Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/603 E. 2021/778 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/603
KARAR NO : 2021/778
DAVA : Ticari İşletme Devrinden Kaynaklanan Alacak
DAVA TARİHİ : 27/01/2015
KARAR TARİHİ: 26/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari İşletme Devrinden Kaynaklanan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Serik Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu 27/01/2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacıların davalı ile … Otelde bulunan ve tekstil üzerine çalışan iş yerinin devri amacıyla sözleşme yaptıklarını ve kendilerine düşen ödeme yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, bir süre sonra davacıların muhatapları olmadığı gerekçesiyle otel yönetimi tarafından otelden çıkarıldıklarını, bunun üzerine davacılar tarafından yapılan araştırmada otelin kiracısı olan davalının kiralanan dükkanı devretme ve alt kiraya verme yetkisine sahip olmadığını öğrendiklerini, davalının yetkili kimliğe sahip olmadan iş yerinin sahibiymiş gibi davacılara iş yerini devretmek istediğini ve haksız olarak bir takım ödemeler aldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile ; 200.023 Euro ve 21.292 USD alacağın (harca esas değeri olan 580.000,00-TL) dava tarihi itibariyle dövize uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların sonradan mağdur olmaması açısından davalının Serik ilçesi Belek Beldesi … ada …parselde bulunan … nolu bağımsız bölümü üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesinde özetle ;Davalı …’in 2008 yılından itibaren Serik-Belek- … Otel’in kiracısı olup otel içinde butik mağazası işlettiğini, 25.9.2013 tarihli sözleşme ile işyerinin 97.000.00 Euro devir bedeli ve 42.000.00 Euro stok mal bedeli ile birlikte toplam 139.000.00 Euro’ya …’a devri konusunda sözleşme yapıldığını, sözleşme hükümlerine göre de: otelin kira bedeli, SGK primleri, elektrik, su, internet, yemek bedelleri vs. giderlerin devir alan tarafından karşılanacağı, devir ve stok mallar için belirlenen bedelin hangi tarihlerde ödeneceği ve sözleşme ihlali halinde 100.000,00 Euro cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, … Otel’in kiracı konusundaki hassasiyeti ve müvekkiline olan güven ve sorunsuz kiracılık ilişkisi nedeni ile kira aktinin ve işletmenin doğrudan devri mümkün olmadığından … tarafından 30.4.2014 tarihinde şirket kuruluşu gerçekleştirilip cüzi oran da davalının hissesi bulunacak şirket ile Otel’in yeni bir kira akdi düzenlenmesi konularında tarafların anlaştıklarını, …’ın 25.9.2013 tarihinde butik mağazasının işletmesine başladığını, davalının işletmeyi terk ettiğini, ancak işletmenin …tarafından sözleşmeye konu borçların ödenmesi ve yeni şirket kuruluş tarihine kadar resmi kayıtlarda müvekkili adına görüneceğini, otel yönetimi açısından sorun yaşanmaması için …’ın işletmede sigortalı işçi olarak gösterildiğini, 25.9.2013 tarihli sözleşmeye ek yapılan sözleşmelerde … tarafından 25.9.2013 tarihli sözleşmeye konu edimlerin zamanında yerine getirilmediğini, kira bedellerinin zamanında ödenmediği ve sürekli borcun ödenmesi için yeni süreler verildiğini, 30.4.2014 tarihinde … tarafından şirket kuruluşu yapılmadığı için işletmenin masrafları, yeni mal alımları gerçekleştirilmek zorunda kalındığı, elektrik, su, internet, muhasebe ücretleri, kira bedeli, işçi SGK. primleri vs. işletme giderlerinin de düzenli olarak ödenmesi gereğinin doğduğunu, işletmenin resmi olarak müvekkili adına kayıtlı olduğu için bu bedeller için de kısmen müvekkiline ödemeler yapıldığını, davacı tarafın 25.9.2013 tarihinden 11.11.2014 tarihine kadar işletmeyi kendi nam ve hesabına işlettiğini, müvekkilinin bu dönemde işletme de dahi bulunmadığını, davacı …’ın işletmeyi 14 ay boyunca işlettiği ve 11.11.2014 tarihinde de kendi isteği ile işletmeyi terk ettiğini, 14 aylık SGK pirimleri, kira bedelleri, yemek bedelleri, internet, elektrik bedelleri ,muhasebe ücreti vs. işletme giderlerinin oluştuğunu, bu giderlerin davalıya olan borç ödemesi olarak gösterilmesinin ve iadesinin talep edilmesinin hatalı olduğunu, …’in 25.9.2013 tarihli sözleşmenin tarafı olduğunu, …’in T.B.K.201. maddesine göre borca katılmadığı gibi, T.B.K. 162 ve 581. maddelerine göre de sorumlu olmadığını, bu durumda da kendisini borçlu zannederek ödeme yapmadığını, … ile iç ilişkisine bağlı ödeme yaptığını, ödemeleri kendi insiyatifi ile yapması nedeniyle hatasından söz edilemeyeceği gerekçeleri ile ödenen fazla bedellerin istirdatını isteyemeyeceğini, 17.6.2014 tarihli sözleşmede davalı tarafından davacı tarafa 3 yıllık kira süresi garantisi verildiği, yeni kira sözleşmesinin de 30.5.2015 tarihinde yeni kurulacak şirket ile yapılacağının belirtildiğini, davacılar tarafından sözleşmeye göre ödemeler yapıldığı, ancak kandırıldıkları, otelden çıkarıldıkları ve bu sebeple de ödenmiş olan bedelin iadesinin istendiğini, davalıya atfedilecek bir kusurun bulunmadığını, davacı tarafın şirketi kurmadığı gibi yeni kira sözleşmesi yapılacak olan 30.05.2015 tarihi gelmeden 11.11.2014 tarihinde işletmeyi kendi isteği ile terk ettiğini, T.B.K.106.maddesine göre davacının temerrüdüne bağlı olarak borçlu edimlerinin ifa edilmediğini, davacı tarafın edimlerini ifa etmemesi sebebine bağlı olarak davalının 25.9.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklanan 20.034.00 Euro alacak bakiyesi, 14 aylık davacı işletme döneminde yeni mal alımından kaynaklanan 30.000.00 Euro alacağı ile davacı tarafından ek sözleşmeler ile kabul edilmiş olan 100.000.00 Euro cezai şart alacağı ve ticari itibarının zedelenmesinden doğan manevi zararları söz konusu olduğunu, dava haklarını saklı tutarak …’in 25.9.2013 tarihli sözleşmede taraf olmadığı, kendisi ile TBK.26.maddesine göre bir sözleşme akdedilmediği, müteselsil sorumlu, kefil, borca katılan sıfatı olmadığından husumet yönünden dava açmakta hukuki yararın olmadığını, H.M.K.5.,17.19/2.maddesi gereği davada yetkili mahkemenin Antalya mahkemeleri olduğundan yetkisizlik kararı verilmesini, T.T.K.3. ve 4/1-c maddesi ile HMK.1.maddesi gereği davaya bakmakla görevli Mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu beyanla delil ve def’i haklarını, müvekkilinin alacaklarına dair dava hakları saklı kalmak kaydı ile davanın öncelikle usulden kabul olmadığında esastan reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacılara tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/02/2017 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı ile davanın yetki yönünden usulden reddine karar verilmiş, verilen karar kesinleşmiş olmakla Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Serik Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davacı ve davalı tarafından … Hotel içindeki ticari işletmeye ilişkin işyeri açılış ve kapanışlarına dair bildirimde bulunulup bulunulmadığı, buna ilişkin kayıt ve belgeler celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı tanıkları …’un yargılama sırasında beyanları alınmış, beyanlarında özetle, davacılar ile davalı arasında otel içindeki butik işletmesinin devri hususunda anlaşmaya varıldığı, ancak daha sonra ödemelerde sıkıntıya düşüldüğü, davacılara alt kiracı olarak değil, iş yerinin devri olarak devir işleminin yapıldığı, işletme içerisindeki mallarla birlikte devrin gerçekleştiğini belirtmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında; Dava dosyası taraflar arasındaki iş yeri devrine ilişkin 25/09/2013 tarihli sözleşme ile ek protokoller çerçevesinde 18/05/2014 tarihli ek protokol, 17/06/2014 tarihli ek protokol ve diğer protokoller dikkate alınmak suretiyle tarafların ticari işletmenin devrine ilişkin edimlerini eksiksiz olarak yerine getirip getirmedikleri, iş yeri devrinin TTK 11.maddesi kapsamında ticari işletmenin devri niteliğinde olup olmadığı, dava konusu işyerinin davacılar tarafından kendi nam ve hesaplarına belli bir süre işletilip işletilmediği, işletmenin ticari faaliyetlerinin tespit edilebiliyorsa hangi tarihte ve neden sona erdiği (davacının ya da davalının kusurundan işletmenin faaliyetinin sona erip ermediği), tarafların yaptığı ödemelerin miktarı ve neye ilişkin olduğu (ticari işletmenin devrine mi yoksa işletme giderlerine mi ilişkin olduğu) tespiti, ayrıca davacının ticari işletmenin devrine ilişkin olarak edimlerini eksiksiz olarak yerine getirmiş olması halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak talep edebileceği alacak bulunup bulunmadığı ve varsa miktarına ilişkin olarak re’sen seçilecek bir mali müşavir, bir işletmeci ve bir ticaret / borçlar mevzuatında uzman nitelikli hesap bilirkişisine tevdi ile davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle rapor tanzimi için bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler mali müşavir bilirkişi …, Doç Dr. …, turizmci Öğr. Gör. … tarafından mahkememize sunulan 04/01/2021 tarihli raporda özetle; “…Dosya kapsamında yer alan sözleşme ve ek protokoller gereğince Davacının Davalı tarafa karşı devralmış olduğu ticari işletmenin devrine ilişkin edimlerini belirlenen sürelerinde ve eksiksiz olarak yerine getirmediği,
Davacının sözleşme protokoller kapsamına göre halen Davalı tarafa borçlu olduğu gözüktüğü,
Sözleşme kapsamında yapılan bu devrin TTK. 11 maddesi kapsamında yapılan bir devir olduğu,
Dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarında tanık …:”… Devir sözleşmesinden sonra Davacıların işyerlerini kendi nam ve hesaplarına işlettiklerini biliyorum”; tanık …:”…işyeri …tarafından davacılara alt kiracı olarak değil aktif ve pasifi ile devredildi…” şeklinde beyanda bulundukları, Serik İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmada ise dava konusu işletmenin … adına kayıtlı olduğu ve Davacı … ile birlikte çalışmış olduğu tespit edildiği ve Davacı …’ün otele İlk giriş tarihinin 29.10.2013 tarihinde Butik personeli olarak giriş yaptığı belirtildiği, Davacı taraf ise davacının kiralamaya konu işyerini 11.11.2014 tarihine kadar işlettiğini, bu tarih itibariyle terk ettiğini beyan ettiği, bu şekilde dava konusu işletmenin (25.09.2013-11.11.2014) bir süre Davacı tarafından işletildiği anlaşıldığı,
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelere göre işletmenin kira sözleşmesinin Davalı … ile
Kiraya Veren Otel tarafından 30.06.2016 tarihli karşılıklı Kira Kontratı Feshi belgesi ile kira sözleşmesi karşılıklı feshin kabulü ile sonlandırıldığı, Davalı … tarafından Serik Vergi Dairesi Müdürlüğüne verilen 21.07.2016 tarih ve … sayılı İşi Bırakma Bildirim Formu ile 30.06.2016 tarihinde işyerinin terk edildiğinin beyan edildiği, Vergi Dairesince düzenlenen 25.07.2016 tarihli E-Yoklama Fişi ile de,
Davalının ilgili işyerini 30.06.2016 tarihinde terk ettiği tespit edildiği,
Yukarıda tabloda görüleceği üzere Davacı tarafça Davalı tarafa toplamda 200.023,13 Euro ve 21.292,53 USD ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin 15.820 Euro bedelinin işyeri kirası olarak kalan 184.203,13 Euro ve 21.292,53 USD bedelin ise İşletme Devri ve Ürün Bedeli olarak ödendiğinin anlaşıldığı,
Davacının ticari işletmenin devrine ilişkin olarak edimlerini eksiksiz olarak yerine getirmiş olması halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak Davalıdan 25.09.2013 tarihli sözleşme kapsamında belirlenen 97.000 Euro İşletme Devir Bedeli ile işletmede 11.11.2014 tarihi itibariyle mevcut mal bedelini(Dosyada bu hususta bir tespit ve belirleme bulunmadığı) talep edebileceği,” sonuç ve kanaatine varıldığı tespit ve rapor edilmiştir.
Dosya ve ekleri tarafların itirazlarını karşılar şekilde rapor tanzimi için önceki rapor tanzim eden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından sunulan 11/06/2021 tarihli ek raporda özetle; “…Dosya kapsamında yer alan sözleşme ve ek protokoller gereğince Davacının Davalı tarafa karşı devralmış olduğu ticari işletmenin devrine ilişkin edimlerini belirlenen sürelerinde ve eksiksiz olarak yerine getirmediği,
Davacının sözleşme protokoller kapsamına göre halen Davalı tarafa borçlu olduğu gözüktüğü,
Sözleşme kapsamında yapılan bu devrin TTK. 11 maddesi kapsamında yapılan bir devir olduğu
Dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarında tanık …:”… Devir sözleşmesinden sonra Davacıların işyerlerini kendi nam ve hesaplarına işlettiklerini biliyorum”; tanık …:”…işyeri … tarafından davacılara alt kiracı olarak değil aktif ve pasifi ile devredildi…” şeklinde beyanda bulundukları, Serik İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmada ise dava konusu işletmenin … adına kayıtlı olduğu ve Davacı … ile birlikte çalışmış olduğu tespit edildiği ve
Davacı …’ün otele ilk giriş tarihinin 29.10.2013 tarihinde Butik personeli olarak giriş yaptığı belirtildiği, Davacı taraf ise davacının kiralamaya konu işyerini 11.11.2014 tarihine kadar işlettiğini, bu tarih itibariyle terk ettiğini beyan ettiği, bu şekilde dava konusu işletmenin (25.09.2013-11.11.2014) bir süre Davacı tarafından işletildiği anlaşıldığı,
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelere göre işletmenin kira sözleşmesinin Davalı … ile Kiraya Veren Otel tarafından 30.06.2016 tarihli karşılıklı Kira Kontratı Feshi belgesi ile kira sözleşmesi karşılıklı feshin kabulü ile sonlandırıldığı, Davalı …. tarafından Serik Vergi Dairesi Müdürlüğüne verilen 21.07.2016 tarih ve …sayılı İşi Bırakma Bildirim Formu ile 30.06.2016 tarihinde işyerinin terk edildiğinin beyan edildiği, Vergi Dairesince düzenlenen 25.07.2016 tarihli E-Yoklama Fişi ile de
Davalının ilgili işyerini 30.06.2016 tarihinde terk ettiği tespit edildiği,
Yukarıda tabloda görüleceği üzere Davacı tarafça Davalı tarafa toplamda 200.023,13 Euro ve 21.292,53 USD ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin 15.820 Euro bedelinin işyeri kirası olarak kalan 184.203,13 Euro ve 21.292,53 USD bedelin ise İşletme Devri ve Ürün Bedeli olarak ödendiği anlaşıldığı,
Davacının ticari işletmenin devrine ilişkin olarak edimlerini eksiksiz olarak yerine getirmiş olması halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak Davalıdan 25.09.2013 tarihli sözleşme kapsamında belirlenen 97.000 Euro İşletme Devir Bedeli ile işletmede 11.11.2014 tarihi itibariyle mevcut mal bedelini (Dosyada bu hususta bir tespit ve belirleme bulunmadığı) talep edebileceği,
Dosya kapsamına ve tarafımıza 2013 yılı ticari defterleri sunulmadığından dolayı sözleşme tarihi olan 25.09.2013 tarihi itibariyle işletmede yer alan malların miktarının ve değerinin tespitinin yapılamadığı,
Ancak sözleşmede stok mal bedelinin 42.000 Euro olduğunun belirtildiği,” sonuç ve kanaatine varıldığı rapor edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, ticari işletme devri nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir.
Dava konusu somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmenin ticari işletme devri mi, yoksa kiracı-alt kiracı ilişkisine mi dayandığı hususunun incelenmesi gerekmiştir.
TTK 11. maddesinde; “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.
Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir.
Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/10/2016 tarih, 2016/11334 Esas, 2016/8349 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Dava, ticari işletmenin devri sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin hayata geçirilemediği, işletmenin davalıya devrinin gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 11. maddesinin 3. fıkrası gereğince, ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir. Somut uyuşmazlıkta, devir sözleşmesinin yapılmasından sonra işyerinin davalıya teslim edildiği, bir müddet davalı tarafından işletildiği ve bir kısım devir bedelinin de davalı tarafça ödendiği anlaşıldığına göre, mahkemece işletme devir sözleşmesinin geçersiz olduğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir…”
Dava konusu somut olayda, davacı devralan … ile davalı devreden … arasında 25/09/2013 tarihli devreden davalının kira sözleşmesiyle kiraladığı … Otel içinde bulunan butik mağazasının işletilip devredilmesi hususunda sözleşme düzenlendiği, işletme bedeli olarak 97.000 Euro ve 42.000 Euro mal bedeli olmak üzere toplam 137.000 Euro bedelle sair hususlarda da anlaşıldığı, 11/02/2014 tarihli ek protokol ile 18/05/2014 tarihli ek sözleşme ve 17/06/2014 tarihli ödeme ve işletme protokolü ile 05/10/2014 tarihli otel işletmesi ile ilgili ek protokol belgelerinin düzenlendiği görülmüştür.
Yukarıda belirtilen kanun maddesi, emsal içtihat kapsamında yapılan değerlendirmede 25/09/2013 tarihli sözleşme ile belirlenen devre konu hususların TTK.’nun 11/3. Maddesinde belirtilen ticari işletme devrine ilişkin hususları kapsadığı görülmüştür.
Her ne kadar işletme devri projesi ticaret siciline tescil edilmemiş ve kanuni geçerlilik koşulu yerine getirilmemiş ise de; işyeri davalıya teslim edildiğinden ve davalı tarafından işletildiğinden ve devir bedelinin bir kısmıda ödendiğinden işletme devrinin geçerli olduğunun kabulü gerekmiştir.
İşletmenin ticari faaliyetinin ise davalı ile dava dışı otel arasındaki kira sözleşmesinin 30.06.202016 tarihinde karşılıklı kira sözleşmesinin feshi ve feshin kabulü ile sonlandırıldığı, davalı tarafından ilgili vergi dairesine 21.07.2016 tarihinde işi bırakma bildirim formu ile 30.06.2016 tarihinde işin bırakıldığının bildirildiği, 25.07.2016 tarihli yoklama fişi ile de bu hususun tespit edildiği görülmüştür.
Davacı tarafça, davalı tarafa toplamda 200.023,13 Euro ve 21.292,53 USD ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin 15.820 Euro’sunun işyeri kirası olarak, kalan kısmının ise işletme devri ve ürün bedeli olarak ödendiği tespit edilmiştir.
Sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkilerini düzenleyen TBK’nun 77. maddesinde; “Haklı bir sebep olmasızın bir başkasının mal varlığına veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.
Bu hükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş yada sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” düzenlemesi mevcuttur.
Dava konusu somut olayda, taraflar arasındaki ticari işletmenin devri sözleşmesi geçerli olup, devir sözleşmesinin sonradan geçersiz hale gelmesi söz konusu değildir. Bu sebeple geçerli olmayan bir sebebe dayalı zenginleşmeden söz edilemez. Davacılar devir sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren devre konu işletmenin resmi işlemlerinin davalı üzerinden yürütülmesine razı olmakla ki bu kapsama kira sözleşmesinin davalı adına devam etmesi ve kira bedelinin davalı adına ödenmesi de dahil olup, taraflar kira sözleşmesinin davacılara doğrudan devri hususunda değil, yeni kurulacak olan şirket üzerinden devam edeceği hususunda anlaşmış olmakla davacıların kira sözleşmesinden haberdar olmadıkları gerekçesiyle devir sözleşmesinden doğan edimlerini yerine getirmediği iddiasının dava dışı otel yönünden gerçekçi olmadığı, devir sözleşmesinin eki niteliğindeki 17/06/2014 tarihli sözleşmenin 8. Maddesine göre taraflar 30/04/2015 tarihinde yapılacak olan kira sözleşmesini, hisselerini aralarında paylaştırdıkları şirket adına yapmak hususunda anlaşmışlarken davacıların bu tarihi beklemeden 27/01/2015 tarihinde Serik Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sırasındaki eldeki davayı açmaları sözleşme kapsamına uygun düşmemektedir. Dava konusu somut olayda devir sözleşmesi iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, tarafların sözleşmeyi sona erdirdiğine dair bir belge ibraz edilmemiştir. Davacıların TBK’nun 125. Madde uyarınca sözleşmeden dönme hakkını kullanabilmeleri ve temerrüde düşmesi halinde talep edebilecekleri bir alacağında TBK 125/3. kapsamında sebepsiz zenginleşme olarak talep edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Davacının ticari işletmenin devrine ilişkin olarak edimlerini eksiksiz olarak yerine getirilmiş olması halinde ancak bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde talep edebileceği alacak miktarının bulunduğu, ancak devre ilişkin olarak edimlerini eksiksiz olarak yerine getirmediği görülmekle talep edebileceği alacağında bulunmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 9.904,95 TL.harcın mahsubu ile fazla alınan 9.845,65 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 46.050,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça dosyaya yatırılan gider avansından dosyada kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,
Dair; davacı asil, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır