Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/860 E. 2019/186 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/860 Esas
KARAR NO : 2019/186
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalılar arasında, Antalya … Noterliğinden … tarih ve … yevmiye nolu düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre … parsel numarasında kayıtlı taşınmaz üzerinde sözlemede belirtilen şekilde yapı inşa etme borcu altında olan vekil eden, edimini yerine getirmek için hazırlıklarını tamamlayarak inşaat ruhsatını almaya hazır hale getirdiğini, ancak tüm şifahi görüşmelere, davetlere ve ihtarlara rağmen davalıların inşaat ruhsatı için imza atmaya gelmemeleri nedeni ile inşaata başlanıldığını, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri karşılıklı edimleri içeren tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olduğunu, sözleşmenin taraflarından arsa sahibi, sözleşmenin ifası için üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmek, sözleşmeye uygun koşullarda arsasını yükleniciye teslim etmek, yüklenici edimini yerine getirdiğinden edimi karşılığı kendisine bırakılan bağımsız bölümlerin tapusunu devretmekle yükümlü olduğunu, sözleşmenin diğer tarafı olan yüklenicinin edim borcunun ise, sözleşmede kararlaştırılan koşullarda binayı yapıp arsa sahibine teslim etmek olduğunu, davalıların sözleşmeyi ve projeyi onaylayarak imzalamış olmalarına karşın haksız ve mesnetsiz söylemlere ruhsat işlemleri için gerekli olan imzaları atmayarak vekil edenin edimlerini yerine getirmesine fiilen engel olunduğunu, bu sebeplerle her türlü talep ve fazlaya ilişkin hakların saklılığı kaydı ile yapılan masraflar ile yoksun kalınan kar da dahil olmak üzere uğranılan menfi ve müspet zararlar karşılığı şimdilik 1.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan alınmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, davanın haksız ve kötü niyetle açıldığını, davacı tarafın davalılar ile yapmış olduğu Antalya … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu sözleşmesi ile yükümlediği edimleri yerine getirmek için hazırlıklarını tamamlayarak inşaat ruhsatını almaya hazır hale getirdiğini, ancak tüm şifahi görüşmelere davetlere ve ihtarnamelere rağmen davalıların inşaat ruhsatı için imza atmaya gelmemeleri nedeni ile inşaata başlanmadığını, davacının zararının söz konusu olmadığını, davacının sözleşmeye uygun davranmadığı için hiçbir harcama yapmadığı için zararının da olmadığını yoksun kalınan kar iddiasının da kabul edilemediğini, hiçbir kimse kendi haksız eylemi ile doğan bir sonuçtan lehine bir talepte bulunamayacağını, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bu işten zarar gören tarafın davalılar olduğunu, bu sebeplerle davanın reddini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE ; Dava Eser sözleşmesinden kaynaklanan Alacak davasıdır.
Dava konusu somut olayda; davacının … Tarım Hayvancılık İnş. Malz. Emlak Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti nin tacir olduğu, davalıların ise tacir olmadıkları görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun 4.Maddesinde bu kanundan doğan hukuk davalıların ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.Maddesinin 2.Fıkrasında bir yerde ticaret mehkemesi varsa Asliye Hukuk mahkemesi’nin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi uyarınca ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesince bakılacağı husus düzenlenmiştir.
Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 27/01/2016 tarih 2015/8409 Esas 2016/1048 Karar sayılı emsal içtihatında ; “…Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret
Bu evrak 5070 kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.
Kanununun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Kanunun 5/1. maddesine göre ise “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Somut olayda dava; temizlik işleri ile uğraşmakta olan davalı şirketin, davacı Belediyenin açmış olduğu temizlik ihalesini aldığı ve davacı belediye tarafından ihale gereği ödenmesi gereken bedelin ödenmesine rağmen, davalı şirketce icra takibine başvurulduğu ve icra takibinin kesinleşmesinden dolayı davacı belediyenin borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Her ne kadar, davalı taraf ticari şirket olsa da, davacının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, bu nedenle de davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır…”
Yine Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 13/12/2016 Tarih 2016/13625 Esas 2016/12143 Karar sayılı emsal içtihatında da ; “…Her ne kadar davacı taraf ticari şirket olsa da; davalının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği…” belirtilmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede, Davacının talebinin alacak istemine ilişkin olduğu, davacı şirket tacir olsa dahi davalıların tacir olmadığı , davanın da mutlak ticari davalardan olmadığı görülmekle uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gereken davalardan olduğu anlaşıldığından davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmişve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli Nöbetçi Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 20/1 maddesindeki düzenleme uyarınca, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren 2 hafta içinde istem olması halinde dava dosyasının görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Dava dosyasının süresi içinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda, harç ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara alınmasına,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde, HMK’nun 20/1 ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin, mahkememizce dosya ele alınarak değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2019

Katip …
*E-İmzalı

Hakim …
*E-İmzalı