Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/85 E. 2021/875 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/85
KARAR NO : 2021/875
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2018
KARAR TARİHİ: 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 09/02/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 18/06/2014 tarihli sözleşme uyarınca davacı yükleniciye ait inşaatın pvc doğrama, silikon cephe, skylight, kompozit yapımı hususlarında anlaşma imzalandığını, anlaşma uyarınca yapılacak işler karşılığında daire tesliminin kararlaştırıldığı, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini, davalı yanın talimatları doğrultusunda taşınmazları davalı yanca gösterilen 3. şahıslara devir etmek suretiyle yerine getirdiği, bu devir akabinde satış bedellerinin de davalı yanca alınmış olup buna ilişkin hususun ödeme belgeleri ile sabit olduğunu, davalı yan tarafından kötü niyetli olarak taraflarına Antalya 10.Noterliği’nin … tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderilmek sureti ile sözleşmenin 10.Maddesinde yer alan taşınmazların kendilerine verilmediğinin iddia edildiği, taraflarınca iş bu ihtarnameye Alanya 1.Noterliği’nin … tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile cevap verildiği ve taşınmazların davalının talebi doğrultusunda devir edildiği, devir edilen bağımsız bölümlerin kimlere devredildiğine dair hususlarında bildirildiği, buna rağmen davalı yanca sadece iki adet ihtarnameye dayalı olarak hukuki mesnetten ve gerçek bir alacak ilişkisinden yoksun olarak icra takibi başlatıldığını beyanla Antalya 3.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitine, belirlenecek teminat karşılığında Antalya 3.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yatırılan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının kötü niyetli olmasından dolayı %20 tazminata mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen 18.06.2014 tarihli sözleşmenin 11. Maddesine göre toplamda 109.000 Euro bedelinde iki gayrimenkulün davalının istediği şahıs ya da şirkete satma yetkisi verildiğini, sözleşmenin 12. Maddesinde de 109.000 Euro’nun kur üzerinden TL’ye çevrildiğini ve 310.000 TL ödeme planına dahil edildiğini, davacı tarafından davalı şirkete ya da davalı şirketin talimat verdiği şahıs ve şirketlere devir yapılmadığını ve davalı tarafa bedelin nakden de ödenmediğini, davalının sözleşme akabinde ayrıca davaya konu sözleşmede yazmayan ve belirlenen iş bedeli dışında ek iş ve imalatlar da yaptığını, bu anlamda da alacağının devam ettiğini, davacının sözleşmenin 11. Maddesinde belirtilen edimi yerine getirmemesi üzerine Antalya 10. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile davacıya tapu devri şeklinde yapacağı ediminin yerine getirilmesi hususunda ihtar çekildiğini, davacının da Alanya 1. Noterliği’nin …tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin 11. Maddesi gereğince tapuların … … isimli şahıslara devredildiğini ve satış bedellerinin de verildiğini belirttiğini, müvekkilinin bu şahıslara tapuların devrine ilişkin bir talimatının olmadığını ve herhangi bir ödemede almadığını, bu sebeple davaya konu icra takibi başlatıldığını ve ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacının yasal süresi içerisinde takibe itiraz etmediğini, takibin kesinleştiğini, davacının dava dilekçesinde sözleşmeye konu gayrimenkullerin davalının gösterdiği ilgililere devrinin yapıldığını iddia ettiğini, davalının davacıya hiçbir şekilde tapu devri yapılan şahıslara devir hususunda verdiği bir talimatın olmadığını, davacının bu hususu ispatlaması gerektiğini, davacının dilekçesinin ekinde 4 adet tediye makbuzu sunduğunu, tediye makbuzlarının okunaklı olmadığını, bu makbuzların asıllarının sunması gerektiğini, açıklama kısımlarında 32 nolu daireden bahsedildiğini ve tarihlerinin de 29.06.2015, 10.08.2015, 04.08.2015 ve 13.07.2015 olduğunu, davacının gerek cevabi ihtarnamesinde gerekse de cevap dilekçesinde altını çizerek vurguladığı hususun bu tapuların devrinin yapılması ve akabinde satış bedellerinin ödendiğine ilişkin olduğunu, 32 nolu bağımsız bölümün devir tarihine bakıldığında ise tapu devir tarihinin 26.01.2016 olduğunu , tapu devri yapıldıktan sonra ödeme yapıldığı iddiası ile tediye makbuzlarının tarihlerinin örtüşmediğini, davacının kendi iddiası ile çeliştiğini, sözleşmelerde ödeme hususunda tapu devrinin belirlendiği durumlarda iş sahibinin işi yüklenene ya da talimat verdiği kişilere tapuyu devretmekle edimini yerine getirmiş olacağını, tapu devri akabinde tekrar işi yüklenene ayrıca ödeme yapılamayacağını, davacının davalının talimatı olmaksızın ve müvekkiline ödeme de yapmaksızın kendi istediği kişilere tapu devri yaptığını, davalıya bu hususta ödeme de yapmadığını, bu nedenlerle davacının davasının reddine, davacı aleyhine asıl alacağın %40’ından az olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Mahkememiz yargılaması sırasında ;
Alanya Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılarak …parsel sayılı taşınmaz üzerinde B blok … nolu bağımsız bölüm ile B blok … nolu bağımsız bölümlerin satışına ilişkin akit tablosu celp edilerek gelen cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflarca gösterilen tanıkların Alanya Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak beyanları alınmıştır.
Davacı tarafça 14/12/2018 tarihli delil dilekçesi ekinde ibraz edilen 4 adet tediye makbuzları ile banka dekont suretleri dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizin 14/07/2020 tarihli oturumda davalı şirket temsilcisi …’in davacı tanığı …in beyanı doğrultusuda dava konusu bağımsız bölümlerin satışına ilişkin beyanının alınması hususunda isticvabına karar verilmiş ve isticvaben dinlenmiştir.
Mahkememizin 27/10/2020 tarihli oturum 1 nolu ara kararı gereği dosyanın re’sen seçilecek bir muhasebeci veya yeminli mali müşavir bilirkişiye teslim edilerek tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi hususunda taraf şirket merkezlerinin bulunduğu Alanya Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, bilirkişi … tarafından sunulan 01/04/2021 tarihli raporda özetle; “…Dosya kapsamında bulunan sözleşme fotokopisi, davacı şirketin 2014-2015-2016-2017 ve 2018 yılları ticari defter kayıtları, kayıtlara dayanak olan ödeme belgeleri ve davalı şirketin 2014 yılı ticari defter kayıtları üzerinde yapılan detaylı incelemede;
– Tarafların 18.06.2014 tarihli sözleme ile KDV dahil 1.121.000,00-$ iş bedeli hususunda anlaştıkları,
– Davacı şirketin kendi lehine delil olma özelliğine haiz olan ticari defter kayıtlarına göre davacı şirketin davalı şirkete 2014 yılında 1.336.000,00-TL tutarında, 2015 yılında da 100.000,00 TL. olmak üzere toplamda 1.436.000,00-TL ödeme yaptığının tespit edildiği, yine davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 2014 ve 2015 yıllarında davalı şirketin davacı şirkete 1.249.544 88-TL fatura düzenlemiş olması nedeniyle, davacı şirketin avans ödemeleri nedeniyle takip tarihi itibarı ile davacı şirketin davalı şirketten (1.436.000 — 1.249.544,88)186.455,12-6 ALACAKLI göründüğü,
– Davalı şirketin dosya kapsamına sunulmuş olan 2014 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdikinin yapılmamış olması ve de defterde kapanış fişinin bulunmaması nedeniyle davalı şirketin 2014 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olmadığı, bu defter kayıtları üzerinde yapılan detaylı incelemede; davalı şirket ticari defter kayıtlarına göre, 2014 yılında davacı şirketten 1.336.000,00-TL tahsilat yapıldığı, buna karşılık davalı şirketin 186.000,20-TL fatura düzenlediği ve 2014 yıl sonu itibarı ile davacı şirketin cari hesabının 1.149.999,80-6 ALACAK bakiyesi verdiği ve bu tutarın 2015 yılına devrettiğinin tespit edildiği,
– Sonuç olarak; tarafların ticari defter kayıtlarına göre, davacı şirketin sözleşmede belirlenen tutardan (1.121.000,00-b) daha fazla bir tutarı (1.436.000,00-6) davalı şirkete ödediği, yine davalı şirketin sözleşmede belirlenen tutardan daha fazla bir tutarı (1.249.544,88-t) davacı şirkete fatura ettiği anlaşıldığından, dosya kapsamında bulunan ticari defter kayıtlarına göre sözleşmede belirlenen tutardan dolayı davacı şirketin davalı şirkete borcunun bulunmadığının, hatta avans ödemelerinden dolayı davacı şirketin davalı şirketten 186.455,12-TL ALACAKLI göründüğünün tespit edildiğini belirtir, ” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, icra takibinden sonra İİK 72/2.maddesi gereğince açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın eser sözleşmesi nedeni ile iş bedeli olarak kararlaştırılan bağımsız bölümlerin devrinin davalının beyanı ile üçüncü kişilere devredilmek suretiyle yerine getirdiği gerekçesi ile borçlu olunmadığı iddiasına dayalı olarak icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın çözümünde incelenmesi gereken hususun devri yapılan taşınmazların davalının beyanı doğrultusunda 3. Kişilere devredilip devredilmediği ve bu devir ile davacının sözleşme gereği edimin ifası ile borçlu olup olmadığı hususunun tespiti gerektiği görülmüştür.
6098 Sayılı TBK.’nun 479. Maddesinde “İş sahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur…” düzenlemesi mevcuttur.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 10. Maddesinde “……daki 4 bloklu projedeki b blok 1+1 … nolu daire 43.000 Euro b lok … nolu daire 66.000 Euro iki tane dairelerin totalı 109.000 * 2,850,00 TL =310.000,00 TL,
…yapı ltd. Şti firması bu iki daireleri dilediği zaman dilediği şirketlere şahıslara satmaya yetkilidir, ödeme şartları alttaki gibidir.
2 daire 310.000,00 TL çek 30.07.2014 tarih 62.000,00 TL …” genel total 1.120.000,00 TL’dir şeklinde belirtildiği görülmüştür.
Uyuşmazlık konusu 17 nolu bağımsız bölümün 22.12.2014 tarihinde … adına, 32 nolu dairenin 26.01.2016 tarihinde ….adına tapuda davacı şirket tarafından tapu devirlerinin yapıldığı ve bu kişiler adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonunda davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve belgelerine göre davacıya borçlu olmadığı, görülmüştür.
Davalının ise ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan tediye makbuzlarına ilişkin olarak talimat mahkemesinde dinlenen davacı tanığı …beyanında; “sözleşmede belirtilen daireyi yaklaşık 120.000,00 TL karşılığında satın aldığını, parasını davalı şirketin yetkilisine verdiğini, tapu devrinin ise davacı tarafça yapıldığını, daire bedelinin bir kısmını çek ile bir kısmını da elden davalı şirket temsilcisinin yanında muhasebesici … isimli şahsa teslim ettiğini” beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında özetle; “…sözleşmede belirtilen yaklaşık 1.000,00 TL üzerindeki ödemenin davacı tarafça çek ile yapıldığını, ayrıca ek imalatlar ile birlikte davacıdan 2 adet daire alacağının bulunduğunu…” beyan etmiştir.
Davalı …’da beyanında; “sözleşme kapsamında verilen çeklerinin tamamının tahsil edildiğini ancak davacının bağımsız bölümlerin teslimini yapmadığını” beyan etmiştir.
Davalı şirket temsilcisi … yargılama sırasında isticvap edilmiş, 14.07.2020 tarihli oturumdaki imzalı beyanında; “b blok … ve … numaralı taşınmazların satışına ilişkin olarak … nolu bağımsız bölümün bedelini şirket yetkilisi olarak teslim almadığını, …in eski ortağı olan …na ait olan çeklerle yapılan ödemenin bu daireler ile ilgisinin bulunmadığını, …tarafından … nolu bağımsız bölüme ilişkin elden ödeme yapılmadığını, … nolu dairenin satışına ilişkin tediye makbuzlarında belirtilen tutarların da bu daire satışına ilişkin olmadığını başkaca yapılan işleme ilişkin alınmış olabileceğini” beyan etmiştir.
Mahkememizce davalı tarafın cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı görülmüştür.
Gelinen noktada davalı şirket temsilcisi tarafından söz konusu çek bedellerinin başka bir ticari ilişkiye dayalı olarak tahsil edildiği savunmasında bulunulmuş, ancak bu hususta delil ibraz edilmemiştir.
Mahkememizce davalı tarafa cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmış olması sebebiyle dairelerin sözleşme kapsamında 3. Kişilere devredilmediğine dair yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı hususunda ihtaratta bulunulmuş, ancak davalı tarafça davacıya bu hususta yemin ihtaratında bulunulmamıştır.
6100 sayılı HMK’nın“İspat Yükü” başlıklı 190. maddesinde;
“İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır.Kanunda öngörülen istisnalar dışında,karşı taraf,kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” ve
Aynı Kanun’un “Tarafların Belgeyi İbraz Etmesi” başlıklı 220. maddesinde;
“ İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükümlerine yer verilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel kurulunun 14/05/2019 tarih 2017/19-823 Esas, 2019/553 Karar)
Tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davalı tarafça sözleşme kapsamında taşınmazların devrinin davacı tarafından kendilerine ya da kendilerinin belirlediği 3. Kişilere yapılmadığı, dava dışı …ve …adına tapu devri hususunda davacıya yetki verilmediği belirtilmiş ise de, … tarafından verilen çeklerin davalı tarafça tahsil edildiği görülmüş ve buna ilişkin olarak da yine davalı tarafça başka bir ticari ilişki kapsamında çeklerin alınmış olabileceği beyan edilmiş, ancak bu hususta bir belge ibraz edilmemiştir. Yine 32 nolu bağımsız bölüme ilişkin de, ibraz edilen tediye makbuzlarındaki bedellerin bu daire satışına ilişkin olmadığı, karşı taraf ile aralarında yapılan başkaca işlere ilişkin alınmış olabileceği beyanında bulunulmuş ise de, başkaca bir iş kapsamında ödemelerin alındığı hususu ispat edilememiştir. Bu kapsamda ispat yükü kendisine geçen davalı tarafın açıkça yemin deliline dayanmış olması nedeniyle mahkememizce davacıya yemin teklif edip etmeyeceği hususu sorulmuş, ancak verilen kesin süre içinde davacı tarafa yemin teklif edilmediği görülmüş olmakla davanın davacı tarafça ispatlandığı kanaatine varılarak kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm teşhis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Buna göre Antalya 3.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasında davacının borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Koşulları ve yasal unsurları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu Uyarınca alınması gerekli 37.532,90-TL harçtan, peşin olarak alınan 9.383,23-TL harcın mahsubu ile bakiye 28.149,67-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asagari ücret tarifesine göre hesap edilen 44.522,48 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 9.483,43 TL ilk dava masrafı, 261,00 TL davetiye, 517,20 TL müzekkere, 1.057,00 TL bilirkişi giderinden ibaret olmak üzere toplam 11.318,63-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip…
¸e-imzalıdır