Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/479 E. 2018/531 K. 08.08.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/479
KARAR NO : 2018/531
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/08/2018
KARAR TARİHİ : 08/08/2018

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plakalı … model … aracın … tarihinde …-…-…-…-… nolu … ile davalı … şirketince sigortalandığını, … tarihinde de sürücü … idaresinde karıştığı trafik kazası sonucunda hasara uğradığını, davalı … şirketine hasar nedeniyle başvuru yapıldığını ancak davalı tarafın … tarihli yazısı ile müvekkilinin aracının hasarının karşılanmayacağının bildirildiğini, davalının hasarı karşılamama nedeni trafik kaza tutanağında “112 ihbar hattına sürücünün değiştiğine yönelik ihbar geldiği” yönünde bir beyana yer verilmiş olmasından kaynaklandığını, Ancak davalının bu beyana göre hasarı karşılamaktan kaçınmasının mümkün olmadığını, çünkü görevli polis memurları tarafından kazadan sonra sürücünün değiştiğine yönelik kesin bir tespit yapılamadığını, kazayla ilgili görgü tanıkları … ve …, Polis Merkezinde verdikleri ifadelerinde sürücünün … olduğunu açıkça ifade ettiklerini, ortaya çıkan hasarın teminat kapsamında olduğunu, kazaya karışan araçla ilgili …ŞTİ tarafından …/… nolu … raporu düzenlendiğini, rapora göre aracın tespit edilen hasar miktarı 39,875.96 TL olup 7,177.67 TL KDV ile birlikte toplamda 47,053.63 TL’ye ulaştığını, aracın mevcut hasar durumu nedeniyle perte çıkma ihtimali de bulunduğunu, bu nedenle öncelikle aracın mevcut hasar durumu itibariyle perte çıkıp çıkmayacağının, perte çıkar ise … şirketi tarafından müvekkile ödenmesi gereken tutarın, perte çıkmaz ise güncel fiyatlara göre onarım maliyetinin … şirketi tarafından müvekkile ödenmesi gereken tutarın hesaplanması için bilirkişi raporu aldırarak … … Poliçesinden kaynaklanan 15.000,00 TL. hasarın hasar tutarı bilirkişi tarafından kesin olarak belirlendiği takdirde artırılmak üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalı şirketçe temerrüt tarihinden itibaren reeskont oranında faiziyle birlikte karşılanmasını talep ve dava etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, davacı sigortalının aracında meydana gelen hasarın davalı kasko sigortasından tahsili istemi ile açılan tazminat niteliğindedir.
Davacı ile davalı … şirketi arasında … başlangıç tarihli … bitiş tarihli genişletilmiş … … Poliçesinin bulunduğu, davaya konu aracın hususi otomobil olduğu görülmüştür.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığının res’en araştırmakla yükümlüdür.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
(l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, …, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.Aynı kanunun 83. Maddesinde ise “bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07/06/2016 gün 2016/4795 E. 2016/6973 K. Sayılı emsal içtihadında; “…Dava; kasko … poliçesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan araç hasar tazminatı istemine ilişkindir.
1-)28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, …, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı kasko … sözleşmesine aykırılıktır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Davalı şirket ile davacı arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davacının açtığı tazminat davasında Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir….” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanuni düzenleme ve emsal içtihat kapsamında yapılan değerlendirmede; Taraflar arasındaki ilişkinin kasko … sözleşmesinden kaynaklandığı, trafik kaydına göre sigortalı aracın kullanma şeklinin “ticari” değil, “hususi”olduğu, aracın davacı gerçek kişi adına kayıtlı olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği nazara alınarak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2.m.uyarınca davanın usulden reddi ile kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli ve yetkili Antalya Nöbetçi Tüketice Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Dava dosyasının süresi içinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde HMK’nun 20/2-son ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, Tarafların yokluğnuda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/08/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza