Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/796 E. 2022/886 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/796
KARAR NO : 2022/886
DAVA : Şirket Yöneticisinin Sorumluluğuna dayalı Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/12/2018
KARAR TARİHİ : 28/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirket Yöneticisinin Sorumluluğuna dayalı Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Antalya Ticaret Siciline kayıtlı olup, ortaklık yapısının %50si …, %30u …, %10u … ve %10u … na ait olmak üzere aile şirketi olduğunu, şirketin münferiden davalı … tarafından 20 yıldır yönetilmekte olduğunu, ancak son zamanlarda yaşanan problemlerden dolayı tüm hesapları kontrolüne alan baba …’nun şirket hesaplarına geçmesi gereken birçok fatura bedelinin kızı davalı …’nun şahsi hesabına geçirildiğini; şirketin hesabından, haksız ve hukuka aykırı olarak birçok bedelin davalı tarafından şahsi hesabına aktarıldığının farkedildiğini, söz konusu durum karşısında, … tarihli genel kurulda davalının görevine son verildiğini, davalının ibra edilmeyerek, sorumluluğu için dava açtıklarını, davalının, şirketin kazancını şahsi hesabına geçirmek suretiyle şirketi zarara uğratmış olduğunu, bilirkişi marifeti ile söz konusu bedellerin tespitinin yapılmasını ve şirkete iadesine karar verilmesini, TTK ‘nın 644/1 maddesinde yer alan kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen anonim şirketlere ilişkin TTK ‘nın 553 maddesinin, limited şirketlere uygulanacağı ifade edildiğini, yapılan atıf dolayısıyla, kanunun 553/1 maddesine göre limited şirket müdürleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete, hem pay sahiplerine, hemde şirket alacaklılarına, karşı verdikleri zarardan sorumlu olduklarını, genel sorumluluk kapsamında dava hakkının şirket tüzel kişiliğine ait olduğunu, banka hesap hareketleri ve ticari defter ve kayıtların bilirkişiye tevdii ile şirket hesabından aktarılan ve hiç şirkete yatırılmayan fatura bedellerinin hesaplattırılımasını; HMK 107. Maddesi uyarınca toplanacak delillere göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik … TL bedelin ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkil şirkete iade edilmesini, davalının mal kaçırma kastı ile şirketi uğrattığı zararı ödememe ihtimali göz önüne alınarak adına kayıtlı ; … ili, … ilçesi, … ada, … parselde bulunan taşınmazına, … ili, … ilçesi, … mevki, … ada, … parselde bulunan taşınmazlarına ve … ili, … ilçesi, … mevkii, … ada, … parsel nolu taşınmazına dava kesinleşene kadar ihtiyati tedbir şerhi işlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı …’nun; Antalya Ticaret Sicili’nde … sicil no ile kayıtlı davacı … Limited Şirketi’nde, diğer pay sahipleri … (Babası), … (Annesi) ve … (Erkek Kardeşi) ile birlikte hissedar olduğunu, şirketin kurulduğu … yılından bugüne, şirketin tüm ortaklarının şirketten elde ettikleri kazançlar ile yaşamlarını idame ettirdiklerini, başkaca hiçbir ticari gelirlerinin bulunmadığını, şirket ortaklarından davalı ve …’nun 20 yıldır şirketin müdürlük görevini üstlendiklerini, şirketin ağır yükünü davalının taşımış ancak son olağan genel kurul toplantısından yaklaşık 2 hafta kadar önce, tarafların özel yaşantılarından kaynaklanan bir sebeple büyük ortak ve aynı zamanda davalının babası olan …’nun şirkette davalının üzerine yürüdüğünü, hatta fiziki müdahalede bulunduğunu, bu gelişmeler sonrasında şirketin küçük ortaklarından davalının erkek kardeşi … ve şirketin büyük ortağı ve aynı zamanda davalının babası olan …’nun birlik olarak davalıyı şirketten uzaklaştırmak, davalının haklarını elinden almak, tek gelirini yok etmek, davalının mahvına sebebiyet vermek için bir genel kurul toplantısı tanzim ederek, hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı bir biçimde bir kısım genel kurul kararları aldıklarını, genel kurul kararlarının evvelen çağrı usulüne aykırı olması hasebiyel kül olarak yoklukla malül olduğunun tespitini, mahkeme aksi kanaatte ise sayılan gerekçelerle ilgili genel kurul kararlarının iptali talepli davanın ise mahkememizin … Esas sayılı dosyasında ikame edilmiş olup halen derdest olduğunu, davada davacı sıfatı … Limited Şirketi’nde olup yasa gereği tüzel kişinin dava açması için ön şart olan genel kurul kararı alınmadığından davanın 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114’üncü maddesinde tanzim edilen dava şartlarını taşımaması sebebiyle reddi gerektiğini, TTK’nın 553 ve devamı maddelerinde tanzim edilen kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen maddelerde, işbu sorumluluk davası açma ehliyetinin üç gruba tanındığını, şirket, pay sahipleri ve alacaklılar (İflas Halinde), ancak davacı sıfatının şirkette olabilmesi için genel kurul kararı gerektiğini, mahkememizde … Esas numaralı dosyanın halen derdest olduğunu, genel kurul kararlarının yoklukla malül olduğnua karar verilmesi halinde genel kurul kararında alınan müdürler kurulu seçimide yok hükmünde olacağından iş davada aktif husumet ehliyeti bakımından reddilmesi gerekeceğini, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, akabinde genel kurul kararlarının yokluğuna ya da iptaline karar verilmemesi halinde huzurdaki davaya devam etmek gerektiğini, davalıya atılı suçlamaların gerçeği yansıtmadığını, davalının şahsi hesabı olarak gösterilen hesabın davalının müdürlüğü döneminde şirket işleri için de kullanılmış şirket ortaklarına ve diğer kimselere yapılan ödemelerin bir kısmının bu hesaptan yapıldığını, davalının şirket müdürlüğü yaptığı sırada, tüm özverisiyle çalıştığını, en fazla mesaiyi kendisinin yaptığını, en ağır yüklerin altına kendisinin girdiğini ve bu çalışması özelinde özel yaşantısından dahi çok sık ödün vermek durumunda kaldığını, davalıya ait banka hesaplarının sürekli şirketin işleri için kullanıldığını, müdürlerin sorumluluğu davasının kusur sorumluluğu temelli olup, işbu kusurun davacı yan tarafından objektif ilkeler nezdinde ispatlanması gerektiğini, TTK’nın 553’üncü maddesi gereği kusurun; yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğu bakımından aranan şartların ilki olduğunu, zarar doğmuş olsa bile yönetim kurulu üyesi kusurlu değilse sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davacı şirketin hangi gerekçe ile bu üç müdürden ikisini sorumsuz görüp, davalının tek başına sorumlu kılacak şekilde dava açtığının anlaşılmamadığını, müdürlerin müşterek sorumlu olalarak şirketi yönettikelerini ve gereken finansal, mali ve operasyonel işlemleri gerçekleştirdiklerini, işlemlerin aile fertlerinden oluşan bir müdürler kurulunun her bir ferdinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, şirketin yıllardır nasıl yönetildildiğinin sır olmayıp gerek şirket çalışanlarının gerekse de şirketin yerli ve yabancı müşterilerinin bilgisi dahilinde tüm işlemlerin yapıldığını, bu kişilerin tanık olarak bilgisine ve görügüsüne başvurulduğunda bu üç müdürün yapılan işlemlerin neresinde yer aldığının görüleceğini, davalı taraf olarak davacı şirketin menfaatleri bakımından konunun açığa kavuşması için; şirket ortaklarının tamamının banka hesaplarının tespiti ve incelenmesi, tespit edilen bu hesaplar arasındaki para transferlerinin incelenmesi, şirket ortakları ile sahip oldukları ev, araç, arsa ve benzeri tüm mal varlıklarının nasıl ve hangi hesaplardan yapılan ödemeler sonucu alındığı, şirket ortaklarının şahsi harcamalarını ve diğer yaşam giderlerini anılan şirket kar payı dağıtmamasına ragmen nasıl karşıladıklarının tespiti, davacı şirket ile yerli ve yabancı müşteri şirketlerin banka hareketleri, muhasebe kayıtları ile reel de gerçekleştirilen işlemler karşılaştırılması, halen şirkette çalışan personelin, davacı şirketin yerli ve özellikle yabancı müşteri şirketlerinin yetkili personelinin görgü ve bilgisine başvurulması gerektiğini, usule ve yasaya aykırı işbu davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise mahkememizde görülmekte olan … Esas sayılı dosyanın bekletici mesele yapılmasına, akabinde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun meşuhatlı davetiyeler tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, şirkete ait sicil dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya … Sulh Ceza Hakimliğinin … Tevzi, … D.İş numaralı dosyası ile Antalya … Sulh Ceza Hakimliğinin … Tevzi, … D.İş numaralı dosyası uyap sistem üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı ve şirkete ait banka kayıtları dosyamız arasına celpedilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada; … tarihli oturum 2 nolu ara karar gereğince dosya davacı şirketin davalı şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin talep ettiği maddi tazminata ilişkin TTK 553. Maddesi gereğince inceleme ve değerlendirme yapılarak dosyada bulunan davacı şirkete ait şirket kayıtları/şirkete ait ticari defter ve belgeler, mahkememizin … Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu, banka kayıtları incelenmek suretiyle mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor tanzimi için bir mali müşavir ve bir ticaret mevzuatında uzman nitelikli hesap bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişiler … ve … tarafından mahkememize sunulan … tarihli raporda özetle; “…Davacı şirketin yapısı, geçmiş uygulamaları ve dava açıldıktan sonra yapılan işlem ve tasarruflar dikkate alındığında, davalının hesabına para geçirmek suretiyle şirketi zarara uğrattığından söz edilemeyeceği, davacı ile davalının ve yine davacı ile diğer yöneticilerin/ortakların hesaplarında karşılıklı para aktarımlarının olduğu, davacının hesabından davalıya aktarılan paraların hangisinin / hangilerinin usulsüz aktarım teşkil ettiği hususundaki ispat yükünün davacıya ait olduğu ve bu konuda ispatlanmış herhangi bir olgu bulunmadığından davalının TTK 553 ve devamı hükümleri uyarınca tazminat sorumluluğundan söz edilemeyeceği” sonuç ve kanaate varıldığı belirtilmiştir.
… tarihli ek raporda özetle; “…Sonuç olarak;1-Şirketin anne, baba ve kardeşler arasında ortaklığın olduğu bir aile şirketi olduğu, kurumsal bir yapısının olmadığı,
2-Ortakların özel banka hesaplarının talep doğrultusunda kök rapora bilgi amaçlı aktarıldığı, resmi hesapların dışında özel hesaplar yönünden yapılan incelemenin sonuç vermeyeceği,
3-Davacı şirket tarafından yurtdışı hizmetlerinin kayıt dışı yürütüldüğü, faturalarının kesilmediği ve gelirlerinin resmi şirket hesaplarına aktarılmadığı, bunun yerine Almanya da hesap açılarak doğrudan davalı müdür ortak hesabina aktarıldığı, ayrıca aile fertleri ortaklar arasında virmanlaşmalar olduğu, bu bilgi ve hesapların kök rapora talep doğrultusunda bilgi amaçlı konduğu, kayıt dışı olduğu( faturasız işlem sonucu elde edilen gelir) ve bir usule bağlı olmadığı için tarafımızdan takibinin yapılamayacağı, davalıya Yurt dışından aktarılan paraların hangisinin / hangilerinin usulsüz aktarım teşkil ettiği hususundaki ispat yükünün davacıya ait olduğu,
4- Tarafımıza verilen görevin ticari defterler üzerinden yapılan inceleme sonucu ulaşılan bulguların aktarılmasından ibaret olduğu, şirket kayıtları inceleme sonuçlarının kök raporumuzda çok ayrıntılı şekilde izah edildiği, tekrar özetlemek gerekirse;
Resmi defterlerde davalı …’nun şirketle olan ilişkiteri TTK 553.Maddesi gereğince inceleme yapıldığı, yapılan incelemede davalı şahsın şirketten aldığı paralar veya şirkete ödediği paralar 131.02- ortaklardan alacaklar hesabı (…) ve 331.02 ortaklara borçlar hesabı (…) hesaplarında izlendiği ve yıl sonlarında birbirlerine virman yapılarak bakiye tutarlar sonraki döneme devredildiğinin görüldüğü,
Davalı … davacı firmanın ticari defterlerine göre;
> 2014 yılı sonunda ….-TL şirketten para çektiği, ….-TL şirkete para ödediği iki hesap arası mahsuplaşma sonrası bakiye ….-TL. şirketten alacaklı olduğu ve bu tutarın 2015 yılına kapanış kaydı ile devir edildiği,
> 2015 yılı sonunda ….-TL şirketten para çektiği, 2014 yılı devri ile birlikte toplam ….-TL şirketten alacaklı olduğu, hesaplar arası mahsuplaşma sonrası bakiye ….-TL. şirketten alacaklı olduğu ve bu tutarın 2016 yılına kapanış kaydı ile devir edildiği,
> 2016 yılı sonunda ….-TL şirketten para çektiği, 2015 yılı devri ile birlikte toptam ….-TL şirketten alacaklı olduğu, hesaptar arası mahsuplaşma sonrası bakiye ….-TL. şirketten alacaklı olduğu ve bu tutarın 2017 yılına kapanış kaydı ile devir edildiği,
2017 yılı sonunda ….-TL şirketten para çektiği, 2016 yalı devri ile birlikte toplam ….-TL şirketten alacaklı olduğu, hesaplar arası mahsuplaşma sonrası bakiye … -TL. şirketten alacaklı olduğu ve bu tutarın 2018 yılımna kapanış kaydı ile devir edildiği,
> 2018 yılı 30 Eylül itibariyle ….-TL şirketten para çektiği, … tarihi itibari ile 2017 yılı devri ile birlikte toplam ….-TL şirketten alacaklı olduğu, … tarihi itibariyle iki hesap arası mahsuplaşmanın yapıldığı kalan miktarın da diğer ortaklar tarafından ödenerek hesapların kapatıldığı ve … tarihi itibari le davalının şirkete borcunun veya alacağının olmadığı tespit edilmiştir.
Davalının ortaklık dışında şirket kayıtlarında başkaca bir hesap ile kaydının olmadığı görülmüştür.
5-Davacı firmanın tatep ettiği dönemlere ait, resmi tieari defterterine göre davacı şirketin kazancını, davalının şahsi hesabına geçirmediği, bu yönüyle davalının şirketi zarara uğratmadığı” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyetine bankacı bilirkişide eklenmek suretiyle ek rapor alındığı, bilirkişiler tarafından sunulan … tarihli ek raporda özetle; “…2.1- Yabancı Para hesapları yönüyle inceleme:
Dosyada mevcut bilirkişi raporlarda ayrıntılı döküm halinde gösterildiği üzere; davalının … numaralı Euro vadesiz mevduat hesabına davacı şirketin Alman Bankasındaki hesabından gönderilen havaleler …-… döneminde 72 adet ‘ işlemde toplam … Euro’dur.
Ayrıca, davalının anılan Euro hesabından …’na 18 ayrı kalemde toplam … Euro havale gönderilmiş olup, davacı şirketin talebi tarih aralığında davacı … şirketince davalının hesabına … Euro, davalı tarafınca da 165. … Euro tutarın şirket hesabına aktarıldığı, bilirkişi raporları dökümünde görülmektedir.
CD içeriğinde Euro hesabı, …-… dönemi para giriş çıkış hareketini göstermekte olup, davacı şirketin incelenmesi talebi öncesinde de davacı şirketin Almanya üzerinden gönderdiği havaleler bulunmaktadır. Örneğin … tarihinde hesaba giren … Euro havalenin aynı gün davacı şirket ortaklarından … hesabına aktarıldığı, görülmektedir. Davalını hesabından nakit para çekme, döviz satışı işlemleri dışında … tarihinde gelen yurt dışı … Euro havaleyle birlikte … Euro olan hesap bakiyesinden … Euro açılan vadeli hesaba aktarılmıştır.
Davalının Euro, USD ve GBP döviz cinsinden diğer vadesiz mevduat hesaplarında yurt dışından gelen havale kaydı, döviz satışı yönüyle para giriş çıkışları bulunmakla birlikte, bu hesaplardaki hareketlerin taraflar arasındaki para ilişkilerine yönelik olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
2.2 -TL. hesapları yönüyle inceleme:
Davalı …’nun Türkiye Ekonomi Bankası Antalya Şubesi nezdindeki Türk lirası hesaplarından davacı şirket ve şirket ortaklarıyla karşılıklı olarak yapılan herhangi bir işlem varlığı, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarında yer almamıştır.
Davalının bankanın Antalya şubesi nezdindeki … numaralı vadesiz mevduat hesabının …-…, … numaralı hesabının ise …-… tarihleri arasında ayrıntılı hesap hareketinin incelenmesinde, davalının hesabından nakit para satışından ve havalelerden para girişiyle … TL, olan hesap bakiyesinden … TL. davalı tarafından ve … TL”’nin Haydar Özcan adıyla nakden çekildiği görülmektedir.
Davalı şirket tarafından davalının vadesiz mevduat hesaplarına yapılan para aktarmalarının genelde küçük tutarlı ve akabinde ödemeye konu olması ve neticede davalı şirketin banka hesaplarında kayıtlı olduğu dikkate alınarak dökümünün yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Davalının hesap hareketlerinin değerlendirilmesi ve varılan sonuç;
Yukarıda açıklandığı üzere davalının vadesiz mevduat hesaplarında yöneticiliğini yaptığı dönem itibariyle, davacı şirket ve davalının 2016 yılına kadar her türlü bankacılık işlemleri Türkiye Ekonomi Bankası Antalya şubesi hesapları üzerinden yürütülürken 2016 yılından itibaren Kuveyt Türk Antalya şubesinin ağırlıklı olarak kullanıldığı, görülmektedir.
Aile içinde örgütlü dört ortağı olan davacı şirketin yöneticisi ve ortaklarından biri olan davalı …’nun doğrudan kendi tasarrufunda bulunan hesapları üzerinde gerçekleştirdiği çok sayıda işlemin davacı şirketin dava konusu talebiyle ilgisinin salt banka hesaplarının incelenmesiyle ve değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Davacı şirketin yurt dışında yaptığı hizmetlerden elde edilen davacı şirketin Alman Bankasında toplanan parasından toplam … Euro tutarın davalı …’nun Bu durumda, dosyaya tevdi edilen … tarihli kök bilirkişi heyeti raporu ile … tarihli ek raporlarımızda, banka hesapları üzerinde yapılan tespitler ve davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı Ortaklardan Alacaklar ve Ortaklara Borçlar hesabı üzerinden yapılan değerlendirmenin geçerli olduğu,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, TTK 644. Maddesi uyarınca uygulanması gereken TTK 553. vd. Maddelerine dayalı limited şirkette pay sahibi ve yönetici olan davalının sorumluluğuna ilişkin şirket tarafından açılan tazminat davasıdır.
Davacı şirket tarafından davalının yöneticisi olduğu şirketin hesabından kendi hesabına usulsüz para transferleri yaptığı, ayrıca davalının kendi banka hesabına şirket adına yapılması gereken ödemeleri kabul ettiği ve bu ödemeleri şirket hesabına aktarmadığı gerekçesi ile tazminat talebinde bulunulmuştur.
Limited şirket yöneticisi olan davalı aleyhine davacı şirket tarafından açılan şirket yöneticisinin sorumluğu nedeni ile tazminat istemine ilişkin davada TTK 618/3.e maddesi uyarınca yasada öngörülen nisapla alınmış bir genel kurul kararının bulunması gerektiği, davacı şirketin … tarihli genel kurulunda sorumluluk davası açılmasına oy birliğiyle karar verildiği ve buna ilişkin dava şartının tamam olduğu anlaşılmıştır.
TTK ‘nun 553.maddesinde yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludur düzenlemesi mevcut olup, buradaki sorumluluk kusur sorumluluğu niteliğindedir.
Dosyada yapılan incelemede: … tarihli genel kurul toplantısında alının kararla müdürlük görevi sona eren davacı, genel kurulun 4 numaralı kararı ile ibra edilmemiştir. … tarihli genel kurul kararı aleyhine davalı tarafından mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasında iptal istemli dava açılmıştır.
… Esas sayılı dava dosyasında davacı … tarafından davalı şirket aleyhine … tarihli genel kurul kararının iptali istemiyle açılan davada … tarihinde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek genel kurulun 6 nolu şirket müdürlerinin ücretlerinin belirlenmesine ilişkin kararın iptaline karar verildiği, diğer kararların iptal edilmediği görülmüştür.
Davacı şirkette … tarihli genel kurul toplantısına kadar davacı şirket; …, … ve davalıdan oluşan müdürler kurulu tarafından yönetilmiştir. Davalı, … tarihli genel kurul toplantısında ibra edilmemiş ve … tarihli genel kurul toplantısında “…’nun görevi döneminde şirketi ve şirket ortaklarını uğrattığı zararlara yönelik sorumluluk davası açılması” yönünde karar alınmıştır.
Yapılan bilirkişi incelemesi ile Bankalardan gelen şirket hesap dökümleri incelendiğinde şirket hesabından … adına para aktarım işlemlerinin gerçekleştirildiği, açıklamalarda …’na ait olduğu belirtilen kredi ödemelerinin yapıldığı; yine …’na ait olan hesaplardan davacı hesaplarına para gönderildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay ….HD, … tarih … Esas, … Karar sayılı emsal içtihadında; “…zarar sebebi olarak gösterilen nakit para çekilmesi ve bir miktar ticari emtianın fiilen yok edilmesi suretiyle şirketin zarara uğratılmasının hangi müdürün eyleminden kaynaklandığı, diğer müdürün zımnen işlemlere onay verip vermediği ya da karşı koyup koymadığı noktaları araştırılmadan ve bu konuda davalının hangi oranda sorumlu olduğu hususunda denetime elverişli rapor alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır…” şeklinde belirtilmiştir.
Müdürler arasında yetki devri yapıldığına ilişkin bir veri dosyada yer almamaktadır. Her bir müdür şirketi temsil etmeye ve şirket hesabından para aktarımı yapmaya, hesapları kontrol etmeye yetkilidir. Böyle bir durumda, müdürlerin özen yükümü gereği, şirket hesaplarından yapılan para geçişlerinden diğer yöneticilerin bilgisinin, haberinin olmadığı söylenemez. Zira, şirketin %50 hissesi baba …’na, %30 hissesi anne …’na %10’ar hisse ise davalıya ve davalının kardeşi …’na ait olup şirket aile şirketidir ve aile üyeleri tarafından yönetilmektedir. Bu yapıda da şirket hesaplarından yukarıda tespit edilen yoğunlukta bir para akışından diğer yöneticilerin haberdar olmaması, hayatın olağan akışına aykırıdır.
Bu kapsamda, diğer yöneticilerin yapılan işlere zımnen onay verdiği yada karşı koymadığı takdirde o işlem nedeniyle gerçekleşen zarardan kendilerininde sorumlu olacakları kabul edilmektedir.
Dava konusu somut olayda, davalının şahsi hesaplarından ortaklara ve şirkete para aktarımı yapıldığı ya da ortaklar ve şirket hesabına ödemeler yapıldığı gibi, ortaklar ve şirket tarafından da davalı hesabına para aktarımlarının yapıldığı bilirkişi incelemesi ile anlaşılmıştır. Hatta şirket hesaplarına yansıtılmaksızın da yöneticiler (… ve diğerleri) arasında karşılıklı para akışı olduğu görülmüştür. Bu durumda, hangi aktarımın usulsüz, haksız olduğunun ispat yükü davacıya ait olup davacı tarafından herhangi bir aktarıma özgü olarak ispat girişiminde bulunulmamıştır. Bu halde davacının şu anda da temsilcisi konumunda olan kişilerin, işlemin yapıldığı zamanda onay verdikleri ya da karşı çıkmadıkları işlemler nedeniyle davalıyı sonradan sorumlu tutmaları dürüstlük kuralıyla bağdaştırılamaz.
Ayrıca yapılan bilirkişi incelemesinde şirket ile davalı arasında … tarihi itibari ile hesaplar arası mahsuplaşmanın yapıldığı kalan miktarın da diğer ortaklar tarafından ödenerek hesapların kapatıldığı ve … tarihi itibari ile davalının şirkete borcunun veva alacağının olmadığı tespit edilmiştir. Davalının müdürlük görevi sona erdikten ve fakat iş bu sorumluluk davası da açıldıktan sonra şirketle davalı arasında hesaplar arasında mahsuplaşma yapılması ve davalıya olan kalan borcun diğer ortaklar tarafından bizzat ödenmesi, şirketin ve ortakların, davalının şirketten para çektiğini ve aynı zamanda şirkete para aktardığını bildiği, şirketle davalı hesapları arasında para akışından haberdar olduğu anlamına gelmektedir. Şirket, yöneticinin sorumluluğu hükümleri uyarınca alacaklı olduğunu iddia ederek sorumluluk davası açtığı bir yöneticiyle, bu dava açıldıktan sonra mahsuplaşmış ve hatta şirketin bu dava açıldığında da yöneticisi olan ortakları tarafından davalıya, şirketten alacaklı olduğu gerekçesiyle ödeme yapılmıştır. Davacı şirketin ortaklarının ve yöneticilerinin buna rağmen, davalının şirket hesabından usulsüz para çektiği gerekçesiyle şirket adına sorumluluk davası açmış olmaları, çelişkili davranış teşkil etmektedir. Davalının şirkete borçlu olduğu gerekçesiyle açılan bu davadan sonra, yapılan mahsuplaşma üzerine davalıya ödeme yapılması, bir nevi davalıyı yöneticilik iş ve işlemlerinin neticesinden ibra etme anlamını taşımaktadır.
Açıklanan sebeplerle davalı aleyhine açılan sorumluluk davasının davacı tarafça ispatlanamadığının kabulü ile davanın reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken … TL karar ve ilam harcının peşin alınan … TL harçtan mahsubu ile bakiye … TL harcın karar kesinleştiği istek halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince … TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair; davacı şirket müdürünün ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır