Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/37 E. 2018/692 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/37
KARAR NO : 2018/692
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2018
KARAR TARİHİ : 15/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dilekçesinde sunulan protokol uyarınca …’ın ruhsat sahibi olduğu işletmeciliği … Ltd. Olan … nolu maden sahasının iş takibini yapmak yani ruhsat uzatım işlerinin takibi için 3 adet 70.000,00 TLbedelli keşidecisi … kefili müvekkili olan alıcısı boş bırakılan … düzenleme tarihli teminat bonoyu yediemin olarak dava dışı …’a teslim ettiğini, yediemin … görevini suistimal ederek yedisinde bulundurmuş olduğu70.000,00 TL bonoyu … isimlimli kişiye devrettiğini bu kişininde ihtiyati hacizalarak Antalya … İcra Müdürülğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını müvekkilinin 40’a yakın gayrimenkulü üzerine ihtiyati haciz uygulandığını, müvekkilinin davalıyı tanımadığını, takibe konu olan 70.000,00 TL tutarlı bono ve daha takibe konu yapılmamış olan diğer iki adet 70.000,00 TL tutarlı bonolar yönünden bir borcunun olmadığını, yedieminlik görevini suistimal ederek yedinde bulundurduğu bonoları üçüncü kişiler üzerinden tahsile doyduran …’a da müvekkilinin hiçbir borcunun olmadığını, yedieminliğini suistimal eden her ikisi hakkında da bedelsiz senedi işleme koyma ve dolandırıcılık suçlarından dolayı Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, müvekkilinin davalılara takibe konu 70.000,00 TL tutarlu bono yönünden borçlu olamdığının tespitine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın dava konusu icra takibinde iyi niyetli 3. Kişi konumunda olduğunu, dava konusu bonoyu …’ın müvekkiline borcuna mahsuben ciro ettiğini, bu sebeple … ile müvekkili …’ın birbirlerini tanımasının gayet doğal olduğunu, yalnızca facebook üzerinden …’ın nişalısı olduğu iddia edilen ve ne borç iliskisin ne de müvekkilini ilgilendiren …’ün müvekkilinin hesabındaki paylaşımlarını beğenmiş olması müvekkilinin alacaklı konumunda olduğu bono yönünden davacının borçlu olmadığının tespiti istemi doğurabilcek nitelikte bir vakıa olmayıp, olası bir tanışıklık lehdar ile cirantacı arasında herhangi bir borç ilişkisi doğması açısından da hayatın olağan akışı gereği bir dayanak olduğunu, davacının dava konusu bono ile tarafılarına borçlu olunmadığnın tespiti isteminin reddine karar verilmesini, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
… tarihinde … ve … ve Yediemin … arasında 3 adet 70.000,00 TL bedelli senetlerin …’a teslim edildiğine dair tutanak tutulduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu bonolarda …’ın keşideci, …’ın kefil, lehtar kısmının ise boş olduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık son ve yetkili hamil olan davalının dava konusu senedin teminat senedi olduğunu bilip bilmediği ve bilerek borçlu davacının zararına hareket edip etmediği noktalarında toplanmıştır.
TTK 687/1 maddesi ” Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmüne haizdir.
Dava konusu somut olayda; 6102 sayılı TTK’nun 687 maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def’ilerin ciro yolu ile hamil olan davalıya karşı ileri sürülebilmesinin bononun iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olma şartına bağlıdır.(Yargıtay 19. HD.nin 01/06/2015 tarih ve 2014/10394 esas, 2015/8019 karar), (Yargıtay 19. HD.nin 01/06/2015 tarih ve 2014/10394 esas, 2015/8019 karar) Davalı hamilin çekin iktisabında bile borçlunun zararına hareket ettiği yönünde davacının delil ibraz etmediği anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine davalı tarafın yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmayan davalı tarafın icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL.ret harcının peşin alınan 1.195,43 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.159,53 TL.harcın karar kesinleştikten sonra davacıya İADESİNE,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 8.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza