Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/706 E. 2018/489 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/706
KARAR NO : 2018/489
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2017
KARAR TARİHİ : 04/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; … günü … saatlerinde davalı …’a ait … plakalı aracın …’in sevk ve idaresinde iken, …’ün sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araçla çarpışması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen kaza sonucu sürücülerden …’ün kullandığı … plakalı araçta 21.243,00 TL’lik hasarın meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde i… plakalı aracın sürücüsü …’de dolayısıyla araç maliki …’da olduğunu, kaza sonrası hastanede yapılan muayenede …’in alkollü olduğunun tespit edildiğini, kazanın meydana gelmesinde sürücü ve araç sahibinin asli kusurlu olduğunu, müvekkili şirketin TTK M. 1301 uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu taraflarcı … tarihinde hem araç maliki davalı …’a hemde … ait aracın sürücüsü …’e yönelik … esas sayılı dosyası ile … İcra Dairesinde icra takibi başlatıldığını ve borçlulardan …’ın … tarihinde borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, müvekkili şirkete halen borçlu bulunan ve haksız yere takibe itiraz eden borçluların yapmış oldukları haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özet; Davacı-alacaklı taraf ile müvekkili arasında yapılan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında müvekkiline ait … plakalı aracın sigortalandığını, müvekkilinin maliki olduğu aracın … sevk ve idaresinde iken … tarihinde trafik kazasına karıştığını, ancak davacı taraf şahsın yanındaki arkadaşı alkollü olduğu tespit edilen …’in sürücü olduğu iddiasıyla düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağı’na göre kusurlu sürücünün … olduğu iddiasıyla kazaya karışan … plakalı araçta meydana gelen zararın tazmini için müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, Sürücü …’in kazada alkollü olmasından dolayı kusurlu olduğu ve dolayısıyla müvekkilinin kusurlu olduğunu kabul etmesinin mümkün olmadığını olay anında kaza tutanaklarına …’in sürücü olduğu geçmiş olsa da sonrasında açılan soruşturma neticesinde alınan ifadesinde sürücünün kendisi olmadığı ve sürücünün alkollü olmayan … olduğu açıklandığını ve haklarında Antalya … Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın kesinleşmediğin ve istinaf aşamasında olduğunu, sürücünün alkollü olan … mi alkolsüz olan … mu olduğunun kesinlik kazanmadığını, buna göre kazadaki kusurun … plakalı araç sürücünde mi veya müvekkile ait araçtaki sürücüde mi olduğu da kesinlik kazanmadığını, müvekkili ile anılan icra takibine yaptığı itirazda haklı olduğunu, takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu belirterek haksız ve mesnetsiz davasının reddi ile % 20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davanın reddini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle ZMMS tarafından ödenen hasar bedelinin kazaya karışan sigortalı aracın sürücüsünün alkollü olması sebebiyle rücuen tahsili istemi ile sigortalı davalıya karşı yapılan ilamsız takipte sigortalı davalı tarafından yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığının res’en araştırmakla yükümlüdür.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
(l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.Aynı kanunun 83. Maddesinde ise “bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26/04/2018 gün 2018/415 E. 2018/4529 K. Sayılı emsal içtihadında; “…Dava, ZMSS sözleşmesine ve ZMSS Poliçesi Genel Şartlarına dayanılarak, sigortalı hakkında açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
1-Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup mahkemelerce yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/l maddesi uyarınca davalının tüketici sayıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde bulunduğu, aynı yasanın 73/1 maddesi gereğince tüketici işleminden kaynaklı davalara Tüketici Mahkemelerince bakılacağı, yasanın 83/2 maddesinde de diğer kanunlarda hüküm olması halinde dahi 6502 sayılı Yasanın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından, 6502 sayılı Yasanın 3/l, 73/1 ve 83/2 madde hükümleri uyarınca; uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemesi görevli olup, Mahkemece, ayrıca tüketici mahkemesi var ise görevsizlik, yok ise davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır…” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanuni düzenleme ve emsal içtihat kapsamında yapılan değerlendirmede; Taraflar arasındaki ilişkinin ZMMS sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği nazara alınarak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2.m.uyarınca davanın usulden reddi ile kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli ve yetkili Antalya Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Dava dosyasının süresi içinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde HMK’nun 20/2-son ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza