Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/205 E. 2018/769 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/205 Esas
KARAR NO : 2018/769
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 04/04/2018
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde;şirketin en büyük hissedarlarından olan …’ın sağlığında şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığını, yönetim kurulu başkan yardımcılığını ise oğlu müvekkili …’ın yaptığını, müvekkilinin yönetim kurulu başkan yardımcılığına seçildiği son genel Kurul toplantısının … tarihinde yapan davalı şirketin, şirketi kuran ve yıllarca Yönetim kurulu Başkanlığı yapmış olan …’ın, … tarihinde vefatından sonra, bir daha 7 yıl süre İle Genel Kurul dahi yapamadığını, (2017 yılında kayyum tarafından yapılana dek). büyük hissedar ve şirketin kurucusu ve aile şirketinde ailenin babası …’ın vefatından sonra ise, şirket hissedarlarının arasında uyuşmazlıklar baş gösterdiğini, uyuşmazlıkların neticesinde şirketin hiçbir şekilde faaliyet gösteremediğini, şirketin 7 yılı aşkın süre gayri faal durumda kaldığını, söz konusu şirketin en büyük maddi duran varlığının … arsa olduğunu, bunun dışında şirket adına kayıtlı … plakalı araç ve klima olduğunu, aile şirketi şeklinde kurulan şirketin vefat etmeden önceki en büyük hissedarı olan ailenin babası …’ın oldukça değerli olan ve Antalya’nın en güzide noktalarından Konyaaltı sahilinde, denize sıfır noktada yer alan arsa da otel İnşaatı için yatırıma başladığını, ilgili arsa üzerinde subasmanın atıldığını, ancak vefat nedeniyle yatırımın tamamlanamadığını, otel inşası için ruhsat süresi dolmadan evvel müvekkilinin Genel Kurul yapmak adına elinden geleni yaptığını, şirketin toparlanması(G. kurulunun yapılması, ruhsat işlemleri vb hususlarda) amacıyla diğer hissedarlarla birlikte imzalı olarak, hissedar …’a Antalya … Noterliğinin … tarih ve … Yevmiye nolu İhtarnamesini keşide ederek gönderdiğini, herhangi bir sonuç alınamadığını, cevap olarak ekte yer alan Antalya …noterliği’nin … Yevmiye nolu ihtarnamesini aldığını, müvekkilinin ve diğer ortakların Antalya …Noterliği’nin … tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnamesi İle “Genel kurul yapmalıyız. Otel inşası için inşaat ruhsat süresi dolmak üzere gerekli yenilemeleri yapmalıyız, harçları yatırmalıyız ” şeklindeki çağrılarının tamamen hissedar … tarafından sonuçsuz bırakıldığını, otelin inşaat ruhsat süresinin dolduğunu, bunun üzerine müvekkilince şirketin tasfiyesine yönelik Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, buna karşın yıllarca Genel Kurul yapmaya yanaşmayan … tarafından Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ile Genel Kurul yapılması için şirkete Kayyum atanması için dava açıldığını, dosyaların birleştiğini ve Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ile müvekkilince talep edilen şirketin feshi talebinin red edildiğni, kayyum eliyle Genel Kurul toplantısının yapılmasına karar verildiğini, Mahkememizin …/… Esas savılı dosyasında şirketin fesih şartlarının oluşup olmadığı noktasında bilirkişiye tevdii edildiğini, bilirkişi raporunda davalı şirketle alakalı olarak “-…’ın vefatından sonra Genel Kurul yapılmamıştır.(2017 yılında Kayyum tarafından yapıla dek)-2012 yılı Kurular beyannamesi verilmiş, ORTAKLAR ARASINDA Kİ HUSUMETTEN DOLAYI 2013 YILINDAN İTİBAREN MUHASEBE TUTULMAMIŞ ve BEYANNAME VERİLMEMİŞTİR. -Özvarlıklar, yılında 3.187,705,80 TL, yılında 3.430,087,17 TL, yılında 3.440,871,49 TL, yılında ödenmiş sermaye 3.471.880,51 TL dîr-Şirketin 2010-2011-2012 YILLARINDA GELİR GETİRİCİ FAALİYETİNİN OLMADIĞI, bankada bulunan parasından faiz geliri elde ettiği. -31/10/2013 yılında şirketin RESEN TERK EDİLDİĞİ,” belirtildiğini, sonuç olarak raporda genel kurulun yapılamaması hali haklı sebep teşkil eder, lakin kayyum atanarak şirket ayakta tutunabilir dendiğini, mahkemenin rapor doğrultusunda karar verdiğini, tüm bunların üzerine davalı şirketin yönetim kurulunu oluşturmak üzere Kayyum tarafından Genel Kurula çağrı yapılmış ve Yönetim Kurulunun oluşturulduğunu ancak oluşan yönetim kurulunun hukuka aykırı olduğunu, gelinen aşama da hukuka aykırı olarak müvekkilinin de yer almadığı yönetim kurulu oluşturulduğunu, Antalya …ATM …/… Esas sayılı dosyasından Genel kurulun iptali davasının taraflarınca açıldığını ve halen derdest olduğunu, davalı şirketin 7 yıldır gelir getirici bir faaliyetinin olmadığını, şirketin …’ın vefatından bu yana amacını gerçekleştirmek üzere bir girişimde dahi bulunmadığını, bu nedenlerle davalı şirketin feshine, olmadığı takdirde TTK 531 MADDE gereği alternatif çözüm hususunda takdirin mahkemenize bırakıldığı gözetilerek; Aile şirketi vasfındaki şirketin halen elinde bulundurduğu malvarlıkları ile şirket ana sözleşmesinde yer alan amaçları gerçekleştirebileceği düşünülüyor ve şirketin devamlılığı esas alınıyor ise, davacı müvekkili ortağın ortaklıktan ayrılması halinde de, şirket ana sözleşmesinde yapılacak değişiklikle şirketin amaçlarının değiştirebileceği ve böylece yine amacın gerçekleştirilebileceği de göz önüne alınarak, müvekkili ortağın haklı sebenlerden dolayı karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerle ortaklık payının ödenerek, ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; Davacı tarafından Mahkememizin …/… esas, … /… karar sayılı dosyasında … Turizm İnşaat Kuyumculuk San. Ve Tic. A.Ş. ‘nin fesih ve tasfiyesi amacıyla dava açıldığını, yargılama sonunda davacının davasının reddine karar verildiğini, mahkememizce verilen bu karar hakkında davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulduğunu, dosyanın halen Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi …/… esasında inceleme sırası beklediğini, Bölge Adliye Mahkemesinde bulunan dava dosyasında davacı tarafın, huzurdaki bu davada ileri sürdüğü bütün iddialarını ileri sürdüğünü, ancak davacının fesih talebinin reddine karar verildiğini, davacı söz konusu karardan sonrasına ait herhangi bir fesih nedeni de ileri sürmediğini, daha önce açılmış fesih davası derdest iken yeniden fesih davası açılmasının usule de aykırı bulunduğunu, bu nedenle davacının davası hakkında derdestlik itirazında bulunduklarını müvekkili şirketin, yönetim kurulu başkanı ve büyük ortağı olan, aynı zamanda davacının ve ortak …’ın babası, diğer ortak …’ın eşi olan …’ın vefatından sonra davacıdan kaynaklanan nedenlerle miras ihtilafları baş gösterdiğinden müvekkili şirketin genel kurul toplantısının 5 yıl boyunca yapılamadığını, müvekkili şirket ortaklarından … tarafından … tarihinde Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası üzerinden genel kurul toplantısının yapılmasını sağlamak üzere şirkete kayyım atanması talep edildiğini, buna karşılık kayyım tayini davası açıldıktan yaklaşık 2 ay sonra davacı … tarafından … tarihinde Mahkememizin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden şirketin fesih ve tasfiyesi talebi ile dava açıldığını, … tarafından açılan kayyım tayini davası ile bu davanın birleştirilmesine karar verildiğini, her iki davanın yargılamasına Mahkememizin …/… esas sayılı dosyası üzerinden devam edildiğini, birleşen dosyaların yapılan yargılaması sonucunda … tarafından açılan davanın kabulüne, … tarafından açılan davanın ise reddine karar verildiğini, şirketin genel kurul toplantısını yapmak üzere kayyım olarak atanan … vasıtasıyla müvekkili şirketin genel kurul toplantısının … tarihinde yapılarak yeni yönetim kurulu oluşturulduğunu ve şirketin faaliyetine devam etmeye başladığını, davacının annesi, kız kardeşi ve dayısından oluşan yönetim kurulunun kötü niyetle oluşturulduğu iddiasında bulunmak suretiyle aslında geçimsiz olanın ve kötü niyetli olanın kim olduğunu açıkça itiraf etmiş olduğunu, ortaklar arasındaki ihtilafların kaynağının davacının kendisi olup, diğer ortaklara izafi edilecek her hangi bir kusur bulunmadığını, davacının şirketin 7 yıl genel kurul yapamadığını iddia ederken öte yandan şirket ortaklarından … tarafından açılan genel kurul toplantısını yapmak üzere kayyım tayini davasına verdiği cevapta kayyım atanmasına yani şirketin genel kurulunun toplanmasına karşı çıktığını, bu sebebin davacının kötü niyetini göstermek için yeterli olduğunu, müvekkili şirketin yönetim kurulunun 06.12.2017 tarihinde kayyım nezaretinde yapılan genel kurul toplantısında seçilmiş olup, yönetim kurulu arasındaki iş bölümünün yapılması, ticaret siciline tescil ve ilanı bir kaç ay zaman aldığından, şirketin rutin faaliyetlerine ancak Mart 2018 tarihinde başlanabildiğini, müvekkili şirketin yönetim kurulunun yasal gereklilikleri yerine getirdikten sonra faaliyete başlamasından, davacının açtığı bu davayla arasından geçen sürenin 1 aydan az bir zaman olduğunu, davalının yönetim kurulunun şirket amacını gerçekleştirmek üzere faaliyette bulunmadığını, davacının TTK.’nun 531. maddesine dayalı olarak talepte bulunduğunu, davcının anılan yasa maddesi uyarınca talepte bulunabilmesi için haklı sebeple fesih şartlarının oluşması gerektiğini, bu nedenlerle; davacının davasının öncelikle derdestlik nedeniyle reddine, mahkemece bu talebimizin kabul edilmemesi halinde, yasada ön görülen koşulları taşımayan fesih ve tasfiye davasının esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava davacı ortak tarafından şirket aleyhine açılan anonim şirketin haklı sebeple feshi, olmadığı takdirde ortaklıktan çıkma ile çıkma akçesinin verilmesi istemine ilişkindir.
Dava dosyası içeresinde yapılan incelemede mahkememizin …/… Esas …/… Karar sayılı dava dosyasında davacı tarafça haklı sebeple şirketin feshi ve çıkma ile çıkma payının verilmesini ilişkin olarak dava açıldığı, mahkememizce verilen… tarihli karardan sonra Antalya Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin … tarihli kararı ile davacı tarafından açılan davada istinaf başvusunun esastan kabulüne ve mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği, dosyanın Mahkememizin …/… Esas sırasında halen derdest olduğu, istinaf ilamının gerekçesinde de davacının çıkma talebine ilişkin olarak işlem yapılması gerektiği hususlarının açıklandığı, söz konusu bu dava dosyasında davacı tarafından belirtilen hukuki vakıalar ile eldeki davadaki hukuki vakıaların aynı nitelikte olduğu, buna göre davalı şirketin derdestlik ilk itirazının yerinde olduğunun kabulü ile davacının davasının aynı konuda derdest dava bulunması nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının derdestlik itirazı nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen maktu 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/12/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır