Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/697 E. 2021/615 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/…
KARAR NO : 2021/615
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/11/2018
KARAR TARİHİ : 07/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacılar vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin yakını ve murisi konumunda olan … davalı …’in maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın tek taraflı ve asli-tam kusurlu hareketi sebebiyle aracına motosikletle çarpan müteveffanın aracın önüne düştüğünü, kazaya rağmen durmayan davalının tali yolda da …’i altına alarak vefatına neden olduğunu, davalı sigorta şirketi ise diğer davalı … ‘in zararını üstlenen … plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı olduğunu, davalı sigorta şirketine … tarihinde hem maddi hem de manevi tazminat ödenmesi için başvuruda bulunulduğunu, müvekkillerine hiç bir ödeme yapılmadığını, vefat edenin … son sınıf öğrencisi olup 17 yaşında ve ailenin en büyük evladı olduğunu, vefat edenin anne ve babası uzun süre önce ayrılmış olup, kendisinin ve kardeşlerinin velayetinin babasında olduğunu, annelerinin uzun süredir çocukları ile ilgilenmediğini, babasının da bir olay sebebiyle uzun süre baktığını, anne ve babalık ettiklerini, davada Antalya Mahkemelerinin yetkili olduğunu, vefat edenin sağlık teknisyeni olacağı gözönüne alınarak gelir durumunun buna göre hesaplanması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; öncelikle, teminatsız olarak, tedbiren, kazaya sebebiyet veren, … plakalı aracın, trafik kaydına, uyap ortamından ihtiyati haciz konulmasına; maddi tazminat/destekten yoksun kalma açısından davanın belirsiz alacak davası olarak yütülmesine; müvekkillerinden …’ nin gerçek destekten yoksun kalma tazminatının tespitine, davalı sigorta açısından …-davalı … açısından olay tarihi … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile -davalı sigortanın poliçe kapsamında sorumlu olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalarak şimdilik 800 TL’ nin tahsiline, müvekkillerinden … ‘ın gerçek destekten yoksun kalma tazminatının tespitine, davalı sigorta açısından …-davalı … açısından olay tarihi … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı sigortanın poliçe kapsamında sorumlu olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 T’ nin tahsiline, müvekkillerinden … ‘in gerçek destekten yoksun kalma tazminatının tespitine, davalı sigorta açısından …-davalı … açısından olay tarihi … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı sigortanın poliçe kapsamında sorumlu olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen fazlaya ilişkin hakları aklı kalmak kaydıykla şimdilik 100 TL’ nin tahsiline, manevi tazminat açısından; müvekkillerin yaşadığı manevi çöküntünün ve üzüntünün bir nebze de olsa giderilebilmesi için davalı sigorta açısından …-davalı … açısından olay tarihi … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile; *davacı baba … için 40.000 TL, *davacı kardeş … için 20.000 tl, *davacı kardeş … için 20.000 tl, *davacı amca … için 5.000 TL, *davacı yenge … için 5.000 TL, *davacı hala … için 5.000 TL, davacı dede … için 5.000 TL, olmak üzere toplam 100.000 TL’nin davalı sigortanın poliçe kapsamında sorumlu olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat konusunda talepten daha az bir miktara hükmedilmesi takdir olunacaksa takdiri indirim/nesafet olduğundan zaten acılı olan ve hakları ödenmeyen davacı aile aleyhine herhangi bir yargılama giderine hükmedilmemesine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Zarar görenin dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine başvuruda bulunması ve Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca gerekli belgeleri ibraz etmesi gerektiğini, davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine başvuruda bulunduğunu ve şirketleri nezdinde … numaralı hasar dosyası oluşturulduğunu, davacı tarafın kazaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağını gelir belgelerini ve mirasçılık belgesini hasar dosyasına ibraz etmesinin talep edildiğini, eksik evraklar bulunması sebebiyle davacı tarafın başvurusunun neticelendirilemediğini, bu sebeple iş bu dava anılan maddeye ve KTK’nın değiştirilen 97. Maddesine aykırılık teşkil ettiğinden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, müteveffanın yolcu konumunda bulunduğu … plakalı araç sigortalının aracın bulunduğu şeride tecavüz etmesi ssebebiyle dava konusu kazanın meydana geldiğini, davacı tarafın zararını ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe sebebiyle değil haksız fiil sebebiyle olduğunu, taraflar arasında ticari bir ilişki mevcut olmadığını, bu sebeple davacı tarafın ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden ücreti vekalet ve mahkeme masraflarından da sorumlu tutulmamaları gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun 330.000 TL poliçe limiti ile sınırlı bulunduğunu, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini belirterek, yetki itirazının kabul edilerek dosyanın yetki yönünden reddine, müvekkili şirketin aleyhine açılmış davanın tümden reddine, davacının davasını ispatı halinde; müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmaz ise asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı … … vekili cevap dilekçesinde; öncelikle meydana gelen bu kaza sebebiyle müvekkili ve ailesi üzerine düşen insanlık görevini yerine getirdiğini, ailenin acısını ilk günden bu yana paylaştığını, bu duruma ilişkin tanıklar dinlendiğinde beyanlarırır doğruluğunun ortaya çıkacağını,17 yaşında sürücü belgesiz emniyetli şekilde araç sevk ve idare etmeyi bilmeyen müteveffanın olay mahallinin üzerinde bir hızla seyretmesi dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu şerit ihlali yaparak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, tali yola dönüşü tamamlayan müvekkiline atfı mümkün hiçbir kusuru bulunmadığını, … plakalı araç sürücüsü olan müvekkili , Tefenni istikametinden gelerek Sülekler Köyü içinde yer alan Soğukhava Deposunun tali yoluna girdiği esnada müteveffa … yönetimindeki tescilsiz motosiklet, müvekkilinin aracına çarptığını, bu durum Soğuk hava deposunda bulunan kamera kayıtları ile sabit olduğunu, müteveffa sürücü … idaresindeki motosiklet ile seyri sırasında asgari hız limitlerine uymadığını, müteveffanın çok süratli olduğu görüntülerden anlaşılacağını, öte yandan yine karşı taraf sürücüsü merhum kaza esnasında kask takmadığını, bunun motosiklet sürücülerinin mutlaka uyulması gereken mutlak bir kural olduğunu, müteveffa uyulması gereken trafik kurallarının hiçbirine uymadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere olayla ilgili tazminat taleplerinin belirlenmesi için kazadaki kusur oranına göre tespit edileceğinden kazadaki kusur durumunun ortaya çıkarılması gerektiğini, müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması aksi takdirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafça talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre manevi tazminat, davacının çektiği manevi acısını azaltmayı amaç edinmesi gerektiğini, yine manevi tazminat tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre takdir edilmesi gerektiğini, mevcut durumda kıt kanaat geçinmeye çalışan müvekkili aleyhine 100.000-TL manevi tazminata hükmedilmesinin müvekkilini ciddi şekilde yıkıma uğratacağını beyanla, haksız açılan davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin yakını(kuzenleri) olan … (TC:…-17 yaşında), davalı …’ in maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın … tarihinde tek taraflı ve asli-tam kusurlu hareketi sebebiyle; kazaya sebebiyet vermiş ve sonucunda …’ in üzerinden aracıyla geçerek, durmayarak vefat etmesine sebep olduğunu, Vefat eden … son sınıf öğrencisi olup 17 yaşında ve kendi ailesinin en büyük evladı olduğunu, anne ve babasının ayrı olması nedeni ile velayetin babasında
olduğunu, kaza sonucu kardeşlerinin, babasının ve kendisine anne-babalık eden koruyup gözeten, amacasının, halasının yengesi ve dedesinden hemde davacılardan ayırdığını, davalıya karşı daha önce müteveffanın diğer yakınları ve davacıların anne ve babası tarafından cismani zarardan kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemli olarak aynı kaza sebebiyle Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesi …/… Esas numarası ile dava açılmış olup dava konusu aynı olduğunu, her iki dava dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğunu, bu dosyanın Antalya …Asliye ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, beyan ederek davacı … için 5.000,00.TL, davacı … için, 5.000,00.TL olmak üzere toplam 10.000,00.TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada taraflara usulüne uygun meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dava dosyası sureti, kazaya sebep olan … plakalı araca ilişkin sigorta poliçesi ve kazaya ilişkin tüm sigorta kayıtları dosya arasına alınmış, gerçek kişi tarafların ekonomik ve sosyal durumları kolluk marifetiyle araştırılmış, kazaya sebep olan … plakalı aracın kaza tarihindeki trafik tescil kayıtlarının dosya arasına alınmış, Sosyal Güvenlik Kurumuna müzekkere yazılarak dava konusu kaza nedeniyle davacılara herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, yine kazanın meydana gelmesinde ilgililerin kusur oranlarının tayini maksadıyla kusur raporu alınmış mahkememize sunulan … tarihli Ankara ATK raporunda,
A- Davalı sürücü … …’un % 75 (Yüzdeyetmişbeş) oranında kusurlu olduğuna,
B- Müteveffa sürücü …’nın % 25 (Yüzdeyirmibeş) oranında kusurlu olduğu, kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya tarafların kusur oranları için İTÜ Trafik Kürsüsünden seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi ile rapor alınması için İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan … tarihli raporda özetle; “…davalı sürücü … …’un asli ve tek kusurlu olduğu,
— Müteveffa motosiklet sürücüsü …’ın ise kusursuz olduğu” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Dosya aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporda,
… tarihinde trafik kazası sonucu hayatını kaybeden …’nın geride kalan hak sahibi davacı baba … …’nın destekten yoksun kalma zararları,
Davalı sürücünün %100 kusurlu olması durumunda 84.149,00(TL),
Davalı sürücünün %75 kusurlu olması durumunda 63.111,75 (TL) olarak hesaplanmıştır.
Davacı kardeşler … ve … …’nın müteveffanın desteğinde olmadığı değerlendirilmiş olup, zararları yoktur. şeklinde rapor sunmuştur.
Dosya taraf vekillerinin tüm iddia ve itirazlarını karşılar mahiyette ve TRH tablosuna göre ek rapor tanzimi için aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş, aktüerya bilirkişi … … tarihli ek raporunda özetle; “…… tarihinde trafik kazası sonucu hayatını kaybeden …’nın geride kalan hak sahibi davacı baba … …’nın destekten yoksun kalma zararları, dosyaya ulaşan yeni belgeler ve… verileri dahil edilerek yeniden hesaplanmıştır.
Davalı sürücünün %100 kusurlu olması durumunda 132.792,19(TL),
Davalı sürücünün %75 kusurlu olması durumunda 63.111,75 (TL) olarak hesaplanmıştır.
Davacı kardeşler … ve … …’nın müteveffanın desteğinde olmadığı değerlendirilmiş olup, zararları yoktur.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Aktüerya bilirkişi … tarihli ek raporunda özetle; “…… tarihinde trafik kazası sonucu hayatını kaybeden …’nın geride kalan hak sahibi davacı baba … …’nın destekten yoksun kalma zararları, dosyaya ulaşan yeni belgeler ve … verileri dahil edilerek ve TRH yaşam tablosu esas alınarak yeniden hesaplanmıştır.
Davalı sürücünün %100 kusurlu olması durumunda 154.311,81(TL),
Davalı sürücünün %75 kusurlu olması durumunda 115.733,86(TL) olarak hesaplanmıştır.
Davacı kardeşler … ve … …’nın müteveffanın desteğinde olmadığı değerlendirilmiş olup, zararları yoktur.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacılar vekili … tarihli değer arttırım dilekçesi ile; davacı baba … … için 800,00.-TL olarak dava dilekçesinde talep etmiş olduğumuz belirsiz alacak davasını 153.511,81 TL arttırarak 154.311,81 TL olarak arttırmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, TBK 49 vd. Maddelerine dayalı haksız fiil niteliğindeki ölümlü trafik kazası nedeniyle kusurlu olduğu belirtilen işleten-sürücü ve ZMMS aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatı ile sigorta şirketi dışındaki işleten-sürücü aleyhine açılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 Sayılı Kanunun 90. maddesinde “zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesi mevcuttur.
Destekten yoksun kalma tazminatı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 53. Maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddede ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları zararların tazmin edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 53.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza
olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Aynı kanunun 55.maddesinde de, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz…” şeklinde tazminatın belirlenmesine ilişkin esaslar belirtilmiştir.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; davacılar … ve … …’nın mütevveffanın desteğinde olmadığı anlaşıldığından bu davacıların davalarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı … yönünden değerlendirme: Kaza neticesinde oğlunun ölümü nedeniyle davacı … …’nın destekten yoksun kaldığı, davalı/sürücünün tam kusuruyla meydana gelen kaza nedeniyle davalı sürücünün ve sigorta şirketinin davacıya karşı sorumlu olduğu kanaatine mahkememizce varılmıştır. Mahkememizin bu kabulü doğrultusunda; hüküm kurmaya ve denetime elverişli oluşa ve yasaya uygun, kusur ve aktüerya bilirkişi raporları sonucu davacının kaza nedeniyle maddi zararının 154.311,81 TL olduğunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat davası yönünden değerlendirme:
TBK 56. Maddede Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir, düzenlemesi öngörülmüştür.
Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıdaki kanun maddesi, emsal içtihat ve açıklamalarda belirtilen ilkeler çerçevesinde yapılan değerlendirmede; olayın oluş şekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur oranları, davacıların olay nedeniyle yaşadığı elem ve ızdırap dikkate alınarak hak ve nesafete göre asıl davada davacılardan … için 20.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL olmak üzere
toplam 44.000,00 TL manevi tazminatın davalı … …’dan kaza tarihinden (…) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine hükmetmek gerekmiştir.
Birleşen davadaki manevi tazminat talebine gelince, davacılardan … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL manevi tazminatın davalı … …’dan kaza tarihinden (…) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine hükmetmek gerekmiştir.
Sonuç olarak mahkememizce yapılan yargılama kapsamında davacıların davasının kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacılar … ve … …’nın maddi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine,
2-Davacı … …’nın maddi tazminat davasının kabulü ile, 154.311,81 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden (…), davalı … … açısından kaza tarihinden (… ) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Asıl davadaki manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü, kısmen reddi ile, davacılardan … için 20.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 44.000,00 TL manevi tazminatın davalı … …’dan kaza tarihinden (…) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Birleşen davadaki manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacılardan … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL manevi tazminatın davalı … …’dan kaza tarihinden (…) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl davada maddi tazminat talebine ilişkin olarak;
5-Harçlar Yasası uyarınca 10.541,03 TL karar harcından peşin alınan 3,42 TL ile ıslah ile alınan 525,00 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 10.012,61 TL harcın davalılar … … ve sigorta şirketinden tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesaplanan 18.609,62 TL vekalet ücretinin davalılar … … ve sigorta şirketinden tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı … … ve sigorta şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince red miktarı üzerinden 200,00 TL vekalet ücretinin davacılar … ve … …’dan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
8-Davacı … … tarafından yapılan 224,50 TL davetiye, 218,60 TL posta, 1.829,00 TL bilirkişi ile adli tıp giderinden ibaret toplam 2.272,10 TL giderden davanın kabul ve ret oranınca hesaplanan 2.267,56 TL yargılama gideri ile 23,97 TL ilk dava masrafı, 525,00 TL tamamlama harç toplamı olmak üzere 2.816,53 TL’nin davalılar … … ve sigorta şirketinden tahsili ile davacı … …’ya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Asıl davada manevi tazminat talebine ilişkin olarak;
9-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 3.005,64 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 362,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.643,54 TL harcın davalı … …’dan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
10-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince kabul oranından hesaplanan 6.440,00 TL vekalet ücretinin davalı … …’dan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
11-Davalı … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince red oranından hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı … …’a VERİLMESİNE,
12-Davacı tarafından yapılan 362,10 TL ilk dava masrafının davalı … …’dan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
Birleşen davada manevi tazminat talebine ilişkin olarak;
13-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 136,62 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 92,22 TL harcın davalı … …’dan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
14-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesaplanan 2.000 TL vekalet ücretinin davalı … …’dan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
15-Davalı … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 2.000 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı … …’a VERİLMESİNE,
16-Davacılar tarafından yapılan 95,20 TL ilk dava masrafının davalı … …’dan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
17-Artan ve kullanılmayan yargılama giderinin karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
07/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır