Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/52 E. 2018/300 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/52
KARAR NO : 2018/300
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 23/01/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …, … A.Ş. unvanlı şirketin % 0,02 hissesine sahip olup, şirketin mevcut diğer ortaklarının ise müvekkilinin annesi …, müvekkilinin ağabeyi … ve müvekkilin kız kardeşi … olduğunu, … A.Ş.’nin ise müvekkilinin … tarafından 1971 yılında kurulan “‘… Şirketi–… ve …” unvanlı kollektif şirketin nevi değiştirmesi suretiyle oluşturularak … yılında tescil ve ilan edildiğini, … A.Ş.’nin o dönemde yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu hükümlerince kurulabilmesi için … tarafından eşi ve çocuklarına hisse verilmiş, müvekkil ve ailesi, ellerinde bulundurdukları hisselere ilişkin aralarında “… Sözleşmesi” imzaladıklarını, daha sonra taraflar … A.Ş.’nin kısmi bölünme yolu ile bölünerek meydana gelen şirketler (… A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş.) ile … A.Ş.’nin ortağı olduğu … A.Ş.’de bulunan hisselere de … tarihli “… Sözleşmesi”nin uygulanacağına ilişkin … tarihli “… Sözleşme” yaptıklarını, taraflar … tarihinde ise, …’ın talimatına istinaden ve belirtilen sözleşmeler kapsamında; müvekkil …’ın ellerinde bulundurduğu hisselerin …’a (geri) devredilmesine ilişkin “… Sözleşme I” adı altında sözleşme imzaladıklarını, söz konusu sözleşme gereği müvekkil …’ın tüm şirketlerdeki hisselerinin %11,98’ini …’ın devrettiğini ve müvekkilinin elinde % 0,02 oranında hisse kaldığını, son olarak taraflar, şirketlerin büyümesi, şirketlerin uhdesinde bulunan projelerin artması, şirket kurucusu …’ın sağlık problemlerinin yaşamını tehdit eder hale gelmesi gibi nedenlerle … tarafından aile fertlerine yapılacak hisse devirlerine ilişkin … tarihli “… Sözleşme II” imzaladıklarını, … yılında imzalanan “… Sözleşmesi”ne göre …’ın müvekkiline ve diğer aile bireylerine … A.Ş.’ye vermiş olduğu hisselere ilişkin oranların dilekçede belirttiklerini, taraflarca … tarihinde imzalanan “… Sözleşmesi – Ek Sözleşme”ye göre ise müvekkilin gerek … A.Ş. gerekse … A.Ş.’nin kısmi bölünme yolu ile bölünmesi suretiyle meydana gelen diğer şirketlerde sahip olduğu hisse oranının % 12 olarak belirlenmiş olduğunun görüleceğini, … tarihinde ise müvekkil …’ın … tarihli “… Sözleşmesi”nin 3. Maddesinin 4. Fıkrasında düzenlenen “Aile Fertleri ellerinde bulundurdukları hisseleri …’ın talimatı üzerine, bu talimat doğrultusunda …’a veya onun göstereceği herhangi bir üçüncü kişiye kayıtsız şartsız olarak ve bilabedel devretmek zorundadırlar” hüküm gereği, …’ın gördüğü lüzum üzerine, ortağı bulunduğu tüm şirketlerdeki %12’lik hissesinin %11,98’sini …’a devretmiş ve buna ilişkin taraflarca “… Sözleşmesi – Ek Sözleşme I” imzalandığını, ancak müvekkilin babası …’ın vefatından yaklaşık 2 ay önce, tüm şirketlerdeki kendi şahsi hisselerini müvekkil dışındaki diğer aile bireylerine devrettiğini, … tarafından yapılan hisse devir işemleri neticesinde müvekki …’ın tüm şirketlerdeki hisse oranı %0,02 olarak kalmış, … A.Ş.’deki hisse yapısı ise aşağıdaki dava dilekçesinde belirtildiği şekilde oluşturulduğunu, görüleceği üzere müvekkili …’ın başlangıçtaki hisse oranı % 12 olmasına rağmen … tarafından, vefatından yaklaşık 2 ay önce yapılan hisse devir işlemlerinden de anlaşılacağı üzere, gerek müvekkilinin başlangıçtaki % 12 oranındaki hissesi gerekse kendi şahsi hissesinden kaynaklanan 1/4 oranındaki yasal miras oranındaki hissesi müvekkile devredilmesi gerekirken hisse devir işleminin bu şekilde gerçekleşmediğini, müvekkilinin babası tarafından müvekkili haricinde diğer aile fertlerine ayrı oranlarda hisse devri yapılarak müvekkili aleyhine bir durum yaratıldığını ve müvekkilinin şirketler nezdindeki kar payı dağıtımından faydalandırılmasının önü kapatılarak, diğer aile bireyleri menfaatine muvazaalı işlem yapıldığını, her ne kadar …’ın vefatı ile birlikte taraflar, …’ın hisse oranının % 33 olacağını taahhüt etmiş olsalar da müvekkil …’a hisse devri yapılmamış olması, …’dan miras yolu ile gelecek hisselerin müvekkiline intikalinin önlendiğini ileri sürerek, öncelikle … tarihli “… Sözleşmesi”nin eki olarak düzenlenen ve … tarafından yapılan hisse devir işlemlerine ilişkin imzalanan … tarihli “… Sözleşmesi – Ek Sözleşme II”nin geçersizliğinin tespitine, müvekkilinin ortağı bulunduğu … A.Ş. ile ilgili olarak müvekkil …’ın hisse oranının % 12 (başlangıçtaki hisse oranı) + % 10,5 (…’ın şahsi hisselerinden müvekkilin yasal miras hakkı oranında devredilmesi ile gelecek hisse oranı) toplam % 22,5 olacak şekilde davalılar tarafından hisse devri yapılmasına, yargılama gideri, harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen sözleşme hükümleri incelendiğinde; tarafların serbest iradeleri ile sözleşme yapma hürriyeti çerçevesinde şirket hisselerinin kullanımı ve yönetimi hususlarında aralarında anlaşmaya vardıklarını ve aile içinde güven ilişkisine davalı sözleşmeler imzaladıklarını, söz konusu sözleşmelerin, hukuki niteliği itibariyle “…” niteliğinde olduğu ve hukuken geçerli olduğu hususu izahtan vareste bulunduğunu, davacının muvazaa iddiasının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, taraflarca imzalanan sözleşmelere ve gerçekliğe açıkça aykırı bulunduğunu, diğer taraftan davacının iddiasının aksine mevcut şirketler (… A.S., … A.Ş., … A.Ş., … A.S., … A.Ş. ( bölünme yolu ile 5 şirkete bölünmüştür)) tarafından bu zamana kadar ortaklara herhangi bir kar dağıtımı yapılmadığının da dilekçeleri ekinde sunulan ve … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından onaylanan bilanço ve YMM tasdiklerinden (EK-2) de açıkça belli olduğunu, ayrıca Ek Sözleşme ll’de, …’ın vefatı ile birlikte gerçek hak sahibinin … olduğu, …’ın vefatı ile birlikte ise hisse oranlarının … % 34, … % 33 … % 33 şekilde eşit oranda olacağı cok net bir şekilde kararlaştırıldığını, dolayısıyla müvekkilleri tarafından şu aşamada bir hisse devri yapılmasının herhangi bir geçerliliği bulunmadığını belirterek, … tarihli “… Sözleşmesi” ile eki olarak düzenlenen … tarihli “… Sözleşmesi Ek Sözleşme”; … tarihli “… Sözleşmesi Ek Sözleşmesi” ve … tarihli “… Sözleşmesi Ek Sözleşme II” sözleşmelerin geçerli olduklarının tespitine, davacının açılan davada hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE:Dava, dava dışı şirketin ortakları olan taraflar arasında … tarihinde hissedarlık sözleşmesinin eki olarak düzenlenen … tarihli ek sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile davacının ortağı olduğu … A.Ş. İle ilgili olarak hissesinin toplam %22,5 olacak şekilde davalılar tarafından hisse devri yapılmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce dava dışı hisse devrine konu şirkete ilişkin olarak kayıtlar celp edilmiş, Ankara … Müdürlüğünün … tarihli cevabi yazısında; … A.Ş.’nin adresinin … Mahallesi … Caddesi No…./(bina Kodu …, ADRES KODU:… … olduğu görülmüştür.
6100 Sayılı HMK 14.maddesinde “…Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” düzenlemesi mevcuttur.
Yargıtay 11. Hukuku Dairesinin 29/03/2011 tarih 2009/4721 Esas, 2011/3499 Karar Sayılı emsal içtihadında “…şirketlerin kendi işlerine müteallik olmak üzere ortağı aleyhine veya ortağın bu sıfatla diğerine veya şirkete karşı açacağı davalarda şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Bu yetki kuralı kesin olup, kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınacaktır …” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddesi ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede: Dava dışı şirketin ortaklarının şirketin hisse devrine ilişkin olarak birbirleri aleyhine açacakları davada şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olup, dava konusu somut olayda, şirketin merkezinin …/… olduğu, kamu düzenine ilişkin kesin yetki gereği (duruşma günü açılmaksızın usul ekonomisi ve yargılamanın sürüncemede kalmaması ilkeleri dikkate alınarak öninceleme duruşma günü beklenmeksizin) davada mahkememizin yetkili olmadığı, Ankara Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu anlaşılmakla davanın kesin yetki dava şartı nedeniyle usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle davacının davasının DAVA ŞARTI YOKLUĞU nedeniyle USULDEN REDDİNE, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın yetkili ve görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine,
2-HMK’nun 20. Maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın yetkili ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-Harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda; yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere ön inceleme duruşmasında verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2018

Katip …
¸E- İmzalı

Hakim …
¸E- İmzalı