Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/766 E. 2018/479 K. 22.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/766
KARAR NO : 2018/479
DAVA : Tazminat (Ticari İşletme Kirası Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 22/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari İşletme Kirası Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf vekili aracılığıyla müvekkili şirket ile arasında … Başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu belirterek ve iş bu sözleşmeye dayanarak müvekkili şirket aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, icra dosyasına yasal süresi içerisinde haklı bir şekilde itirazda bulunulmuş ve icra müdürlüğü tarafından haklı itirazlarının kabulüne karar verilerek ispat külfeti davalı … üzerine bırakıldığını, davalı taraf Antalya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. -… K. sayılı dosyası ile itirazın kaldırılması ve tahliye talepli dava ikame etmiş ve Yerel mahkeme tarafından haklı itirazlar göz ardı edilerek davalının açtığı davanın kısmen kabulü ile, 8.774,07 TL itirazın kaldırılmasına ve … adresindeki iş yerinden müvekkili davacı şirketin tahliyesine karar verildiğini, tamamen haksız olarak verilen bu karara karşılık süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … E.-…K. Sayılı istinaf kararı ile başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine dair karar verildiğini, davalı tarafın yaptığı tüm işlemlerin haksız ve usule aykırı olduğunu bildiği halde; İİK m.68 gereğince imzası ikrar edilmiş bir belge olmaksızın icra mahkemesi kararı ile tahliye kararı almasının hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu bilmesine rağmen , icra mahkemesi kararını derhal icra dairesi kanalı ile infaz etmiş ve müvekkili şirketin iş yerine haciz ve tahliye işlemleri için gelerek müvekkil şirketin itibarını zedeleyerek haksız bir şekilde iş yerinden tahliyesini sağladıklarını, zira; müvekkili şirketin … çapında 35 yılı aşkın bir süredir matbaa sektöründe herkesçe bilinen, … kayıtlı ulusal marka değeri olan bir şirket olduğunu, davalının haksız eylemleri neticesinde müvekkil şirketin yıllık kazancı ve müşteri portföyü olumsuz etkilenmiş ve hali hazırda hem maddi hem de manevi zarara uğradığını ileri sürerek, davalının hukuka aykırı eylemleri ve haksız tahliye sebebiyle uğranılan maddi zarar ile ticari kazanç kaybının, fazlaya ilişkin haklarımız saklı tutularak şimdilik 16.500,00 TL ‘lik kısmının, müvekkil şirketin patentli marka değerinin ve ticari itibar kaybının manevi tazmini için 50.000,00 TL.’nin davalının haksız eylemlerinin ve başladığı tarihten itibaren mevduata uygulanan en yüksek avans faiziyle birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … tarihli cevap dilekçesinde; davacının beyan ettiği mahkeme ve icra dosyalarından alacağının olması nedeniyle yasal takip başlattığını, Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından şirketi yönüyle kira alacağına yönelik takip başlatıldığını, akabinde Antalya …İcra Hukuk Mahkemesinin lehine karar verildiğini, akabinde yasal işlemler başlattıklarını, davacının borca batık bir şirket olduğunu, davacı tarafın kendine ait olan ve haciz şerhi bulunan malzemeleri bir üçüncü kişiye satarak kayıplara karıştığını, ayrıca … sorgulaması yapıldığında davacının güncel bir adres bildirmediğinin görüldüğünü, dava dilekçesinde haksız mahkeme kararları ve haksız tahliye neticesinde mağduriyetinin doğduğu savının hukuksal ve mantıksal bir gerekçesi bulunmadığını belirterek davacının açmış bulunduğu haksız ve dayanaksız davanın reddini istemiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, kira sözleşmesine dayalı haksız tahliye nedeniyle davacı kiracı tarafından açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 28/03/2018 tarih, 2017/3718 Esas, 2018/3160 Karar sayılı emsal içtihadında; “…01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda, uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmakta olup, dava; 09.10.2014 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde belirtilmiştir.
Dava konusu somut olayda, yukarıda belirtilen kanun maddesi doğrultusunda yapılan değerlendirmede:Bütün dosya kapsamı değerlendirildiğinde, 6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde kiralanan taşınmazların 2004 sayılı İİK’nun ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinin görevinde olduğu düzenlenmiş olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden doğduğu anlaşılmakla, davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu sonucuna ulaşılmış, mahkemenin görevli olup olmadığının yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermek gerekmiş,oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının GÖREV DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli ve yetkili ANTALYA NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
2-Dava dosyasının süresi içinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
3-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde HMK’nun 20/2-son ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair; davacı vekili ve davalının yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2018

Katip …
¸E- İmzalı

Hakim …
¸E- İmzalı