Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/364 E. 2021/563 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/364 Esas
KARAR NO : 2021/563
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/06/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, davalılardan …’ın maliki ve …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın 30/10/2016 tarihinde yaya müvekkili …’a çarparak yaralanmasına sebep olduğunu, aynı kaza sebebi ile müvekkili ile birlikte 8 yaralı bulunduğunu, kazadan sonra mahallinde trafik ekipleri tarafından ölümlü / yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağı düzenlendiğini, belirtilen tutanağa göre, müvekkiline çarparak yaralanmasına sebep olan araç sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu bulunduğunu, sürücü için aynı kaza sebebi ile İnegöl … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas ve …/… Karar sayılı dosyası açıldığını, yapılan ceza yargılaması neticesinde de sürücü …’ın kusurlu bulunarak cezalandırıldığını, müvekkilinin kaza sebebi ile 4 ay yatalak kaldığını, kendisine komşuları ve oğullarının gündelik işlerini yapmakta zorlandığını, oğlu ve komşularının gündelik işleri yapmasına yardım ettiklerini, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından müvekkiline %24 engelli raporu verildiğnii, bu sebeplerle şimdilik 5.000,00 TL iş göremezlik tazminatının 150.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı gerçek kişiler vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, Her ne kadar kaza tespit tutanağında müvekkili …’ın tam kusurlu olarak gösterilmiş ise de kazanın meydana geldiği noktada bu kazadan önce bir kaza meydana geldiğini ve davacının içinde bulunduğu aracın kaza geçirenlere yardım amacıyla yolda durakladığını, yolun bir kavşak noktası, durulan noktanın tali yolu ana yola bağlayan bir nokta olduğunu ve hava şartlarından dolayı gizli buzlanmanın mevcut olduğu gözetildiğinde davacının içinde bulunduğu aracın hemen arkasına uyarıcı levhanın konulması lazım gelirken bu yapılmayarak kazaya sebep olunduğunu, ne davacı ne de davacının yolcu konumunda olduğu araç tarafından yol üzerine uyarıcı levha ve işaret konulmadığını, kaza tespit tutanağı incelendiğinde kazanın meydana geldiği noktanın bir kavşak noktası olduğunun görüleceğini, kavşak noktasında arabanın park edilmiş olması nın kazaya sebep olan en önemli etmen olduğunu, her ne kadar kaza tespit tutanağında müvekkilin çarptığı aracın emniyet şeridinde olduğu belirtilmişse de aracın park ettiği yer emniyet şeridi olmayıp tali yoldan çıkan araçların ana yola girişlerine yardımcı olan ek bir yol olduğunu, bu yolun mesafesinin de zaten çok kısa olduğunu, yani kaza tespit tutanağında yazıldığı gibi davacının bulunduğu aracın emniyet şeridinde değil bu ek yolda park etmiş olduğunu, davacının içinde bulunduğu aracın ve davacının kusurlarının olduğunun göz önüne alınması gerektiğini, işbu itirazlarının kaza mahallinde yapılacak keşif ile doğrulanacağını, öncelikle meydana gelen olayda olay yerinin ve yolun durumunun tespitiyle kusur oranının tespiti için, tüm delillerin toplanmasını takiben olay yerinde keşif yapılmasını ve akabinde dosyanın Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, davacının trafik kazası sebebiyle meydana gelmiş bir maluliyetin olup olmadığını, varsa oranlarının belirlenebilmesi amacıyla davacının Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kuruluna sevk edilmesini, Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre rapor alınması gerektiğini, hazırlanacak maluliyet raporunda maluliyetin tespit edilmesi halinde, maluliyetin geçici ya da kalıcı nitelikte olup olmadığı, kaza ile netice arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı ve maluliyetin sürekli olup olmadığının belirtilmesi gerektiğini, ayrıca maluliyetin tazminat gerektirip gerektirmediği konusun da açıklığa kavuşturulması gerektiğini, maluliyet sebebi ile ortaya çıkan zararların uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap edilmesi gerektiğini, meydana gelen kaza sonrasında müvekkillerim ve ailesi davacıların her daim yanlarında olmuş, ailesini sürekli arayıp durumu hakkında bilgi sahibi olmuş, sürekli bir ihtiyaçları olup olmadığını sorarak yardımcı olmaya çalıştıklarını, bu sebeplerle, öncelikle görev ve yetki itirazlarının kabulüne, haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan yargılama harç ve giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, İnegöl … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilmiş, dosya davacının maluliyet oranının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkememize sunulan … tarihli raporda,
“1. … kızı, 1971 doğumlu …’ın … tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanması sebebiyle dosyada mevcut tıbbi belge ve bulgular kapsamında şahısta tespit edilen her iki kulakta hafif sensöri nöral işitme kaybının dava konusu olayla illiyetinin tıbbi delilinin bulunmadığı cihetle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre;
Kas İskelet Sistemi:
Omurgaya ait sorunlarda özürlülük: Tablo 1.1’e göre; kişinin özür oranın %8,
Alt Ekstremiteye ait sorunlarda özürlülük; Tablo 3.8a ve 3.8b’ye göre kişinin özür oranı sağ %3, sol %3 olduğu,
Santral Periferik Sinir Sistemi:
Anorektal sistemin nörojenik bozuklukları; Tablo 4.3’e göre; %20 olduğu,
Baltazard Formülü:%30.71 kişinin toplam özür oranı göre;
2. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %31 (yüzdeotuzbir) olduğu,
3. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği,
4. Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3 (üç) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceğini” bildirir rapor sunmuştur.
Dosya tarafların kusur oranların tespiti için Ankara Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkememize sunulan 20/08/2019 tarihli raporda,
“Sürücü … ‘ın %100(yüzdeyüz)oranında kusurlu,
Sürücüler …, …’ın kusursuz oldukları,
Davacı yaya yolcu …’in kusursuz olduğuna oy birliğiyle karar verildiği”, kanaatini bildirir rapor sunmuştur.
Dosya aktüerya bilirkişiye gönderilmiş ve mahkemeye sunulan … tarihli raporda,
“Yukarıda gerekçesi detaylıca izah edildiği ve takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; hesaplamada TRH-2010 Yaşam Tablosu, Progresif Rant Metodu, %10 artırım ve iskonto kullanıldığı; davacının ev hanımı olduğunun, kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığının, iyileşme süresinin 18 ay ve maluliyet oranının %31 olduğunun kabul edildiği; hesaplamalara ilişkin detaylı tabloların işbu raporun ekinde yer aldığı; Davalı … Hesabı tarafından yapılan ödemenin, ödeme tarihi itibariyle davacının uğradığı zararı karşılamadığının belirlendiği;
İşbu rapor tarihine göre yeniden yapılan hesaplama neticesinde; davacıya yapılan ödeme yukarıda izah edildiği şekilde zarardan mahsup edildikten sonra, davacının uğradığı bakiye;
Sürekli iş göremezlik zararının 168.402,22 TL;
Geçici iş göremezlik zararının 23.389,33 TL olarak hesaplandığı;
Hesaplanan zararın, kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulabileceği ZMSS poliçe teminat limitini (310.000,00 TL) aşmadığı; yukarıda 4.3. numaralı başlıkta izah edilen gerekçeyle, bakıcı gideri zararı hesaplanmadığı; Sayın Mahkemece istenmesi halinde bu hususta ek rapor düzenlenebileceğini” bildirir rapor sunulmuştur.
Dosya ek rapor aldırılmak üzere tekrar aynı bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu … tarihli raporda, “Yukarıda gerekçesi detaylıca izah edildiği ve takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, kök rapora ilişkin herhangi bir değişiklik yapılmadığını” bildirir rapor sunulmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, TBK 49 vd. Maddelerine dayalı haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle zarar gören tarafından kazaya karışan aracın sürücüsü , işletenine ile aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası olmaması nedeniyle … Hesabına açılan maddi tazminat ile işleten – sürücü aleyhine açılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2.maddesi ve Yönetmeliğin 9. maddesi gereğince riziko tarihinde karayolu zorunlu mali mesuliyet sorumluluk sigortası yaptırılmaksızın kişilere verilen bedensel zararlarların … Hesabının sorumluluk kapsamı içinde olduğu düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı” aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu , öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
6098 sayılı TBK 54.maddesinde de bedensel zararlar “bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1-Tedavi giderleri, 2-Kazanç Kaybı, 3-Çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar, 4-Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak belirtilmiştir.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; meydana gelen kaza sonucu yaralanan davacının uğradığı zarar ile kusurlu araç sürücüsünün fiili arasında illiyet bağı bulunması nedeniyle davalı gerçek kişiler ile … Hesabı’nın yukarıdaki açıklamalar ve kanun maddeleri gereği davacıya karşı sorumlu olduğu kanaatine mahkememizce varılmıştır.
Mahkememizin bu kabulü doğrultusunda; hüküm kurmaya ve denetime elverişli oluşa ve yasaya uygun , kusur , maluliyet ve aktüerya bilirkişi raporları sonucu davacının kaza nedeniyle uğradığı geçici iş gücü kaybından kaynaklanan talep edilebilir maddi zararı 23.389,33 TL , sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan talep edebileceği maddi zararı 168.402,22 TL üzere toplam 191.791,55 TL olarak bulunmuş ve bu miktar üzerinden davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminat davası yönünden değerlendirme:
TBK 56. Maddede Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir, düzenlemesi öngörülmüştür.
Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıdaki kanun maddesi, emsal içtihat ve açıklamalarda belirtilen ilkeler çerçevesinde davalı tarafın kazanın ve zararın meydana gelmesindeki kusurunun azlığı nazara alınarak davacı lehine takdiren 35.000,00 TL manevi tazminata karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde maddi tazminat davasının kabulüne manevi tazminat davasının kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
2-Maddi tazminat davasının kabulü ile, 191.791,55 TL maddi tazminatın davalı … Hesabı yönünden dava tarihi, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden (30/06/2016) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 35.000,00 TL manevi tazminatın … Hesabı dışındaki davalılardan kaza tarihinden (30/06/2016) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 13.101,28 TL harçtan peşin alınan 585,09 TL nin mahsubu ile eksik alınan 12.536,19 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Maddi tazminat davası yönünden yapılan ilk yargılama gideri, posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücretinden ibaret toplam 3.502,90 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 21.875,41 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 2.390,85 TL harçtan peşin alınan 128,08 TL nin mahsubu ile eksik alınan 2.262,77 TL nin … Hesabı dışındaki davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Manevi tazminat davası yönünden yapılan 178,08 TL masrafın kabul ve red oranına göre
hesaplanan 41,60 TL nin … hesabı dışındaki davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.250,00 TL vekalet ücretinin … hesabı dışındaki davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, … hesabı dışındaki davalılara verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır