Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/66 E. 2018/679 K. 12.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/66
KARAR NO : 2018/679
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2018
KARAR TARİHİ : 12/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … tarihinde çalıştığı ve şoförü bulunduğu sevk ve idaresindeki … plakalı … Otobüsü ile seyrederken dava dışı 3. şahıs …’in kullandığı … plakalı motosikletin müvekkilinin kullandığı araca çarpması sonucu 3.şahıs …’in yaralandığını, 3.şahıs tarafından kaza nedeniyle müvekkili aleyhine Antalya …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden 25.000 TL manevi tazminat istemli dava açıldığı, müvekkilinin çalıştığı ve şoförü bulunduğu sevk ve idaresindeki … plakalı … otobüsü davalı … şirketine …-…-…-… numaralı genişletilmiş kasko (prestj C) sigortası ile sigortalı bulunduğunu, genişletilmiş kasko sigorta poliçesinin teminatına manevi tazminat taleplerinin de dahil edildiğini, Antalya …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından 15.000 TL manevi tazminatın müvekkilinden alınmasına karar verildiğini, davalı … şirketine müvekkili tarafından ödenen tazminat ve yargılama giderlerinin ödenmesi için yazılı ihbarda bulunulduğunu, sigorta şirketi tarafından cevap verilmeyip ödemede yapılmadığını, davalı … hakkında Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, davalı … tarafından takibe itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, müvekkili tarafından yapılan ödeme tutarı 24.900,66 TL tazminat alacağının davalıdan ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren faizi ile birlikte alınmasına, davalı … şirketinin Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaya yaptıkları itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili … havale tarihli cevap dilekçesinde; … tarihinde Poliçe Genel Şartlarında değişiklik meydana geldiğini, başvuru sırasında ibrazı zorunlu olan evrakların açıkça sayıldığını, bu nedenle huzurdaki dava açısından başvuruyu yapma şartları oluşmuş olmadığından, başvurunun reddi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı araca ilişkin, müvekkil şirket nezdinde … nolu ve …/… vadeli … Kasko poliçesi temin edildiğini, manevi tazminat taleplerinin işbu poliçede teminat kapsamına dahil edilmiş ve fakat poliçede belirtilen teminat limitinin % 50’ si ile sınırılı tutulduğunu, manevi tazminatta, amacının manevi tazminat tutarının belirlenirken, maruz kalınan zararın aşılmaması ve mağdurda bu anlamda bir sebepsiz zenginleşmeye yol açılmaması gerektiğini, davacı tarafından dava konusu edilen manevi tazminatın Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde kendi aleyhine ikame edilmiş … E. Sayılı dosyası kapsamında , hakkında hüküm altına alınmış olan tutar olduğunu, Antalya …Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada müvekkil şirket davalı taraf konumunda olmadığını, rücu edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu, başvuru şartı oluşmamış haksız talebin reddi ile itirazlarının kabulüne, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Meydana gelen trafik kazası nedeniyle zarar gören tarafından genel mahkemede (Antalya …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas) kazaya karışan aracın sürücüsüne karşı açılan manevi tazminat davasında verilen hükümden sonra davacı(Antalya …Asliye Hukuk Mahkemesi … esas sayılı dava dosyasında davalı) tarafından ödenen manevi tazminatın sürücüsü olduğu aracın genişletilmiş kasko sigortasından rücuen tahsili istemiyle yapılan ilamsız takipte itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Antalya …Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamında … tarihinde meydana gelen trafik kaza nedeniyle zarar gören … tarafından kazaya karışan aracın sürücüsü … aleyhine açılan manevi tazminat davasında davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, … tarafından Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına hükmedilen manevi tazminat tutarına ilişkin olarak 24.966,00 TL ödeme yapıldığı, bu kez yapılan ödemenin rücu istemi ile davalı … aleyhine Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasından davacı … tarafından takip başlatıldığı, kasko sigortası tarafından takibe itiraz edildiği görülmüştür.
Uyuşmazlık; haksız fiil sorumlularından olan sürücü/davacının kullandığı … plakalı genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı aracın sigortacısı olan davalıdan ödediği manevi tazminatı rücuen talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davacı dava konusu somut olayda kusur sorumlusudur. Davalının ise genişletilmiş kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olarak akdi sorumluluğu mevcuttur.
Yasal düzenlemeler incelendiğinde:
2918 Sayılı Kanun 85. Maddesinde; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
88. Maddesinde de; “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur…”
90. Maddesinde de; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemeleri mevcuttur.
6098 Sayılı TBK. 49. Maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür…”
Müteselsil sorumluların dış ilişkide zarar görene karşı sorumluluklarını düzenleyen TBK 61. Maddesinde ” Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” düzenlemesi mevcuttur.
Haksız fiil sorumlularının iç ilişkide sorumluluklarını düzenleyen TBK. 62. Maddesinde ise; “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur.
Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” düzenlemeleri mevcuttur.
Rücu ilişkisini düzenleyen iç ilişki, zarar ve tazminatın müteselsil sorumlular arasında kesin ve nihai olarak paylaştırılması sorunu ile ilgilidir. TBK madde 62/2, müteselsil sorumlulardan biri tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödediği takdirde diğer müteselsil sorumluya veya sorumlulara hangi esaslar içinde rücu edeceğini düzenlemektedir. Hemen belirtelim ki, rücuda teselsül değil, pay esası geçerlidir. Gerçekten de sözü geçen maddeye göre “Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen müteselsil sorumlu, bu fazla ödemesi için diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.
TBK madde 62. Sorumluluk hukuku yönünden bir rücu düzeni öngörmüştür. TBK. Madde 167 ise sözleşmeye dayalı müteselsil borçlarda rücu düzenini belirlemiştir. Aynı husus KTK madde 88/2 de de araç işletenlerin sorumluluğu yönünden düzenlenmiştir.
Müteselsil sorumlulukta sorumluların birbirine karşı rücu ilişkisinde göz önünde tutulacak ilkeler TBK madde 62/1’de düzenlenmiştir. Bu maddeye göre tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Kusur, hafif ihmalden başlayarak en ağır şekli olan kasta doğru bir yükselme gösterir. Rücu ilişkisinde kasten zarar veren ihmali ile zarar verene oranla, daha yüksek bir paya sahip olur. Birlikte zarar görenlerin yarattıkları tehlikenin yoğunluğundan amaç, onların davranış, faaliyet veya işletmelerinin zararlı sonucun doğmasındaki etkinlik ve elverişlilik derecesidir.
TBK 62/1’de düzenlenen rücu kategorisinin başında kusur sorumluları gelmektedir. Bunun sebebi hukuk düzeninin kusuru, dolayısıyla kusur sorumlusunu kınaması, olumsuz bir şekilde değerlendirmesi, korumaya değer görmemesidir. Bu nedenle aynı zarara akdi sorumlu veya kusursuz sorumlu ile birlikte sebebiyet vermiş olup da tazminatın akdi sorumlu veya sebep sorumlusu tarafından ödenmesi halinde, tazminatı ödeyen akdi veya sebep sorumlusu doğrudan doğruya kusur sorumlusuna rücu eder. Burada sözü geçen kusur zarar verenin kişisel kusurudur. Bir sebep sorumlusunun kişisel kusuru yoksa, yardımcısının kusuru kendi kusuru sayılmaz. Böyle bir halde rücu ilişkisinde sebep sorumlusu en son sıra da, yardımcısı ise ilk sırada yer alır. Buna karşılık ek kusuru bulunan sebep sorumlusu da kusur sorumlusu sayılır ve zararı ilk kategoride taşır. Kusur sorumluları ancak kendi aralarında ve kusurlarının ağırlığı oranında rücu hakkına sahip olurlar. Kusur sorumlusu, akdi sorumluya veya ek kusuru bulunmayan sebep sorumlusuna rücu edemez.(Prof Dr. Fikret Eren: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanuna göre hazırlanmış Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Sayfa 822, 823, 825 açıklamaları)
Mahkememizce yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve açıklamalar doğrultusunda yapılan değerlendirmede; dava konusu somut olayda … plakalı aracın sürücüsü olan davacı …’nun kusur sorumlusu olduğu, davalının ise genişletilmiş kasko poliçesi ile akdi sorumluluğunun bulunduğu, dava konusu olayda kusurlu olduğu anlaşılan ve zarar görene manevi tazminat ödeyen davacının akdi sorumlu olan genişletilmiş kasko poliçesine rücu hakkının bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 35,90 TL harçtan peşin alınan 425,25 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 389,35 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT Gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2018

Katip …
¸E- İmzalı

Hakim …
¸E- İmzalı