Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/735 E. 2019/30 K. 21.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/735
KARAR NO : 2019/30
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2017
KARAR TARİHİ : 21/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankaları …Ltd. Şti.’ne ait 3 adet karşılıksız çekin yasal garanti tutarları anılan şubeden talep edilmeksizin icra takibine konu edildiğini ve müvekkili banka aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü …/… E. – …/… E. ve …/… E. Sayılı dosyalar ile ilamsız icra takipleri başlatıldığını, ödeme emirlerinin tebliğinin akabinde şube yetkilileri davalı … Ltd. Şti. yetkilileri ile bağlantıya geçildiğini ve şirket yetkilileri icra takiplerinin sehven başlatıldığını, müvekkili aleyhine açılmış olan icra takiplerinden ivedilikle vazgeçeceklerini bildirdiklerini, ancak geçen süreçte icra takiplerinin kesinleştiğini ve haciz baskısı altında kalan banka yasal garanti tutarlarına ilişkin olarak icra dosya borçlarını tüm ferileri ile birlikte ödemek zorunda kaldıklarını, müvekkili Banka her bir çek için yasal garanti tutarı olan 1.290,00-TL olmak üzere toplamda 3.870,00-TL ödeme yapması gerekirken; her bir icra dosyası için 1.728,20-TL olmak üzere toplamda 5.184,60-TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, müvekkili Banka bu ödemeleri ihtirazı kayıtla yaptığını, davalı tarafından, haksız yere para tahsil edildiğinden ve müvekkili Banka mevcut icra takipleri nedeni ile borcu olmayan 1.314,60-TL fazla ödeme yapmak zorunda kaldığından bu paranın geri alınması için dava açılması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haklı davanın kabulü ile müvekkili Banka’nın davalıya borçlu olmadığının tespitine, müvekkil Banka’nın borcu olmadığı halde icra tehdidi altında fazladan ödemek zorunda kaldığı 1.314,60-TL’nin ödeme tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdatına ve bu paranın müvekkil Banka’ya ödenmesine, davalının müvekkil Banka’yı zarara soktuğu için faizli toplam alacak miktarı üzerinden % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili … tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çek bedellerini tahsili amacıyla dilekçeye ekli çek suretlerinden de görüleceği üzere çekler ibraz süreleri içinde davalı yanca bankaya ibraz edildiğini, çek arkalarına karşılıksız ibaresi bankaca kaşelendiğini, ibraz ile birlikte karşılıksız çekin güvence bedelini ödemekle yükümlü olan banka bu bedeli ödemekten kaçırmış karşılıksız kaşesi ile çek asıllarını şirket yetkilisine teslim ettiğini, oysa ki banka çek güvence bedelini hangi şubeye ibraz edilirse o şubeden ödemekle yükümlü olduğunu, takibe konu ödeme emri 19.10.2017 tarihinde bankaya yapıldığını, ancak davacı banka itiraz süresi içinde bu takiplere ilişkin itiraz etmediğini,takiplerin kesinleştiğini, tacir olan davacının, bu gibi ticari hayata uymayan yersiz basiretsiz bir beyanla bu mesnetsiz davayı hangi düşünceyle açmış olduklarını anlayamadıklarını, ödemenin haksız olduğunu düşünmekte ise icra dosyalarına süresinde itiraz ile hukuki hakkını kullanması gerektiğini, davacının iddia ettikleri bu duruma kendi basiretsiz tutumları nedeniyle sebep olduklarını, sonrasında davalının bankayı zarara uğrattığı iddiaları ile kötü niyetli olarak böyle bir yol izlemesinin kabul edilemeyeceğini, kötü niyetle olarak açılması sebebiyle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddine, dava konusu alacağın %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında;
Davacı bankaya çeklerin sunulup sunulmadığı, halen bankada olup olmadığı hususunda müzekkere yazılmış, … tarihli cevabi yazıda; davacı banka şube müşterisi … Ltd.Şti … nolu çeklerin yasal sorumluluk bedellerinin ödenmesi talebi ile çek asılları şubelerine ibraz edilmediğini, … tarihi itibariyle çeklerin şubelerinde bulunmadığını bildirmişlerdir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Davanın, davacı banka müşterisi olan üçüncü kişiye ait çeklerin karşılıksız çıkması sebebiyle bankadan yasal sorumluluk bedeli talep edilmeden icra takibine konu olması sebebiyle banka tarafından yasal sorumluluk bedeli ile icra takip giderlerinin ödenmesinden sonra bankanın doğrudan bankaya başvuru yapılmaması sebebiyle ödemek zorunda kaldığı yasal sorumluluk bedeli dışındaki kısım yönünden açılan istirdat istemine ilişkin olduğu anlaşıldı.
5941 Sayılı Çek Kanunun 8/4. Maddesinde “…Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dahil, kısmi ödeme yapılmaz. Bu durum, muhatap bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ancak, takas odaları aracılığıyla ibraz edilen çekin, hesapta yeterli karşılığının olmadığının belirlenmesi halinde muhatap banka tarafından, hesapta bulunan kısmi karşılık tutarı, çeki ibraz eden hamil lehine onbeş gün süreyle bloke edilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 gün, 2015/16876 Esas, 2016/6571 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Mahkemece yapılan yargılama sonunda; çek asıllarının ibraz edilmesi şartıyla, 13 adet çekin banka sorumluluk bedellerinin bankaca ödenmesi gerektiği, çeklerin takas odalarından arkasının yazdırılmış olmasının bu çeklerin banka sorumluluk tutarlarının ödenmesine engel teşkil etmediği, takip tarihi olan 05.11.2013 tarihi itibarıyla her bir çek yaprağı için davalının 615 TL ödeme yükümlülüğü olduğu, ancak davacının takipteki talebi ile bağlı kalınarak 5.070 TL asıl alacak ve 05.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek % 9,5 reeskont faiz oranı için itirazın iptaline ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunma Hakkındaki Kanunun 4814 sayılı Yasayla eklenen 6/4 maddesi uyarınca; “takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 10. maddede belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılmaz.” 20.12.2009 tarih ve 27438 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanununun 8/4 maddesinde ise; “takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için 3. maddenin 3. fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılamaz. Bu durum, muhatap bankanın sorumluluk tutarı ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü gibi her iki yasada da takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak 3167 sayılı Yasanın değişik 6/4 maddesinde mevcut olmayan bir hüküm 5941 sayılı Yasanın 8/4 maddesine konularak kısmi ödeme yapılmayacağına ilişkin bu durumun muhatap bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı düzenlenmiştir.
Bu durumda somut olay bakımından hangi yasa hükmünün uygulanacağının saptanması gerekmektedir. Zira 3167 sayılı Yasanın 6/4 maddesi hükmünün uygulanması gerektiği sonucuna varıldığı takdirde başkaca hiçbir araştırma yapılmasına gerek bulunmaksızın takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için yasada belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılamayacağı ve bankanın bu şekilde ibraz edilmiş çekler yönünden sorumluluk miktarını ödeme yükümü altına sokulamayacağının kabulü gerekir.
5941 sayılı Yasanın 8/4 maddesi hükmünün uygulanması gerektiği sonucuna varılması halinde de çeklerin takas odaları aracılığıyla ibraz edilmesinin muhatap bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı hükmünden hareketle çek aslının bankaya bırakılması halinde bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünün söz konusu olacağı gözetilerek yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda bir karar verilmesi gerekecektir.
5941 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin 3. bendinde, “Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, 3167 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü yer almaktadır. Davalı banka, uyuşmazlığın eski çeklerle ilgili olduğunu savunduğuna göre öncelikle somut olayda uygulanacak yasa hükmünün tespiti açısından bu yöndeki savunmanın değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kaldı ki; davalı bankanın ödeme yükümlülüğünün doğması için çek asıllarının davacı yanca bankaya bırakılması zorunludur. Dava dosyasında çek asıllarının bankaya bırakıldığına dair bir iddia ve delil de bulunmamaktadır. Davacıdan çeklerin asıllarının davalı bankaya bırakıldığına dair davalı bankadan sadır yazılı bir belgesi olup olmadığı sorularak yukarıda açıklanan hususlar da araştırıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi…” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddesi ve emsal içtihad doğrultusunda yapılan değerlendirmede: Dava konusu çeklerin 2015 basım tarihli olduğu, dolayısıyla uygulanması gereken kanunun 3167 sayılı yasa değil, 5941 sayılı yasa olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından izlenmesi gereken yolun Muhatap bankaya çek sorumluluk bedelinin ödenmesi yönünde talepte bulunulması, bankanın ödeme yapmaması halinde icra takip yoluna başvurulmasıdır. Zira, yukarıda belirtilen yasal düzenleme kapsamında Takas odası aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için sorumluluk bedelinin ödenmeyeceği, ancak bu durumun muhatap bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, anılan yasa maddesinin açık hükmüdür. Davalı alacaklı tarafça icra takibi yapılmadan önce bankaya başvurulması nedeniyle banka çek sorumluluk bedeli dışında takip dosyasına ödeme yapmak zorunda kaldığı, yapılan bu ödemenin önce bankadan talepte bulunulmaması sebebiyle davalıdan talep edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığının kabulü ile davacının çek sorumluluk bedeli dışında kalan ödemeler nedeniyle açtığı istirdat isteminin kabulüne karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE; buna göre, Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas, …/… Esas ve …/… Esas sayılı takip dosyalarında davacının ödediği toplam 1.314,60 TL’nin ödeme tarihi olan 09/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 89,80-TL.harçtan peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 58,40-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan; 67,40-TL ilk dava masrafı, 84,00-TL davetiye, 16,80-TL müzekkere giderinden ibaret toplam 168,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan gider avansından dosyada kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinde karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 1.314,60-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2019

Katip …
¸E- İmzalı

Hakim …
¸E- İmzalı