Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/703 E. 2018/766 K. 24.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/703
KARAR NO : 2018/766
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 02/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Antalya … Noterliği tarafından düzenlenen … yevmiye ve 25/07/2013 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı arsa sözleşmesi uyarınca müvekkili ile davalının da hissedarı olduğu arsa sahipleriarasında … sayılı taşınmaz üzerinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme uyarınca yapılması gereken inşaat imalatını tamamlayarak arsa sahiphlerinin hak ettiği BB.leri sözeşmeye uygun olarak ve eksiksiz bir şekilde dava dışı diğer arsa sahiplerine ve davalıya teslim ettiğini, ancak davalı … ve dava dışı genel yetkili vekili olan eşi … hem inşaatın ve imalatın yapım aşamasında hem de resmi kurum ve kuruluşlar önünde yapılması gereken iş ve işlemler ile yapılması zorunlu olan başvuruların ikamesinde müvekkile devamlı olarak zorluk çıkarmayı bir alışkanlık haline getirdiğini, Müvekkili tarafından inşaattaki tüm eksiklikler (maddi ve hukuki olarak) tamamlanmış ve ilgili Yapı Denetim Firmasından İş Bitim evraklarının alınarak ilgili Belediye Başkanlığına müracaatı ile binaya Genel İskan Belgesinin (Yapı Kullanım Belgesi) 16/08/2018 tarihinde alındığını, aradan geçen 2,5 aylık sürede diğer arsa sahiplerince müvekkilin hak ettiği bağımsız bölümlerin tapu devir işlemleri yapıldığı veyahut yapılmak üzere müvekkiline yetki ve vekalet verildiğini, davalı dışındaki tüm arsa sahipleri tarafından müvekkilin ilgili sözleşme uyarınca hak ettiği tapuların devri konusunda uzlaşıldığı halde; davalı tarafından müvekkilin hak ettiği tapuların devri bu güne kadar verilmeyerek müvekkilinin mağdur edildiğini, bu nedenle davalıya Antalya …Noterliği … yevmiye nolu ve 27/09/2018 tarihli ihtarnamesi ile tapuların devir ve tescili ile ilgili edimlerini yerine getirmesi için ihtarname çekildiğini, ancak davalı vekili eli ile Antalya …Noterliği … yevmiye ve 01/10/2018 tarihli cevabı ihtarnamede A Blok 5 nolu tapuyu devretmeye hazır olduklarını ama A Blok 6 ve 19 nolu bağımsız bölümlerin bu aşamada tapularının verilmeyeceğini ihtaren beyan ettiklerini davalı tarafından ilgili kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca daireleri henüz teslim almadıklarını iddia ve beyan edilmiş ise de bu beyanları iyiniyetli ve hukuken korunacak ve tarafımızdan kabulü mümkün bir beyan olmadığını, müvekkilinin dava konusu bağımsız bölümlerin kendisine devir edilmemesi nedeni ile her geçen gün maddi ve manevi zarara uğratmak olduğunu açıklanan nedenler ile müvekkilinin uğradığı zarar ve yoksun kaldığı kira alacağı ve sair alacaklar nedeni ile uğradığı tüm hak kayıplarına ilişkin talep hakları saklı tutularak bu aşamada sadece … sayılı taşınmaz üzerinde Antalya … Noterliği Tarafından Düzenlenen … Yevmiye ve 25/07/2013 Tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı Arsa Sözleşmesi uyarınca yapılan ve müvekkilin hak ettiği A Blokta mevcut ve 5, 6, 19 nolu Bağımsız bölüm tapularının müvekkil adına ilgili tapu sicil müdürlüğünde devir ve tescilinin sağlanması için tapuda müvekkil adına kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Davanın maddi ve yasal dayanaktan yoksun kaldığını, görev itirazında bulunduklarını, davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığını, davalı arsa sahibinin tacir olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının, 6100 sayılı HMK ve 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümleri gereğince dava konusu taşınmazların değerini dava dilekçesinde açıklamak ve harcını ödemekle yükümlü olduğunu, maddi gerçekle hiçbir ilgisi olmayan biçimde dava değerinin 5.000.00 TL olarak açıklandığını ve harç ödendiğini, davacı yüklenici, 6100 sayılı HMK.nun 29.madde hükmüne uygun biçimde davaya dayanak vakıalara ilişkin maddi gerçekleri açıklamakla yükümlü olduğunu, davacının bu yükümlüğüne aykırı davrandığını, müvekkili ile davacı arasında 25.07.2013 tarihinde noterde düzenlenmiş “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” bulunduğunu, sözleşme hükümlerine göre inşaat süresinin 10/02/2016 tarihinde sona erdiğini ancak dacının süresinde inşaatı bitirmediğini ve davalı arsa sahiplerinin müvekkiline bağımsız bölümleri teslim etmediğini, bu gecikme nedeniyle davalı arsa sahibi müvekkilinin, sözleşme hükümleri gereğince davacı yüklenici aleyhine tazminat davası açtığını, davanın Antalya …Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas numaralı esasına kayıtlı olduğunu, yargılamasının halen devam ettiğini, davacı yüklenici, … tarihinde noter kanalıyla davalı arsa sahibi müvekkilime ihtarname keşide ettiğini, inşaata konu yapıya ilişkin genel iskan belgesinin belediyeden alındığını iddia etmiş ve üç adet bağımsız bölümün tapusunu talep ettiğini bunun üzerine müvekkilinin … tarihinde noter aracılığı ile cevap verdiğini, genel iskan ve teslim ile hiçbir ilgisi olmayan bir adet bağımsız bölüme (5 numaralı) ilişkin tapu talebini kabul ettiğini, ancak kalan iki adet bağımsız bölüme (6 ve 9 numaralı) ilişkin tapu devrini reddettiğini, davacı yüklenici, davalı arsa sahibi müvekkilinin haklı bu talebine hiçbir karşılık vermemiş, bağımsız bölümleri teslim etmediğini, davacı yüklenicilerin süresinde yerine getirmediğini ancak 2,5 yıl sonra genel iskan alındığını, çevre düzenlemesi yapılmadığını, iş bitim belgeleri ile bağımsız bölümleri teslim etmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, arsa sahibi davacı ile davalı ve dava dışı arsa sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle davacı tarafından açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Gerek davalı tarafın görev itirazı gerekse görev hususunun yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilmesi gereken bir dava şartı olması sebebiyle, Mahkememizce tarafların tacir olup olmadıkları hususunda Kalekapı Vergi Dairesi Müdürlüğüne ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış, Kalekapı Vergi Dairesinden ve Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabından davacının bilanço usulüne göre defter tuttuğu, vergi dairesine ikamet amaçlı binaların inşaatı faaliyetinden dolayı kayıtlı mükellef olduğu, davalının ise herhangi bir ticari faaliyetinin olmadığı, potansiyel yönden kayıtlı olduğu belirtilmiş olup, yine davacı taraf Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı iken davalı tarafın kayıtlı olmadığı, sonuç itibariyle davacı tarafın tacir olduğu ancak davalı tarafın tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay HGK’nın 18.11.2015 gün ve 2014/15-301 E. 2015/2659 K. sayılı emsal içtihadında da “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar…
Ticari davalar ise; aynı Kanunun 4/1. maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen emsal içtihat ve yasal düzenleme doğrultusunda yapılan değerlendirme neticesinde, somut olayda, her ne kadar dava Mahkememize açılmış ise de; Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden ve Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen yazı cevapları uyarınca davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, eldeki davada taraflardan davalının tacir olmaması, taraflar arasındaki ihtilafın da ticaret mahkemesinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmaması nedeniyle nedeniyle, mahkememizin görevsiz olduğu ve uyuşmazlığı çözme yönünde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine, harç, yargılama gider ve vekalet ücretinin verilecek olan ek kararda belirtilmesine,
4- Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye dosyanın gönderilmesinin talep edilmesi halinde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/01/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza