin genel hükümlerine ilişkin 3. bölümünde, “Aile Konutu” kenar başlığı altında düzenlendiğini, bu düzenlemeler, İsviçre Medeni Kanunu’nun aynı mahiyetteki hükümlerini karşıladığını, TMK.’nun 194 hükmünde; ”Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini talep edebilir. Aile konutu olarak özgülenen konutun maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş, diğeri ile müteselsilen sorumlu olur”. denilmektedir. söz konusu yer aile konutu olduğundan ve müvekkilimin bu noktada hiçbir muvafakati olmamasına rağmen söz konusu tapu üzerine ipotek tesis edilmesi ve neticelen borçtan dolayı satılması müvekkilimin mağduriyetini en üst seviyeye çıkardığını ileri sürerek, müvekkili adına kayıtlı … parselde kayıtlı …/… arsa paylı … no’lu bağımsız bölüm pansiyonlu tatil evi vasıflı taşınmaz hakkında …-Euro bedelli 1.dereceden … tarih … yevmiye no île tesis edilen ipoteğin fekkine, tapuların eski hale iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili … tarihli cevap dilekçesinde; öncelikle davanın zamanaşımı / hak düşürücü süreden reddini talep ettiklerini, fekki talep edilen ipotek … tarih … yevmiye ile tesis edilmiş söz konusu ipotek hakkında Antalya …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile … başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte davacıya … tarihinde icra emri tebliğ edilmiş olup Borçlar Kanunun 39. Maddesi kapsamında 1 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden hata, hile, kandırılmaya (kabul anlamına gelmemesi kaydıyla) dayalı dava açılamaz yine ipotek tarihinden itibaren 10 yıllık süre de geçtiğinden genel zamanaşımından da reddini istemiş, ayrıca davacının tacir olmaması, davanın taşınmazın aynı ile ilgili olması nedeni ile görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Bu nedenle görev itirazında bulundukları görülmüştür. Konusu olmayan davanın reddini istemiş, husumete ilişkin itirazda bulunmuş, aynı davacı tarafından aynı ipotek tarafından aynı ipotek ile ilgili aynı gerekçelerle aynı tarihte Antalya …Aile Mahkemesinin … Esas ve Antalya …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyası ile ipoteğin fekki / tapunun eski hale iadesi davası açılmış olup talep sonucunun aynı olması usul ekonomisi açısından dosyamızın bu dosya ile birleştirilmesi veyahut bekletici mesele sayılmasını talep etmiş, esasa ilişkin olarak ise; davacı … (…) … Şti. ile … A.Ş. firmalarının müvekkili bankadan kullandığı kredilere müşterek borçlu müşterek müteselsil kefil olduğu gibi kendisine ait dava konusu … parselde kayıtlı …/… arsa paylı … nolu bağımsız bölümün tapuda pansiyonlu tatil evi vasıflı taşınmazını da … A.Ş. firmasının kredi borçları için müvekkiline ipotek verdiğini, öncelikle davacı kendi iradesi ile kendisine ait taşınmazını ipotek verdiğinden birden fazla kredi sözleşmelerini serbest iradesi ile imzaladığından kandırıldığı gerekçesi ile işbu davayı açamayacağını, bu husus en başta hakkın kötüye kullanımı olup hukuken itibarda edilemeyeceğini, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı da bulunmadığını belirterek, davacının usul ve yasa hükümlerine aykırı haksız davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; aynı taraflara karşı Antalya …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden aynı ipoteğin fekkine ilişkin dava açtığını, Asliye Hukuk Mahkemesi de şartları oluşmadığından ihtiyati tedbir istemini reddedildiğini, müvekkilinin iş bu dava ve ipotek ile ilgisi bulunmadığını, husumet ve zamanaşımı itirazı bulunduğunu, davanın konusu bulunmadığını belirterek, davacının davasının reddine karar verilmesi istemiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE:Dava, aile konutu olan taşınmazın satışından sonra ipotekli taşınmazın maliki tarafından açılan ipoteğin fekki ile taşınmazın tapularının eski haline getirilmesi istemine ilişkindir.
Davacı tarafça dava dışı 3.kişi ile davalı banka arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin teminatı olarak taşınmazı üzerine ipotek tesis edildiği, taşınmazın, ipotek tesis edildiği dönemde aile konutu niteliğinde olduğu, bu hali ile tesis edilen ipoteğin usulsüz olduğu gerekçesine dayanıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ile dava dışı 3. Kişinin evlilik birliğinin dava tarihinden önce sonlandığı, dosyada bulunan nüfus kayıt örneğinden anlaşılmıştır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 15/12/2010 tarih 2009/12124 Esas 2010/2589 Karar sayılı içtihadında; “…dava aile konutu olan taşınmazın davalı adına tescilli olduğu dönemde konulan ipoteğin fekkine ilişkin olup 05/10/2014 tarihinde açılmıştır. 4787
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usüllerine Dair Yasanın 5133 sayılı kanun ile değişik 4/1.maddesi, 4721 Sayılı TMK.nun 3.Kısmı hariç olmak üzere İkinci Kitabından Kaynaklanan davaların Aile Mahkemesinin görevi içerisine girdiği belirtilmiştir.Mahkemenin görevi kamu düzeni ile ilgilidir.Yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması da gerekmektedir. Gerçekleşen bu durum karşısında görevsizlik kararı verilmekten işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur…” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede aile konutu olan taşınmazın satışından sonra ipotekli taşınmazın maliki tarafından açılan ipoteğin fekki ile taşınmazın tapularının eski haline getirilmesi istemine ilişkin davada aile mahkemesinin görevli olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddi ile karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli ve yetkili Antalya Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, oluşan vicdani kanaatle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının görev DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli ve yetkili ANTALYA NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-Harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı,gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2018

Katip …
¸E- İmzalı

Hakim …
¸E- İmzalı