Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/449 E. 2019/5 K. 08.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/449
KARAR NO : 2019/5
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2018
KARAR TARİHİ : 08/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili hakkında Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası ile alacak takibi yaptığını, müvekkili şirket tarafından alacaklıya söz konusu borç sebebi ile ödeme yapıldığını, buna rağmen alacaklı tarafından … tarihinde müvekkil şirketin işyerine haciz için gelindiğini, müvekkili şirket tarafından söz konusu borcun ödendiğinin haciz tutanağına geçirildikten sonra, müvekkil şirket yetkilisi tarafından alacaklı şirket yetkilisi telefondan hoporlör açık bir vaziyette telefon ile arandığını, şirket yetkilisinin … bana borcu ödedi, kendi aramızda başka bir borç ilişkisi olduğundan ben haciz talep ettim, kira borcu olduğu için yaptım, şeklindeki sözlerinin haciz tutanağına yazıldığını açıklanan sebeplerle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacının Antalya …İcra Müdürlüğü’nün …/… E.sayılı dosyasında borçlu konumda olup iş bu takip borcuna karşı bu davayı açmış ise de davacı borçlu şirket dava dilekçesindeki iddialarının aksine takip konusu çeki ödemediğini, basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davacının ödediğini iddia ettiği çeki alacaklıda bırakmasının düşünülemeyeceğini, haricen ödeme ihtimali düşünülse bile borçlu davacı tarafça ödeme iddiasının yazılı delille tahsilat makbuzu cinsinden bir belgeyle ispatlanmasının zorunlu olduğunu, menfi tespit davasına dayanak olarak haciz zaptına geçirilen ve yapıldığı iddia edilen telefon görüşmesi alacaklı şirket yetkilisi ile yapılmadığını, davalı şirketle borçlu davacı şirket arasında telefon görüşmesinde geçtiği iddia edilen bir kiracılık ilişkisi de söz konusu olmadığını, borçlu şirket yetkilisinin kiminle yaptığı icra memurunca bilinmeyen bir konuşmayı zapta geçirtmesinin hukuka aykırı olduğunu, maddi gerçekliğe aykırı hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, takipten sonra açılan bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK 201.maddesinde “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Davacı vekili her ne kadar haciz esnasında davacı şirket yetkilisi tarafından davalı şirket yetkilisini telefondan hoporlör açık bir vaziyette telefon ile arandığını, şirket yetkilisinin “… bana borcu ödedi, kendi aramızda başka bir borç ilişkisi olduğundan ben haciz talep ettim, kira borcu olduğu için yaptım,” şeklindeki sözlerinin haciz tutanağına yazıldığını açıklanan sebeplerle davacının davalıya borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş ise de söz konusu haciz tutanağı borçlu şirket yetkilisinin imzasını içermemektedir dolayısıyla telefon konuşmasına göre tutulan haciz tutanağı borcun sona erdiğine dair kesin delil niteliği taşımamaktadır.
Yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; 6100 sayılı HMK’nun 200.maddesi uyarınca senede karşı senetle ispatın zorunlu olduğu, aynı kanunun 201.maddesi uyarıncada senede karşı tanıkla ispatı mümkün olmadığı, davalının senedine karşı iddianın da ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, davacı tarafından yukarıdaki belgeler dışında borcun sona erdiğine dair herhangi bir yazılı belge sunulmadığı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığı, bononun bedelsiz olduğu hususu yukarıda belirtilen kanun kapsamında kesin delillerle ispatlanamaması nedeniyle davacının ispatlanamayan davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL.ret harcının peşin alınan 142,26 TL. harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 97,86 TL.harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/01/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza