Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/429 E. 2022/39 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/429
KARAR NO : 2022/39

(ASIL DAVA DOSYASI//2018/429 ESAS DOSYASI BAKIMINDAN)

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2018
KARAR TARİHİ: 12/01/2022
(BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN)
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ: 12/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı …vekili asıl dava dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, matbaacılık faaliyeti de yaptığını, faaliyet konusuna ilişkin olarak kutu ve koli üretim, ithalat, ihracat, satım ve ticareti de yaptığını, davalının siparişi sonucu …seri numaralı 01/08/2017 tarihli 32.332,44 TL bedelli faturayla sabit olduğu üzere, 16455 adet 250 ml bitkisel yağ kutusu, 168000 adet 20 ml bitkisel yağ kutusu ve 35350 adet 50 ml bitkisel yağ kutusu ürettiğini ancak davalının bu kutuları teslim almaya gelmediğini, davacının bu faturadan kaynaklı olarak davalıdan bakiye 23.006,84 TL alacağı kaldığını, müvekkilinin …seri numaralı faturaya konu malların teslim alınması için davalıya Antalya 4. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarname çektiğini, davalının yine de malları teslim almaya gelmediğini, alacaklının temerrüdünün gerçekleştiğini, müvekkilinin alacağının ödenmesi talebiyle davalı aleyhine Antalya 5. İcra müdürlüğünün …esas sayılı icra dosyası üzerinden takip başlattığını, itiraz üzerine iş bu davanın açılmak zorunda kaldığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …asıl davada cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında kesildiği iddia edilen faturalar ve bedelleri kabul etmenin mümkün olmadığını, mevcut faturaların ayıp nedeniyle kabul edilmediğini, imza edilen sözleşmelerde davacının üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, her ne kadar davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini ve malları teslime hazır olduğunu ihtarname ile beyan etmiş ise de davacının sözleşmede belirtilen hususlara riayet etmediğini, davacıya karşı ihtarat gönderdiklerini, ayıplı olarak belirtilen ürünlerin teslim alınması ve ödeme yapılmasının mümkün olmadığının belirtildiğini, davacının zamanında teslimat yapmadığını, usulüne uygun teslimin gerçekleşmediğini, kutuların şekil ve niteliklerinin anlaşmaya aykırı olduğunu, bu ve benzer sebeplerle ayıplı malın teslim alınmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı yapılan satım dolayısıyla başlatılan icra takibine itirazın talebinden ibarettir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış ve öncelikle taraf ticari defterlerinin incelenmesine karar verilerek, dosyada bir mali müşavir bir kimya mühendisine tevdi edilerek rapor düzenlenmesi istenmiştir.
17/04/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, taraflar arasında sözleşme yapıldığı, siparişlerin istenilen özellikte olmadığından dolayı siparişlerin kabul edilmeyip, davalı ticari defterlerinde faturanın yer almadığının tespit edildiği, davalının faturayı ve malı, mal tesliminde kusurdan dolayı kabul etmemiş olmasının yasal süresinde itiraz ettiğinin anlaşıldığını, üretilen iki üründe, bir ayıptan ziyade. Sözleşme içeriği ve yetersiz tanımlama eksiğinden kaynaklanan kısmi kusurların oluştuğu, bir üründe ise tanımlanan özellik dışında bir malzeme ile kaplanma sebebi ile sözleşmeye göre kusur oluştuğu, sözleşmede bahsedilen bir ürünün ise üretilmediği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Hem taraf itirazlarının karşılanması hem de bilirkişi raporunu netleştirilmesi açısından 10/05/2019 tarihli duruşmada bilirkişilerden ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
16/07/2019 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda özetle; bir ayıptan ziyade, sözleşme içeriği ve yetersiz tanımlama eksiğinden kaynaklanan sorunlar ve bir üründe ise tanımlanan özellik dışında bir malzeme ile kaplanma sebebi ile sözleşmeye göre kusur oluştuğu, ürünün üretim bedeli içinde selefon maliyeti %5 ile %7,5 arasında bir bedel olduğu, ürünün de, ambalajlanan ürünlerin kullanımında, satışında, marka etkisinde, beklenen faydayı azaltan veya ortadan kaldıran durumun mevcut olmadığını, ayıplı ürün olarak kabul edilemeyeceklerini belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
11/10/2019 tarihli duruşmada, keşif yapılmasının gerekliliği kanaatiyle, keşif ara kararı kurulmuş ve keşfe refakaten bir endüstri mühendisi bilirkişi, bir borçlar mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplama bilirkişisi, bir mali müşavir bilirkişi alınmasına karar verilmiştir.
Keşifte davalı tanığı …dinlenmiştir. İfadesinde özetle; davalı firma ile sözleşme yaptıklarını, 90 gün sonra ürünleri almaya gittiklerinde sözleşmeye aykırı kutularla karşılaştıklarını, kendilerini, bugün yarın diye oyaladıklarını, kendilerinin ilk üretim işi olduğunu, kutuların yanlış basıldığını karşı firma sahibinin de beyan ettiğini, renklerin de uyumsuz olduğunu, kutuların mat olmasının istediklerini, huzurda grafiker ile ustanın tartıştığını ve onların da işten çıkarıldıklarını, karşı tarafın tekrar süre istediklerini, 20 gün kadar geçtikten sonra yine işlerinin yapılmadığını,işlerinin sürekli aksadığını, sorunlu kutuları yarı fiyatına vermeyi teklif ettiklerini, kendilerinin kabul etmediğini, kendilerinin de İstanbuldan temin ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili, keşifte diğer tanığının dinlenmesinden vazgeçtiklerini beyan etmiş, davalı da bu hususa bir diyeceklerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekili, 11/12/2019 tarihli dilekçesinde özetle; keşifte dinlenen tanık beyanına itiraz ettiklerini, tanığın dosyada taraf olduğunu, davada taraf olmayan kişilerin tanık olarak dinlenebileceğini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin, davada taraf olmayan kişilerin tanık olarak dinlenebileceği yönündeki beyanı ilkesel olarak doğrudur ve kanun gereğidir. Tanık, dosyada taraf değildir. Tanık, davalının kardeşidir ve mahkememizce keşif tutanağından da anlaşılacağı üzere, tanıklıktan çekilme hakkı hatırlatılmış ve tanık beyanda bulunacağını belirtmiştir. Davalı ile beraber iş yapmış/yapıyor olması, kardeş olması kişinin tanıklığına engel değildir. Bu hususlar bir takdiri delil olan tanık beyanının değerlendirilmesinde mahkememce dikkate alınacak, yorumlanacak hususlardır. Davacının, itirazı yerinde değildir.
23/12/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; sözleşme kapsamında ayrıntılı bir bilgi olmaması sebebiyle ürünün uygun renkte üretilip üretilmediğini söylemenin mümkün olmadığı, sözleşmelerde Gofre uygulamasının hangi teknik ile yapılacağına ilişkin bilginin yer almadığı, keşif esnasında alınan numuneler içinde 250 ml pembe ambalajlı komplex form yağı ambalajında katlama yerlerinde yaklaşık 3 mm kadar kayma olduğunun görüldüğü, sözleşmelerde açık şekilde talep edilen ürünler için (“18×14 cm 350 gr American Bristol 4 renk tek yüz selefon + gofre 20 ml 4 renk +1 150.000 adet” hariç) “Mat Selefon” kaplama olarak anlaşılmasına rağmen üretici tarafından ürün kaplamalarının “parlak selefon” olarak yapılmış olması nedeniyle bahse konu ürünlerin “ayıplı mal” olarak değerlendirildiği, davacı yüklenici tarafından imal edilen ürünlerin ayıplı mal olarak değerlendirilmesi ve bu ürünlerin davalı iş sahibinin marka kimliğine ters düştüğünün keşif esnasında alınan numunelerden anlaşılması nedeniyle davacı yüklenicinin ayıptan sorumlu olacağı ve davalı iş sahibinin TBK m. 475 de er alan seçimlik haklarının kullanabileceğini, somut uyuşmazlıkta davalı iş sahibinin sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullandığının anlaşıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
İtirazların değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi heyetinde ek rapor alınmasına karar verilmiştir
23/12/2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; kök rapordaki tespitlerin aynı olduğu, itirazların yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce tanıklar dinlenmiştir.
Davacı tanığı …özetle; davacı firmada çalıştığını, matbaa baskı ustası olduğunu, ifade tarihinden 3-5 yıl kadar önce bir kadın ile erkeğin geldiğini, anlaştıklarını, kendisinin baskı işini gerçekleştirdiğini, daha sonra malların yarısının geri geldiğini bildiğini, sebebini bilmediğini, karşı tarafın varak baskı istediğini, kendilerinin de öyle yaptığını, yarısını kısmi lak istediklerini, o şekilde yaptıklarını, müşterinin istediği şekilde ürünleri yaptıklarını beyan etmiştir.
Davacı tanığı …özetle; davacı firmada matbaa operatörü olarak çalıştığını, ürünleri yaptıranın kendisi olduğunu, net sorunun ne olduğu konusunda bir bilgisinin olmadığını, malları verdikten sonra yarısına yakınının geri geldiğini, yarısının her halde karşı tarafta kaldığını, kendilerine söylenenin ürünleri almamak için sürekli bahane uydurulması olduğunu beyan etmiştir.
Davacı tanığı …özetle; davacı şirkette satış pazarlama sorumlu olduğunu, dava konusu sözleşmeyi kendisinin yaptığını, sözleşmeyi yaptıktan sonra imalata geçtiklerini, önden 5.000,00 TL ödeme yapıldığını, daha sonra grafik çalışması yapıldığını, imalat sürecinden önce karşı tarafın yanlış hatırlamıyorsa iki defa gelip onay verdiğini, ürünlerden bazısını talep üzerine Mersin’e gönderdiklerini, verdikleri ödeme kadar ürünleri aldıklarını, geri kalanları almadıklarını, daha sonra %10-20 indirim yapılırsa alacaklarını söylediklerini, patronlarının önce tamam dediğini, karşı tarafın sonra %50 indirim istediğini, kabul etmediklerini, anlaşma kapsamının sözleşmede yazdığı gibi olduğunu, patronlarının indirimi kabul ettiğinde, gönüllü olmadığını, “lanet olsu” diyerek kabul ettiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce aldırılan ilk kök/ek raporlar ile ikinci kök/ek raporlardaki tespitler çelişkilidir ve kabule göre hükme elverişli değildirler.
Davacı taraf da aşamalarda, matbaacı/kutucu bilirkişinin inceleme yapması taleplerinde bulunmuştur.
Mahkememizce 21/10/2020 tarihli duruşmada, iki matbaacı/kutucu/grafik alanında uzman bilirkişi, bir borçlar mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi eşliğinde tekrar keşif yapılmasına karar verilmiştir.
HMK m. 268 gereği; Bilirkişiler, bölge adliye mahkemelerinin yargı çevreleri esas alınmak suretiyle bilirkişilik bölge kurulu tarafından hazırlanan listede yer alan kişiler arasından seçilir. Ancak kendi bölge listesinde ilgili uzmanlık alanında bilirkişi olmasına rağmen diğer bir bölgedeki bilirkişinin, görevlendirme yapılan yere daha yakın bir mesafede bulunması durumunda, bu listeden de görevlendirme yapılabilir. Bölge kurulunun hazırladığı listede bilgisine başvurulacak uzmanlık dalında bilirkişi bulunmaması hâlinde, diğer bölge kurullarının listelerinden; burada da bulunmaması hâlinde, Bilirkişilik Kanununun 10 uncu maddesinin (d), (e) ve (f) bentleri hariç birinci fıkrasında yer alan şartları da taşımak kaydıyla listelerin dışından bilirkişi görevlendirilebilir. Listelerin dışından görevlendirilen bilirkişiler, bölge kuruluna bildirilir.
Grafik konusunda ilgili tarihte listede/Antalya ili için sadece ilk raporda ismi geçen/görevlendirilen …mevcuttur. Mahkememiz Isparta ilinden …isimli grafik uzmanını görevlendirmiştir. Kutucu/matbaacı bilirkişi olarak da yazışmalar sonucu …isimli kişiyi bilirkişi olarak atamıştır.
Bilirkişiler ayrı ayrı rapor hazırlamışlardır. Uzmanlık alanlarının farklılı da dikkate alınarak bu hususun usule aykırı olmadığı kabul edilmiştir.
Grafik Sanatları uzmanı bilirkişi …tarafından hazırlanan 06/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; tarafına tevdi edilen sözleşmeler kapsamında itilafa söz konusu olan ürünlerin orjinal tasarımları ve renkleri ile ilgili bilgilerin ellerinde olmadığı için değerlendirilmediği, tasarımların davalı şirket tarafından davacının matbaasının dışında haricen hazırlatıp baskıya hazır olarak getirdiğinin saptandığını ancak tasarımların orjinallerinin dosyada bulunmadığından değerlendirilmediği, sözleşmelerde ürünlerin üzerine baskı sonrası yapılması gereken gofre uygulamalarının klişe marifetiyle mi, UV lak kabartma ile mi yapılacağına dair bilgilerin yer almadığının görüldüğü, sözleşme konusu 50 ml kutu üretiminin içine konulacak mamulün özelliğine bağlı olarak grafik aşamasında belirlenmiş renk yelpazesinde çeşitli renklerde üretilmiş olduğu ve Gofre uygulaması yerine parlak UV kısmı lak uygulaması yapıldığı, sözleşme konusu 20 ml kutu üretiminin için konacak mamulün özelliğine bağlı olarak grafik aşamasında belirlenmiş renk yelpazesinde çeşitli renklerde üretilmiş olduğu ve gofre uygulaması yerine parlak UV kısmi lak uygulaması yapıldığı, 250 ml lik 4 renk baskılı komplex form yağ kutusuna sözleşmenin aksine mat selefon yerine parlak selefon uygulaması yapıldığı ve kutuların kırım yerlerinde yaklaşık 3 mm lik kayma olduğunun görüldüğü hususları belirtilmiştir.
23/12/2020 tarihli …(dosyadaki belge gereği Antalya Matbaa Sanayicileri Derneği Başkanı) bilirkişi …tarafından hazırlanan raporda özetle; renk ve baskı hatası ihtilafı konusunda ürünün çok renkli bir yelpaze içerisinde üretildiğinin tespiti üzerine dayanak olacak her hangi bir davalı şirketin kurumsal kimlik çalışmasının beyan edilmediği, ayrıca renk, şekil ve baskı görseli ile diğer teknik verilerin davalı tarafından davacının matbaasının dışında haricen hazırlatıp baskıya hazır olarak getirdiğinin tespiti üzerine bu konuda leh ve aleyhe bir yorum yapılamayacağı için baskı öncesi çalışma ile ilgili teknik bir araştırma ve inceleme yapılmasına gerek görülmediği; sözleşme konusu 50 ml kutu üretiminin içine konacak mamülün özelliğine bağlı olarak grafik aşamasında belirlenmiş renk yelpazesinde çeşitli renklerde üretilmiş olduğu ve gofre uygulaması yerine uv kısmı lak uygulaması yapıldığı, bu teknik özellik dışında sözleşmeye başka bir aykırılığın olmadığı; sözleşme konusu 20 ml kutu üretiminin içine konacak mamülün özelliğine bağlı olarak grafik aşamasında belirlenmiş renk yelpazesinde çeşitli renklerde üretilmiş olduğu ve gofre uygulaması yerine uv kısmı lak uygulaması yapıldığı, bu teknik özellik dışında sözleşmeye başka bir aykırılığın olmadığı; sözleşme konusu 250 ml kutu üretiminin içine konacak mamülün özelliğine bağlı olarak grafik aşamasında belirlenmiş renk yelpazesinde çeşitli renklerde üretilmiş olduğu ve mat selefon uygulaması yerine parlak selefon uygulaması yapıldığı, bu teknik özellik dışında sözleşmeye başka bir aykırılığın olmadığı; ürünün ayıplı ve/veya yanlış üretildiğinin tespiti için mutlaka önceden kayıt ve tespit edilmiş bir özelliğin veya üretimi yapılacak ve daha evvelce üretimi yapılmış bir örneğin yazılı olarak teslimi ve sözleşmeye bağlanması gerekeceği görüşüyle dosya içinde ve keşifte elde edilen örneklerin ayıplı ürün olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı, belirtilen sözleşmeye uyumsuzlukların ise imalat sırasında üretim kolaylığı ve görsel uyum sağlanması amacına yönelik ve üretilen mamülün niteliğini ve niceliğini değiştirmeyeceği düşünüldüğü için yanlış üretim olarak kabul edilmemesi gerektiği belirtilmiştir.
Borçlar mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi …tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; hesaplanan fatura alacağının 22.323,15 TL olduğu, teknik bilirkişilerce sunulan görüyler çerçevesinde ayıplı ve/veya yanlış ürün üretimi söz konusu olmadığından, dava konusu fatura içeriğinde geçen ürün bedelleri ile ilgili indirim yapılmayacağı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Aşamalarda, Antalya 3. As. Tic. Mah’nin …Esas …Karar sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirildiği görülmüştür.
Antalya 3. As. Tic. Mah’nin …Esas …Karar sayılı dosyasına bakıldığında, davacının, iş bu davanın davalısı, davalının ise iş bu davanın davacısı olduğu görülmüştür.
Birleşen dosyada davacı vekili özetle; müvekkilinin davalı ile çeşitli ticari ilişkiler içerisinde olduğundan müvekkil ile davalı arasında düzenli olarak mal alım-satım ilişkisi doğduğunu, müvekkilinin borçluya belirli dönemlerde siparişler verdiğini, davalı şirketin sunduğu hizmetler neticesinde ücret ödeme yükümlülüğünü zamanında yerine getirmediğini, davalı şirket ile aynı adreste aynı iş kolunda faaliyet gösteren …Matbaacılık İç Kutu ve Koli Üretim İthalat İhracat Ticaret Anonim Şirketinin aynı gibi çalıştığını, bu iki şirketin satış temsilcilerinin aynı olduğunu ve her iki şirket adına fatura kestiklerini, her iki şirketin sahipleri aynı olduğundan yapılan ödemelerin hangi şirkete yapıldığına müvekkil tarafından dikkat edilmediğini, müvekkil aleyhine dava dışı …Matbaacılık İç Kutu ve Koli Üretim İthalat İhracat Ticaret Anonim Şirketi tarafından Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde …Esas sayılı itirazın iptali davası açıldığını, işbu davanın Antalya 5. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali için açıldığını, dava dosya kapsamında ödenmediği iddia edilen 9.998,90.-TL’nin aslında davalı şirkete yapılan virman ile ödenmiş olduğunu, bu ödemede yapılan virman usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile taleplerinin ilgili mahkemede kabul görmediğini, böylelikle müvekkilinin mükerrer ödeme ile karşılaştığını, bu durumun Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde …Esas sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporu ile tespit olduğunu, söz konusu bedelin müvekkiline ödenmemesi sebebiyle müvekkil tarafından Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından bu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, müvekkilinin yaptığı fazla ödeme ile mağdur olduğunu ve hacizler ile karşı karşıya kaldığını, davalı şirket aleyhine dava değeri kadar ihtiyati haciz kararı verilmesini, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, ihtiyati haczi taleplerinin kabulünü, davalının %20’den aşağı olamamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası kapsamında kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, davacının itiraz sonucunda işbu davayı açtığını, davacı ile 16/05/2017 ve 29/05/2017 tarihli sözleşmelerde müvekkil şirket ile kutu yapımı için aralarında ticaret ilişkisi olduğunu, müvekkil şirketin Antalya 4. Noterliği kanalıyla 01/08/2017 tarihli faturayı davacıya gönderdiğini, ancak davacının müvekkil şirkete ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkil şirketin Antalya 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, davacının işbu takibe itiraz ettiğini, müvekkil şirketin Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde …Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını, bu dosyanın derdest olduğunu, davacının dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu …Matbaacılık İç Kutu ve Koli Üretim İthalat İhracat Ticaret Anonim Şirketi ile müvekkil şirketin aynı iki şirket olduğunun gerçek dışı olduğunu, bahsi geçen iki şirketin yetkilileri ve satış temsilcilerinin farklı olduğunu, dava dışı …Matbaacılık İç Kutu ve Koli Üretim İthalat İhracat Ticaret Anonim Şirketinin 9.998,90.-TL alacağı için Antalya 5. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosya ile davacı hakkında icra takibi başlattığını, davacının borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğunu, dava dışı …Matbaacılık İç Kutu ve Koli Üretim İthalat İhracat Ticaret Anonim Şirketinin Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde …Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını, söz konusu dosyada verilen kararın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi …Esas …Karar ile mahkeme kararının kesin olarak onandığını, davacının borcunu ödeyerek icra dosyasının infaz edildiğini, ortada mükerrer bir ödeme olmadığını, dava dışı …Matbaacılık İç Kutu ve Koli Üretim İthalat İhracat Ticaret Anonim Şirketinin kendi alacağını tahsil ettiğini, davacının iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, davacının davasının reddini, davacı hakkında dava konusu alacağın %20’sinden az olamamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava davacı vekili, birleştirme kararının doğru olmadığını beyan etse de kabule göre birleştirmenin yasal unsurları mevcuttur ve somut davalar bakımından usul ekonomisine uygundur. Aynı mahkemeler arasındaki birleştirme kararları tek başına kanun yoluna götürülemez ise de esas hükümle birlikte istinaf yolunda öne sürülmesine engel yoktur.
Mahkememizce alacak mikarına ve faize ilişkin olarak itirazların da değerlendirilmesi amacıyla nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiden ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
04/10/2021 tarihli bilirkişi …tarafından hazırlanan ek raporda özetle; kök rapordaki sehven miktar hatasının düzeltildiği, sözleşmedeki sipariş edilen ürün sayısı ile faturalandırılan ürün sayısının farklı olduğu, itirazların yerinde olmadığı, teknik bilirkişilerin raporları da göz önüne alınarak ayıp indirimi yapılmasının mümkün olmadığını beyan ederek, yeniden yapılan hesaplama sonucu fatura bedelinden 22.322,44 TL alacak kaldığı beyan edilmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, Grafik Sanatları uzmanı bilirkişi …- (dosyadaki belge gereği Antalya Matbaa Sanayicileri Derneği Başkanı) bilirkişi …Borçlar mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi …tarafından hazırlanan bilirkişi raporlarının (ek rapordaki hesaplama) hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu raporlar uyum içindedir. Raporlarda ayıp olmadığı teknik olarak tespit edilmiştir. Bu tespit dosyada ilk raporu düzenleyen grafik bilirkişi …’in tespitleri ile de uyum içindedir. Raporlar arasında çelişki giderilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, Grafik Sanatları uzmanı bilirkişi …-(dosyadaki belge gereği Antalya Matbaa Sanayicileri Derneği Başkanı) bilirkişi … Borçlar mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi … tarafından hazırlanan bilirkişi raporlarındaki (ek rapordaki hesaplama) tespit ve hesaplama gereği, asıl davada davacının talebinin kısmen yerinde olduğu anlaşılmakla, kısmen kabul kararı verilmiştir. Faiz tarihi başlangıcı olarak, dosyaya getirtilen ihtarnamenin 28/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname içeriğinde üç iş günü süre verildiği, bu haliyle temerrüdün 01/09/2017 tarihinde oluştuğunun kabul ile takip tarihine kadar 1.109,09 TL faiz miktarı bulunmuş, bu yönüyle ek rapor aldırılmasına gerek görülmemiştir. Ek raporda tebliğ tarihi ve temerrüd tarihi belirlemelerinin doğru olmadığı görülmüştür.
Denetime elverişlilik açısından;
“Faiz İşletilen Süre: 6 ay 2 gün ; Faiz İşletilen Tutar: 22.322,44 TL ; Faiz Tutarı: 1.109,09 TL
Ödenecek Toplam Tutar: 23.431,53 TL
Bilgi: 01.09.2017 ve 06.03.2018 arasındaki 186 gün için yıllık %9,75 faiz uygulanarak uygulanmıştır.” (https://yasal-faiz.hesaplama.net/hesaplama.do)
Davacı icra inkar tazminatı da talep etmiştir. İcra inkar tazminatının şartları; Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olması, borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olması, talep olması ve borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesidir. Söz konusu koşulların olduğu, alacağın likit olduğunun kabulü ile davacının inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dosyaya baktığımızda, birleşen dava bakımından yapılan incelemede; davacı vekili, davalı şirket ile aynı adreste aynı iş kolunda faaliyet gösteren …Matbaacılık İç Kutu ve Koli Üretim İthalat İhracat Ticaret Anonim Şirketinin aynı gibi çalıştığını, bu iki şirketin satış temsilcilerinin aynı olduğunu ve her iki şirket adına fatura kestiklerini, her iki şirketin sahipleri aynı olduğundan yapılan ödemelerin hangi şirkete yapıldığına müvekkil tarafından dikkat edilmediğini beyan etmiştir. Ticaret şirketleri tacirdirler ve ayrı tüzel kişiliğe sahiptirler.
Tacirler ticari hayatlarında basiretli iş insanı gibi hareket etmek durumundadırlar. Basiret, tacirin ticarî işletmesiyle ilgili olarak, fiilî ve hukukî işlemlerde göstermesi gereken dikkat, tedbir ve objektif özen yükümlülüğü demektir. Tacir, tüm bu hukukî ve fiilî işlemlerini yaparken, ticarî hayatın gerektirdiği tüm tedbirleri almalı ve meydana gelebilecek değişmeleri önceden tahmin etmeye çalışarak yükümlülük altına girmesi gereklidir. Tacirden beklenen basiretin ne olduğu kanundan değil ticarî hayattan, özellikle ticarî teamüllerden çıkartılabilir. (KARAHAN, Sami, Ticarî İşletme Hukuku, 6102 Sayılı TTK. ile 6098 Sayılı TBK. ve 6100 Sayılı HMK‟ya Göre Güncellenmiş 20 Baskı, Konya 2011, s. 86; AYHAN, Rıza, Ticarî İşletme Hukuku, Ankara 2007, s. 203, KİZİR, Mahmut., “Yargıtay Kararları Işığında Basiretli İşadamı Gibi Hareket Etme Yükümlülüğünün Sözleşmenin Değişen Şartlara Uyarlanmasına Etkisi”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 19 Sayı: 2 Yıl: 2011, s. 245-283) Birleşen dosya davacısının dilekçesinde belirttiği dikkate edilmeden ödeme hususu basiretli iş insanı gibi davranmak yükümlülüğüne uygun değildir. Bu durum doğaldır ki, ispat edilebilme durumunda kendini gösterir. Davacı birleşen dosyada iddiasını ispatlamalıdır.
Birleşen dosya davacı vekilinin bahsettiği Antalya 1. Asliye Ticaret mahkemesi dosyasında, birleşen dosya davalısı taraf değildir ve şirket yapılan işlemi ve iddiaları kabul etmemektedir. Birleşen dosya davacısının kendi defterinde yapılan virman işleminin doğru olduğu, ödemenin yapıldığı iddiasının ispat edilmesi gerekmektedir. Taraf ticari defterlerini incelendiği bilirkişi raporunda özetle, asıl dosya davalısı/birleyen dosya davacısının ticari defterlerinde görünen mahsup kaydı, asıl dosya davacısı-birleşen dosya davalısının ticari defterlerinde olduğuna dair bir tespit mevcut değildir. Ticari defter kayıtlarının, yani asıl dava davalısı/birleşen dava davacısının ticari defterlerindeki kaydına sahibi lehine delil olması için karşı tarafın ticari defter kayıtları ile uyum içinde olması gerekir.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar gereği, birleşen dosya davacısının iddiasını ispata yarar bir delil dosyaya sunmadığı anlaşılmıştır.
İspat yükü altında bulunan tarafın başvurabileceği delillerden biri de yemin delilidir. Yemin, taraflardan birinin davanın çözümlenmesine etkili olan bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında kanunun belirlediği şekilde mahkeme (hakim) önünde beyanda bulunmasıdır. Bir başka deyişle; Yemin, taraflardan birinin davanın çözümünü ilgilendiren bir olayın doğru olup olmadığı konusunu, kanunda belirtilen usule uyarak, mahkeme önünde, kutsal sayılan değerlerle teyit eden ve kesin delil vasfı yüklenmiş sözlü açıklamalardır (03.03.2017 tarihli ve 2015/2 E., 2017/1 K. sayılı YİBK). Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2015/22-2376 esas, 2019/370 karar)
Birleşen davada davacı taraf açıkça, “yemin” deliline dayanmıştır ve mahkememizce yemin deliline başvurup başvurmayacakları hususu birleşen dava davacı vekiline sorulmuş, kendisi, dayandıklarını, alacakları konusunda yemin teklif ettiklerini beyan etmiştir. Birleşen dosya davacı vekilinin, yemin teklifinde bulunma özel yetkisi mevcuttur. Birleşen dosya davalı vekili, yemin teklifini kabul ettiklerini ifade etmiştir.
12/01/2022 tarihli duruşmada, birleşen dosya davalı şirket temsilcisi duruşmaya iştirak etmiş ve yeminli olarak; “…Matbacılık İç Kutu ve Koli Üretim İth. Ve İhr. Tic. A.Ş şirketimizin kiracısıdır, organik bir bağımız yoktur, iki şirketin tüzel kişilikleri sözleşmeleri ayrıdır, mükerrer ödeme yoktur, karşı taraf bunu ayırt edebilmelidir, karşı tarafın iddiasını kabul etmiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar gereği davacının iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla; birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekili, kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur. İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli de olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse, aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilemez. Davacı taraf bir başka mahkemedeki yargılamada ileri sürülen ve değerlendirilen bir hususu, lehine yorumlayarak iş bu davayı açmıştır. Hukuki yorumu nedeniyle, mahkemenin kabul ve/veya reddi hususunda bağımsız olarak, hak talebinde bulunmuş olmakla, bu husus başlı başına davanın kötü niyetli olduğunu göstermez. Dosyada, davacının kötü niyetini gösterir bir bilgi ve belge kabule göre yoktur. Bu nedenle, birleşen davada davalının kötü niyet tazminatı talebi yerinde değildir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
(Asıl dava dosyası//2018/429 esas dosyası bakımından)
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalının, Antalya 5. İcra müdürlüğünün …esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE; takibin, 22.322,44 TL asıl alacak, 1.109,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 23.431,53 TL üzerinden aynı şartlarda DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE; 4.686,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 35,90 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 457,70 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 1.142,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 493,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 5.187,70 TL’nin haklılık durumu gereği; 4.980,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 908,92 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
(Birleşen dava bakımından)
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Hükmün niteliği ve tarihi dikkate alınarak, alınması gerekli 80,70 TL maktu red karar harcının, davacı tarafça yatırılan 239,85 TL’den mahsubu ile hazineye gelir kaydına, arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı …vekili …, davalı birleşen dosya davacısı … vekili … ve birleşen dosyada davalı …vekili …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır