Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/335 E. 2019/243 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/335
KARAR NO : 2019/243
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2018
KARAR TARİHİ : 09/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalıların …Fabrikası içerisindeki fabrika binalarının yenileme projesi işini adi ortaklık şeklinde üstlendiğini ve bu işin mermer denizlik işlemlerini de sözleşme ile müvekkili şirkete verdiğini, müvekkili şirketin sözleşmede belirtilen işleri tamamlayıp davalı tarafa teslim ettiğini, müvekkilinin tamamlamış olduğu işlerin toplam bedelinin 220.782,72 TL olduğunu, davalı tarafın bu bedelin 200.976,00 TL’sini ödediğini, bakiye 19.806,72 TL’yi ödemediğini, müvekkilinin bakiye bedelin ödenmesi için defalarca talepte bulunduğunu ve bu taleplerinin sonuçsuz kalması üzerine … İcra Müdürlüğünün …/… takip sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalıların borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek davalı tarafın malların kaçırılmasının önlenmesi için ihtiyati haciz kararı verilen itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasında haksız olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği davacının … fabrikası … projesi inşaatının mermer denizlik işlerinin, işçiler vb. Hertürlü ekipman yükleniciye ait olmak üzere kum, çimento, yapıştırıcı, derz dolgusu ve diğer tüm sarf malzemeler dahil birim fiyat ile yapılması işini yüklenici olarak tamamlamak üzere teslim alındığını, yüklenicinin harcamayı takip eden ilk hak edişinden kisilir veya doğrudan tahsil edilir maddesinin gereklerinin yerine getirilmesinin yükleniciyi sözleşme bütünündeki diğer taahhüt ve sorumluluklardan kurtamayacağını, işveren dilerse uğradığı zararı yüklenicinin hak edişinden kesinti yapmak sureti ile veya doğrudan tahsil edebilir. Sözleşme sonucu her iki tarafta ediemin ifasına başladığını, müvekkili şirketi tarfınadn davacı yüklenigcinin üstlenmiş olduğu işin denetimi sonucunda davacı yüklenicinin sözleşme hükümlerine uymayarak üstlenmiş oduğu işi yaplı olarak ifa ettiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketler tarafından davacı yüklenici eksikliklerin ve ayıbın giderilmesi için defaaatle uyarıldığını ancak hatalı ve eksik imalat revizyon edilerek yerine getirilmemiş uyarılar dikkate alınmadığını, tüm bunların sonucunda üstlenilen işin hatalı ve eksik yerine getirilmesi, eserin ayıplı olarak meydana getirilmesi neticesinde müvekkili şirketçe zarar yüklenici davacının hak edişinden kesildiğini, davacının meydana getirdiği eserin ayıplı olduğu belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında;
Davalılar vekili …/…/… tarihli dilekçe ile dava konusu fabrika binalarının hali hazır durumunun tespiti için keşif yapılamsını talep etmiş, Mahkememizin …/…/… tarihli ara kararı uyarınca inşaat mühendisi bilirkişi aracılığıyla keşif yapılmasına karar verilmiş, inşaat mühendisi …havale tarihli raporunda özetle; “…yapılan tespitlerde mermer plak malzemelerde yer yer çatlaklar ve kırılmaların bulunduğu, mermer plakların kendi düzlemi içinde, deplasyap yaptığı, pencere kenarı mermer işleri doğrama imalatı yapıldıktan sonra yapılması sebebi ile mermer kesimlerinde tam şablon çıkartılamaması sebebiyle pencere ile aralarında farklı boşlukların gözlemlendiği ve bunun bir işçilik hatası olarak değerlendirildiği, dava dilekçesinde belirtilen çimento oranının yeterli olmadığı ile ilgili tespitin imalatın tamamlanması sebebi ile yapılamadığını, bunun imalat başlangıcında örnek karışım alınamsı suretiyle yada imalat karışımın yerinde takibi ile mümkün olabileceği, imalat sırasında harç temizliğine zen gösterilmediği ve harç atıklarının izalasyon malzemeleri olan arduaz membran üzerinde bulunduğu, harç malzemesinin konulması sonrası kenar düzeltmelerinin düzgün olarak yapılmadığı gözlemlenmiş olduğu, sonuç olarak mermer kaplanması ilamıt işinde ayıplı malzemelerin bulunduğu ve işçilik hatalarının bulunduğu…” şeklinde rapor ve tespit edilmiştir.
Mahkemizce dosyanın bilirkişiye tevdi ile imalatta tespit edilen ayıbın açık ayıp mı gizli ayıpmı olduğu, ayıbın imalattan mı kaynaklandığı yoksa kullancı hatasından mı kaynaklandığı, ayıplı imalatın bedelinin tespiti ve toplam imalat bedeliyle karşılaştırılması talep edilmiş, bilirkişi …/…/… havale tarihli ek raporunda; “mermerlerin bir kısmının çatlak olduğu, mermerdeki kırıklıkların açık ayıp olarak değerlendirildiği, bu imalat ayıplarının şantiye imalat yapım aşamasında yatay ve düşey taşıma ile montajı sürecinde oluşabileceği, mermerlerin birleşim yerlerinden deplasman yaparak kamburlaşmasının da açık ayıp olarak değerlendirildiği, bu deplasmanın hatalı montajdan kaynaklandığı, mermerlerin hatalı kesildiği, harç ve sıva işlerindeki hataların mermer denizlik imalatların doğrama montajı sonrasında gerçekleştirildiği, yapım işini üstlenen yüklenicinin yer teslimi sürecinde mevcut şartlar dahilinde işi teslim aldığı düşünülmekte ve doğramalarla mermer denizlik bitimi arasındaki mesafenin makul sınırların dışında kaldığı, bunun bir imalat ve kesim hatası olduğu, ayıplı imalat bedelinin 4.800,00 TL + KDV olduğu…” şeklinde rapor ve tespit edilmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesinden doğan alacağın tahsili üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, taraflarca yapılan sözleşme uyarınca davalılar hakkında ödenmeyen cari hesaba dayalı bakiye alacağa dayalı olarak yapılan ilamsız takipte, davalı borçluların itirazı üzerine, takibin durmasından sonra davacı tarafça itirazın iptali isteminde bulunulmuştur.
Taraflar arasında bakiye alacak miktarında ihtilaf bulunmayıp dava konusu imalatın ayıplı ve eksik olup olmadığı ayıplı ve eksik ise buna ilişkin davalıların öne sürebileceği tenzilat miktarı konusunda ihtilaf bulunmaktadır.
İİK. 67/1. Maddesinde: “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Davalı şirket tacir olup, tacir olmanın hüküm ve sonuçları kapsamında basiretli davranma yükümlülüğü ve TTK da belirtilen yasal yükümlülükler altındadır.
TTK 18/3 Maddesi “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” hükmünü içermektedir.
TTK MADDE 21- (1) Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.
(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
(3) Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.
TTK 23/1-c) “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmünü içermektedir.
6098 s. TBK’nun 223/2 maddesinde ise “alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır” hükmüne yer verilmiştir.
Somut durumda; davalı taraf her ne kadar yapılan imalatın ayıplı olduğunu beyan ederek müvekkili şirketçe zarar yüklenici davacının hak edişinden kesildiğini beyan etmiş ise de, yukarıdaki kanun maddeleri gereği davalıların ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun şekilde yaptığını kanıtlayamadığı dolayısıyla davacının alacak isteminde haklı olduğu anlaşıldından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 20.06.2016 tarih 2016/2941 E. 2016/10949 K. Sayılı ilamında “Dava konusu icra takibine konu alacak faturaya dayanmaktadır. Dolayısıyla alacak likit, bir başka deyişle bilinebilir, belirlenebilir bir alacaktır. Mahkemece bu husus gözetilerek davacı yararına İİK.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği” belirtildiğinden davacı yararına hükmolunan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına da karar vermek gerekmiş, oluşan vicdanı kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalıların … İcra Dairesinin …/… esas sayılı takip dosyasındaki itirazlarının iptali ile takibin kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Hükmolunan alacağın %20’si tutarındaki 3.961,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 1.352,99 TL nispi harçtan peşin alınan 298,32 TL harç ile icrada alınan 99,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 955,64 TL harcın davalılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan; başvurma harcı, tebligat ücreti ve posta masraflarından oluşan 732,90 TL yargılama giderinin ve peşin alınan 397,35 TL harç’ın davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan gider avansından dosyada kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı lehine takdir edilen 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/04/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza