Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/402 E. 2023/369 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/402 Esas
KARAR NO : 2023/369
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/06/2018
KARAR TARİHİ : 09/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’un yolcu olarak bulunduğu … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması sonucu, … tarihinde yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada davalı şirketin sigorta ettiği … plakalı aracın sürücüsü ile diğer aracın sürücüsünün de kusurlu olduğunu, ilgili vaka ile de tüm kusur(müşterek müteselsil)kapsamından kazada çift taraflı kusur mevcut olduğundan ve kusur durumu her iki kusurlu aracın sigorta şirketinin iç ilişkilerini bağladığından, her iki aracın kusuru üzerinden sakatlık tazminatının ödenmesi talebi ile dava açmalarının hasıl olduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin yaralı olarak kazayı atlattığı, fakat ekte de belirttikleri evraklarda da görüldüğü üzere mağdur müvekkilinin … Üniversitesi … … Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan rapora göre 9614 sürekli vücut fonksiyon kaybı sonucu iş göremez raporu çalışma gücünü kaybettiğinin tespit edildiğini, vücut fonksiyon kaybı sonucu çalışma gücünü kaybettiğini, müvekkilinin mağdur emekli olup gelirine ait belgenin ekte olduğunu, geçirdiği kazadan dolayı yaralandığını ve hayatına devam ederken sıkıntı yaşadığını, kazadan dolayı sol kol, omuz ve kaburgasından yaralandığını, hayatını idame ederken güçlük çektiğini, bu kapsamda KTK gereği davalı sigorta şirketine … tarihinde başvuru yapıldığını, … nolu hasar dosyasının açıldığını, şirketçe mezkur trafik kazası sebebi ile müvekkilde kalıcı sakatlığın oluşmadığı gerekçesi ile davalı şirket tarafından başvurunun reddedildiğini, sigorta şirketiyle başvuru ile olayın çözümü ihtimali kalmaması ve taleplerinin karşılanmaması sebebi ile dava açmak zorunda kaldıklarını, ekteki evraklar ile müvekkiline ait olan tüm tedavi ve evrak ve raporlar üzerinde yapılacak incelemede sürekli sakatlık hususunun saptanacağının kati olduğunu, müvekkilinin geçirdiği bu kazadan dolayı güç kaybı yaşadığını, ayrıca zihinsel ve psikolojik olarak etkilendiğini, Yargıtay kararlarında ve ATK raporlarında “meslekte kazanma gücü/gayret(efor)kaybı” da denildiğini, sürekli iş göremezlik zararlarının beden gücü kayıp ve oranlarına göre de sürekli kısmi iş göremezlik ve sürekli tam iş göremezlik olarak adlandırıldığını, sürekli iş göremezlikte kişinin çalışmasının sürdürülebilir ise de yaşıtlarına ve aynı işi yapanlara görelsakatlık oranında) daha fazla güç ve çaba harcadığını, müvekkilenin emekli ve ev hanımı olduğunu, ev kadınlığının da meslekte olduğunu, üstelik hayat boyu yapıldığını, bu sebeple AGİ’li yani ev kadını için sürekli aktif dönem gibi bir hesaplama yapılmasının gerektiğini, bakiye ömür hesabı yapılırken olay değil, kaza tarihinin dikkate alınması gerektiğini, hak ve nesafet gereği gerçek zararın izah edildiği şekilde, tazminatın, genel kurallara bağlı kalınmaksızın(TBK-TTK-HMK ve içtihatlarla)belirlenen usulde ve kaza anındaki hükümlere göre karar verilmesinin gerekli olduğunu, Hazine Müsteşarlığı, bazı genel şartlar düzenlemeleri ile, mevzuatın geriye yürütüleceğine dair hüküm vaz ettiğini, böyle bir abesle iştigaldir ki bu sebeple genel şartlar en alt norm kabul edilmeli ve kanunlara uyduğu şekilde uygulanması gerektiğini, açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak müvekkili için şimdilik 4.000TL sürekli sakatlık tazminatın(aktüer raporuna göre talebimiz netleşecektir)kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile, davalı taraftan tahsili ile müvekkiline ödenmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını” dava ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bahse konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, bahse konu poliçe tahtında müvekkil şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bedeni zararlar halinde maddi tazminat talepleri için şahıs başına azami poliçe limitinin …-TL ile sınırlı olduğunu, davacı yanın davadan önce başvurusunun bulunduğunu, kazazede için sağlık kurulu raporunda özür oranı bildiriminde bulunulmuş arazlar ve kazazedenin geçirdiği trafik kazası arasında illiyet/nedensellik bağının kesinlikle olmadığı kanaatine varıldığını, sonuç olarak … tarihli kaza ile kazazedenin … Üniversitesi … … Eğitim ve Araştırma Hastanesinden verilmiş olan sağlık kurulu raporunda özür oranı bildirimde bulunulmuş arazlar arasında illiyet bağının kesinlikle bulunmadığının tespit edildiğini bu sebeple davanın konusu kaldığından sebeple reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu poliçeler ile üçüncü kişiler için haksız zenginleşmenin bir yolu olmayıp şahısların gerçek zarar teminat altına alındığını, sürücülerin kusur durumu, davacıların sakat kalıp kalmadığı ve sakatlık oranı hakkında Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesinden rapor alınmasını talep ettiklerini, davacının sakatlık dolayı herhangi bir sosyal tazminat alınıp alınmadığının araştırılmasını talep ettiklerini, davacının gelirinin tespitinde SGK kayıtlar, vergi kayıtlarının esas alınmasının gerekli olduğunu, aksi halde asgari ücretin tazminat hesabına esas alınması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiği, davacının bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumunun tespit edilerek mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için kurum tarafından davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile maluliyet nedeni ile bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin sorulması gerektiğini, zira dava mahiyeti itibariyle öncelikle sosyal güvenlik kurumunca karşılanmayan zararın giderilmesine ilişkin olduğunu, kurum tarafından davacıya gelir bağlanmış ise bu durumun davacının hakkını doğrudan etkileyeceğinden davacı tarafa SGK(veya ilgili kuruma)karşı dava açması için önel verilmesini ve bu davanın sonuna kadar işbu davanın da bekletici mesele yapılması gerektiğini, hesaplanacak zarardan hatır taşıması sebebi ile asgari 9625 indirim yapılması gerektiğini, davacının alkollü sürücünün aracına binmesi nedeniyle müterafik kusurunun olduğunu, tazminattan 9625 bölüşük kusur indirimi yapılması gerektiğini, Müvekkil şirketinin temerrüde düşürülmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, davacı yanın başvuruda bulunulmuş olmasına rağmen kaza ile maluliyet arasında illiyet bağını ispatlar bir rapor belge sunulmadığından talebinin reddedildiğini, bu nedenle müvekkilinin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, dava konusunun tazminat haksız filden kaynaklandığını, ticari iş niteliğinin bulunmadığını, bu sebeple davacı yanın ticari faiz talebinin yasal bir dayanağının bulunmadığını, başvuru sahibinin talebinin reddine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin talep sahibi üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketlerine müzekkere yazılarak sigorta poliçesi ile hasar dosyası getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davacının ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin tutanaklar dosyamız arasına alınmıştır.
Davacının kaza nedeniyle tedavi gördüğü kurumlardan tüm tedavi belgeleri, film ve grafiler getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.
İstanbul … Adli Tıp İhtisas Kurulu … tarihli raporunda sonuç olarak; …’un … tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının;
A.03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından malüliyet tayinine mahal olmadığı,
B.30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından; Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 0 (yüzdesıfır) olduğu,
C.Özürlülük kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği,
D.İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceği,
E.Başka birinin sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı,
F.SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin hesaplanmasının Kurumumuzun görev kapsamı içerisinde bulunmadığı ” sonuç ve kanaatine varmıştır.
İstanbul … Adli Tıp İhtisas Kurulu … tarih ve … karar sayılı raporunda sonuç olarak; “1-…’un … tarihli trafik kazası sebebiyle; 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından malüliyet tayinine mahal olmadığı,
2-İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 1,5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceği,
3-Tedavi giderlerinin hesaplanması hususunun Kurumumuz görev tanımında bulunmadığı,
4-Kişinin sürekli ya da geçici bakıcı ihtiyacının bulunmadığı” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Ankara Adli Tıp Kurumu … tarihli raporunda sonuç olarak; “Sürücü ;…ın %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu, Sürücü …’ün %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Aktüerya Bilirkişisi … tarihli raporunda sonuç olarak; … tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda “hangi kusur oranının esas alınacağı” hususunda ve hukuksal olarak deliler ile ZMMS Poliçe limiti kapsamında değerlendirilmesinin nihai takdir ve kabulü Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; dosyada mevcut belge ve bilgilere dayalı olarak yapılan ve yukarıda gösterilen inceleme sonucunda talep edebileceğinin kabulü halinde;
1-Meydana gelen kaza sonucu yaralanan davacı yolcu kazazedenin kusursuz olduğunun kabulü halinde; sürekli sakatlık tazminat miktarının 1.365,75TL,
2-Davalı Sigorta Şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğuna ilişkin talebinin kabulü halinde; sürekli sakatlık tazminat miktarının 1.024,31TL olduğu,
3-… plakalı araçta yolcu konumunda olan davacı …’un araçta hatır için taşınıp taşınmadığına ve müterafik kusura ilişkin hukuki değerlendirme ve indirimin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğundan tarafımca değerlendirme yapılmadığı ” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava, trafik kazası nedeniyle kazaya karışan ve davacının içinde bulunduğu … plakalı aracın ZMMS ‘ine karşı açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 Sayılı Kanunun 90. maddesinde “zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
6098 s. TBK’nun 54. maddesine göre, “Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1.Tedavi giderleri. 2.Kazanç kaybı. 3.Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.”
Davacının maluliyet oranının hesaplanmasında kaza tarihi itibariyle hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği hususu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/03/2021 tarih 2020/7120 Esas 2021/2627 Karar sayılı emsal içtihadında belirlenmiştir.
Dava konusu somut olayda, uygulanması gereken yönetmelik hükmünün yukarıda belirtilen emsal içtihat doğrultusunda kaza tarihi itibariyle Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında Yönetmelik hükümlerine göre tespit edilmiş, davacının sürekli iş göremezliğinin %0 olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf dava dilekçesinin sonuç kısmında; “şimdilik 4.000TL sürekli sakatlık tazminatın(aktüer raporuna göre talebimiz netleşecektir)kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile” tahsilini” talep etmiş, dava dilekçesinin açıklamalar kısmında da yine sürekli iş göremezliğe ilişkin beyanlarda bulunmuştur. Davacının talebinin sürekli iş göremezliğe ilişkin olduğu ancak alınan ATK bilirkişi raporları ile sürekli iş göremezliğinin bulunmadığı anlaşılmakla davasının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,80.-TL harçtan peşin alınan 1.189,52.- peşin harcın mahsubu ile, bakiye 1.009,72-TL’ nin karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere davacının göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili Av. …’in yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2023

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı