Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/81 E. 2021/777 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/81
KARAR NO : 2021/777
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2018
KARAR TARİHİ: 26/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 08/02/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 30/06/2016 tarihinden geçerli olmak üzere 5 yıllık Sağlık Turizmi Ortaklık Sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşme gereğince müvekkilinin diş tedavisine ilişkin olarak kendisine talepte bulunan müşterileri 5 yıl boyunca davalı ….Özel Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri AŞ’ye yönlendirmeyi davalı yanda bunun karşılığı olarak da yapılan tedavi işlemlerine karşılık gelen ve sözleşme içeriğinde yer alan ücretler karşılığında yine sözleşmede yer alan oranlarda komisyon ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, tüm bu koşullarda anlaşılmış olmasına rağmen 30/06/2021 tarihinde bitmesi gereken sözleşmenin davalı yanın herhangi bir ihtar ve haklı gerekçesine dayanmaksızın sözleşmede yer alan şartların aksine 29/06/2017 tarihinde cep telefonuna gönderilen SMS mesajı ile sonlandırıldığını mesajda “Yarın gelmeyin, Hasta gelmesin” ifadeleri kullanılarak sözleşmenin haksız ve mesnetsiz olarak tek taraflı olarak davalı yan tarafından feshedildiğini, davalı yan tarafından sözleşmenin haklı sebeple feshedilse dahi bunun fesih tarihinden itibaren 3 ay önce karşı tarafa bildirilmesinin gerektiğini, bunun yanı sıra sözleşmenin taraflar arasında sona erdilrilmiş bile olsa davalı yanın hastalara bakma yükümlülüğünün devam etmekte olup iş bu sözleşmenin feshinden kaynaklı tüm zararlardan ve seyahat masraflarından sorumluluğunun devam ettiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı olarak kendisine düşen tüm edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalı yan tarafından sözleşme gereği davacıya ödenmesi gereken toplam tutarın ödenmediğini, konuya ilişkin olarak Antalya Kemer 2.Noterliği marifetiyle …tarih ve …yevmiye nolu ihtarnamesinin düzenlendiğini, sözleşmeden kaynaklı zararın ve ödenmesi gereken alacak kalemlerinin karşılanmasının talep edildiğini, buna rağmen davalı yan tarafından Ankara 56.Noterliği … yevmiye no ve … tarihli cevabi ihtarnamesi ile feshin taraflarınca yapıldığı iddialarının ortaya atılarak talep edilen bedelin ödenmediğini, davalı yanın taraflarınca sözleşmenin feshinden bahsetse bile taraflarına ait olan …Turkey logosunu işyerinde ısrarla kullanmaya devam ettiğini, konuya ilişkin olarak Antalya 10.Noterliği marifetiyle … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi vasıtasıyla davalı şirkete marka hakkına tecavüz ederek haksız ve hukuka aykırı şekilde tescilli markalarının kullanıldığını ve buna bir an önce son verilmesi gerektiğinin beyan edildiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30/06/2016 tarihli Sağlık Turizmi Ortaklık sözleşmesinden kaynaklı olarak taraflarına ödenmesi gereken şimdilik 325.000,00 TL alacak kalemi ile davalı yanın sözleşmenin devamı esnasında gerekçesiz ve hukuka aykırı şekilde sözleşmeyi feshinden kaynaklı olarak ve 10.000,00 TL ticari itibar kaybına ilişkin manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalı yandan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize suduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, … Turkey Web Sitesi incelendiğinde ise, faaliyetin aslen İngiltere’den yürütüldüğünü, Türkiye’de ise Antalya, İstanbul, Fethiye, Bodrum, Marmaris ve Kuşadası’nda kliniklerinin olduğu bilgisine yer verildiğinin görüldüğünü, sayfada ticari faaliyetin ne tür bir kişilik adına yürütüldüğü bilgisinin de yer almadığını, bu nedenle öncelikle davanın husumetten reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının kısmi hükümsüz sözleşmeye dayanarak talepte bulunamayacağını, sözleşmenin asli yükümlülüklere ilişkin hükümleri incelendiğinde tedavi ücretlerinin taraflarca ortaklaşa belirlendiğini, değişikliklerin ortak iradeyle olduğunu, davacının diş hekimi olmadığını, sözleşme ilişkisinde tedarikçinin temsilcisi olmak dışında bir başka sıfatının bulunmadığını, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğunu, davacının yetkili sıfatıyla imzaladığı sözleşmenin diş hekimliği faaliyetinden ortaklık veya aracılık sıfatıyla pay alınmasını öngören kurallarının hükümsüz olduğunu, davada ileri sürülen nedenlerin gerçeği yansıtmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek usulüne uygun taraf teşkili sağlanmıştır.
Sağlık İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak taraflar arasındaki sözleşme kapsamında muayenesi yapılan hastalara ilişkin kayıtlar ile davacıya ait aracılığa ilişkin yetkiyi içerir kayıt ve belgeler celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı tanıkları meşruhatlı davetiye ile celp edilerek dinlenmişlerdir.
Dosya davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler ile hasta kayıtları, davacıya ait … markası ile yapılan anlaşma ve bu anlaşma kapsamında tedavi edilen hastalar ve alınan komisyonlarda incelenmek suretiyle davacı tarafça dava tarihi itibariyle talep edilebilecek alacak kaleminin bulunup bulunmadığı, varsa miktarına ilişkin rapor tanzimi için 1 diş hekimi, 1 mali müşavir, 1 ticaret hukuku alanında uzman nitelikli hesap bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 17/11/2019 tarihli raporda özetle; “…4.1. Taraflarca 30.06.2016 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre tarafların ticari ilişkilerinin 29.06.2017 tarihine kadar devam ettiği, davalının davacıya 29,06,2017 tarihinde sms mesajı ile sözleşmeyi feshettiğini (çalışmaya devam etmeyeceğini) bildirdiği,
4.2. Davacı ve davalı tarafların ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defter kayıtlarının muhasebe usul! ve esaslarına uygun olduğu, 6100 sayılı HMK 222. maddesine göre defterlerin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu,
4.3. Davacı … ve Davalı ……Diş Sağlığı A.Ş.” nin ticari defterlerindeki iki firmaya ait hizmet faturalarına ait kaydın birbirleri ile uyumlu olduğu, yapılan ödemelerin uyuşmaması sebebiyle tarafların borç-alacak iddiaları arasında fark olduğu,
4.4. Davacı davalıda sözleşme gereği verdiği hizmetler sebebiyle davalıdan 325.000,00 TL alacaklı olduğunu iddia ettiği, ancak davacının defter kayıtlarında davacının davalıdan 285.736,41 TL alacaklı olduğu göründüğü,
4.5. Davalı tarafın kayıtlarında 2017 yılında davalının davacıya 10.01.2017-20.06,2017 tarihleri arasında banka kanalı ile toplam 301,128.00 TL ödeme yaptığının görüldüğü, buna göre davalının davacıdan 15.403,73 TL alacaklı olarak göründüğü,
4.6. Davalının kayıtlarında görünen banka kanalı ile yapıldığı anlaşılan 301,128,00 TL tutarındaki ödemenin davacı tarafın kayıtlarında yer almadığı,
4.7. Bu ödemelerin davacı tarafından kabul edilmemesi halinde ilgili bankalardan teyit edilmesi gerektiği, taraflar arasındaki alacak-borç hesabının bundan sonra yapılması gerektiği,
4.8. Sayın Mahkemenin, sözleşmenin davalı ……Diş Sağlığı A.Ş. tarafından “haklı sebebe dayanmadan” feshedildiği hususunda görüşünün olması halinde davacınin talep edebileceği 3 aylık maddi zararının (KDV dahil) 161.617,94 TL olabileceği” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya tarafların itirazları doğrultusunda önceki rapor tanzim eden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler … ve … tarafından sunulan 15/09/2020 tarihli ek raporda özetle; “…Taraflarca 30.06.2016 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre tarafların ticari ilişkilerinin 29.06.2017 tarihine kadar devam ettiği, Davalının davacıya 29.06.2017 tarihinde sms mesajı ile “yarın gelmeyin, hasta getirmeyin” mesajının sözleşmenin haklı feshi sayılıp sayılmayacağı hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Davacı … ve Davalı … … Diş Sağlığı A.Ş.’ nin ticari defterlerindeki hizmet faturaları toplamının 336.565,00 TL olduğu, birbirleri ile uyumlu olduğu, yapılan ödemelerin uyuşmaması sebebiyle tarafların borç-alacak iddiaları arasında fark olduğu,
Davalı tarafın kayıtlarında 2017 yılında davalının davacıya 10.01.2017-20.06.2017 tarihleri arasında banka kanalı ile toplam 301.128,00 TL ödeme yaptığının görüldüğü, buna göre davalının davacıdan 15.403,73 TL alacaklı olarak göründüğü,
. Davacı tarafın kayıtlarında, davalının kayıtlarında görünen banka kanalı ile 2017 yılında yapıldığı anlaşılan 301.128,00 TL tutarındaki ödemenin davacı tarafın kayıtlarında yer almadığı, bu nedenle davacının davalıdan 285.736,41 TL alacaklı göründüğü,
– Sözleşmenin feshinin “haklı sebebe dayanıp dayanmadığı” hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
. Davacı vekili dava dilekçesinde davalı tarafın “marka tecavüzü” n de bulunduğunu iddia ederek manevi tazminat talep ettiği, ancak bu husus uzmanlık alanımız olmadığından bir görüş bildirilemeyeceği,
– Davacı vekilinin davalıdan olan komisyon alacağının tespitinin “hasta listesi” üzerindeki bilgilere göre yapılmasını istediği, bu listenin TABLO 1 olarak raporun 2. Sayfasında yer 6 aldığı, davacının (rapor ekindeki) “hasta listesi”n de yer alan kişilere davalının hizmet verdiğini (komisyonu hak ettiğini) geçerli belgeler ile ispat etmesi gerektiği,
. Davalının “davacının hastaları adına” düzenlediği faturalar ile “hasta listesinde” yer alan hasta sayısı, tedavi tutarı ve düzenlenen faturalar arasında farklılıklar olduğu, davalının bu farkın sebeplerini açıklaması gerektiği,…” sonuç ve kanaate varılmıştır.
Dosya tarafların bilirkişi raporuna itirazları da dikkate alınarak incelenmesi gereken tüm evraklar özellikle hasta kayıtları da incelenmek suretiyle itirazları kapsar mahiyette mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi heyetinden ek rapor tanzimi için tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 12/01/2021 tarihli raporda özetle; “….Taraflarca 30.06.201 rihinde imzalanan sözleşmeye göre tarafların ticari ilişkilerinin 29.06.2017 tarihin dar devam ettiği, Davalının davacıya 29.06.2017 tarihinde sms mesaji ile “yarın gelmeyin, hasta getirmeyin” mesajının sözleşmenin haklı feshi sayılıp sayılmayacağı hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
* Davacı … ve Davalı … … Diş Sağlığı A.Ş.” nin ticari defterlerindeki hizmet faturaları toplamının 336.565,00 TL olduğu, tarafların fatura kayıtlarının birbirleri ile uyumlu olduğu,
* Davalı tarafın kayıtlarında 2017 yılında davalının davacıya 10.01.2017-19.06.2017 tarihleri arasında banka kanalı ile toplam 301.128,00 TL ödeme yaptığı, buna göre davalının davacıdan 15.403,73 TL alacaklı olarak göründüğü,
* Davacı tarafın kayıtlarında, davalının kayıtlarında görünen, banka kanalı ile 2017 yılında yapıldığı anlaşılan 301.128,00 TL tutarındaki ödemenin davacı tarafın kayıtlarında yer almadığı, bu nedenle davacının davalıdan 285.736,41 TL alacaklı göründüğü, .
*Davacı tarafın (vergi inceleme raporu tespiti dikkate alınarak yapılan hesaplamada) davalı taraftan talep edebileceği komisyon alacağı miktarının (davalının davacıya banka kanatı ile 2017 yılında 301.128,00 TL ödeme yaptığı varsayılarak) 281.875,42 TL olabileceği,
* Sözleşmenin feshinin “haklı sebebe dayanıp dayanmadığı” hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
*Sayın Mahkemenin, sözleşmenin davalı … … Diş Sağlığı A.Ş. tarafından “haklı sebebe dayanmadan” feshedildiği ve davacının maddi zarar talep edebileceği hususunda görüşünün olması halinde davacının talep edebileceği 3 aylık maddi zararının (KDV dahil) 120.711,03 TL olabileceği, 6
* Davacı vekili dava dilekçesinde davalı tarafın “marka tecavüzü” nde bulunduğunu iddia ederek manevi tazminat talep ettiği, ancak bu husus uzmanlık alanımız olmadığından bir görüş bildirilemeyeceği,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 29/03/2019 tarihli oturumda davacının manevi tazminat istemine ilişkin talebi yönünden açıklayıcı beyanda bulunması için süre verilmiş, davacı vekili tarafından dava dosyasına ibraz edilen 02/04/2019 tarihli dilekçe ile “…Söz konusu dava kapsamında adı geçen … Turkey adlı firmanın isim hakkı da müvekkile ait bulunmaktadır. İş bu dava kapsamında talep edilen manevi tazminat marka hakkından kaynaklı olup müvekkilin şahsından kaynaklanmamaktadır.” şeklinde beyanda bulunulmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen sağlık turizmi ortaklık sözleşmesi nedeni ile davacı tarafından açılan alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce davacının manevi tazminat talebi yönünden beyanları da dikkate alınarak dosyanın tefrikine karar verilmiş, Mahkememiz …esas sırasına kaydı ile talebi yönünden davaya bakmaya Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ( Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğuna dair 01/12/2021tarihinde hüküm tesis edilmiştir.
Taraflar arasında 30/06/2016 tarihli Sağlık Turizmi Ortaklık Sözleşmesi başlığı altında sözleşme imzalanmıştır.
Sözleşmenin giriş kısmında …Turkey ile Diş Kliniği/Diş Hekimi arasında diş tedavileri için Diş Kliniği/Diş Hekimine seyahat edecek tüm hastalar için …Türkiye ve Diş Kliniği/Diş Hekimi arasındaki ortaklığa dair bir anlaşma yapıldığı belirtilmiştir.
Söz konusu anlaşmanın niteliği yönünden mahkememizce yapılan değerlendirmede:
Yine giriş maddesinde … Türkiye, Diş Kliniği/ Diş Hekiminde diş tedavisi görme niyetiyle sorgulama yapan tüm hastalar için Diş Kliniği/Diş Hekiminin bir acentası, partneri olarak faaliyet gösterecektir şeklinde düzenleme bulunduğu, bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşmenin bir adi ortaklık sözleşmesi olmadığının kabulü gerekmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde; “Diş Kliniği/Diş Hekimi ile … Türkiye üzerinden tanıştırılan bir hasta/müşteri her zaman … Türkiye aracılığıyla edinilen bir hasta/müşteri muamelesi görecektir…” şeklinde belirtilmiş olup, bu madde kapsamından da taraflar arasındaki sözleşmenin bir adi ortaklık sözleşmesi olmadığı, acentalık/hizmet sözleşmesi niteliğinde olduğunun kabulü gerekmiştir.
Sözleşmeye göre, tedavi edilecek hastaların davalının temsilcisi olduğu marka üzerinden kliniğe yönlendirilmeleri amaçlanılmış ve bu kapsamda da davalının komisyon alacağının doğacağı kabul edilmiştir.
Davacı tarafça 5 yıllık süreli sözleşmenin 29/06/2017 tarihinde haksız olarak telefonuna gönderilen “yarın gelmeyin, hasta gelmesin” ifadeleri ile haksız olarak feshedildiği iddia edilmiştir.
Dosyada bulunan 03/07/2017 tarihli Antalya 2. Noterliğinin …yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacı tarafından taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle talep edilen alacak kalemlerinin istendiği, davalı tarafça Ankara 56. Noterliğinin 12/07/2017 tarih, … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile talep edilen alacak kalemlerinin reddedildiği, ayrıca davacı tarafından …Türkiye markasının kendisine ait olduğu gerekçesiyle davalı tarafça kullanılmaması yönünde de ihtarname düzenlendiği görülmüştür.
6102 Sayılı Kanun 102. Maddesinde “Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.
Bu Kısımda hüküm bulunmayan hâllerde aracılık eden acentelere Türk Borçlar Kanununun simsarlık sözleşmesi hükümleri, sözleşme yapan acentelere komisyon hükümleri ve bunlarda da hüküm bulunmayan hâllerde vekâlet hükümleri uygulanır…”
Acentanın haklarını düzenleyen 113. Madde de “Acente, acentelik ilişkisinin devamı süresince kendi çabasıyla veya aynı nitelikteki işlemler için kazandırdığı üçüncü kişilerle kurulan işlemler için ücret isteyebilir…”
Takip eden maddelerde de, acentanın kurulan işlem yerine getirildiği anda ve ölçüde ücreti hak kazanacağı, tarafların bu kuralı acentalık sözleşmesi ile değiştirebileceği, ayrıca sözleşmede hüküm yoksa ücretin miktarı, acentanın bulunduğu yerdeki ticari teamüle, teamüle değilse halin gereğine göre o yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesince belirleneceği, ayrıca acentanın hak kazandığı ücretin doğumu tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ve herhalde sözleşmenin sona erdiği tarihte ödenmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Acentalık sözleşmesinin sona ermesini düzenleyen TTK. 121.Maddesinde, “…Belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini, taraflardanher biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir. Sözleşme belirli bir süre içinyapılmış olsa bile haklı sebeplerden dolayı her zaman fesih olunabilir.
Belirli süre için yapılan bir acentelik sözleşmesinin, süre dolduktan sonra uygulanmaya devam edilmesi hâlinde, sözleşme belirsiz süreli hâle gelir.
Müvekkilin veya acentenin iflası, ölümü veya kısıtlanması hâlinde, Türk Borçlar Kanununun 513 üncü maddesi hükmü uygulanır.
Haklı bir sebep olmadan veya üç aylık ihbar süresine uymaksızın sözleşmeyi fesheden taraf, başlanmış işlerin tamamlanmaması sebebiyle diğer tarafın uğradığı zararı tazmin etmek zorundadır…” düzenlemesi mevcuttur.
Dava konusu somut olayda, 5 yıl süreli acentalık sözleşmesinin davalı tarafın telefon mesajıyla sona erdirildiği, davalı tarafça feshin haklılığına ilişkin somut delilin de dosyaya ibraz edilmediği görülmüştür. Tarafların ticari defter ve belgelerinden davacının aralarında yapılan sözleşme gereği komisyon alacağına hak kazandığı görülmekle mahkemece alınan hüküm kurmaya ve yargı denetimine elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda 284.683,28 TL komisyon alacağına hak kazandığının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından talep edilen fazlaya ilişkin alacak kalemleri yönünden ise ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile;
1-284.663,28 TL komisyon alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının fazlaya ilişkin maddi alacak talebinin REDDİNE,
3-Davacının manevi tazminat istemi yönünden dosyanın tefriki ile Mahkememiz son esas sırasına KAYDINA,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 19.445,34 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.720,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.724,37 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğine hesaplanan 28.376,42 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesaplanan 7.343,77 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan 136,50 TL davetiye, 43,20 TL posta, 1.050,00 TL bilirkişi giderinden ibaret toplam 1.229,70 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek 1.051,02 TL gider ile 5.762,07 TL olmak üzere toplam 6.813,09 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır