Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/685 E. 2021/828 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/685
KARAR NO : 2021/828
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/08/2018
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; davalı …’in işlettiği, … Sigorta A.Ş. Nezdinde trafik sigortalı ve … idaresindeki … plakalı aracın 11/04/2018’de davacı idaresindeki … plakalı otomobile çarparak hasara sebebiyet verdiğini açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla oluşan hasar tazminatının davalılardan tahsilini istemiştir.

B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
3.Davalı … GRUP …. LTD ŞTİ vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu, eksik harcın tamamlattırılması gerektiğini, haksız ve hukuka aykırı davayı kabul etmediklerini, kazanın oluş şeklinin dava dilekçesinde anlatıldığı gibi olmadığını, hasara sebebiyet veren kişinin müvekkil şirket sürücüsü değil, araç kullanan dava dışı … … olduğunu, bu kişinin davacının kız kardeşi olduğunu, kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını, yokluklarında alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
4.Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde (adli tatil hükümleri gereği süresinde) özetle; unvanlarının düzeltilmesi gerektiğini, davadan önce usulünce bir başvuru olmadığını, her ne kadar dava dilekçesinde taşımacılık poliçesi belirtilse de zarar taleplerinin zorunlu taşımacılık poliçesi kapsamında olmadığını, yetki itirazında bulunduklarını, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, zaman aşımı itirazlarının olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
5.Diğer davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
D. GÖREV:
6.Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde (6102 sayılı TTK m. 4), bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında (6102 sayılı TTK m. 5/II), bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunun 1483 ve devamı maddelerinde “zorunlu sorumluluk sigortalar” düzenlenmiştir. Davalılar arasında sigorta şirketi de vardır ve onun sorumluluğu olduğuna yönelik iddia zorunlu trafik sigortacısı olduğuna dayanmaktadır. Dava, mutlak ticari davadır. Diğer davalılar bakımından mutlak ticari dava olmadığı görülse de, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı mevcuttur. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. HD’nin 2017/117 E, 2017/120 K sayılı emsal ilamında belirtildiği üzere; Esasen davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu durumlarda bunlar hakkında birlikte açılan davalar birbirlerinden bağımsız olduğundan görevli mahkemenin her bir dava bakımından ayrı ayrı belirlenmesi lazım gelir. Ancak, ihtiyari dava arkadaşı durumundaki davalılardan biri veya birkaçı hakkındaki dava genel mahkemenin, diğeri veya diğerleri hakkındaki dava özel bir mahkemenin görevine giriyorsa davaların aynı dava dilekçesi ile özel mahkemede açılması iktiza eder (HGK’nun 05.05.2004 gün ve 2004/9-261 Esas 2004/254 Karar sayılı ilamı ve HGK’nun 19.03.2014 tarih ve 2013/22-1201 Esas 2014/373 Karar sayılı ilamı). Buna göre, somut olay bakımından, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması nedeniyle davanın özel mahkeme olan asliye ticaret mahkemesinde açılmasında herhangi bir usulsüzlük yoktur.
E. GÖREVSİZ MAHKEMEDEN DOSYANIN MAHKEMEMİZE GELMESİ:
7.Dava öncelikle, Antalya … Asliye Hukuk mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında açılmış olup, ilgili mahkemenin …/… karar sayılı, … tarihli hükmü ile görevsiz olunduğundan, usulden ret kararı verilmiştir. Görevsizliğe ilişkin hüküm, … tarihinde kesinleşmiştir. Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talepli, davacı tarafça verilen dilekçenin uyap tarihi 05/10/2018, bu belgenin havale tarihi de 09/10/2018 dir. Süresinde/süresinden önce görevli mahkemeye dosyanın gönderilmesi talebi mevcuttur ve bu konuda usuli bir eksiklik yoktur.
F. YETKİ:
8.Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/71 esas, 2019/798 karar sayılı emsal ilamında belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 16. Maddesi uyarınca haksız fiilden doğan davalarda genel yetkili mahkemeler yanında haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği, yahut gelme ihtimalin bulunduğu yer ile zarar görenin yerleşim yeri mahkemeleri de yetkilidir. Motorlu aracın neden olduğu kazalardan doğan hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, davalının yerleşim yeri (HUMK 9, KTK 110/2), haksız fiilin vuku bulduğu yer (HUMK 21, KTK 110/2), sigortacının merkez veya şubesi veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer (KTK 110/2) mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiştir. Bir dava için birden fazla ( genel ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemeler haricindeki yetkisiz mahkemede açar ise, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Ayrıca, sigorta şirketinin hasım olarak gösterildiği davalar KTK 110 ve Sigorta Poliçesi Genel Şartları C/7 maddesine göre sigortacının merkez veya şubesinin ya da sigorta sözleşmesinin yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinde açılabilir. Yine istikrar kazanmış Yargıtay HGK ile özel daire kararları uyarınca acenteden daha üst mevkide bulunan ve onu denetleyen bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinde de dava ikame edilebilir. Anılan bölge müdürlüğünün, kazanın vuku bulduğu veya sigorta sözleşmesinin yapıldığı acentenin bağlı bulunduğu bölge müdürlüğü olması da gerekmez. (Yargıtay HGK’nın 30/04/2014 tarih, 2013/17-2099 esas, 2014/572 karar; 17. Hukuk Dairesinin 12/06/2017 gün, 2016/5765 esas, 2017/6653 karar; 12/05/2016 gün 2016/6857 – 5849 E.K.; 20/01/2016 tarih, 2015/19323 esas, 2016/641 karar sayılı içtihatları) Davalı sigorta şirketinin Antalya ilinde Bölge müdürlüğü mevcuttur. Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Buradaki ortak yetkili mahkemenin yetkisi de kesin yetki değildir. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir. Böyle bir durumun varlığı da dosyadan anlaşılmamakla, davalılardan biri için yetkili olan mahkememizce dava açılması yerindedir. Davacılardan en az birisinin yerleşim yeri de Antalyadır. Davacının yerleşim yeri de Antalya’dır. Bu nedenlerle yetki itirazı yerinde değildir.
G. ZAMANAŞIMI:
9.Kaza tarihi, 11/04/2018’dir. Dava tarihi ise, 03/08/2018’dir. Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 72. naddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiştir. 2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu yasal düzenlemeler ışığında, davalı tarafın zaman aşımı itirazı yerinde değildir.
H. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
10.Dava, haksız fiilden (trafik kazasından) kaynaklanan tazminat talebinden ibarettir.
11.TBK m. 50 gereği; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Bu nedenle, somut davada ispat külfeti davacıdadır.
12.Dosya arasında mevcut, kaza tespit tutanağında özetle; … … yönetimindeki aracıyla … caddesini, … kavşağı istikametine takiben … Bankası karşısına geldiği esnada virajı alamayıp aracının sağ arka yan kısmıyla kendisiyle aynı istikamete seyir halinde olan sürücü … yönetimindeki aracın sol yan kısmına çarptıktan sonra direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüjde bulunan ağaca aracının sağ kısımlarını çarpması ve yolun karşısına geçmesi sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada sürücü … …’ın KTK’nın, “aracının hızını dönemeçlere girerken azaltmamak” kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir.
13.Antalya Emniyet Müdürlüğünün dosya arasında mevcut … tarihli cevap yazısında özetle; … plakalı aracın kaza tarihinde malikinin davalı …… LTD ŞTİ olduğu belirtilmiştir.
14.Dava dilekçesinde de bahsedilen, Kumluca Sulh Hukuk mahkemesinin … değişik iş esas sayılı dosyasındaki rapor örneği dosya arasına alınmıştır.
15.Mahkememizce tanık dinlenmiştir.
16.Tanık … talimat mahkemesinde; ” Kendim THY pilot olarak çalışmaktayım, Antalya’ya uçuş yaptığımız için orada 1 gün dinlenmiştim, dinlendiğimiz otelde havaalanına gitmek için servis minübüsüne bindik, servis minübüsünün plakasını hatırlamıyorum, araç beyazdı, uçuş ekibi olarak servis minübüsüne bindik, havaalanına doğru yola çıktık, bir süre gittikten sonra bizim araç sağdan gitmekte iken diğer araç, bizim aracı sollamaya geçti, bu esnada hafif virajda vardı, diğer araç geçişini tamamlamak üzereyken servis minübüsü sağa hafifçe direksiyonu kırdı, davacının aracının sağ arka tarafına temas edince davacının aracı kontrolü kaybedip kaza yaptı, kaza bu şekilde olmuştur, kaza sebebiyle davacının aracı ağır hasar gördü, davacının aracı normal binek otomobildi, ne renk olduğunu şuanda hatırlamıyorum, otomobil içinde bulunan iki bayan otomobilden çıktılar, hafif yaralanmaları mevcuttu, kaza servis minübüsünün sola direksiyon kırmasıyla meydana gelmiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
17.Davacı taraf dava tarihinden sonra aşamalarda sigorta şirketine başvuru şartını yerine getirmiştir. Bu husus tamamlanabilir dava şartı olduğundan, usuli eksiklik giderilmiştir.Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri kararlarında açıkça yer aldığı üzere, bu husus tamamlanabilir dava şartıdır.(Yargıtay 17. HD., 2018/4932 esas, 2018/12056 karar; Antalya Bölge Adliye mahkemesi 4. HD., 2019/1210 esas, 2020/424 karar; 2019/1158 esas, 2020/255 karar)
18.Mahkememizce mahallinde makine mühendisi eşliğinde keşif icra edilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunda özetle; … plakalı aracın olayda tam kusurlu olduğu, … plakalı aracın olayda kusurlu davranışının olmadığı oluşan hasarın 30.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.
19.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
20.Mahkememizce tekrar değerlendirme yapılabilmesi, tramer yazısının da dikkate alınması için bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır. … tarihli ek raporda kök rapordaki tespitlerin geçerli olduğu belirtilmiştir.
21.Mahkememizce dosyadaki bilirkişi kusur raporu ile kaza tespit tutanağındaki çelişkilerin giderilmesi yönünden dosyada tekrar kusur raporu aldırılmasına karar verilmiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi., 2016/19917 esas, 2017/10871 karar)
22…. tarihli ATK raporunda terditli olarak özetle;
“1.Durum ;
Otomobil sürücüsünün sağa yönelerek sağ şeritteki minibüse çarptığı kabulü halinde;
A) Davacı sürücü … …’ın %100 (Yüzde Yüz) oranında kusurlu olduğu,
B) Davalı sürücü … ‘ın kusursuz olduğu
2.Durum; Minibüs sürücüsünün sola yönelerek sol şeritteki otomobile çarptığı kabulünde
A) Davacı sürücü … …’ın %15 (Yüzde On Beş) oranında kusurlu olduğu,
B) Davalı sürücü … ‘ın %85 (Yüzde Seksen Beş) oranında kusurlu olduğu” belirtilmiştir.
23.Yargıtayın da güncel ilamlarında bahsettiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 266/1. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Trafik kazasına etki eden ve tarafların kusur durumlarının belirlenmesinde rol oynayabilecek olan araç hızlarının tespiti, aracın teknik özelliklerine göre kazanın oluş şeklinin belirlenmesinde zorunluluk bulunması vs. gibi bir durum yoksa, kazadaki kusur oranlarını belirlemenin teknik bilgiyi gerektiren bir yönü bulunmamaktadır.(Yargıtay 17. HD., 2019/2909 E,2020/7805 K.) Kaza tespit tutanağında; … … yönetimindeki aracıyla … caddesini, … kavşağı istikametine takiben … Bankası karşısına geldiği esnada virajı alamayıp aracının sağ arka yan kısmıyla kendisiyle aynı istikamete seyir halinde olan sürücü … yönetimindeki aracın sol yan kısmına çarptıktan sonra direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüjde bulunan ağaca aracının sağ kısımlarını çarpması ve yolun karşısına geçmesi sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği belirtilmiştir.
24.Dosya kapsamından, özellikle tanığın beyanı ve tanığın dava dilekçesi ekinde yer alan yazılı beyanı da göz önüne alınarak, olayın oluşunda … plakalı aracın olayda tam kusurlu olduğu mahkememizin kabulündedir.
25.Mahkememiz maddi tazminat hesabı yönünden bilirkişi raporunun, her ne kadar bir sonuç belirtilse de yargı denetimine çok elverişli olmadığı kanaatiyle, mahkememizce tekrar hesap bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiştir. … tarihli bilirkişi raporunda da, davacının talep edebileceği tutarın 30.000,00 TL olduğu belirtilmiştir. Bu yönüyle, dosyadaki raporlar, değişik iş dosyasında raporlar birbirini teyit etmekle, … tarihli rapor bu yönüyle hükme esas alınmıştır.
26.Davacı vekili, … uyap tarihli ıslah dilekçesi ile özetle; … tarihli bilirkişi raporunda aracın hasarsız bedelinin 40.000,00TL olduğubelirlendiğini, müvekkilin 03.07.2018 tarihinde Antalya … Noterliği … nolu Satış sözleşmesi ile aracını 23.000,00TL’ye sattığı belgelendiğini, aradaki fark olan 17.000,00TL’yi davalılardan ettiklerini ve dava değerini bu miktara çıkarttıklarını beyan etmiştir. Islah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir.
27.Tüm dosya kapsamı, özellikle olayın oluşuna ilişkin tanık beyanı, bu beyanın doğruladığı … tarihli bilirkişi raporundaki kusur belirleme ve ATK raporunda da bu belirlemeyi doğrulayan seçenek bir arada düşünüldüğünde, … plakalı aracın olayda tam kusurlu olduğu, … plakalı aracın olayda kusurlu davranışının olmadığının kabulü, … tarihli hesaplama raporu, davacının talebi bir arada düşünüldüğünde; davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; 17.000,00 TL tazminatın davalı … Sigorta Şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden 11/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 35,90 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 35,90 TL peşin harç ve aşamalarda yatırılan 255,00 TL ıslah harcı toplamı 290,90 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 870,37 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve yukarıda mahsubuna karar verilen toplamda 326,80 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi-keşif ücreti gideri toplamı 2.899,35 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır