Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/417 E. 2022/205 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/417
KARAR NO : 2022/205
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2018
KARAR TARİHİ: 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında koruma ve özel güvenlik hizmetleri sözleşmesinin 18.12.2017 tarihinde akdedildiğini, 18 Aralık 2017 tarihli koruma ve güvenlik sözleşmesi ile iş bu sözleşmenin devamı ve ayrılmaz bir parçası niteliğinde aynı tarihte akdedilen ve aynı şartlarla sözleşmeyi 4 yıl daha uzatan Ek koruma ve güvenlik hizmetleri sözleşmesi tanzim edildiğini, davalı firmanın …Alışveriş merkezinin işletmecisi olduğunu, güvenlik hizmetinin de 01.01.2018 tarihinden bu yana koruma ve güvenlik hizmetinin davalı şirkete verilmekte olduğunu, ancak davalı şirket ile sözleşmenin başından itibaren sorun yaşandığını ve personellerinin ciddi mağdur edildiğini, davacının sözleşmeden kaynaklı tüm yerine getirmişken davalı şirket tarafından en başından beri sözleşme, ek sözleşme, faturalar eksik Ödeme makbuzları ve sair diğer yazılı belgelere rağmen her defasında çekilen ihtarnamelere haksız ve kötü niyetli beyanlarla faturalar ve diğer eklerin iade edildiği, ödemelerin zamanında ve tam yapılmadığım yapılan takibe de haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, sözleşmenin 8 nolu bendinde 18.12.2017 tarihi itibari ile aylık güvenlik hizmet bedelinin 24.456,51TL olduğu ve asgari ücrete gelecek zam oranının aynen sözleşmeye yansıtılacağının düzenlendiğini, asgari ücrete yapılan zam oranında yapılan güncellemeye istinaden 2018 yılı ocak ayı itibari ile bu rakam üzerinden hizmet verilmeye başlandığım, davanın konusunu teşkil eden icra takibine konu dayanak olan faturanın nisan ayı faturası olduğunu, nisan ayına ilişkin verilen hizmete istinaden 30.04.2018 tarihinde aynı tarihli ve … seri nolu 27.939,01TL tutarında Nisan 2018 ayı hizmet bedeli faturası ve eklerinin tanzim edilerek PTT ile iadeli taahhüdü gönderildiğini, davalının teslim aldığı Nisan 2018 ayı hizmet bedeli faturasının tebliğ tarihi olan 02.05.2018 tarihinden çok sonra 8 günlük itiraz süresinden sonra 16.05.2018 tarih ve …yevmiye nolu ihtarname ile eklerinin eksik olduğu ve 5S10 sayılı kanun ve 6661 sayılı kanundan kaynaklanan indirimlerin uygulanmadığı gerekçesi ile iade ettiğini, davalının iade gerekçesinin hiçbir yasal dayanağının olmadığını, esasen yasal süresinden sonra itiraz edildiğinden ispat külfetinin davalıda olduğunu, ödemelerin yapıldığına dair dekontların fatura ekinde olmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, sözleşmenin 9. Nolu bendinde yüklenicinin her ayın sonunda tanzim edeceği aylık güvenlik hizmet bedeli faturasını işverene göndereceğini, işverenin fatura bedelinin 10 gün içerisinde yüklenicinin bildireceği banka hesabına havale edeceği, yüklenicinin hizmet bedeli tutarının işveren tarafından hesabına yatırılmasından 5 gün sonra personel maaşlarını ödemek zorunda olduğunu, yüklenici maaş ödemelerinin zamanında yapmaz ise bu durumun işveren açısından haklı fesih nedeni olacağının yazılı olduğunu, 6.7 nolu bentte ise yüklenicinin çalıştırdığı personelin maaş ödemelerini SGK primlerini her türlü vergi ve harçlarını zamanında ödediğine dair belgeleri her ay işverene ibraz edeceğinin yazılı olduğunu, davalının 6.7 maddesini kasten yanlış yorumlayarak ödeme yapmadığını, örneğin nisan ayına ilişkin hizmet verildikten soma tahakkuk edecek SGK ve sair yükümlülükleri müteakip ayın sonunda doğduğunu ve ödendiğini, dolayısıyla nisan ayına ait faturanın 02.05.2018 tarihinde tebliği ile sözleşmeye göre işverenini 10 günlük Ödeme süresinin 12.05.2018 tarihine tekabül ettiğini, bu tarih itibariyle SGK vsr ödemelerin yapılmasının mümkün olmadığını, bu düzenleme bir önceki ayın takibi ile ilgili olup sözleşmenin başından itibaren Ödeme yapmayan işverenin sözleşmenin 9. Nolu bendindeki düzenleme tahtında bu şekilde bir sorgulama yapmasının mümkün olmadığını, ocak ayı faturası ile ilgili davanın 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin …sayılı dosyasında, şubat ve mart ayına ilişkin faturalarla ilgili davanın 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E dosyasında kayıtlı olduğunu, 5510 sayılı yasa ve 6661 saydı yasadan kaynaklı indirimlerin yapılmadığı iddiasının ise tamamen temelsiz ve muaraza çıkarmak için olduğunu, zira zaten 6661 sayılı yasanın uygulama koşullarının davalı ile davalının çalışma başlangıcı ve yasa koşullan itibariyle oluşmadığım, imkan varken yapılandırmamanın söz konusu olmadığını, zaten maliyet cetvelinde de bu durumun yazdı olduğunu, SGK ekranından alınan ekran görüntüsüne göre destek tutarı hak edilmediğinin açıkça yazılı olduğunu, keza 5510 sayılı yasadan kaynaklı %5’lik teşvikin zaten otomatik uygulandığını ve faturanın buna göre kesildiğini, asgari ücret artışı uygulandıktan sonra ortaya çıkan yeni rakama göre %5’lik indirim dahilinde faturalandırma yapıldığını, Nisan ayı maliyet cetveli ve ana maliyet cetveli karşılaştırıldığında bu durumun netlikle görüleceğini, davalı firma yetkilisi ve davacı şirket yetkilisinin arasında yaşanan sürtüşme sonrasında sözleşmenin davacı tarafından fesih edilmesini sağlamak adına davalı firma tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde davacıyı pes ettirmek amacıyla faturaların sebepsiz ve manasız şekilde iade edildiğini ödeme yapılmayarak davacının mali güçlük içerisine sokulduğunu, davacının davalı firmanın haksız ve hukuka aykırı davranışları karşısında personelini mağdur etmediğini, kredi çekmek suretiyle gerek tüm maaş ödemelerini gerekse sair yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, iddia ederek, itirazın iptaline, 28.247,79TL takip çıkışı ve takip talebindeki şart ve reeskont avans faizi ve takibin devamına, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacı ve davalı arasında 18.12.2017 tarihli Koruma ve Güvenlik Hizmet Sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşmenin şartlarının açık olarak belirlendiği buna rağmen davacı tarafından bu şartların ihlal edildiğini, taraflar arasındaki husumetin, anlaşma şartlarındaki makbuzların fatura ekinde davalıya gönderilmemesi ve fatura bedellerinin kasten yanlış hesaplaması olduğunu, sözleşmenin 6.7. Maddesi uyarınca; Yüklenicinin istihdam edeceği tüm personelin kıdem tazminatı dışındaki özlük haklarından tamamen kendisinin sorumlu olacağı, sözleşmeye göre; yüklenicinin bütün ödemeleri eksiksiz ve zamanında yapacağı, yüklenicinin istihdam edeceği personelin tüm özlük haklan ile iş kanunu ve ilgili mevzuat açısından sahip oldukları her türlü haklarını tamamen karşılamayı taahhüt ederek bu konulardaki sorumluluklarım hiçbir şekilde işveren rücu etmeyecek ve ettirilmesine imkan vermeyeceği, aynı maddenin devamında; Yüklenicinin çalıştırdığı personelin maaş ödemelerini, SGK primlerini, her türlü vergi ve harçlarım zamanında ve tam olarak yatırdığına dair belgeleri her ay işverene ibraz edeceğinin yazdı olduğunu, 30.04.2018 tarihli faturanın ekinde ödeme dekontlarının sunulmadığını, davalının yapmış olduğu inceleme sonucunda fazla bedelli faturalar kesildiğini tespit ettiğini, sözleşmenin 12.11. Maddesinde; 6661 saydı kanunla getirilen Asgari Ücret Teşvik Düzenlemesi, işbu sözleşme ile devamı niteliğinde akdedilecek sözleşme veya sözleşmeler süresince devam ettiği takdirde, bu teşviklerden işverenin faydalanacağı, bu kapsamda yüklenicinin söz konusu teşviklerin tamamım aylık hizmet bedelinden düşerek fatura tanzim edeceği ve tanzim ettiği faturaya eklediği maliyet analiz formunda söz konusu teşviklerin tamamım göstereceğinin yazdı olduğunu, mahkemenizce yapılacak bilirkişi incelemesi de davacı tarafından kesilen faturalara; bu teşvik ve indirimlerin yansıtılmadığı, fatura bedelinin fazla hesaplanarak keşide edildiğinin açıkça görüleceğini, davacı tarafından güvenlik hizmet bedeli için kesten hiçbir faturaya teşvik indiriminin yansıtılmadığını, davacıya OCAK 2018 fatura bedelinin ödendiğini, ancak yapılan hesaplama sonucunda davacının fatura bedeline indirim yansıtmadığının tespit edildiğini, bu sebeple ŞUBAT 2018 faturasının da incelendiğini, aynı hatalı hesaplamanın yapıldığının görüldüğünü, Ocak ayından sonra kesilen tüm faturaların noter aracılığı de davacıya iade edildiğini ve faturalara gerekli indirimlerin yansıtmasının talep edildiğini, ancak davacı tarafından hala gerçeğe uygun fatura tanzim edilmediğini, bu sebeple davalı lehine haklı fesih nedeni oluştuğunu, Savunarak, iş bu davanın reddi ile kötü niyetli takip başlatan davacı aleyhine tarafların tacir olması sebebiyle %40 dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Mahkememizce deliller toplanmış ve tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir.
25/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının ibraz edilen 2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu, davalının usulüne uygun tutulan ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile davalıdan 114.126,97TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu bu alacak kalemi içerisinde davacının takibe konu ettiği faturanın da dahil olduğu, davalının ibraz edilen 2018 ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu, davalının usulüne uygun tutulan ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile davalının 83.991,86TL davacıdan alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, 31.12.2018 itibari ile ise 56.283,16TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davalının ticari defter kayıtlarında sadece davacının düzenlediği Ocak 2018 tarihli faturanın kayıtlı olduğu, şubat-mart-nisan-mayıs aylarında düzenlediği faturaların ise kayıtlı olmadığı, davacının dava dilekçesi ekinde düzenlediği ve takibe konu ettiği nisan 2018 faturası ile ilgili maliyet analiz fatura tutarı tespit çizelgesini, personelin çalışması ile ilgili puantaj kayıtlarını da sunduğu, davacının Nisan Ayına ait puantaj cetveli ve maliyet analiz cetveli incelenmiş olup dava konusu nisan ayı faturasının sözleşme şartlarına uygun olarak kesildiği, davacının 5510 sayılı kanun indiriminden faydalanmadığı ve maliyet tablosu incelendiğinde ise 6661 sayılı kanun ile ilgili bir indirimin davalıya düzenlediği faturada yansıtma yapmadığı görüldüğünden 6661 sayılı asgari ücret devlet teşvikinden yararlanılmadığı, davacının Nisan 2018 dönemine ilişkin davalıya hizmeti verdiği davalının da verilen hizmet ile ilgili bir itirazının olmadığı sadece faturalarda 5510 ve 6661 sayılı kanunlarla ilgili indirimlerin yansıtılmadığından fatura tutarı konusunda bir anfaşmazlık olduğu, davacının 5510 ve 6661 sayılı kanunlarla ilgili indirimlerden faydalanmadığından düzenlediği faturanın sözleşme ekinde de yer alan maliyet analiz tablosu ile sözleşme şartlarına göre dava konusu Nisan 2018 tarihli faturanın tutarının doğru olduğu, 5510 sayılı kanun indiriminden ancak SGK’ya borcu olmayanların faydalandığı bilindiğinden davacının bu indirimden faydalanmama nedenin SGK’ya borçlu olmasından kaynaklandığı değerlendirilmiş olup 6661 sayılı asgari ücret teşvik tutarından ise neden faydalanılmadığının tarafımızca tespit edilemediği, bu indirimlerden yararlanılmamış olunmasının davalının almış olduğu hizmet bedelini ödememesini doğurmayacağı sadece tutar bazında farklılık yaratacağı değerlendirilmiş olup bu anlamda bu hususun sözleşmesel bazda değerlendirilmesinin ise mahkemenin takdirinde olduğu, davacı yan takip tarihi itibariyle talep edebileceği işlemiş faiz tutarı 111,95TL olarak hesaplanmış olup davacı yanımn ise takip talebinde 10448TL işlemiş faiz talep ettiği görüldüğünden talep gereğince işlemiş faizin 10448TL olarak alınması gerektiği değerlendirilmiş olup takip tarihi itibari ile davacı yanın 27.939,01TL asıl alacak 104 48TL işlemiş faiz olmak üzere 28.043, 49TL alacaklı olacağı, davacı yanın 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi isteyebileceği hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır ve bilirkişiden itirazları karşılar ek rapor düzenlemesi istenmiştir.
11/01/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacının itirazlarının değerlendirilmesi ile dava konusu fatura ile ilgili 5510 sayılı kanun ile ilgili indirimin davacı tarafından sgk dan yararlanılmamış olmasına karşın faturada indirim olarak yansıtıldığı bu nedenle davalının 5510 sayılı kanun indiriminin yansıtılmadığı itirazının yerinde olmadığı, davalının 6611 sayılı kanun indiriminin faturalara yansıtılmadığı iddiası değerlendirildiğinde ise ilgili kanun ile ilgili yapılan araştırmada tebliğin 20.06.2018 tarihinde yararlandığı doğru olup geçerlilik döneminin Ocak 2018 döneminin kapsadığı fatura düzenlenen tarihte kanun uygulanmasa da tebliğ yayınlandığından itibaren geçmişe dönük indirimden yararlanılabileceği, 6661 sayılı kanuna göre günlük 3,33TL destek verildiği bu durumda 11 kişi için toplam 1.098,90TL 6661 nolu kanuna göre indirim yapılabileceği hesaplanmış olup davacının iş bu davaya konu faturada maliyet analizine göre 268,51TL daha düşük fatura düzenlediği göz önüne alındığında talep edilebilecek tutarın 26.614,60TL+kdv=27.093,66TL olması gerekeceği, yani davacının davalıdan dava konusu fatura ile ilgili 27.093,66TL alacaklı olacağı, davacı yanın 6661 nolu kanun indirimi yansıtılmış alacağı için takip tarihi itibariyle talep edebileceği işlemiş faiz tutarı 108,56TL olarak hesaplanmış olup davacı yanın ise takip talebinde 104,48TL işlemiş faiz talep ettiği görüldüğünden talep gereğince işlemiş faizin 104,48TL olarak alınması gerektiği değerlendirilmiş olup takip tarihi itibari ile davacı yanın 27.093,66L asıl alacak 104,48TL işlemiş faiz olmak üzere 27.198,14TL alacaklı olacağı, davacı yanın 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi isteyebileceği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Tarafların itirazlarının niteliği ve içeriği dikkate alınarak, mahkememizce başka bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
28/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;|Taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamına göre Davacı tarafça takıp ve dava konusu faturada yer alan hizmetin davalı tarafa teslim edildiği, davacı tarafça Davalı adına sözleşme kapsamına göre düzenlenen takip ve dava konusu30.04.2018 tarih ve 30.04.2018 tarihli … seri … sıra numaralı Fatura ile 27.939,01 TL tutarlı Fatura içeriğinde ve tutarında herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı, takip konusu düzenlenen faturada Davacı tarafça işveren payı üzerinden % 5 indirimin uygulandığı, davacının 6661 sayılı Yasa kapsamında teşvikten yararlanmadığı, Davacının SGK ya 2018/4 5-6 dönem borçlarının ödenmediği, 16.02.2018 takip tarihi itibariyle Davacının Davalıdan Asıl Alacağı 27.939,01 TL olduğu, bu asıl alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar İşlemiş Faiz (28.05.2018-12.06.2011 arası) 111,95 TL olduğu, davacı tarafça Davalıya keşide ihtardan dolayı 204,30 TL gider yapıldığı, 12.06.2018 takip tarihi itibariyle Davacının Davalıdan toplam alacağının 28.255,26 TL olduğu, davacı tarafça Davalıdan takip talebinde toplam 28.247,79 TL talep edildiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır ve bilirkişiden itirazları karşılar ek rapor düzenlemesi istenmiştir.
26/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda, itirazlar karşılanmış olup, kök rapordaki tespitlerin yerinde olduğu belirtilerek, kök rapor teyit edilmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, … tarafından hazırlanan kök ve ek bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Ek raporda itirazlar karşılanmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi …tarafından hazırlanan ek ve kök rapordaki tespitler göz önüne alınarak; araflar arasında akdedilen sözleşme kapsamına göre Davacı tarafça takıp ve dava konusu faturada yer alan hizmetin davalı tarafa teslim edildiği, davacı tarafça Davalı adına sözleşme kapsamına göre düzenlenen takip ve dava konusu30.04.2018 tarih ve 30.04.2018 tarihli … seri …sıra numaralı Fatura ile 27.939,01 TL tutarlı Fatura içeriğinde ve tutarında herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı, takip konusu düzenlenen faturada Davacı tarafça işveren payı üzerinden % 5 indirimin uygulandığı, davacının 6661 sayılı Yasa kapsamında teşvikten yararlanmadığı, Davacının SGK ya 2018/4 5-6 dönem borçlarının ödenmediği, 16.02.2018 takip tarihi itibariyle Davacının Davalıdan Asıl Alacağı 27.939,01 TL olduğu, bu asıl alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar İşlemiş Faiz (28.05.2018-12.06.2011 arası) 111,95 TL olduğu, davacı tarafça Davalıya keşide ihtardan dolayı 204,30 TL gider yapıldığı, 12.06.2018 takip tarihi itibariyle Davacının Davalıdan toplam alacağının 28.255,26 TL olduğu, davacı tarafça Davalıdan takip talebinde toplam 28.247,79 TL talep edildiği, davacı tarafça düzenlenen takip konusu alacağa ilişkin faturada sözleşmede yer alan % 5 lik indirimin aylık ücret hesaplamalarında dikkate alındığı ve faturanın buna göre düzenlendiği, davacının asgari ücret desteğinden kendi kusuru ile yararlanmadığına ilişkin bir bilgi ve belgenin, delilin, tespitin dosyada yer almaması, ayrıca 7103 sayılı Kanun’un 73.üncü maddesiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na geçici 75.inci madde eklenmesi ve özel sektör işverenlerine 2018 yılı Ocak ayı ile Eylül ayı arasında asgari ücret desteği verilmesine devam edilmesi yönünde düzenleme yapılması, söz konusu 7103 sayılı Kanun 27 Mart 2018 tarih ve 30373 sayılı (2.Mükerrer) Resmi Gazete’de yayınlanması, asgari ücret desteğinin devam etmesi yönünde yasal düzenleme yapılmasına müteakip Bakanlar Kurulu tarafından 09.04.2018 tarihinde 2018/11668 sayılı ‘’5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 75 inci Maddesi Uyarınca 2018 Yılında Sağlanacak Destek Tutarının Belirlenmesine İlişkin Karar’’ alınması, Bakanlar Kurulu kararının 20 Haziran 2018 tarih ve 30454 sayılı Resmi Gazete yayınlanması, bu tarih dikkate alındığında fatura tanzim tarihi itibarı ile nisan 2018 ayı faturasına asgari ücret desteğinin yansıtılmasının mümkün olmaması, dosyaya sunulan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD’nin 2019/2517 esas, 2021/15 karar sayılı emsal ilamının da benzer nitelikte tespitler içermesi hususları, dosyadaki raporlar arasında esasa etkiler bir çelişki olmaması hususları göz önüne alınarak; Davanın kabulü ile; davalının, antalya 9. icra müdürlüğünün …esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki şartların varlığı ve alacağın likit olduğu anlaşılmakla; davacının inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; davalının, Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ İLE takibin DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE; 5.649,55 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 35,90 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 341,17 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 1.588,43 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplam 377,07 TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.242,13 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili …ve davalı vekili …ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır