Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/863 E. 2019/201 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/863 Esas
KARAR NO : 2019/201
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkil şirket ile davalılar arasında yapılan anlaşma gereğince mülkiyeti … Alçı İnş….A.Ş. Yönetim kurulu başkanı …’a ait bulunan dairenin satışı hususunda anlaşma sağlandığını, bunun sonucunda söz konusu sözleşmeye istinaden davalıların kardeşi …’a 70.000,00 TL değerinde… plakalı BMW marka aracı devrettiğini, yarıca yine …’a 60.000,00 TL ödeme yapıldığını ve tapu masraflarında kullanılmak üzere 1.600,00 TL …’ın banka hesabına gönderildiğini, ancak davalıların müvekkili oyalayarak tapu devrini gerçekleştirmediklerini ve müvekkil aleyhine haksız menfaat edde ettiklerini, tüm bu ödemelere rağmen söz konusu dairenin mülkiyetinin müvekkile devredilmediğini, müvekkil ile davalılar arasında başka bir taşınmaz satışı olmadığını, …’a ait dairenin satışına ilişkin sözleşmeye uyulmadığından davalılara müvekkilin ödemiş olduğu 130.000,00 TL geri ödenmediğinden uyulmadığından davalılar aleyhine icra takibi yapıldığını, Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasından gönderilen 7 örnek ödeme emri davalılara ayrı ayrı 26/11/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, borçluların haksız olarak takibe itiraz ederek takibi durdurduklarını, iş bu sebeple davalarının kabulü ile takibin devamını, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, haksız eylemden kaynaklanan zarar nedeniyle alacaklı tarafından açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay HGK’nın 18.11.2015 gün ve 2014/15-301 E. 2015/2659 K. sayılı emsal içtihadına göre, “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar…
Ticari davalar ise; aynı Kanunun 4/1. maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.”
21 Temmuz 2007 gün ve 26589 s. Resmi Gazete’de yayınlanan, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1/b maddesi ile de, “213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları…” kararlaştırılmıştır.
Somut olayda ; Her ne kadar dava Mahkememizde açılmış ise de; davalıların tacir olup olmadığı hususunda Kalekapı Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan yazımıza verilen … tarihli cevapta; söz konusu davalı …’ın 28.09.2016 tarihinde araba yağlama, yıkama, cilalama ve benzeri faaliyetler ve diğer depolama ve antrepoculuk faaliyetlerinden kayıtlı olup, 31/10/2017 tarihinde işi terk ettiğini, mükellefin işletme hesabı esasına göre 2016 ve 2017 yıllarına ait defter tuttuğunu, Düden Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan yazımıza verilen 23/01/2019 tarihli cevabında, diğer davalı …’ın muhasebe ve defter tutma faaliyetine 01/01/2011 tarihinde başladığını ve halen faaliyetinin devam ettiğini, davalının Serbest Meslek Kazancı elde ettiğinin belirlendiğini, faaliyetine ilişkin 2015, 2016, 2017 yıllarına ait Gelir Vergisi Beyannamesi olduğunun belirtildiği, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği’ne yazılan … tarihli cevabında, yapılan inceleme sonucunda davalı hakkında herhangi bir kayda rastlanılmadığnıın belirtildiği görülmüştür.
Yukarıda yazılı emsal içtihatta da belirtildiği üzere yalnızca davacının tacir olduğu, davalıların tacir olmadığı, sadece davacının tacir olması, taraflar arasındaki ihtilafın da ticaret mahkemesinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmaması nedeniyle, mahkememizin görevsiz olduğu sonucuna varılmıştır, uyuşmazlık yönünden Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu belirlenmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli Nöbetçi Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/03/2019

Katip …
*E-İmzalı

Hakim …
*E-İmzalı