Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/146 E. 2022/858 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/146
KARAR NO : 2022/858

(ASIL DAVA YÖNÜNDEN)
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

(ASIL DAVA İLE BİRLEŞEN ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/251 ESAS
SAYILI DOSYASI BAKIMINDAN)
DAVA TARİHİ : 13/04/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

(ASIL DAVA İLE BİRLEŞEN ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/294 ESAS
SAYILI DOSYASI BAKIMINDAN)
DAVA TARİHİ : 30/04/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

(ASIL DAVA İLE BİRLEŞEN ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/203 ESAS
SAYILI DOSYASI BAKIMINDAN)
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 29/03/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1.Davacı vekili, ana dava dosyasında (mahkememizin 2018/146 esas sayılı dosyası) dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı …Ltd. Şti. ekte bir sureti sunulan …tarihli sözleşme gereği davalıdan banyo lavabosu ve seramik alımı hususunda anlaştıklarını, sözleşme gereğince müvekkili firmanın toplamda …-TL’ye tekabül eden ve dökümleri verilecek çekleri avans olarak teslim ettiğini, davalının da sözleşme tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kendisine avans olarak verilen bedel kadar ürünü müvekkil firmaya teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ayrıca tarafların belirtilen sözleşme ile; ürünlerin süresi içerisinde teslim edilmemesi halinde müvekkil tarafından davalıya teslim edilen çeklerin iadesi hususunda da anlaştıklarını, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile müvekkil tarafından davalıya verilen çeklerin; …seri nolu …vade tarihli …Bankasına ait …-TL tutarlı çek, …seri nolu …vade tarihli …Bankasına ait …-TL tutarlı çek, …seri nolu …vade tarihli …Bankasına ait …-TL tutarlı çek, …seri nolu …vade tarihli …Bankasına ait …-TL tutarlı çek, …seri nolu …vade tarihli …Bankasına ait …-TL tutarlı çek, …seri nolu …vade tarihli …Bankasına ait …-TL tutarlı çek olduğunu, belirtilen sözleşme gereğince müvekkilinin üzerine düşen edimi yerine getirdiğini ve çekleri tam ve eksiksiz olarak davalıya teslim ettiğini, ancak davalının bugüne kadar müvekkili şirketin sipariş etmiş olduğu malları teslim etmediği gibi teslim etmesi gereken mal mukabilinde almış olduğu çekleri de müvekkile iade etmediğini, söz konusu çeklerin iade edilmemesi üzerine müvekkili tarafından Antalya …Noterliği … tarih …yevmiye nolu ihtarname ile tarafına mal teslimi yapılmaması sebebi ile sözleşmenin geçersiz olduğunu, bu sebeple ödenen toplam …TL bedelli çeklerin iadesi talep edildiğini, ancak bugüne kadar söz konusu çeklerin müvekkile teslim edilmediği gibi gönderilen ihtarnameye de cevap verilmediğini, müvekkil tarafından piyasada haricen yapılan araştırmada; davalı tarafın müvekkilin teslim ettiği çeklerden; …seri nolu …vadeli, …-TL tutarlı çek ve …seri nolu …vadeli …-TL tutarlı çekin … ’e, …seri nolu … vadeli …-TL tutarlı çek ve …seri nolu …vadeli …-TL tutarlı çekin ise; …’e keşide edilerek teslim edildiğini, faktoring işlemlerinin usulsüz olduğunu beyan ederek; menfi tespit talebinde bulunmuştur.
2.Davalı …Faktoring cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu, dava konusu çekin, müvekkili şirkete faktoring sözleşmesine istinaden ve ciro yoluyla geçtiğini, çek üzerindeki ciro silsilesinin düzgün olduğunu, müvekkilinin kanuna göre iyi niyetli yetkili hamil konumunda olduğunu, müvekkiline kötü niyet ve ağır kusur yüklenmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin basiretli davrandığını ve gereken her türlü araştırmayı yaptığını, üzerine düşen yasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkilinin davacı ile lehtar arasındaki ilişkilerden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Davalı …faktoring cevap dilekçesinde özetle; davacının doğru söylemediğini çünkü müvekkilinin elindeki dava konusu çeklere tekabül eden seramikleri diğer davalı müvekkilinin müşterisinden teslim aldığını, dilekçe ekinde sundukları cd’de yer alan beyanı ile açık şekilde ikrar ettiğini, kaldı ki davacının iddiaları doğru olsa dahi bunların müvekkiline karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin bilerek davacının zararına hareket eden kötü niyetli hamil olmadığını, iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu, dava konusu itiraz ve def-ilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, avans çeki kavramına sığınarak davacının müvekkilini dava etme hakkı olmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
4.Davalı …LTD ŞTİ cevap dilekçesi vermemiştir.
5.Davacı vekili, Antalya 2. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/203 esasında, … AŞ ve …LTD ŞTİ’ye menfi tespit talepli dava açmıştır.
6.Davacı vekili, Antalya 2. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/203 esasında verdiği, mahkememizin 2018/146 esas sayılı ana dava dosyası ile birleşen davadaki dava dilekçesinde özetle; davalı …LTD ŞTİ ile aralarında yapılan satış sözleşmesi gereğince müvekkili şirket tarafından keşide edilerek davalıya verilen çeklerin davalı tarafından sözleşme gereği teslimi gereken malların teslim edilmemesi sebebi ile bedelsiz kaldığını bu çeklerden dava konusu …seri nolu muhatabı …bank keşidecisi müvekkili şirket, lehtarı davalı … ltd şti olan …keşide tarihli …tl bedelli çekin de bedelsiz kaldığını belirterek çek üzerine ödeme yasağı konulmasını talep etmiştir.
7.Antalya 2. Asliye Ticaret mahkemesince 09/04/2018 tarihinde birleştirme kararı verilmiştir.
8.Davalı …Faktoring cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret mahkemesi olduğunu, müvekkilinin kanuna uygun olarak çeki elinde bulundurduğunu, şahsi def-ilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, usule uygun faktoring sözleşmesi imzalandığını, davanın kötü niyetli olduğunu, davacı ile davalı …LTD ŞTİ arasında imzalanan sözleşmenin müvekkili şirket aleyhine hüküm ifade etmesinin mümkün olmadığını, adi yazılı şekilde düzenlenen sözleşmenin her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
9.Davalı …LTD ŞTİ cevap dilekçesi vermemiştir.
10.Davacı vekili, Antalya 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/251 esasında, …bank’a karşı menfi tespit talepli dava açmıştır.
11.Antalya 1. Asliye Ticaret mahkemesince 13/04/2018 tarihinde birleştirme kararı verilmiştir.
12.Davacı vekili, Antalya 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/251 esasında verdiği, mahkememizin 2018/146 esas sayılı ana dava dosyası ile birleşen davadaki dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı …Ltd. Şti arasında …tarihli sözleşme gereğince davalıdan banyo lavabosu ve seramik alımı hususunda tarafların anlaştığını, sözleşme gereğince müvekkili firmanın toplamda …TL’ye tekabül eden ve …seri numaralı …vade tarihli …Bank AŞ’ye ait …TL bedelli, …seri nolu … vade tarihli …Bank AŞ’ye ait …TL bedelli, …seri numaralı …vade tarihli …Bank AŞ’ye ait …TL bedelli, …seri nolu …vade tarihli …Bank AŞ’ye ait …TL bedelli, …seri nolu …vade tarihli …Bank AŞ’ye ait … TL bedelli, …seri nolu …Bank AŞ’ye ait … TL bedelli çekleri avans olarak davalıya teslim ettiğini, …Ltd. Şti firmasının da sözleşme tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kendisine avans olarak verilen bedel kadar ürünü müvekkili firmaya teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, taraflar arasında belirtilen sözleşme ile ürünlerin süresi içerisinde teslim edilmemesi halinde müvekkili firma tarafından …Ltd. Şti firmasına teslim edilen çeklerin iadesi hususunun kararlaştırıldığını, sözleşme gereğince müvekkili firma üzerine düşen edimi yerine getirdiğini ve çekleri tam ve eksizsiz olarak teslim ettiğini, davalı şirketin bugüne kadar müvekkili şirketin sipariş etmiş olduğu malları teslim etmediğini, teslim etmesi gereken mal mukabilinde almış olduğu çekleri de müvekkiline iade etmediğini, söz konusu çeklerin iade edilmemesi üzerine müvekkili tarafından Antalya …Noterliği … tarih …yevmiye nolu ihtarnamesi ile tarafına mal teslimi yapılmaması üzerine sözleşmenin geçersiz olduğu, bu sebeple ödenen toplam … TL bedelli çeklerin idesini talep ettiğini, bugüne kadar çeklerin müvekkiline iade edilmediği gibi gönderilen ihtarnameye de cevap verilmediğini, müvekkili tarafından piyasada haricen yapılan araştırmada davalı tarafın müvekkilinin teslim ettiği çeklerden …seri nolu …vade tarihli …Bank AŞ’ye ait …TL bedelli çekin …Faktoring’e keşide edilerek teslim edildiğini öğrendiğini, davalı firma tarafından cezai sorumluluklarını gerektirecek şekilde dolandırıcılık ve sahte evrak düzenlemek ve müvekkili firma yetkilisinin imzasını taklit etmek suretiyle imzada sahtecilik işlemlerinin yapıldığını, müvekkili şirketten alınan ve iadesi gereken çeklerin karşılığında müvekkile herhangi bir mal teslim edilmediği halde müvekkili şirkete fatura kesildiğini, müvekkili adına da sahte imzalar atıldığını ve faturalar ile faktoring firmalarına çekler karşılığı mal teslim edilmiş gibi göstermelik istenildiğini, faturaların hiçbir zaman müvekkile teslim edilmediğini, davalı tarafın çeki faktoring firmalarına kırdırmak için faturaların düzenlendiğini ve çeki kırdırdıktan sonra da iptal edildiğini, BA-BS formlarına göre o dönemde fatura kesilmediğinin beyan edildiğini, buna dayalı olarak Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/146 esas sayılı dosyasından menfi tespit davası açıldığını, açılan menfi tespit davasında davalı şirket ve faktoring firması hakkında tedbir kararı verildiğini, tedbir kararı sonrası çeklerin …bank’a takasa verildiğini, takasa verilme işleminin faktoring firması tarafından yapıldığını, elde edilen bedelin banka aracılığıyla faktoring firması hesabına geçeceğini, güven kurumları olan bankaların faktoring firmasını kullanarak tedbir kararı verilen bir çekin tahsilatının sağlamasının hukuken korunacak bir yanının bulunmadığını, bu durumda …Ltd. Şti’nin kötü niyetli tavrını ortaya koyduğunu, bu nedenlerle öncelikle iş bu dosyanın Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/146 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, dava kesinleşinceye kadar çek bedelinin ödenmemesi için müvekkili açıdan daha fazla hak kaybına neden olunmasını engellemek adına davaya konu çek hakkında ödeme yasağı konulmasını, müvekkili aleyhine başlatılan dava ve takiplerin durdurulması için takdiren teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini, davaya konu …seri nolu … vade tarihli …Bankasına ait …TL bedelli çek yönünden borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
13.Davalı …bank vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının … bankasına ait …seri nolu … vadeli …- TL bedeli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, dava dilekçesinde ; dava konusu …seri nolu … vadeli …- TL bedeli çekin, …Şirketi tarafından … faktoring şirketine ciro edildiği , … faktoring şirketi tarafından da …bank ‘ a takasa sunulduğunun beyan edildiğini, müvekkil banka açısından dava konusu uyuşmazlığın ; …Foktoring şirketi tarafından …bank’ a takasa sunulan çek hakkında …bank A.Ş hasım gösterilerek menfi tespit davası açılıp açılamayacağı, …bank ‘ ın taraf sıfatının olup olmadığı , davacının bankaya karşı işbi davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığını, dava konusu çekin müvekkil bankaya tahsil edilmek amacıyla cirolandığını, başka bir ifade ile ortada tahsil cirosu bulunduğunu, bu durumda çekten doğan hakların bankaya geçmeyeceğini, dolayısıyla dava konusu çekle ilgili bankanın alacaklı konumda olmadığını, bu durumda da bankaya dava açmakta hukuki bir yarar bulunmadığını, …bank A.Ş aleyhine dava açmakta hukuki yarar bulunmadığnıdan , davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, çekin rehin cirosu ile kendilerine verilmediğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
14.Davacı vekili, Antalya 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/294 esasında, …Bankası AŞ’ye karşı menfi tespit talepli dava açmıştır.
15.Antalya 1. Asliye Ticaret mahkemesince 08/05/2018 tarihinde birleştirme kararı verilmiştir.
16.Davacı vekili, Antalya 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/294 esasında verdiği, mahkememizin 2018/146 esas sayılı ana dava dosyası ile birleşen davadaki dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı …ltd Şti’nin …tarihli sözleşme gereği davalıdan banyo lavabosu ve seramik alımı konusunda anlaştıklarını, müvekkil firmanın … TL ‘ye tekabül eden çeklerin avans olarak teslim ettiğini, davalının da sözleşme tarihinden itibaren 15 gün içinde kedisine avans olarak verilen bedel kadar ürünü müvekkil firmaya teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ancak müvekkil firmanın üzerine düşen edimi yerine getirmesine rağmen davalı şirketin sipariş edilen malları teslim etmediği gibi çekleri de müvekkile iade etmediğini, re’sen dikkate alınacak sebeplerle öncelikle dosyanın Antalya 4.ATM’nin 2018/146 E sayılı dosyası ile birleştirilmesine, dava kesinleşinceye kadar çek bedelinin ödenmemesi için davaya konu çek hakkında ödeme yasağı konulmasına, …seri nolu …vade tarihli …TL bedelli, …seri nolu …tarihli …TL bedelli çek yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
17.Davalı …Bankası AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, çeklerdeki cironun tahsil cirosu olduğunu, çeklerin sadece tahsile veren adına takas odasına sunulmasını ve çek hamili adına tahsil edilen çek bedelinin tahsile veren hesabına yatırılması yetkisi tanıdığını, müvekkiline rehin cirosu ile devrin söz konusu olmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
18.Ana dava dosyası ile birleşen davalar özünde, menfi tespit talepli davalardır. Söylemek gerekir ki; birleştirilen davaların tahkikat aşamaları müşterek olup, davalar, birbirinden bağımsız ayrı dava olma özelliğini devam ettirirler. Mahkememiz de bu şekilde değerlendirme yapmıştır.
19.Yargıtay 19. HD., 2020/237 Esas, 2020/805 Karar sayılı, 04.06.2020 Tarihli, “Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik” vermiş olduğu ilamında; ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına karar verilmiştir.(Benzer yönde Yargıtay 11. HD., 2020/4396 E, 2021/3198 K; 2020/6050 E, 2021/4519 K)
20.Bir kısım davalılar yetki itirazında bulunmuşlardır. Dosya kapsamından çeklerin keşide yerinin Antalya olduğu anlaşılmaktadır. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkeme genel yetki kurallarına göre belirlenir. Dava konusu çekin keşide yeri Antalya olduğuna göre, Antalya mahkemelerinin de somut olay bakımından yetkili olduğu anlaşılmakla, yetki itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.(Yargıtay 19. HD., 2013/18501 E, 2014/1184 K)
21.Bir kısım davalıların husumet itirazında bulundukları görülmüştür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/2-2727 esas, 2020/846 karar sayılı güncel emsal ilamında da belirtildiği üzere; Sıfat deyimi dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle (usul hukuku sorunu) ilgili olduğu hâlde; taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hakka (maddi hukuk sorunu) ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (davacı sıfatı-dava hakkı) o hakkın sahibine ait olup (aktif husumet); hakkını o hakka uymakla yükümlü kişiden (davalı sıfatı-pasif husumet) isteyebilecektir. Sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu daha açık bir ifadeyle bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin olması nedeniyle maddi hukuk sorunudur. Sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel bir itirazdır. Hâkim somut olayda bir itiraz sebebinin varlığını öğrenirse bu yönün kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle bu hususu kendiliğinden gözetmek zorundadır. Taraf sıfatının, dava şartı olmaması nedeniyle; hâkim, yaptığı inceleme sonunda taraflardan birinin o davada taraf sıfatının bulunmadığı kanaatine varırsa, dava şartı yokluğunun aksine davanın usulden değil, esastan reddine karar vermelidir (Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Mart 2020, Cilt-1, s.332-334). Bu nedenle, bir kısım davalıların husumet itirazları (taraf sıfatı) itirazları konusunda iddia edildiği gibi davanın başında karar verilmesi talepleri yerinde bulunmamıştır.
22.Dosyada hukuki yarar yokluğu iddiasının da olduğu görülmüştür. Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakla hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır(Arslan, Ramazan; Aktaran, Hanağası, Emel: Davada Menfaat, Ankara 2009 Önsöz VII; Yargıtay HGK., 2012/19-477 Esas, 2012/711 Karar, Tar. 10/10/2012) Davacı taraf dava konusu çeklerle ilgili olarak çek lehtarına borçlu olmadığını, faktoring ilişkisinin usulsüz olduğu, bu nedenle faktoring şirketlerine ve ayrıca cironun niteliğine göre davalı bankalara da borçlu olmadığını ileri sürmüş bu hususları temelde yargılama konusu yapmıştır. Davacının iddiasının ileri sürülüşü bakımından dava açmakta hukuki yararı olduğu anlaşılmaktadır ve buna yönelik itirazlar yerinde değildir.
23.Faktoring; “Müşterinin üçüncü şahıs olan borçlu karşısındaki mal tesliminden veya işgörme/hizmet ediminden ileri gelen alacaklarının karşılığını, alacağın tahsilinden önce avans olarak ödeyerek alacağın tahsil edilmemesi riskinin ve müşteri için borçlunun muhasebesinin tutulması, ihtar işlemleri gibi işgörme/hizmet edimlerinin üstlenilmesi suretiyle devir ve satın alınması” olarak tanımlanmaktadır (Kocaman A: Faktoring İşlemlerinin Hukuki Niteliği, Ankara 1992, s.21)
24.Yargıtay HGK’nun 2017/19-900 E, 2019/591 K sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; Faktoring’in amacı, firmalara satışlarının ve karlarının artması konusunda yardımcı olmaktır.
25.Kapsam olarak faktoring; bir mali kuruluş (factor/faktor) ile ticari borçlular (müşteriler) ve mal satan veya hizmet arz eden bir ticari işletme arasında (satıcı) üç taraflı bir sözleşme olup, genelde rücu hakkı olmaksızın alıcının borçlularının hesap hasılalarını factor satın alır ve bu suretle müşterilere tanınan kredileri kontrol altında tuttuğu kadar, muhasebe ve tahsilatını da yürütür.
26.Faktoring işleminin üç tarafı vardır. Bunlar;
a)Müşteri (firma):Faktoring hizmetlerini talep eden ve alacaklarını faktoring şirketine devreden (satan) işletme,
b)Faktoring Şirketi (Factor): Müşterinin alacaklarını devir ve satın alarak karşılığında nakit olarak ödeyen şirket,
c)Borçlu: Müşterinin alacaklı olduğu kişi veya işletmedir.
27. Faktoring şirketlerinin yapamayacakları iş ve işlemler Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 19 ve 22/2. maddelerinde düzenlenerek;
19. madde ile;
“Bu Yönetmelik hükümlerine göre kendilerine faaliyet izni verilen şirketlerin, müşterileri ile yapacakları işlemler için yazılı sözleşme düzenlemeleri zorunludur.” şeklinde düzenleme yapılarak yazılı sözleşme yapma zorunluluğu getirilmiş,
22. maddenin 2. fıkrasında ise;
“Faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilmeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler” hükmüne yer verilmiştir.
28.Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi yönünde ara karar kurulmuştur.
29.Davacı ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan …tarihli bilirkişi raporunda özetle; … Vergi Dairesi Müdürlüğünün …vergi kimlik numarasında kayıtlı kurumlar vergisi mükellefi …A.Ş.’nin 2017 ve 2018 yılı ticari defter kayıtlarını 1 Seri No Tu Elektronik Defter Tutma Genel Tebliğ uyarınca elektronik ortamda (e-Defter), bu hususla ilgili Mali Mühür, E İmza, Berat ve Elektronik Sisteme sahip olduğu, davacı tarafın tarafıma ibraz etmiş olduğu 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerini TTK’na göre usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliğini taşıdığı, davalı …Şirketi tarafından Davacı firma adına düzenlenen ve Faktoring Şirketlerine ibraz edilen faturaların Davacının ticari defter kayıtlarında yer almadığı, davacının ticari defter kayıtlarında Davalı …Firmasına ait carisini …nolu hesaplardan takip ettiği, bu hesaplara ilişkin ticari defter muavin kayıtlarının ekte olduğu, davacı şirketin 2017 ve 2018 yılı ticari defter kayıtlarında Davacı tarafça Davalı …Firmasına keşide edilen dava konusu konusu çeklerin Davacıya aide edildiği ya da Davalı …Firması tarafından dava konusu çeklere ilişkin düzenlenerek Davacı şirkete gönderilmiş ve Davacı şirketçe ticari defter kayıtlarına alınmış herhangi bir fatura ve buna ilişkin bir kayda rastlanılamadığı, davalı …firması tarafından Davacı adına düzenlenen ve Davacı ticari defter kayıtlarında yer alamayan Faturaların tarihlerinin taraflar arasında akdedilen sözleşmeden önceki bir tarihe ait olduğu, davacı tarafından Davalı …Firmasına keşide edilen dava konusu çeklere ilişkin …TL tutarın Davacı tarafça … tarihinde … Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabına aktarıldığı, davacının 2017 ve 2018 yılı ticari defter kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle Davacının Davalılara dava konusu çeklerden dolayı herhangi bir borcu bulunmadığı hususları belirtilmiştir.
30.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
31.İtirazların değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiden ek rapor aldırılmış olup, … tarihli ek raporda özetle; kök rapor teyit edilmekle beraber; Davacı ile Davalı …arasında akdedilen sözleşmenin … tarihli olmakla birlikte sözleşmede yer alan bir kısım çeklerin Factoring Şitketlerine sözleşme tarihinden önce tevdi edilmiş olması ve bedellerinin sözleşme tarihinden önce ödenmiş olması, yine bir kısım çeklerin de sözleşme tarihinde Factoring Şirketlerine tevdi edilmesi ve bedellerinin de sözleşme tarihinde ödenmesi ve aynı zamanda çeklere done olan Faturaların sözleşme tarihinden önceki tarihlere düzenlenmesi ve telefon teyit konuşmalarında da söz konu faturalara ilişkin malların teslim alındığının davacı tarafça beyan edilmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; Davacı ile Davalı …arasında akdedilen … tarihli sözleşmenin muvazaalı olup olmadığı, Davalı Factoring Şirketlerinin yapmış oldukları işlemlerin 6361 sayılı Yasa hükümlerine uygun olup olmadığı hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
32.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
33.İtirazların değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiden ikinci ek rapor aldırılmış olup, … tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda özetle; kök ve birinci ek rapordaki tespitle teyit ve tekrar edilmiştir.
34.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
35.Mahkememizce aşamalarda faktoring şirketleri yönünden de ticari defter incelemesi yapılması amacıyla talimat yazılmıştır.
36. … tarihli talimat yolu ile aldırılan bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından …tarihli mal alımı teklifine istinaden davalı/satıcı şirkete teslim edilen ve sonrasında faktoring sözleşmesine istinaden kullanılan …nolu …keşide tarihli …-TL’lik çekin, davalı/…faktoring A.Ş. tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında yapılan işlemlerin 6361 sayılı kanun, yönetmelik ve genelge kapsamına göre uygun olduğu, davacı tarafından …tarihli mal alımı teklifine istinaden davalı/satıcı şirkete teslim edilen ve sonrasında kullanılan …nolu …keşide tarihli …-tl’lik çekin, dava dışı …ltd. şti. tarafından tahsil edildiği, faktoring sözleşmesi kapsamında kullanılmadığı, davacı tarafından … tarihli mal alımı teklifine istinaden davalı/satıcı şirkete teslim edilen ve sonrasında faktoring sözleşmesine istinaden kullanılan …nolu …keşide tarihli …-tl’lik çekin, davalı/… faktoring A.Ş. tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında yapılan işlemlerin 6361 sayılı kanun, yönetmelik ve genelge kapsamına göre uygun olduğu, davacı tarafından … tarihli mal alımı teklifine istinaden davalı/satıcı şirkete teslim edilen ve sonrasında faktoring sözleşmesine istinaden kullanılan …nolu …keşide tarihli …TL’lik çekin, davalı/… faktoring A.Ş. tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında yapılan işlemlerin 6361 sayılı kanun, yönetmelik ve genelge kapsamına göre uygun olduğu, davacı tarafından … tarihli mal alımı teklifine istinaden davalı/satıcı şirkete teslim edilen ve sonrasında faktoring sözleşmesine istinaden kullanılan …nolu …keşide tarihli …(TL)’lik çekin, davalı/… faktoring A.Ş. tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında yapılan işlemlerin 6361 sayılı kanun, yönetmelik ve genelge kapsamına göre uygun olduğu, davacı tarafından … tarihli mal alımı teklifine istinaden davalı/satıcı şirkete teslim edilen ve sonrasında faktoring sözleşmesine istinaden kullanılan …nolu …keşide tarihli …(TL)’lik çekin, davalı/…faktoring a.ş. tarafından faktoring sözleşmesi kapsamında yapılan işlemlerin 6361 sayılı kanun, yönetmelik ve genelge kapsamına göre uygun olduğu belirtilmiştir.
37.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
38.Davalı …şirketine ticari defterlerinin incelenmesi için yazılan talimat sonucunda ise davalının ticari defterlerini sunmadığı anlaşılmıştır.
39. 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddesi ”Faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal ve hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez” hükmünü içermektedir. Yasa metninden de anlaşılacağı üzere, faktoring şirketinin, faktoring işlemi ile devraldığı alacak, alacağın temliki hükümlerine tabidir. Nitekim, faktoring işlemlerinde alacağın temliki hükümlerinin uygulandığı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.11.2010 tarih, 2010/19-488 E, 2010/557 K. sayılı kararında da açıkça belirtilmiştir. Öte yandan aynı kararda faktoring işleminin müşteri (firma), faktoring şirketi (faktor) ve borçlu olmak üzere üç tarafının bulunduğu da açıklanmıştır. Faktoring işleminin bu tarafları arasındaki ilişkiler yönünden 6361 sayılı Yasanın 9/2 ve 6098 sayılı TBK’nın 188/1.maddesi hükümlerinin uygulanması gerekir. Buna göre borçlu, faktoring işlemini öğrendiği sırada önceki alacaklısına karşı sahip olduğu def’ileri, alacağı faktoring sözleşmesine dayanarak devralmış olan faktoring şirketine karşı da ileri sürebilecektir. 6361 sayılı Yasanın 9/2. ve TBK’nın 188/1. maddesi karşısında faktoring işleminin tarafları arasındaki ilişkiler yönünden şahsi def’ilerin ileri sürülebilmesinde faktoring şirketinin iyiniyetli ya da kötüniyetli olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. Bu açıklamalar karşısında, dava konusu çeklerde, davacının düzenleyen, davalı …Şirketinin lehtar olduğu da göz önüne alınarak, davacının, bedelsizlik defini davalı faktoring şirketlerine karşı ileri sürmesi mümkündür. 6361 sayılı Yasanın 9/3 maddesi ise belirtilen faktoring ilişkisi tarafların haricindeki kambiyo borçluları bakımından geçerlidir.
40. Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin İstihbarat çalışması başlıklı 5. Maddesi uyarınca;
“1) Kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir. İstihbarat çalışması;
a) Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin kontrol edilmesi,
b) İç kontrol sisteminin devralınan faturalara ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak ve Merkezi Fatura Kaydı Sisteminde bu faturaların mükerrer olmadığının kontrolü tamamlanmaksızın kullandırım yapılamayacak şekilde oluşturulması,
c) müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi, hususları dâhil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur.”
41.Yönetmeliğin 8’inci maddesine göre de; Faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde, alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi veya diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir. Kuruluş tarafından kullanılan faktoring programları bu uyumu gözetecek ve uyumsuzluk söz konusu olduğunda işlem yapılmasına olanak vermeyecek şekilde yapılandırılır.
42.Dosyaya dönüldüğünde; davacı ile temel ilişki bulunan davalı …Şirketi arasındaki ticari ilişkinini hukuki değerlendirmesine bakınca, davacının ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafça Davalı …Firmasına keşide edilen dava konusu konusu çeklerin Davacıya aide edildiği ya da Davalı …Firması tarafından dava konusu çeklere ilişkin düzenlenerek Davacı şirkete gönderilmiş ve Davacı şirketçe ticari defter kayıtlarına alınmış herhangi bir fatura ve buna ilişkin bir kayda rastlanılamadığı, davalı …firması tarafından Davacı adına düzenlenen ve Davacı ticari defter kayıtlarında yer alamayan Faturaların tarihlerinin taraflar arasında akdedilen sözleşmeden önceki bir tarihe ait olduğu, davacı tarafından Davalı …Firmasına keşide edilen dava konusu çeklere ilişkin …TL tutarın Davacı tarafça …tarihinde …Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabına aktarıldığı, davacının 2017 ve 2018 yılı ticari defter kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle Davacının Davalılara dava konusu çeklerden dolayı herhangi bir borcu bulunmadığı hususları belirtilmiştir.
43.Davalı …Şirketi ise ticari defterlerini ibrazdan kaçınmıştır/ibraz etmemiştir.
44. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. 7251 sayılı kanunla, 6100 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiştir. Olağan koşullarda tarafın kendisine ait olan belge taraf lehine delil vasfına sahip olamazken, ticari defterlerde bu husus yukarıda belirtildiği üzere bazı koşullara tabi kılınmıştır. Davalının ticari defterlerini sunmaması hali, davacının ticari defterlerinin lehine delil olması sonucunu ortaya çıkarır.
45.Bu açıklamalar ışığında, davacının davalı …şirketine borçlu olmadığı dosya kapsamından, bilirkişi raporundaki belirlemelerden anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı …Şirketi yönünden davaların kabulü gerekmiştir.

46.Faktoring işleminin müşteri (firma), faktoring şirketi (faktor) ve borçlu olmak üzere üç tarafının bulunduğu, somut olayda bu tarafların taraf faktoring şirketleri, davacı ve davalı …Şirketi olduğu, Faktoring işleminin bu tarafları arasındaki ilişkiler yönünden 6361 sayılı Yasanın 9/2 ve 6098 sayılı TBK’nın 188/1.maddesi hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, buna göre borçlunun, faktoring işlemini öğrendiği sırada önceki alacaklısına karşı sahip olduğu def’ilerin, alacağı faktoring sözleşmesine dayanarak devralmış olan faktoring şirketine karşı da ileri sürebileceğini, 6361 sayılı Yasanın 9/2. ve TBK’nın 188/1. maddesi karşısında faktoring işleminin tarafları arasındaki ilişkiler yönünden şahsi def’ilerin ileri sürülebilmesinde faktoring şirketinin iyiniyetli ya da kötüniyetli olmasının sonuca etkisi bulunmadığı, bu açıklamalar karşısında, dava konusu çeklerde, davacının düzenleyen, davalı …Şirketinin lehtar olduğu da göz önüne alınarak, davacının, bedelsizlik defini davalı faktoring şirketlerine karşı ileri sürmesi mümkün olduğu, 6361 sayılı Yasanın 9/3 maddesi ise belirtilen faktoring ilişkisi tarafların haricindeki kambiyo borçluları bakımından geçerli olduğu, dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda (…tarafından hazırlanan) davacının davalı …şirketine borçlu olmadığının anlaşıldığı hususları karşısında davalı faktoring şirketleri yönünden de davaların kabulüne karar vermek gerekmiştir.
47.Davalı bankalar yönünden dosyanın incelenmesinde; ciro kavramı ve tahsil cirosu, temlik cirosu, rehin cirosu kavramlarının tanımlanmasına gerek duyulmaktadır. Çek, kanunen emre yazılı senetlerden olduğu için, emre düzenlenmek isteniyorsa bunun açıkça senede yazılmasına gerek yoktur (TTK m. 785/1-a; eTTK m. 697/I, b. 1). Emre yazılı çekler ciro ve teslim yolu ile devredilir (TTK m.788/I; eTTK m.700/I; TTK m. 647/I-II, eTTK m. 559/I,II). Ciro; temlik, tahsil ve rehin cirosu olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Kambiyo senedinin mülkiyeti ile birlikte senetten doğan hakları karşı tarafa devretmek amacıyla yapılan ciroya temlik cirosu denir. Temlik cirosu ile ciranta artık senedin nihai alacaklısı sıfatını kaybeder ve ciro yaptığı şahsa ve ondan sonra gelecek olanlara karşı sorumlu olur. Ciro şerhinde, cironun hangi amaçla yapıldığı anlaşılmıyor ise temlik için yapıldığı kabul edilir. Cironun temlik dışında, başka bir amaç için yapıldığını iddia eden taraf, iddiasını ispat ile mükelleftir. Ancak TTK’nın 688/1 ve 689/l. maddelerinde ciro şerhinin bulunmadığı durumlara ilişkin düzenlemeler de mevcut olup, anılan madde hükümlerine göre, tahsil veya rehin cirosu ile senedi devralan kişinin yaptığı ciro tahsil cirosu hükmündedir. Kambiyo senedi alacaklısı, senet bedelini bizzat tahsil etmek zorunda değildir. Bu gibi durumlarda, alacaklı, kendisine bir temsilci atayarak senet bedelinin tahsilini sağlayabilir. Bu yolla yapılan ciroya tahsil cirosu denir (TTK m. 688). Tahsil cirosu açık veya örtülü (inançlı) yapılabilir. Açık tahsil cirosu, vekâlet kaydının açıkça yer aldığı cirodur. Bunun için ciro şerhinde “bedeli tahsil içindir”, “vekâleten”, “kabz içindir” veya vekâleti gösteren başka herhangi bir kaydın bulunması gereklidir (TTK m. 688/1). Açık tahsil cirosunun sadece teşhis fonksiyonu vardır. Senedin mülkiyetine ve senetten doğan alacaklara ciranta (tahsil cirosu ile devreden) sahip olduğundan, temlik fonksiyonu bulunmamaktadır.Rehin Cirosu” başlığını taşıyan TTK’nın 689. Maddesi ise; “(1) Ciro, “bedeli teminattır”, “bedeli rehindir” ibaresini veya rehnetmeyi belirten diğer herhangi bir kaydı içerirse, hamil, poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat kendisi tarafından yapılan bir ciro ancak tahsil cirosu hükmündedir. (2) Poliçeden sorumlu olanlar, kendileriyle ciranta arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri hamile karşı ileri süremezler; meğerki, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmünü içermektedir. Rehin cirosu, açık veya inançlı rehin cirosu şeklinde yapılabilir (Poroy, Reha / Tekinalp, Ünal: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, İstanbul 2010, s. 174). “Bedeli teminattır” veya “bedeli rehindir” ibaresini veyahut rehnetmeyi belirten başka herhangi bir kaydı içeren ciro ile açık rehin cirosu kurulabilir (TTK 689/1). İnançlı rehin cirosu ise, senedin rehin cirosu ile devredildiğine ilişkin ciro beyanında herhangi bir kayda yer verilmeyerek ve rehin anlaşmasını cironun tarafları arasında bırakılarak kurulabilir. İnançlı rehin cirosu Kanun’da ayrıca düzenlenmemiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 689. maddesine göre, bedeli teminattır, bedeli rehindir ibaresini veya rehnetmeyi belirten diğer herhangi bir şerh ile rehin alana ciro yapılması ve senet zilyetliğinin devri halinde açık (alenî) rehin cirosu söz konusu olur. Bu ciro, senedin üzerine yazılabileceği gibi alonj üzerine de yazılabilir (TTK 683). Ciro şerhinde rehne ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı, ciro lehtarı lehine kambiyo senedi üzerinde bir rehin hakkı kurmak için yalnız taraflar arasında kalan bir rehin anlaşmasına uygun olarak yapılan ciroya gizli (örtülü) rehin cirosu denir. Rehin cirosu tam veya beyaz ciro şeklinde yapılabilir, ancak kısmi rehin cirosu yapılamaz (Pulaşlı, Hasan: Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları, Ankara 2011, s. 181). Aynı Kanun’un 818. maddesinde ise poliçeye dair bazı hükümlerin çekler hakkında da uygulanacağı belirtilmiş olup, adı geçen maddede rehin cirosu ile ilgili olarak 689. maddeye yapılmış bir atıf bulunmadığından çekte rehin cirosu yapılamaz ve çekin sadece tahsil veya temlik cirosuyla verilmesi mümkündür. Çekte rehin cirosu yolunun kapatılmasının sebebi, çekin kural olarak ödeme vasıtası olmasıdır. Kısa süre içinde ödenmesi şart bulunan bir senedin, teminat kabilinden ciro edilmesi uygun görülmemiştir. Bir ödeme vasıtası olarak ibraz edildiği anda ödenmesi gereken çek bedelinin tahsil edilip rehnolunmasının daha devamlı ve emin bir teminat teşkil edeceği tabiidir. Aynı şekilde çekin, Türk Medeni Kanunu’nun rehne ilişkin hükümlerinden yararlanılarak rehnedilmesi imkânı da vardır (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2012, s.278 vd.). Nitekim, aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.05.2018 tarihli ve 2017/19-817 E., 2018/1145 K. sayılı kararında da değinilmiştir(Yargıtay HGK; 2019/(19)11-59 E, 2022/46 K)
48.Davacı vekili, Antalya 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/251 esasında, …bank’a karşı açtığı davada özetle; davaya konu …seri nolu …vade tarihli …Bankasına ait … TL bedelli çek yönünden borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir. Dosyada yer alan çek fotokopisine bakıldığında, …bank’ın çeki tahsil için ibraz ettiği anlaşılmaktadır. Çekin arka yüzünde; “ibraz eden ve tahsil/karşılıksız işlemi yapılmasını talep eden” ibaresi yer almaktadır. Bu açıklamalar ışığında, davalı …bank A.Ş.’nin vekil hamil olduğu ve somut olay bakımından bu davada husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla; birleştirilen Antalya 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/251 esaslı dosya bakımından davanın husumetten (pasif taraf sıfatı) reddine karar vermek gerekmiştir.
“…Dava konusu çekteki cironun temlik cirosu olmayıp,tahsil cirosu olduğu ve lehtar şirket adına vekaleten işlem yapıldığına dair …bank A.Ş. kaşe ve imzasının bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmakta olup,bu durumda davalı …bank A.Ş.’nin vekil hamil olduğu ve somut olay bakımından bu davada husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek bu davalı yönünden husumetten red kararı verilmesi ve bunun sonucu olarak hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi gözetilerek maktu vekalet ücretini geçmemek üzere nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.’ (Y.19.H.D. 2016/13766 E. 2017/3904 K. Sayılı kararı) “
(Gaziantep BAM 11. HD., 2020/666 E, 2020/1331 )
49.Davacı vekili, Antalya 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/294 esasında, …Bankasına karşı açtığı davada özetle; …seri nolu …vade tarihli …TL bedelli, …seri nolu …tarihli …TL bedelli çek yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. …seri nolu …tarihli …TL bedelli çek’e bakıldığında, çekteki cironun tahsil cirosu olduğu açıkça belirtilmiştir. Yukarıda anılan Gaziantep BAM ve kararda anılan Yargıtay 19. HD kararına gereği, davalı …Bankası A.Ş.’nin bu çek bakımından vekil hamil olduğu ve somut olay bakımından bu davada husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla; birleştirilen Antalya 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/294 esaslı dosyası bakımından davanın husumetten (pasif taraf sfatı) reddine karar vermek gerekmiştir. …seri nolu … vade tarihli … TL bedelli çek yönünden ise çekte tahsil cirosu olduğunu gösterir her hangi bir kayıt yoktur. Ancak, burada davalı …Bankası faktoring ilişkisinin tarafı değildir. 6361 sayılı Kanun’un 9/3 maddesinin faktoring ilişkisi tarafların haricindeki kambiyo borçluları bakımından geçerli olduğu bilinmekle beraber; 6361 sayılı kanunun 9/3 maddesi; “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun” hükmünü düzenlemektedir. Türk Ticaret kanunu m. 792 gereği de; Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Dosyada, …seri nolu … vade tarihli … TL bedelli çek yönünden, davalı …Bankası’nın bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini, kötü niyetli olduğunu gösterir bir delil dosyada mevcut değildir/ davacı tarafça ispata yarar böyle bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle, …seri nolu …vade tarihli … TL bedelli çek yönünden ret kararı (husumetten değil) vermek gerekmiştir.
50.Son olarak üst yargı denetimine elverişlilik açısından bir hususa daha değinmek gerekmektedir. Dosyaya bakıldığında; …BANK’ın dosya arasında mevcut 09/05/2018 tarihli yazı cevabında, …seri nolu … vade tarihli … Bankasına ait …-TL, tutarlı çek ve … seri nolu … vade tarihli … Bankasına ait …-TL tutarlı çeklerin ödendiği; 04/04/2018 tarihli yazı cevabında da … seri nolu …vade tarihli … Bankasına ait …-TL tutarlı çekin ödendiği; 20/03/2018 tarihli yazı cevabında …seri nolu … vade tarihli … Bankasına ait …-TL tutarlı çekin ödendiği; 06/06/2018 tarihli yazı cevabında …seri nolu … vade tarihli çekin ödendiği anlaşılmaktadır. Buna göre bir kısım çekler ödenmiştir.
51.Yargıtay HGK, 2019/(19)11-674 E, 2022/233 K sayılı güncel emsal ilamında da belirtildiği üzere; Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), Ankara 2013, s. 346). Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır.
52.Kabule göre, kendiliğinden istirdat davasına dosyanın dönüşmesi için icra takibi temelinde bir iddia ileri sürülmesi gerekir. Dosyada bu husus yoktur. Her ne kadar ödeme olgusu bazı çekler hakkında var ise de bu husus davayı kendiliğinden istirdat davasına dönüştürmez.
Benzer yönde;
“… Borçlunun menfi tespit davası açmış olması halinde menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı verilmez ve borç icra dosyasına ödenirse menfi tespit davası İİK’nın 72/6. maddesine göre kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. Somut olayda davacı, çeklerin ibrazı üzerine dava dışı ciranta hamile ödemede bulunmuştur. Dolayısıyla davacının aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle icra dosyasına ödediği bir bedel olmadığından menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşmeyecektir. Davacının dava dilekçesinde alacak talebi de bulunmadığından, mahkemece davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespitine yönelik karar verilmesi gerekirken, HMK’nın 24. maddesine aykırı olacak şekilde talep edilmeyen husus hakkında karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. ….”
(Yargıtay 11. HD., 2021/1900 E, 2022/3971 K)
HÜKÜM/Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
(ASIL DAVA YÖNÜNDEN)
1-Davanın KABULÜ İLE;
Davacının, davalı …LİMİTED ŞİRKETİ’ne …seri nolu … vade tarihli … Bankasına ait …-TL, tutarlı çek, … seri nolu …vade tarihli … Bankasına ait …-TL tutarlı çek, … seri nolu … vade tarihli … Bankasına ait …-TL tutarlı çek, … seri nolu … vade tarihli …Bankasına ait …-TL tutarlı çek, …seri nolu … vade tarihli … Bankasına ait …-TL tutarlı çek, … seri nolu … vade tarihli …Bankasına ait …-TL’lik çekler yönünden; davalı …FAKTORİNG A.Ş’ye anılan çeklerden … seri nolu … vade tarihli … Bankasına ait …-TL tutarlı çek, …seri nolu … vade tarihli … Bankasına ait …-TL’lik çekler yönünden; davalı … FAKTORİNG AŞ’ye anılan çeklerden …seri nolu … vade tarihli … Bankasına ait …TL tutarlı çek, … seri nolu … vade tarihli …Bankasına ait …-TL tutarlı çekler yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 35,90 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 2.476,24 ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 7.428,71 ₺ (TL) harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 2.512,14 ₺ (TL)’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 4.000,00 ₺ (TL)’nin (dosyada …Faktoring’e, …Bankası ve …bank’a karşı yapılan tebligat giderleri/yargılama giderleri hesaba katılmamıştır; çünkü …Faktoring AŞ ye karşı ayrı bir birleştirilen dava vardır. Diğer davalılar için ise ret kararı verilmiştir) davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
7-Davalılarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerine bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 22.750,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
(ASIL DAVA İLE BİRLEŞEN ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/251 ESAS SAYILI DOSYASI BAKIMINDAN)
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatan 35,90 ₺ (TL) başvuru harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün niteliği ve tarihi dikkate alınarak, alınması gerekli 80,70 ₺ (TL) maktu karar ret harcının, davacı tarafça yatırılan 426,94 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-İş bu dosya yönünden, davalı aleyhine yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya (…bank AŞ) verilmesine,
6-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
(ASIL DAVA İLE BİRLEŞEN ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/294 ESAS SAYILI DOSYASI BAKIMINDAN)
1-Davanın, dava konusu …seri nolu … vade tarihli …Bankasına ait …-TL tutarlı çek yönünden husumetten; …seri nolu … vade tarihli … Bankasına ait …-TL tutarlı çek yönünden esastan olmak üzere REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatan 35,90 ₺ (TL) başvuru harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün niteliği ve tarihi dikkate alınarak, alınması gerekli 80,70 ₺ (TL) maktu karar ret harcının, davacı tarafça yatırılan 768,49 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-İş bu dosya yönünden, davalı aleyhine yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya (…Bankası AŞ) verilmesine,
6-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
(ASIL DAVA İLE BİRLEŞEN ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/203 ESAS SAYILI DOSYASI BAKIMINDAN)
1-Davanın KABULÜ İLE;
Davacının, davalı …LİMİTED ŞİRKETİ ve davalı …AŞ’ye …seri nolu … vade tarihli … Bankasına ait …-TL tutarlı çek yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 35,90 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 341,55 ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 1.024,65 ₺ (TL) harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 377,45 ₺ (TL)’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 4.056,60 ₺ (TL)’nin (dosyada …Bankası ve …banka karşı yapılan tebligat giderleri hesaba katılmamıştır) davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 4.000,00 TL bakımından asıl davada kurulan hükmün (6) numaralı hüküm fıkrası ile tahsilde tekerrür edilmemesine,
7-Davalılarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerine bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacı bakımından davalı …Şirketi aleyhine tahsilde tekerrür edilmemesine,
9-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili …ile davalı …Bankası vekili …, davalı …Bank vekili …ile e- duruşma talep eden davalı …faktoring vekili …’ün yüzlerine karşı diğer davalıların yokluklarında verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır