Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/220 E. 2021/857 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/220 Esas
KARAR NO : 2021/857
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2018
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu senet ile ilgili herhangi bir borcu olmadığını, dava konusu senet ile ilgili davalının Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkilinin alacaklıyı tanımadığını, senette ciranta olarak yer alan diğer iki borçlu … ve …’ı tanıdığını, bu şahıslarla araç alışverişi sırasında tanıştığını, müvekkilinin cirantalarla başkaca hiçbir alışverişi olmadığını bu sebeple takip dayanağı senedi vermesi için bir sebebi bulunmadığını, müvekkilin … plakalı aracı …’den satın aldığını ve aracı alırken noterde parayı ödediğini, daha sonra müvekkilinin …’da ikamet ettiği için aracın plakasını … sayılı plakaya çevirdiğini, müvekkilinin aracı alırken bedelini peşin ödediğini ve kesinlikle bir senet imzalamadığını, senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davalının icra takibine karşı takibin durdurulması için ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile, … tanzim tarihli, … ödeme tarihli ve … TL bedelli senet ile ilgili müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkil lehine inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının tamamen gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olup davanın reddi gerektiğini, Müvekkilinin … düzenleme ve … ödeme tarihli … TL bedelli senedin ciro silsilesi içerisinde meşru hamili olduğunu, Senetten doğan alacak zamanında ödenmeyince müvekkil adına, düzenleyen ve diğer cirantalar aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davacının borçlu alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla üzerinde kayıtlı … Plakalı aracı halası olan …’a devrettiğini, bu hususta müvekkil tarafından Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinde derdest olan tasarrufun iptali davası açıldığını, davacının köyüniyetli olarak menfi tespit davası açtığını, ayrıca, Kambiyo senedi olan takibe konu bononun illetten mücerret olduğunu, yani esas itibariyle kıymetli evrak niteliği taşıyan bir senette mündemiç olan hakkın temel ilişkiden bağımsız olduğunu (Poroy, R./Tekinalp, Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esaslar, İstanbul 2010, s.29). Kambiyo senetleri devredildikten sonra mücerretlik ilkesinin ortaya çıktığını ve senedin yaratılması nedeni olan “sebep” donduğunu, Kıymetli evrakın tedavül ettiği sürece bu sebepten bağımsız olduğunu, bunun yanında senet borçlusunun, senet hamiline karşı temel ilişkiden doğan def’ileri ileri süremeyeceğini, Bu kapsamda, davacının iddialarının müvekkili yönünden bir öneminin olmadığını aynı zamanda, müvekkilinin iyiniyetli hamil ve üçüncü kişi olduğunu, davacının işbu davada bonodaki imzaya da itiraz ettiğini, ancak, davacının aynı icra takibine konu aynı senetteki imzaya yönelik Antalya … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas numarası üzerinden açtığı imzaya itiraz davasının da mevcut olduğunu, O davada icra hukuk mahkemesince imza incelemesi yaptırıldığını, takibe konu senet üzerinde atılı borçlu imzalarının … elinden çıktığının açıkça ifade edildiğini, davanın reddine karar verildiğini, bu nedenle, davacının imzaya itirazı yönünden derdestlik itirazında bulunduklarını, yine, İİK’nun 168/4 ve 170 maddesindeki düzenleme uyarınca, kambiyo senedine özgü takiplerde imzaya itiraz süresinin 5 gün olduğunu, borçlu davacının bu dava yönünden 5 günlük süre içinde imzaya itiraz etmediğini, süre nedeniyle de imzaya itirazın reddi gerektiğini, imzaya itiraz yönünden davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine, haksız davanın reddine, davacının dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; İİK.72/3 maddesi gereği icra takibinden sonra takibe dayanak … tanzim … ödeme tarihli … TL’lik senet nedeniyle borçlu olunmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Adli Tıp kurumu Fizik İhtisas Dairesi … tarihli raporunda sonuç olarak; “İnceleme konusu senette … adına atılı imzalar ile …’nın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı sonuç ve kanaatine varmıştır.” şeklinde görüş bildirmiştir.
… Jandarma Kriminal Labratuvarı … tarihli raporunda sonuç olarak; “İnceleme konusu senet üzerinde … adına atfen atılı bulunan imzalar ile …’nın mevcut mukayese imzaları arısanda yapılan incelemede ve karşılaştırmada söz konusu imzaların … eli ürünü olmadığı sonuç ve kanaatine varmıştır.” şeklinde görüş bildirmiştir.
Davacı tarafça takibe konu senetteki imzanın davacıya ait olmadığı gerekçesiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiştir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233).
Ayrıca, adi senette borçlu olarak gözüken kimse, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığının ve dolayısıyla, senet borçlusu konumunda bulunmadığının tespiti amacıyla, cebri icra tehdidi ile karşı karşıya ise, icra takibinin yapılmasından önce; süresi içinde ödeme emrine karşı imzaya itiraz yoluyla itirazda bulunmayı ihmal etmiş ve takip kesinleşmişse, takibe başlanılmasından sonraki evrede sahtelik davası açabilir, böyle bir sahtelik davası hukukî niteliği itibariyle 2004 sayılı İİK 72’de düzenlenmiş olan menfi tespit davasıdır (Tanrıver, S.: Medenî Usul Hukuku, C.1, Ankara 2016, s. 844-845).
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer, davalının dayandığı hukuki ilişkiyi ispat etmesi gerekmektedir. Davalı alacaklı varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiden kendi lehine çıkar sağlamak durumunda olduğundan, bu ilişkinin varlığının borçlu tarafından inkar edilmesi halinde, ilişkinin mevcudiyetini ispat etmek davalı alacaklıya düşer. Fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer .
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz konusuna değinmek gerekirse, bu husus 2004 sayılı İİK’nın 170. maddesinde düzenlenmiş, bu maddenin üçüncü fıkrasında icra mahkemesince incelemenin aynı Kanun’un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılacağı açıklanmıştır. İİK’nın 68/a maddesinin 4. fıkrasında ise, “…imza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2, 3 ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca HMK’nın yürürlük tarihinden sonra 6100 sayılı HMK’nın 208, 211 ve 217. maddelerine göre imza incelemesi yapılması gerekmektedir. İmza incelemesine dair ilkeler, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … tarihli ve …-… E., … K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
Tüm açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı alacaklının davacı borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla Antalya … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında … tanzim, … ödeme tarihli, …-TL bedelli bononun takibin dayanağını oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Davacı icra takibine konu edilen bono üzerindeki yazı, rakam ve imzaların davacıya ait olmadığını ileri sürerek sahtecilik iddiasında bulunmuştur. Dosya içerisine kazandırılan bilirkişi raporları ile; takibe dayanak bono üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı vekili icra hukuk mahkemesinde alınan raporu gerekçe göstererek itiraz etmiş ise de, mahkememizce iki rapor arasındaki çelişkiyi gidermek üzere … Jandarma Kriminal Labratuvarı’ndan … tarihli rapor alınmıştır. Senet üzerindeki imza alınan bilirkişi raporları ile davacının eli ürünü olmadığı anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile, Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında takibe dayanak bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
İİK.72/5. Maddesindeki “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz” düzenlemesi gereği kötüniyet tazminatına ilişkin yasal koşulların oluştuğunun kabulü ile takibe dayanak … tanzim, … ödeme tarihli, …-TL bedelli senet bedelinin %20′ si oranında hesaplanan …- TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında takibe dayanak … tanzim … tanzim tarihli …-TL bedelli senet yönünden davacı …’nın BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-İİK.72/5. Maddesi gereği takip konusu alacağın %20’si oranında … TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli … TL harçtan peşin olarak alınan …- TL harcın mahsubu ile bakiye …-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen …-.TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan. …-TL ATK fatura bedeli …-TL .tebligat, …- TL ilk dava masraf toplamı olan …-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7- Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere gösterecekleri bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldıb. 14/12/2021

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı