Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/454 E. 2021/529 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/454 Esas
KARAR NO : 2021/529
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2018
KARAR TARİHİ : 09/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirketin ambalaj satışı yapmakta olup, davalı şirket tarafından müvekkili şirketten mal alımı sonucunda … tarihli 6.320,25 TL bedelli faturadan 830,00 TL yapılan ödemenin mahsubu ile kalan bakiye borcu olan 5.471,18 TL yi müvekkili şirkete ödemediğini, davalı şirket tarafından … tarihinde böyle bir borcu bulunmadığı gerekçesi ile borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, Antalya … İcra Müdürlüğü tarafından İİK 62 ve 66 maddeleri uyarınca takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı şirketin otel işletmecisi olup sürekli olarak müvekkili şirketten alışveriş yaptığını ve bahse konu faturayı da kedileri şirket kaşelerini vurarak imzaladıklarını ve ticari defterlerine işlediklerini, faturalara da herhangi bir itiraz etmeden faturayı bizzat kaşelerini vurup imzalamalarının da bahse konu borçta davalı şirketin bilgisi dahilinde olduğunun ispatı olduğunu, ancak yapılan ilamsız icra takibine davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilerek müvekkilinin alacağının tahsil etmesinin engellenmeye çalışıldığını, bu sebeplerle yapılan itirazın iptalini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kestiği faturalar incelendiğinde müvekkilinin takibe konu … yılına ait fatura bedellerini ödediğini, takibe konu faturalardan doğan bir borç kalmadığını, davalıı şirket yetkililerinin müvekkili şirkete ait otelde yer alan restoranda yedikleri yemeklerin ve içtikleri içeceklerin sonucunda müvekkil şirketin bu masrafları faturalandırdığını ve tarafların alacaklarının da mahsuplaştığını, … yılı sonu itibariyle müvekkilin borcu kalmadığını, ayrıca davacının müvekkilini temerrüde düşürmediğinden işlemiş faiz talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir,
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosya tarafların defterleri üzerinde inceleme yaptırılmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporda,
“Taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu,
Davacının ibraz ettiği … yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yapıldığı, defter kayıtlarının usulüne uygun olduğu ve 6100 s. HMK.’ nun 222. Maddesine göre sahibinin lehine delil olabilme özelliği taşıdığı,
Davalı vekili beyanında davacı şirkete borcunun olmadığını savunduğu,
Davacının davalı adına düzenlediği 9.981,20 TL tutarındaki 2 adet faturanın ve davalının mahsuben yaptığı 4.510,02 TL ödemenin davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu,
Davacının … yılı defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 5.471,18 TL alacaklı olduğu hususunda kaydın bulunduğu,
Davalı tarafın … yılı defterlerini ibraz etmediği bu nedenle incelenemediği, (Davacı taraf … yılına ait ticari defterlerini ibraz etmiştir. Ancak taraflar arasındaki dava konusu ticari işlemlerin … yılında gerçekleştiğinden incelenmemiştir)
Davacının takip dosyasında işlemiş faiz talep ettiği, ancak davalının temerrüde düşürüldüğü hususunda dosyada bir belgeye rastlanmadığı, bu nedenle takip tarihinden önce faiz talep edemeyeceğini bildirir rapor sunmuştur.
Dosya ek rapor aldırılmak üzere tekrar bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporda,
Tarafların ibraz ettiği … yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süreside yapıldığı, defter kayıtlarının usulüne uygun olduğu ve 6100 s. HMK’nın 222. Maddesine göre sahibinin lehine delil olabilme özelliği taşıdığı, ancak her iki şirketin bazı kayıtlarında kasıtlı olmayan hatalı işlemler yapıldığı,
Davacı şirketin … yılı defter kayıtlarında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 5.471,18 TL alacaklı olduğu hususunda kaydın bulunduğu ancak kayıtlardaki dava dışı firmaya ait işlemlerin çıkartılmasından sonra davacının davalıdan 6.261,19 TL alacaklı göründüğü
Davacının kayıtlarındaki … tarih … sayılı faturaya ait 250.01 TL tutarındaki işlemin davalı şirket defterinde peşin olarak kayıt edildiği, davacının peşin faturayı yanlışlıkla cari hesap kayıtlarına aldığı kanaatine varıldığı,
Davacı tarafından davalı adına düzenlenen … tarihli … sayılı 6.320,25 TL tutarındaki satış faturasının davalı kayıtlarında yer almadığı, davacı tarafın (davalıyı 6.320,25 TL borçlandırdığı … sayılı faturaya ait mal/hizmeti davalıya verdiğini geçerli belgeleri ile ispatlaması gerektiği, davacının 6.320,25 TL tutarındaki faturaya ait mal/hizmeti verdiğini geçerli belgelerle ispat edemediği takdirde davacının davalıdan 6.261,19 TL + 250,00 – 6.320,25 = 190,94 TL talep edebileceği,
Davalı şirketin davacı … Şti. İle olan ticari işlemlerini ticari defterlerinde … ve … sayılı hesapta dava dışı … firmasına ait işlemlerinde bulunduğu bu davalıdan 2.960,95 TL alacaklı olduğu … hesaba ait cari hesapta ise davalının davacıdan 12.751,20 TL alacaklı olduğu iki hesabın bakiyesinin toplanması (çıkartılması) sonucu (12.751,20 – 2.960,95 TL ) davalının davacıdan 9.790,25 TL alacaklı göründüğü,
Davalı tarafından davacı … Şti. Adına düzenlenen 2 fatura nedeniyle (davacı kayıtlarında bulunmayan … sayılı ve … sayılı faturalar) Davalının 3.660,95 TL + 6.320,25 TL = 9.981,20 TL tutarındaki faturalara ait mal/hizmeti davacıya verdiğini geçerli belgelerle ispat etmesi gerektiği, aksi takdirde davalı … Şti.’nin davacı … Şti.’ne; 9.981,20 TL – 9.790,25 TL = 190,95 TL borçlu olduğunu” bildirir rapor sunmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; ticari satımdan doğan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İİK. 67/1. Maddesinde: “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında mal satım sözleşmesi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/8902 E. 2016/211 K. Sayılı emsal içtihadında “Dava, faturadan kaynaklanan satış nedeni ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkindir. Davacı satıcı, mal teslimini kanıtlamak zorundadır. Davada münhasıran karşı tarafın defterlerine dayanılmamıştır. Davacının kendi defterlerindeki kayıtlar dayanak belge ile doğrulanmadığı sürece mal teslimi hususunda tek başına delil olarak kabul edilemez. Mahkemece, ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilerek, davacının teslime ilişkin kanıtları toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu yukardaki emsal içtihat ile birlikte değerlendirildiğinde; takibe konu faturanın davacının ticari defterlerinde yer aldığı, ancak davalının ticari defterlerinde yer almadığı, dava konusu irsaliyeli faturada imzanın isimsiz olarak atıdığı ve kime ait olduğunun bu sebeple belirlenemediği, mal teslimine ilişkin yemin deliline başvurulmuş ise davalı şirket yetkilisinin yeminli beyanında sözleşmeyi ve mal teslimini reddettiği, mal teslimine ilişkin başkaca bir yazılı ve kesin delile de dayanılmadığı, davacının dava konusu fatura muhteviyatı mal veya hizmeti verdiğini ispatlayamadığı hususları mahkememizce sabit görülmekle davacının ispatlanamayan davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarih …-… E. … K. Sayılı ilamında “Dosya kapsamı ve somut olayın özellikleri göz önüne alındığında; davacı/alacaklının takibe konu alacağının varlığını usul hukuku kuralları çerçevesinde kanıtlayamadığı; ancak, icra takibine kötü niyetli olarak giriştiğini kabule elverişli herhangi bir delilin ise bulunmadığı açıktır. Diğer taraftan, davalı da, somut olayda davacının icra takibinde kötü niyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenen ve uygulamada “kötüniyet tazminatı” olarak adlandırılagelen tazminat türü, sadece ve ancak, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İ.İ.K.nun 67. maddesi anlamında “haksız” ise de, kötüniyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur.” belirtildiğinden ve somut olayda davalı taraf reddedilen miktar yönünden davacının kötü niyetini ispatlayamadığından bu talebin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 95,82 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 36,52 TL nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır