Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/738 E. 2018/459 K. 20.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/738
KARAR NO : 2018/459
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2017
KARAR TARİHİ : 20/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … – … E.K. Sayıl ıdosyasından verilen kararın kesinleştiği için … tarihinde tutunklanarak … Cezaevine konulduğunu, bu arada … tarihinde Antalya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayıl sebebiyle her iki dosyasadan da inafazının durdurulması ve yargılamanın yenilenmesi istenmiş her iki dosyadan da beyanları samim ve sabit görülerek infazın durduğunu, müvekkilinin yakınlarına herhangi bir tutuklama kararından ve aleyhinde başlatılan ceza davasından haberi olmadığını ve makeme veya savcı önnüde hiç ifade vermediğini söylemesi üzerine yakınları tarafından avukat olarak tarafına müracaa tedildiğini ve sanık hakkında devam eden davalar araştırıldığını müvekili aleyhinde başlatılan davalar ve icra dosyalarının tespit edildiğini, müvekkilinin ve ailesinin … senedir …’te dava dilekçesinde belirtilen adreste ikamet ettiğini bu hususda emniyet araştırması ve tanık ifadeleri ile ortaya çıkarılabilceğini, tebligat yapılan adreslerle müvekkilinin bir ilgisinin olmadığını, taraflarınca yapılan araştırmada …’in sahte düzenlediği … adına olan kimlikle bankalardan kredi çektiği çek karnesi aldığı imza sirküsü çıkardığı …ten abone aldığını, avea ve diger gsm firmalarnıdan hat açtırdığı müvekkil adına sahte imza atan ve müvekkilin adına olan kimliği kullanan …’in müvekkil adına pasaport çıkarttığı ve bu pasaportla yurt dışına çıktığının da öğrenildiğini, tüm bu pasaport ve ehliyetlerinde iptali için ilgili kurumlara müracaat edildiğini, müvekkili adına atılan imzaların müvekkiline ait olmadığını, müvekkilini nhiçbir zaman davalıdan kredi kartı almadığını, davalının haksız eylemi sebebi ile sicilinin bozulduğunu, müvekkilinin olayların mağduru olduğunu, sahtecilik sebebi ile takibin tedbiren teminatsız olarak durdurulması ile borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği, davalı tarafından herhangi bir beyanda bulunulmadığı görüldü.
Davalı bankaya yazılan yazı cevabından: Davanın ihtiyaç kredisi sözleşmesinden kaynaklandığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, davacının kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle dava dışı üçüncü kişi tarafından davalı bankadan çekilen kredinin tahsili amacıyla davacı hakkında yapılan ilamsız takipten sonra İİK. 72/3. Maddesi gereğince davacı tarafından açılan menfi tespit davasıdır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 06/10/2016 tarih, 2016/1683 Esas, 2016/8594 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın ihtiyaç kredisi ile ilgili olduğu, kredi kartı ödemesiyle ilgili olsa da bankacılık işleminden kaynaklanmadığı, her iki tarafın ticari işletmesi ile de alakalı olmadığı, davacıların ve murislerinin tacir olmadığı, müşteri veya tüketici olduğu, TTK 4 maddesi gereğince davanın mutlak ticari nitelikte bulunmadığı, 4077 sayılı …. Kanun kapsamında kalıp … görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddine, kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde dosyanın görevli … gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davanın … tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasadan sonra açılmasına, 6502 sayılı Yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, davacı mirasçıların murisi müteveffa …nın tüketici konumunda olup davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesinin bir tüketici işlemi olması, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğinin anlaşılmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA….” şeklinde belirtilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 Sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemlerinden doğan uyuşmazlık niteliğinde olduğu, davaya bakmak görevinin Tüketici Mahkemesi’ne ait olduğu anlaşılmakla davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar kesinleştiği tarihten, kanun yoluna gidilipte başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş, oluşan vicdani kanaatle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli NÖBETÇİ ANTALYA TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Dava dosyasının süresi içinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde HMK’nun 20/2-son ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/06/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza