Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/486 E. 2019/45 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/486 Esas
KARAR NO : 2019/45
DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz)
DAVA TARİHİ : 09/08/2018
KARAR TARİHİ : 24/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, borçluya ait ödünç verme işleminden sonra düzenlenen sıra cetvelinde satış bedelinin davalıya ödenmesin ekarar verildiğini, tarafınca davalıya 15/04/2008 tarihinde 1.200,00 TL verdiğini, davalı ile aralarında yapılmış olan yazılı bir sözleşme bulunmadığını, yapılan sözlü anlaşmada borcunu 15/04/2008 tarihinde ödeyeceğini beyan ettiğini ancak ödeme günü geçmesine rağmen borcun ödenmediğini, bu sebeple, davalıdan 1.200,00 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak olan yasal faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREÇE: Davanın icra yoluyla takipten kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz davası olduğu anlaşılmıştır.
Antalya Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün cevabi yazısında davalının 01/11/200-22/06/2006 tarihleri arasında ticari kaydı bulunduğu, Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın cevabi yazılarında sicil kayıtlarının tetkiki sonucu herhangi bir ticari faaliyetinden dolayı vergi kaydının bulunmadığı, bildirilmiş olup, davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay HGK’nın 18.11.2015 gün ve 2014/15-301 E. 2015/2659 K. sayılı emsal içtihadında da “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar… Ticari davalar ise; aynı Kanunun 4/1. maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede: Somut olayda, her ne kadar dava Mahkememizde açılmış ise de; davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, eldeki davada davalının tacir olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın da ticaret mahkemesinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsiz olduğu sonucuna varılarak uyuşmazlık yönünden Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu belirlenmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli NÖBETÇİ ANTALYA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine, harç, yargılama gider ve vekalet ücretinin verilecek olan ek kararda belirtilmesine,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye dosyanın gönderilmesinin talep edilmesi halinde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından karara bağlanmasına,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/01/2019

Katip …
*E-İmzalı

Hakim …
*E-İmzalı