Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/780 E. 2022/413 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/780 Esas
KARAR NO : 2022/413
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde, … sevk ve idaresideki … plakalı aracın 05/04/2018 tarihinde Demokrasi Kavşağından merkez istikametine doğru seyir halinde iken müvekkilinin yaya olarak taksici olarak çalıştığı iş yeri olan Topçular taksi durağı önünde çarptığını ve bu çarpma neticeside müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, söz konusu kaza ile ilgili Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma numaralı dosyası açıldığını, müvekkilinin kaza sonucu meydaa gelen yaralanmalarınnı basit tıbbi müdahale ile giderilecek derecede olmadığı, vüvudunda saptanan kırıkların hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek nitelikte olduğunun doktor raporları ile sabit olduğunu, bu sebeplerle, maddi ve manevi tazminat talep ettiklerini, davalı … adına kayıtlı … plakalı aracın trafik kaydına ve davalı adına kayıtlı taşınmazlara her türlü devri önlemek için ihtiyati tedbir konulmasını, 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan, 40.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi harici davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, Müvekkilinin 05.04.2018 Tarihinde … plakalı aracı ile Demokrasi Kavşağından merkez istikametine doğru seyir halinde iken Topçular mevkinde davaya konu kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin Topçular virajı döndüğü anda tramvay yolundan kışla tarafına doğru, karşıdan karşıya geçmekte olan yayayı fark ettiğini, davacı …’ ın yolun ortasına kadar gelmiş olduğunu fark edince sol tarafa doğru, yayadan uzaklaşmak amacıyla manevra yaptığını, davacının kendisine doğru gelen aracı fark ettiğinde, panikleyerek ilerlediği yönün aksine harekete geçip, yeniden tramvay yolu tarafına yöneldiğini davacının geriye adım attığını fark edince müvekkilinin yeniden yayadan uzaklaşmak adına bu kez de sağa manevra yaptığını, fakat bu son hamle ile davacı – yayanın paniklediği için neredeyse yerinde sabit kaldığından yeterli olmadığını, müvekkilinin aracıyla davacıya çarptığını, dikkat edilmesi gereken ilk hususun yayanın yaya geçidi olmayan yoldan karşıdan karşıya geçmeye çalışması ve yolun müsait olup olmadığını kontrol etmeksizin eyleme başlaması olduğunu, bunun yanından mahallinde yapılacak keşif ile de görüleceği üzere kazanın olduğu yerin viraj bitimi olduğunu, yani yolda seyir halindeki sürücünün virajın diğer kısmını görmesi gibi bir ihtimal olmadığını, virajı tamamladığı anda yolun ortasındaki yayayı fark eden sürücünün yapabilecek çok fazla da bir hamlesi olmadığını, kaldı ki ilgili tutanağın Topçular Kışlasının kazayı gören kamera görüntüleri izlenerek tutulduğunu, yayanın asli kusurlu olması yönünde kaza tespit tutanağına katılırken, müvekkilinin tali kusurlu olduğu yönündeki kısma itiraz ettiklerini, müvekkilinin hız sınırlarının içinde seyir ettiği konusunda herhangi bir şüphe yok iken viraja girerken yavaşlamadığı iddiasıyla tali kusurlu olduğu beyanı gerçeği yansıtmadığını, davacının sağlık durumu ile ilgili tüm beyanlarına itiraz ettiklerini, bununla birlikte davacının mahkeme talimatı olmaksızın Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ nden almış olduğu … tarihli raporun da kabul etmediklerini, devamlı iş gücü kaybı ve mevcut sağlık durumu ile ilgili durumun tespiti için Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ ndan gerekli görüldüğü halde İstanbul Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Dairesi’ nden rapor aldırılmasını ,İlgili raporların alınmasının ardından kalıcı iş gücü kaybı oluştuğunun tespit edilmesinin ardından gelir kaybı ve kalan tazminat miktarları bakımından hesaplanması için uzman bilirkişiye hesaplama yaptırılması gerektiğini, tutanakta ve kamera kayıtlarında da görüleceği üzere kazanın oluşumuna sebebiyet veren kişinin davacı olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmamasına rağmen davacının iddia ettiği manevi zararı karşılamak zorunda bırakılması kanuna açıkça aykırılık oluşturacağını bu sebeplerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … şirketinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğu gözönüne alınarak öncelikle davacı tarafından müvekkil şirket sigortalısı araç sürücüsünün kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, tarafların kusur oranlarının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılması gerektiğini, davacının sürekli sakatlık durumu Adli Tp Kurumu … İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini ve maluliyetin tespiti halinde tazminat hesabı aktüer sıfatına sahip bilirkişi tarafından yapılmasını, davacı yanın faize ilişkin taleplerinin reddi gerekmekte olup, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, bu sebeplerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosya tarafların kusur oranlarının tespiti için Ankara Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkemeye sunulan …tarihli raporda,
Sürücü …’in % 25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu,
Yaya …’ın % 75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu, olduğuna oy birliğiyle karar verildiği kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya davacının maluliyet oranının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkemeye sunulan … tarihli raporda,
… oğlu, 1957 doğumlu …’ın 05/04/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre;
Kas-İskelet Sistemi, Periferik Sinir Lezyonlarına Bağlı Üst Ekstremiteye ait Sorunlar, Tablo 2.14’e göre %38 olduğu dolayısıyla;
1.Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %38(yüzdeotuzsekiz) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 18(onsekiz) aya kadar uzayabileceği,
3.Dava konusu olay nedeniyle başka birinin bakımına muhtaç durumda olmadığı
4.SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri hususunun adli tıbbi bir konu olmadığı ve Kurumumuz görev kapsamına girmediğini bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya daha sonra İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, dosyamız İTÜ Trafik Kürsüsünden seçilen bilirkişilere tevdi ile kusur raporu aldırılmış ve mahkemeye sunulan 30/12/2020 tarihli raporda,
Hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğumuz inceleme sonucunda yukarıda arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda, heyetimizce,
I- Davalı … şirketine Tralik sigortalı otomobilin sürücüsü, davalı …’in hatalı sevk ve idaresinin, ikinci derecede ve takdiren %35 (yüzde otuzbeş) oranında etkili bulunduğu,
1I- Davacı yaya …’ın hatalı davranışının ise, birinci derecede ve takdiren % 65 (yüzde altmışbeş) oranında etkili olduğunu bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya daha sonra aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu 26/09/2021 tarihli raporda,
Yukarıda gerekçesi detaylıca izah edildiği ve takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; hesaplamada TRH-2010 Yaşam Tablosu, Progresif Rant Metodu, %10 artırma ve iskonto hesabı kullanıldığı; tüm hesaplama tablolarının işbu rapor ekinde sunulduğu;
Yukarıda ilgili kısımları alıntılanan, Yargıtay 17. H.D.’nin 2016/5964 E. 2019/1566 K. sayılı ve 2015/10705 E. 2018/5316 K. sayılı içtihatları çerçevesinde, kaza tarihinde emekli (pasif devrede) olan ve çalıştığına daire somut veriye rastlanmayan davacı için geçici iş göremezlik zararı hesaplanmadığı;
Yukarıda detaylıca izah edilen şekilde yapılan hesaplama neticesinde,
Davacının %75 oranında kusurlu olduğunun kabulü durumunda (…tarihli ATK raporu) sürekli iş göremezlik zararının 47.529,19 TL;
Davacının %65 oranında kusurlu olduğunun kabulü durumunda (30/12/2020 tarihli heyet raporu) sürekli iş göremezlik zararının 66.540,86 TL olarak hesaplandığını bildirir rapor sunmuştur.
Dosya ek rapor aldırılmak üzere tekrar aynı bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu 10/01/2022 tarihli raporda,
a) İşbu bilirkişi ek raporunda davacının kaza tarihinde aktif olarak çalıştığı ve kök raporda olduğu
gibi emekli olduğunun kabulü ile seçenekli hesaplama yapıldığı, hesaplamada 2022 yılı için belirlenen asgari ücret tutarlarının da dikkate alındığı ve hesaplamanın bu şekilde güncellendiği;
b) Davacının kaza tarihinde aktif olarak çalıştığının ve emekli aylığı dışında o tarihte aylık net 2.500,00 TL gelir sahibi olduğunun kabulü ile yapılan hesaplamada;
Davacının %75 oranında kusurlu olduğunun kabulü durumunda geçici iş göremezlik zararının 12.738,77 TL, sürekli iş göremezlik zararının 74.721,39 TL;
Davacının %65 oranında kusurlu olduğunun kabulü durumunda geçici iş göremezlik zararının 17.834,27 TL, sürekli iş göremezlik zararının 104.609,95 TL olarak hesaplandığı;
c) Kök raporda olduğu gibi davacının kaza tarihinde pasif devrede (emekli) olduğunun ve
çalışmadığının kabulü ile yapılan hesaplamada, 2022 yılı asgari ücretleri de dikkate alınarak hesaplama güncellendiğinde;
Davacının %75 oranında kusurlu olduğunun kabulü durumunda sürekli iş göremezlik zararının 73.326,98 TL olduğu, geçici iş göremezlik zararının bulunmadığı;
Davacının %65 oranında kusurlu olduğunun kabulü durumunda sürekli iş göremezlik zararının 102.657,77 TL olduğu, geçici iş göremezlik zararının bulunmadığı;
d) Tarafların diğer tüm iddia ve savunmalarının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu yönündeki kanaatlerini içerir rapor sunmuştur.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı dosyası mahkememiz dosyası ile birleştirilmiş olup, … Esas sayılı dosyaya sunulan dava dilekçesinde,
Trafik kazası neticesinde yaya …’ın bedensel zarara uğraması nedeniyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı …’den sigortaya başvuru tarihinden itibaren, davalı …’den kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile alınarak davacıya verilmek üzere 17.834,27 TL geçici iş gücü kaybı tazminatı niteliğindeki maddi tazminatın, yargılama harç ve giderleri, avukatlık ücretiyle birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Asıl dava, TBK 49 vd. Maddelerine dayalı haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle kusurlu olduğu belirtilen işleten-sürücü ve ZMMS aleyhine açılan sürekli iş göremezlik tazminatı ile sigorta şirketi dışındaki işleten – sürücü aleyhine açılan manevi tazminat istemine ilişkindir. Birleşen dava ise geçici iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı” aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu , öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
6098 sayılı TBK 54.maddesinde de bedensel zararlar “bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1-Tedavi giderleri, 2-Kazanç Kaybı, 3-Çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar, 4-Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak belirtilmiştir.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; meydana gelen kaza sonucu yaralanan davacının uğradığı zarar ile kusurlu araç sürücüsünün fiili arasında illiyet bağı bulunması nedeniyle davalı sürücünün , araç işletenin ve sigorta şirketinin davacıya karşı sorumlu olduğu kanaatine mahkememizce varılmıştır.
Mahkememizin bu kabulü doğrultusunda; hüküm kurmaya ve denetime elverişli oluşa ve yasaya uygun , kusur , maluliyet ve aktüerya bilirkişi raporları sonucu davacının kaza nedeniyle , geçici iş gücü kaybından kaynaklanan maddi zararı 17.834,27 ‬(TL), sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan maddi zararı 104.609,95 TL4 (TL) olarak bulunmuş ve bu miktarlar üzerinden aslı ve birleşen davadaki maddi tazminat davalarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat davası yönünden değerlendirme:
TBK 56. Maddede Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir, düzenlemesi öngörülmüştür.
Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370) Yukarıdaki kanun maddesi, emsal içtihat ve açıklamalarda belirtilen ilkeler çerçevesinde davacı lehine takdiren 14.000,00 TL manevi tazminata karar vermek gerekmiştir.
Neticeten davacının aslı ve birleşen dosyadaki maddi tazminat taleplerinin kabulüne, asıl dosyada talep edilen manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Asıl dosyadaki maddi tazminat davasının KABULÜ İLE, 104.609,95 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … açısından temerrüt tarihinden (09.07.2018), diğer davalı açısından kaza tarihinden (05.04.2018) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Asıl dosyadaki manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, 14.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden (05.04.2018) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Birleşen davanın KABULÜ İLE, 17.834,27 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı … açısından temerrüt tarihinden (09.07.2018), diğer davalı açısından kaza tarihinden (05.04.2018) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Asıl dava dosyasında maddi tazminat talepleri yönünden,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 7.145,90 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 165,16 TL nin mahsubu ile eksik alınan 6.980,74 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan ilk dava masrafı, posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücretinden ibaret toplam 3.112,06 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 13.887,95 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine,
Asıl dava dosyasında manevi tazminat talepleri yönünden,
7-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 956,34 TL harçtan peşin alınan 136,62 TL nin mahsubu ile eksik alınan 819,72 TL nin sigorta şirketi harici davalıdan tahsili ile, hazineye irad kaydına,
8-Manevi tazminat talebi yönünden yapılan 50,00 TL masrafın davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 17,50 TL sinin davalı …’dan alınarak, davacıya verilmesine,
9-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
10-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı …’ya verilmesine, Birleşen dava yönünden,
11-Alınması gereken 1.218,25 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL nin mahsubu ile eksik alınan 1.137,55 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, hazineye irad kaydına,
12-Davacının yapmış olduğu ilk yargılama gideri, posta ve müzekkere ücretinden ibaret toplam 200,00 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
13-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacıya verilmesine,
14-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 26/05/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır